SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

KIYAMETİN SIFATI, CENNET VE CEHENNEM BAHSİ

<< 2821 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

82 - (2821) حدثنا أبو بكر بن أبي شيبة. حدثنا وكيع وأبو معاوية. ح وحدثنا ابن نمير (واللفظ له). حدثنا أبو معاوية عن الأعمش، عن شقيق، قال: كنا جلوسا عند باب عبدالله ننتظره. فمر بنا يزيد بن معاوية النخعي. فقلنا: أعلمه بمكاننا. فدخل عليه فلم يلبث أن خرج علينا عبدالله. فقال: إني أخبر بمكانكم. فما يمنعني أن أخرج إليكم إلا كراهية أن أملكم. إن رسول الله صلى الله عليه وسلم كان يتخولنا بالموعظة في الأيام. مخافة السآمة علينا.

 

{82}

Bize Ebû Bekr.b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Veki' ile Ebû Muâviye rivayet ettiler. H.

Bize İbni Numeyr de rivayet etti. Lâfız onundur. (Dediki): Bize Ebû Muâviye, A'meş'den, o da Şakik'den naklen rivayet etti. (Şöyle demiş): Abdullah'ın kapısı yanında oturduk, onu bekliyorduk, derken yanımızdan Yezid b. Muâviyete'n-Nehaî geçti.

  Bize şunun yerini bildir, dedik. Hemen onun yanına girdi. Ve az sonra Abdullah yanımıza çıkarak:

  Ben sizin burada olduğunuzu haber aldım. Ama yanınıza çıkmama sizi bıktırırım endişesi mani oldu.

 

Gerçekten Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bizi bıktırır endişesiyle bazı günler va'z hususunda bizden söz alırdı, dedi.

 

 

82-م - (2821) حدثنا أبو سعيد الأشج. حدثنا ابن إدريس. ح وحدثنا منجاب بن الحارث التميمي. حدثنا ابن مسهر. ح وحدثنا إسحاق بن إبراهيم وعلي بن خشرم. قالا: أخبرنا عيسى بن يونس. ح وحدثنا ابن أبي عمر. حدثنا سفيان. كلهم عن الأعمش، بهذا الإسناد، نحوه. وزاد منجاب في روايته عن ابن مسهر: قال الأعمش: وحدثني عمرو بن مرة عن شقيق، عن عبدالله، مثله.

 

{m-82}

Bize Ebû Saîd El-Eşec rivayet etti. (Dediki): Bize İbni İdris rivayet etti, H.

Bize Mincab b. Haris Et-Temîmî de rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Müshir rivayet etti. H.

Bize İshak b. İbrahim ile Ali b. Haşrem de rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize İsa b. Yûnus haber verdi. H.                                              

Bize İbni Ebî Ömer dahi rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyan rivayet etti. Bu râvilerin hepsi A'meş'den bu isnadla bu hadîsin mislini rivayet etmişlerdir.

 

Mincâb İbni Müshir'den rivayetinde şunu zîyâde etti: «A'meş dediki: Bana Amr b. Murra dahî Şakîk'dan, o da Abdullah'dan naklen bu hadîsin mislini rivayet etti.»

 

 

83 - (2821) وحدثنا إسحاق بن إبراهيم. أخبرنا جرير عن منصور. ح وحدثنا ابن أبي عمر (واللفظ له). حدثنا فضيل بن عياض عن منصور، عن شقيق، أبي وائل، قال: كان عبدالله يذكرنا كل يوم خميس. فقال له رجل: يا أبا عبدالرحمن! إنا نحب حديثك ونشتهيه. ولوددنا أنك حدثتنا كل يوم. فقال: ما يمنعني أن أحدثكم إلا كراهية أن أملكم. إن رسول الله صلى الله عليه وسلم كان يتخولنا بالموعظة في الأيام. كراهية السآمة علينا.

 

{83}

Bize İshak b. İbrahim de rivayet etti. (Dediki): Bize Cerir, Mansûr'dan naklen haber verdi. H.

Bize İbni Ebî Ömer dahi rivayet etti. Lâfız onundur. (Dediki): Bize Fudayl b. Iyâd, Mansûr'dan, o da Ebû Vâil Şakîk'dan naklen rivayet etti. (Şöyle demiş): Abdullah bize her perşembe günü müzâkere yapardı. Bir adam kendisine :

 

  Yâ Ebâ Abdirrahman! Biz senin konuşmanı seviyor, onu arzu ediyoruz. Bize her gün konuşmuş olmanı diliyoruz, dedi. Bunun üzerine Abdullah şunu söyledi;

 

  Sizinle konuşmaktan beni men eden sizi bıktırırım korkusudur, Gerçekten Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bizi bıktırır endişesiyle bazı günler va'z hususunda bizden söz alırdı.

 

 

izah:

Bu hadîsi Buhârî «Kitâbu'l-İlim»'de tahric etmiştir.

 

Ebû Abdirrahman, Hz. Abdullah b. Mesud'un künyesidir.

 

«Yetehavvelûnâ» kelimesinin meşhur mânâsı bizden söz alırdı, demektir. Bazıları bunun bizi ıslâh ederdi, mânâsına geldiğini; bir takımları va'z için bize anîden gelirdi, demek olduğunu söylemişlerdir.

 

-Bizi bir insanın hizmet işini kapadığı gibi hapsederdi...»  mânâsına geldiğini söyleyenler de vardır.

 

Hadîs-i şerif cemaatı bıktırmamak için va'zı fazla uzatmayıp orta hâle dikkat etmenin lüzumuna delildir.