SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

LİBAS BAHSİ

<< 2127 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

122 - (2127) حدثنا يحيى بن يحيى. قال: قرأت على مالك عن ابن شهاب، عن حميد بن عبدالرحمن بن عوف؛ أنه سمع معاوية بن أبي سفيان، عام حج، وهو على المنبر، وتناول قصة من شعر كانت في يد حرسي. يقول:

 يا أهل المدينة! أين علماؤكم؟ سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم ينهى عن مثل هذه. ويقول (إنما هلكت بنو إسرائيل حين اتخذ هذه نساؤهم).

 

[ش (قصة) قال الأصمعي وغيره: هي شعر مقدم الرأس المقبل على الجبهة. وقيل: شعر الناصية.

(حرسي) كالشرطي، وهو غلام الأمير].

 

{122}

Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Mâlik'e İbni Şihab'dan dinlediğim, onun da Humeyd b. Abdirrahman b. Avf'dan rivayet ettiği, onun da hac yolunda Muâviye b. Ebî Süfyân'dan minber üzerinde dinlediği şu hadîsi okudum.

 

Muâviye bir polisin elindeki perçemi alarak :

 

— Ey Medîneliler! Ulemanız nerede? Ben Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i bu gibi şeylerden nehyederken işittim. Hem:

 

«Benî İsrail ancak kadınları bunu yaptıkları zaman helak olmuştur.» buyuruyordu,  dedi.

 

 

(2127) - حدثنا ابن أبي عمر. حدثنا سفيان بن عيينة. ح وحدثني حرملة بن يحيى. أخبرنا ابن وهب. أخبرني يونس. ح وحدثنا عبد بن حميد. أخبرنا عبدالرزاق. أخبرنا معمر. كلهم عن الزهري. بمثل حديث مالك. غير أن في حديث معمر (إنما عذب بنو إسرائيل).

 

{…}

Bize İbni Ebî Ömer rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân b. Uyeyne rivayet etti. H.

Bana Harmele b. Yahya da rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki): Bana Yûnus haber verdi. H.

Bize Abd b. Humeyd dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Abdürrezzâk haber verdi. (Dediki): Bize Ma'mer haber verdi. Bu râvilerin hepsi Zührî'den Mâlik'in hadîsi gibi rivayette bulunmuşlardır, Yalmz Ma'mer'in hadîsinde :

 

«Benî İsrail ancak azâb olundu...» cümlesi vardır.

 

 

123 - (2127) حدثنا أبو بكر بن أبي شيبة. حدثنا غندر عن شعبة. ح وحدثنا ابن المثنى وابن بشار. قالا: حدثنا محمد بن جعفر. حدثنا شعبة عن عمرو بن مرة، عن سعيد بن المسيب. قال:

 قدم معاوية المدينة فخطبنا وأخرج كبة من شعر. فقال: ما كنت أرى أن أحدا يفعله إلا اليهود. إن رسول الله صلى الله عليه وسلم بلغه فسماه الزور.

 

[ش (كبة) هي شعر مكفوف بعضه على بعض].

 

{123}

Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivayet etti.  (Dediki): Bize Gunder, Şu'be'deıı rivayet  etti. H.

Bize İbni Müsennâ ile İbni Beşşâr da rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Muhammed b. Cafer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be Amr b. Mûrra'dan, o da Saîd b. Müseyyeb'den naklen rivayet etti. (Şöyle demiş)

 

Muâviye Medine'ye geldi de bize hutbe okudu. Ve bir yumak saç çıkararak bunu yahûdilerden başka hiç bir kimsenin yapacağını zannetmezdim. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bunu duydu da zûr ismi verdi dedi.

 

 

124 - (2127) وحدثني أبو غسان المسمعي ومحمد بن المثنى. قالا: أخبرنا معاذ (وهو ابن هشام). حدثني أبي عن قتادة، عن سعيد بن المسيب؛ أن معاوية قال ذات يوم:

 إنكم قد أحدثتم زي سوء. وإن نبي الله صلى الله عليه وسلم نهى عن الزور. قال: وجاء رجل بعصا على رأسها خرقة. قال معاوية: ألا وهذا الزور. قال قتادة: يعني ما يكثر به النساء أشعارهن من الخرق.

 

{124}

Bana Ebû Gassân EI-Mismaî ile Muhammed b. Müsennâ dahî rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Muâz (Bu zat İbni Hişam'dır) haber verdi. (Dediki): Bana babam, Katâde'den, o da Saîd b. Müseyyeb'den naklen rivayet ettiki, bir gün Muâviye şunu söylemiş.

 

Gerçekten siz kötü bir kılık meydana çıkardınız. Nebiyyullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şüphesiz zûr'dan nehyetmiştir, Derken bir adam ucunda bez parçası bulunan bir sopa ile geldi. Muâviye: Dikkat edin! Bu da zûr'dur, dedi. Katâde: «Kadınların saçlarını çoğalttıkları bez parçalarını kastediyor» demiş.

 

 

İzah:

Bu hadîsi Buhârî «Kitâbu'l-Enbiya» ile «Kitâbu'l-Libâs»'da; Ebû Dâvûd «Kitâbu't-Teraccûl»'de; Tirmizî «İstizan» bahsinde; Nesâî «Kitâbu'z-Zîne»'de muhtelif râvilerden tahrîc etmiş­lerdir.

 

Hac yılından murâd Hz. Muâviye'nin hilâfeti zamanında yaptığı son hacadır ki : Elli bir yılına tesadüf eder. Hz. Muâviye hutbesini Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimizin minberi üzerinde îrad etmiştir.

 

Kussa: Başın ön tarafındaki saçlarıdır. Burada ondan murad bu saçlardan bir kısmıdır.

 

Haresi: Muhafız asker, polis mânâsına gelir. Hz. Muâviye'nin Medîneliler'e: «Ulemânız nerede?», diye hitab etmesi bazılarına göre o gün ulemânın azaldığına işarettir. Fakat Allâme Aynî bu te'vîli haklı olarak beğenmemiş «Sahabenin ekserisi öldülerse, onların yerine sayıca kendilerinden daha çok tabiînin büyük ve küçük birçok ulemâsı kâim olmuştur. Muâvjye'nin maksadı bu değildir. Onun maksadı ulemânın böyle bir münkeri ihmal etmelerini yüzlerine vurmak, onu değiştirmemek gafletini gösterdikleri için kendilerini tekdirdir. Hadîs-i şerif münkerâtı yok etmek için icâbında hükümdarın halkı tekdir ve tenbih edebileceğine delildir,

 

Kaadî İyâd diyor ki: «İhtimal Benî İsrail'e saçı perçem yapmak harammış ve bunu kullandıkları için helak edilmişlerdir. Bâzılarına göre Benî İsrail bu ve başka günahlar sebebiyle helak edilmişlerdir.»

 

Muaviye hadîsi münkerat zuhurunda âmmenin ceza göreceğine delildir.

 

Zur: Yalan, batıl ve töhmet demektir. Burada saç eklemek manasında kullanılmıştır.