SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

RÜ’YA BAHSİ

<< 2269 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

17-   (2269) حدثنا حاجب بن الوليد. حدثنا محمد بن حرب عن الزبيدي. أخبرني الزهري عن عبيدالله بن عبدالله؛ أن ابن عباس أو أبا هريرة كان يحدث؛ أن رجلا أتى رسول الله صلى الله عليه وسلم. ح وحدثني حرملة بن يحيى التجيبي (واللفظ له). أخبرنا ابن وهب. أخبرني يونس عن ابن شهاب؛ أن عبيدالله بن عتبة أخبره؛ أن ابن عباس كان يحدث؛  أن رجلا أتى رسول الله صلى الله عليه وسلم فقال: يا رسول الله إني أرى الليلة ظلة تنطف السمن والعسل. فأرى الناس يتكففون منها بأيديهم. فالمستكثر والمستقل. وأرى سببا واصلا من السماء إلى الأرض. فأراك أخذت به فعلوت. ثم أخذ به من بعدك فعلا. ثم أخذ به رجل آخر فعلا. ثم أخذ به رجل آخر فانقطع به. ثم وصل له فعلا. قال أبو بكر: يا رسول الله بأبي أنت. والله لتدعني فلأعبرنها. قال رسول الله صلى الله عليه وسلم "اعبرها" قال أبو بكر: أما الظلة فظلة الإسلام. وأما الذي ينطف من السمن والعسل فالقرآن. حلاوته ولينه. وأما ما يتكفف الناس من ذلك فالمستكثر من القرآن والمستقل. وأما السبب الواصل من السماء إلى الأرض فالحق الذي أنت عليه. تأخذ به فيعليك الله به ثم يأخذ به رجل من بعدك فيعلو به. ثم يأخذ به رجل من بعدك فيعلو به. ثم يأخذ به رجل آخر فينقطع به ثم يوصل له فيعلو به. فأخبرني يا رسول الله بأبي أنت أصبت أم أخطأت؟ قال رسول الله صلى الله عليه وسلم "أصبت بعضا وأخطأت بعضا" قال: فوالله يا رسول الله لتحدثني ما الذي أخطأت؟ قال "لا تقسم"

 

{17}

Bize Hâcib b. Velid rivayet etti. (Demişki): Bize Muhammed b. Harb Zübeyrî'den rivayet etti. (Demişki): Bana Zührî, Ubeydullah b, AbdiIIah'dan naklen haber verdi ki, İbni Abbâs veya Ebû Hureyre'nin rivayetine göre:

 

Bir adam Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gelmiş. H.

 

Bana Harmele b. Yahya Et-Tücîbi de rivayet etti. Lâfız onundur. (Demişki): Bize İbni Vehb haber verdi. (Demişki): Bana Yûnus İbni Şihab'dan naklen haber verdi. Ona da Ubeydullah b. Abdillah b. Utbe haber vermişki: İbni Abbâs bir adam'ın Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gelerek şunu söylediğini rivayet etmiş:

 

  Yâ Resûlallah! Ben bu gece rü'yamda yağ ve bal yağdıran bir bulut gördüm. Halkın da bundan elleriyle avuçladıklarını gördüm. Kimisi çok alıyordu, kimisi az. Bir de gökyüzünden yere ulaşan bir ip gördüm. Senin onu alarak yükseldiğini gördüm. Sonra senin ardından onu bir adam alarak yükseldi. Sonra onu bir başka adam aldı. Onda ip koptu. Sonra onun için ipi eklediler ve yükseldi.

 

Ebû Bekr dediki:

 

  Yâ resûlallah! Babam sana feda olsun! Vallahi bana müsaade buyurursan onu çok iyi ta'bir edeceğim. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Seliem):

 

«Onu ta'bir et!» buyurdu. Ebû Bekr :

 

  Bulut İslâm'ın bulutudur. Yağan yağ ve bal ise Kur'ân'dır, Onun lezzeti ve yumuşaklığıdır. İnsanların bundan avuçlamalarına gelince kimi Kur'ân'ı çok öğrenir, kimi az. Gökden yere ulaşan ip ise senin üzerinde bulunduğun hakdır. Onu tutuyorsun, Allah da seni onunla yükseltiyor. Bilâhare senden sonra gelen bir adam onu tutuyor ve onunla yükseliyor. Sonra; (yine) başka bir adam onu tutuyor. Ve onunla yükseliyor. Sonra onu başka bir adam tutuyor, onda ip kopuyor. Sonra bu adam için ip ekleniyor. Ve onunla yükseliyor. İmdi babam sana feda olsun bana haber ver yâ Resûlallah, isabet mi ettim? Hatâ mı? dedi. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Seliem):

 

«Bâzısında isabet ettin; bâzısında yanıldın.» buyurdular. Ebû Bekr:

 

  Vallahi yâ Resûlallah! Bana illâ söyle! Hata ettiğim nedir? dedi.

 

«Yemin etme!» buyurdular.

 

 

17-م - (2269) وحدثناه ابن أبي عمر. حدثنا سفيان عن الزهري، عن عبيدالله بن عبدالله، عن ابن عباس. قال

 جاء رجل النبي صلى الله عليه وسلم منصرفه من أحد. فقال: يا رسول الله إني رأيت هذه الليلة في المنام ظلة تنطف السمن والعسل. بمعنى حديث يونس.

