NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
78 - (2594) حدثنا
عبيدالله بن
معاذ العنبري.
حدثنا أبي. حدثنا
شعبة عن
المقدام، (وهو
ابن شريح بن
هانئ) عن
أبيه، عن
عائشة، زوج
النبي صلى
الله عليه وسلم،
عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم قال "إن
الرفق لا يكون
في شيء إلا
زانه. ولا
ينزع من شيء
إلا شانه".
{78}
Bize Ubeydullah b. Muâz
EI-Anberî rivayet etti. (Dediki): Bize babam rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be
Mikdam'dan, (bu zât İbni Şureyh b. Hâni'dir), o da babasından, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in
zevcesi Âişe'den, o da Nebi (Sallatlahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet
etti:
«Şüphesiz ki, yumuşak
davranmak bir şeyde bulunursa, onu zinetler. Bir şeyden de alınırsa, onu
lekeler.» buyurmuşlar.
79 - (2594) حدثناه
محمد بن
المثنى وابن
بشار. قالا:
حدثنا محمد بن
جعفر. حدثنا
شعبة. سمعت
المقدام بن شريح
بن هانئ، بهذا
الإسناد. وزاد
في الحديث: ركبت
عائشة بعيرا.
فكانت فيه
صعوبة. فجعلت
تردده.
فقال
لها رسول الله
صلى الله عليه
وسلم "عليك بالرفق".
ثم ذكر بمثله.
{79}
Bize bu hadîsi Muhammed
b. Müsennâ ile İbni Beşşâr rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Muhammed h.
Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be rivayet etti. (Dediki): Ben Mikdam b.
Şureyh b. Hânî'den bu isnadla dinledim. Bu hadîsde o şunu da ziyâde etmiştir:
«Âişe bir deveye bindi.
Devede hırçınlık vardı. Âişe onu ileri geri çevirmeye başladı. Bunun üzerine
Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona:
«Yumuşak davran...»
Sonra râvi yukarki hadîsin mislini zikretmiştir.
İzah:
Unf: Rıfkın zıddı yâni
sert davranmaktır. Bu kelimenin ilk harfi üstün ve esre de okunabilir. Hattâ
anf ve ınf şeklindeki kıraati daha fasih ve meşhurdur.
Bu hadîsler yumuşak
davranmanın faziletine ve şiddet göstermenin kötülüğüne delildirler. Yumuşak
davranmak her hayrın sebebidir. Bu sayede Allah Teâlâ kuluna başka bir şeyden dolayı
vermediği sevabı verir. Kaadî İyad'a göre hadîsin mânâsı: Yumuşak ve mülayim
davranmakla insan başka suretle eremediği muradına kolaylıkla erer demektir.
«Şüphesiz ki, Allah
refîkdir.» cümlesi Allah Teâlâ'nın refik sıfatıyle tesmiye ve tavsif edilebileceğine
açık delildir. Ma'zirî'nin beyânına göre Allah Teâlâ ancak kendi verdiği
isimlerle yahut Resulünün beyân buyurduğu veya ümmetin icma ettiği sıfatlarla
anılabilir. Allah'a ıtlâkı hususunda şer'an izin verilmemiş, fakat yasak da
edilmemiş bir sıfatla onu anmak ihtilaflıdır. Ulemâ'dan bazılarına göre bu
mes'ele şeriat gelmez'den önceki hâl üzere bırakılır. Ve Allah helâl, haram
gibi sıfatlarla anılamaz. Bir takımları bunun aksini söylemişlerdir. Haber-i
Vâhid'le sabit olan sıfatlar hususunda usûlü fıkıh ulemâsının müteahhirleri
ihtilâf etmişlerdir. Eş'arîler'den bâzılarına göre caizdir. Çünkü Haber-i Vahid
onlarca ameli icabeder. Bu da amel babındandır. Ancak Allah'ın isimlerini şer'î
kıyaslarla isbât caiz değildir. Bazıları bunu kabul etmemişlerdir. Mazirî diyor
ki: «Allah'a refik denilmesi bu hadîsten başka bir delille sabit olmamışsa,
aynı hilaf burada da mevcuttur. Maamafih refik kelimesinin bir fiil sıfatı
olması ihtimâli de vardır.» Bu mes'ele iman bahsinde izah edilmişt.