ZİKİR DUA TEVBE VE İSTİĞFAR BAHSİ
NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
68 - (2718) حدثني
أبو الطاهر.
أخبرنا
عبدالله بن
وهب. أخبرني
سليمان بن
بلال عن سهيل
بن أبي صالح،
عن أبيه، عن
أبي هريرة؛ أن
النبي صلى الله
عليه وسلم
كان، إذا كان
في سفر وأسحر،
يقول "سمع
سامع بحمد
الله وحسن
بلائه علينا.
ربنا صاحبنا
وأفضل علينا.
عائذا بالله
من النار".
{68}
Bana Ebû't-Tahir rivayet
etti. (Dedikî): Bize Abdullah b. Vehb haber verdi. (Dedikî): Bana Süleyman b. Bilâl Süheyl b.
Ebî Sâlih'den, o da babasından, o da Ebû Hureyre'den naklen haber verdiki:
Nebi (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem) bir seferde olduğu ve seherde kalktığı vakit:
«Bir dinleyen (şu
sözümü) başkalarına işittirsin. Biz Allah'a nimetlerinden ve güzel imtihanından
dolayı hamdederiz. Ey Rabbimiz, bizi koru! Üzerimize bol nimetlerinin fazlasını
ver. Bunu cehennemden Allah'a sığınarak söylüyorum.» dermiş.
{69} HEM TÜRK HEP ARAPÇA NÜSHADA YOK
İzah:
Ezhara: Seher vakti
kalkıp hayvana binmek; yahut yolculuğunda seher vaktine varmaktır. Seher,
gecenin sonu yâni tan yeri ağarma zamanıdır.
Semmaa kelimesi semia
şeklinde de rivayet olunmuştur. Bu takdirde cümlenin mânâsı, dinleyen biri
bizim Allah'a yaptığımız şu hamd-ü senaya şâhid olsun, demek olur.
Hadîsdeki «âizen»
kelimesi hal olarak nasbedilmiştir. Yâni bu sözümü cehennemden Allah'a
sığınarak söylüyorum, demektir.