 

{M-17}

Bize bu hadîsi İbni Ebi Ömer de rivayet etti, (Demişki): Bize Süfyân Zührî'den, o da Ubeydullah b. AbdiIIah'dan, o da İbni Abbâs'dan naklen rivayet etti. Şöyle demiş:

 

Bir adam Uhud tarafından ayrılarak Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Seliem)'e geldi ve:

 

— Yâ Resûlallah! Ben bu akşam rü'yada yağ ve bal yağdıran bir bulut gördüm... dedi.

 

Râvi Yûnus'un hadîsi mânâsında rivayette bulunmuştur.

 

 

17-م-2 - (2269) وحدثناه محمد بن رافع. حدثنا عبدالرزاق. أخبرنا معمر عن الزهري، عن عبيدالله بن عبدالله بن عتبة، عن ابن عباس أو أبي هريرة. قال عبدالرزاق: كان معمر أحيانا يقول: عن ابن عباس. وأحيانا يقول: عن أبي هريرة؛

 أن رجلا أتى رسول الله صلى الله عليه وسلم فقال: إني أرى الليلة ظلة. بمعنى حديثهم.

 

{M-17-2}

Bize Muhammed b. Rafi' de rivayet etti. (Demişki): Bize Abdürrezzâk rivayet etti. (Demişki): Bize Ma'mer Zührî'den, o da Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe'den, o da İbni Abbâs veya Ebû Hureyre'den naklen haber verdi. Abdürrezzâk demiş ki: Ma'mer bazan İbni Abbas'dan, bazan da Ebû Hureyre'den derdi, (Demişki): Bir adam Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gelerek:

 

— Ben bu gece bir bulut gördüm... dedi.

 

Ravi yukarkilerin hadîsi mânâsında rivayette bulunmuştur.

 

 

17-م-3- (2269) وحدثنا عبدالله بن عبدالرحمن الدارمي. حدثنا محمد بن كثير. حدثنا سليمان، وهو ابن كثير، عن الزهري، عن عبيدالله بن عبدالله، عن ابن عباس؛ أن رسول الله صلى الله عليه وسلم كان مما يقول لأصحابه "من رأى منكم رؤيا فليقصها أعبرها له" قال فجاء رجل فقال: يا رسول الله رأيت ظلة. بنحو حديثهم.

 

{M-17-3}

Bize Abdullah b. Abdirrahman Ed-Dârimî dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Kesîr rivayet etti. (Demişki): Bize Süleyman (bu zât İbni Kesîr'dir.) Zührî'den, o da Ubeydullah b. Abdillah'dan, o da İbni Abbas'dan naklen rivayet ettiki:

 

Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Seliem)'in ashabına söylediklerinden biri de şu idi:

 

«Sizden her kim rü'ya gördüyse onu anlatsınki, kendisine ta'bir edeyim.» Derken bir adam gelerek:

 

— Yâ Resûlallah, bir bulut gördüm... dedi.

 

Râvi yukarkilerin hadîsi gibi rivayette bulunmuştur.

 

 

İzah:

Bu hadîsi Buhârî «Kitabü't-Ta'bir»'de; Ebû Dâvud «Kitabü'l-Eynıan ve'n-Nuzûr»'da; Nesâî ile İbni Mâce «Rüya» bahsinde muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir.

 

Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Seliem)'den sonra ipten tutunanlar sıra ile Ebû Bekr, Ömer b. Hattâb ve Osman b. Affan (Radiyallahû anhum) hazerâtıdır. Hz. Osman'da ipin kopup tekrar bağlandığı görülmektedir. Yâni hilâfet bağı kopmuş, başkasının eline geçmiştir.

 

Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Seliem)'in :

 

«Bâzısında isabet ettin, bâzısında yanıldın.» sözünden murad ne olduğu ulemâ arasında ihtilaflıdır. İbni Kuteybe ile başkalarına göre bunun mânâsı: «Tefsirinde isabet ettin; hakikî te'vilini buldun, ama ben emretmeden tefsirine şitab etmekte yamldın.» demektir. Bâzıları bu te'vîli fasit bulmuşlardır. Çünkü Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) rü'ya'yı te'vîl hususunda Ebû Bekr'e izin vermişti. Onlarca Ebû Bekr ancak rü'ya'nın bazı yerlerini ta'bir etmeden bıraktığı için hatâ etmiştir. Çünkü rü'ya'yı gören: «Ben yağ ve bal yağdıran bulut gördüm.» demişti. Ebû Bekr bunu Kur'ân'la onun lezzeti ve yumuşaklığı ile tefsir etmiştir. Halbuki bu yalnız bal'ın tefsiridir. Yağın tefsirini bırakmıştır. O sünnet diye tefsir edilir. Ebû Bekr'e yaraşan: «Kur'ân ve sünnet» demekti. Tahâvî de bu kavle işaret etmiştir.

 

Diğerlerine göre hata Hz. Osman'ın halinde olmuştur. Çünkü rü'yada zikredildiğine göre Hz. Osman ipten tutunmuş, ip kopmuştur. Bu da Osman (Radiyallahu anh)'in kendiliğinden hilâfetten hal' edildiğini gösterir. Ebû Bekr ise bunu: «Osman zorla hal' edilmiş ve öldürülmüş ve hilâfete başkası geçmiştir.» şeklinde tefsir etmiştir. Cümlenin doğru tefsiri ipin eklenmesini Osman'ın kavminden başka birinin iş başına geçmesine hamletmektir. Bir takımları da hatânın ta'bir için Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den izin istemesinde olduğunu söylemişlerdir.

 

Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in Hz. Ebû Bekr'e: «Yemin etme!» demesi yeminini tekrarlama, çünkü söylemiyeceğim, manasınadır. Bâzıları bunu düşünürsen hatânı anlarsın mânâsına almışlardır.