NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
19 - (2393) حدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة
ومحمد بن
عبدالله بن
نمير (واللفظ
لأبي بكر)
قالا: حدثنا
محمد بن بشر.
حدثنا
عبيدالله بن
عمر. حدثني
أبو بكر بن سالم
عن سالم بن
عبدالله، عن
عبدالله بن
عمر؛
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال
"أريت كأني
أنزع بدلو
بكرة على قليب.
فجاء أبو بكر
فنزع ذنوبا أو
ذنوبين. فنزع نزعا
ضعيفا والله،
تبارك
وتعالى، يغفر
له. ثم جاء عمر
فاستقى.
فاستحالت
غربا. فلم أر
عبقريا من
الناس يفري
فريه. حتى روي
الناس وضربوا
العطن".
[ش
(يفري فريه)
روي فريه بوجهين.
أحدهما: فريه.
والثاني:
فريه. وهما
لغتان صحيحتان.
وأنكر الخليل
التشديد،
وقال: هو غلط. اتفقوا
على أن معناه
لم أر سيدا
يعمل عمله
ويقطع قطعه.
وأصل الفري
القطع يقال:
فريت الشيء أفريه،
قطعته
للإصلاح: فهو
مفري وفري.
وأفريته إذا
شققته على جهة
الإفساد.
وتقول العرب:
تركته يفري
الفري، إذا
عمل العمل
فأجاده. ومنه
حديث حسان:
لأفرينهم فري
الأديم. أي
أقطعهم
بالهجاء كما
يقطع الأديم.
(حتى روي
الناس) أي
أخذوا
كفايتهم].
{19}
Bize Ebû Bekr b. Ebi
Şeybe ile Muhammed b. Abdillah b. Numeyr rivayet ettiler. Lâfız Ebû Bekr'indir.
(Dedilerki): Bize Muhammed b. Bişr rivayet etti. (Dediki): Bize Ubeydullah b.
Ömer rivayet etti. (Dediki): Bana Ebû Bekr b. Salim, Salim b. Abdillah'dan, o
da Abdullah b. Ömer'den naklen rivayet ettiki: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) şöyle buyurmuşlar:
«Bana gösterildi ki :
Bir su kuyusunun başında deve kovası ile su çekiyormuşum. Derken Ebû Bekr geldi
ve bir yahut iki kova su çekti. Ama zayıf bir şekilde çekti. Allah Tebareke ve
Teâia ona mağfiret buyursun. Sonra Umer geldi. O da su çekti ve kova büyük
kovaya döndü. Artık insanlardan onun yaptığını yapacak bir yiğit görmedim.
Nihayet İnsanlar suya kandılar ve develeri ağıllara kapadılar.»
19-م - (2393) حدثنا
أحمد بن
عبدالله بن
يونس. حدثنا
زهير. حدثني
موسى بن عقبة
عن سالم بن
عبدالله، عن أبيه،
عن رؤيا رسول
الله صلى الله
عليه وسلم، في
أبي بكر وعمر
بن الخطاب رضي
الله عنهما.
بنحو حديثهم.
{m-19}
Bize Ahmed b. Abdillah
b. Yûnus rivayet etti. (Dediki): Bize Züheyr rivayet etti. (Dediki): Bana Musa
b. Ukbe, Salim b. Abdillah'dan, o da babasından naklen Resûlullah (Sallallahu Aleyhi
ve Seliem)'in Ebû Bekr'le Ömer b. Hattâb (Radiyallahu annhuma) haklarındaki
rü'yasını yukarkilerin hadisi gibi rivayet etti.
İzah:
Bu rivayetleri Buhari
«Fedâilü-Eshabi-n-Nebi» bahsinde tahric etmiştir.
Kalib; kazılıp toprağı
atılmış ve henüz örülmemiş su kuyusu demektir. Zenûb, büyük su kovası; Garb,
ondan da büyük su kovası mânâsına gelir. Abkari, seyyid demektir. Bazılarına
göre kendisinden daha üstün bulunmayan mânâsına gelir. Bugün Arablar bu
kelimeyi dâhi mânâsında kullanmaktadırlar.
Ulemânın beyânına göre
bu rü'ya Hz. Ebû Bekr'le Ömer'in hilâfetleri hususunda açık bir temsildir. Hz.
Ebû Bekr'le Ömer hilâfetleri esnasında gayet güzel hareket etmiş, insanlar
kendilerinden faydalanmışlardır. Onların güzel siretleriyle eserleri Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in bereket ve sohbetinden geçmiştir. Resûlullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) tebliğ emrinin sahibidir. Onu en güzel şekilde
ifa etmiş, İslâm'ın kaidelerini kurmuş, usûl ve fürûunu izah etmiş, bu sayede
insanlar takım takım Allah'ın dinine girmiştir. Ondan sonra Hz. Ebû Bekr halife
olmuş ve bu makamda iki sene birkaç ay kalmıştır. Rü'yadaki bir veya iki
kovadan murad budur. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Seliem)'in bir mi, yoksa
iki kova mı dediğinde râvi şekketmiştir. Murad iki kova olmasıdır. Nitekim
diğer rivayette tasrih edilmiştir. Hz. Ebû Bekr'in hilâfeti zamanında
mürtedlerle harb olmuş, mürtedlerin kökü kurutularak islâm'ın dairesi
genişletilmiştir.
Ondan sonra Hz. Ömer
halife olmuş; onun zamanında İslâm'ın dairesi daha da genişlemiş, hükümleri
misli görülmedik şekilde karar kılmıştır,
işte rü'yada
müslümanların umuru su kuyusu ile temsil edilmiştir. Çünkü kuyuda insanların
hayatını sağlayan su vardır. Müslümanların emiri de onlara su çekip dağıtan
kimseye benzetilmiştir. Bundan murad onların işlerini görmek ve yoluna
koymaktır.
Nebi (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem)'in Hz. Ebû Bekr hakkında :
«Onun çekmesinde za'f
vardı.» buyurması, Ebû Bekr'in mertebesini düşürmek veya Hz. Ömer'in ondan daha
üstün olduğunu anlatmak için değil, sırf hilâfet müddetlerini haber vermek, Hz.
Ömer'in hilâfeti daha uzun süreceği için İslâm'ın dâiresi daha genişleyip,
halkın refaha ereceğini haber vermek maksadına mebnidir. Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'in Hz. Ebû Bekr'e mağfiret dilemesi de onun sânını düşürmek
veya bir günahına işaret değildir. Bu kelimeyi söylemek müslümanların âdeti
idi. Onunla sözlerini perçinleştirirlerdi.
Bu rü'yada Hz. Ebû Bekr
gelerek Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) dinlendirmek için kovayı elinden
almasını ulemâ ondan sonra Ebû Bekr'in halife olacağına ve Resûlullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in vefatıyla dünya meşakkatlerinden kurtulup
rahata ereceğine te'vil etmişlerdir. Nitekim bir hadisde:
«Dünya mü'minin
zindanı.» buyurulnıuş. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) vefatından bir
gün önce kızı Fâtıma'ya :
«Bugünden sonra babanın
hiç bir sıkıntısı olmayacaktır.»
demiştir.