SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

KIYAMETİN SIFATI, CENNET VE CEHENNEM BAHSİ

<< 2820 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

81 - (2820) حدثنا هارون بن معروف وهارون بن سعيد الأيلي. قالا: حدثنا ابن وهب. أخبرني أبو صخر عن ابن قسيط، عن عروة بن الزبير، عن عائشة. قالت:

 كان رسول الله صلى الله عليه وسلم، إذا صلى، قام حتى تفطر رجلاه. قالت عائشة: يا رسول الله! أتصنع هذا، وقد غفر لك ما تقدم من ذنبك وما تأخر؟ فقال "يا عائشة! أفلا أكون عبدا شكورا".

 

[ش (تفطر) أصلها تتفطر. حذفت إحدى التاءين. أي تتشقق. قالوا: ومنه فطر الصائم وإفطاره، لأنه خرق صومه وشقه. (شكورا) قال القاضي: الشكر معرفة إحسان المحسن والتحدث به. وسميت المجازاة على فعل الجميل شكرا لأنها تتضمن الثناء عليه. وشكر العبد لله سبحانه وتعالى اعترافه بنعمه وثناؤه عليه وتمام مواظبته على طاعته. وأما شكر الله تعالى أفعال عباده فمجازاته إياهم عليها وتضعيف ثوابها، وثناؤه بما أنعم به عليهم. فهو المعطي والمثني سبحانه. والشكور، من أسمائه سبحانه وتعالى، بهذا المعنى].

 

{81}

Bize Harun b. Mâruf ile Harun b. Saîd EI-Eylî rivayet ettiler. (Dedilerki): Bire İbni Vehb rivayet etti. (Dediki): Bana Ebû Sahr, İbni Kuseyt'den, o da Urve b. Zübeyr'den, o da Âişe'den naklen haber verdi. (Şöyle demiş):

 

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) namaz kıldığı vakit ayakları patlayacak derecede ayakta dururdu, Aişe :

 

— Ya Resûlallah! Allah senin gelmiş geçmiş bütün günahlarını sana bağışladığı halde yine bunu mu yapıyorsun? demiş. Bunun üzerine:

 

«Ya Aişe! Şükreden bir kul olmayayım mı?» buyurmuşlar.

 

 

İzah:

Bu hadîsi Buhari «Teheccüd», «Rikak» ve «Tefsir» bahislerinde Tirmizî ile İbni Mâce «Namaz» bahsinde; Nesâi «Namaz» ve «Tefsir» bahislerinde muhtelif râvilerden tahric etmişlerdir.

 

Bezzâr, Ebû Ya'lâ ve Taberânî, Hz. Enes'den; Taberânî, İbni Mes'ud ile Nu'man b. Beşir'den bu mânâda hadîsler rivayet etmişlerdir.

 

Kaadi Iyâd'ın beyânına göre şükür: îyilik eden kimsenin iyiligini bilerek onu söylemektir. İyiliğin karşılığındaki mükâfata da şüküı denilmiştir. Çünkü bu mükâfat o kimseyi övmeyi tazammun eder. Kulun Allah Teâlâ'ya şükretmesi: Ni'metlerini itiraf ederek ona senada bulunmak ve ibâdetlerine devam etmekle olur. Kullarının fiillerine karşı Allah'ın şükrü ise, onlara mükâfat vermek ve sevablarını katlamaktır. Allah'ın şekür ismi bu mânâyadır.

 

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in :

 

«Şükreden bir kul olmayayım mı?» buyurmasından murad: Allah'ın beni affetmesi, ona şükür için kalkıp teheccüd namazı kılmama sebebdiı Onu nasıl bırakabilirim, demektir.

 

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu sözüyle: «Teâlâ Hazretleri bana bunca nimetler ihsan etmiş; iki cihanın hayrını bana tahsis buyuımuş iken, ben ona şükretmeyeyim mi?» demiş gibidir.