İBNÜ’L-ESİR el-Kamil fi’t-Tarih

1. CİLT

 

ŞA'YA İLE BİRLİKTE BULUNAN İSRAİLOĞULLARI'NIN HÜKÜMDARI ve SENHARİB'İN İSRAİLOĞULLARI'NIN ÜZERİNE YÜRÜMESİ

 

Allah (C.C.), Hz. Musa'ya Kur'an-ı Kerim'de zikredilen şu ayetleri (buyrukları) vahyetmişti: ''Biz Kitab'da İsrailoğulları'na şu hükmü verdik: "Siz o ülkede iki defa fesat çıkaracaksınız ve (bana karşı) büyük bir serkeşlik yapıp kabaracaksınlZ. İşte o iki (fesadınızdan) birincisinin zamanı gelince, sizin üzerinize güçlü kuvvetli kullarımızı gönderdik, onlar da evlerin aralarına kadar girip (sizi) araştırdılar. (Bu) yapılması gereken bir vaat idi. Sonra tekrar size, onları yenme imkanı verdik, sizi mallarla, oğullarla destekledik ve savaşçılarınızı çoğalttık. Eğer iyilik ederseniz, kendinize iyilik etmiş olursunuz. Kötülük ederseniz, o da kendi aleyhinize olur. Sonuncu (başkaldırmanızın cezalandırılma) zamanı gelince, yüzlerinizi kötü duruma soksunlar (üzüntüden suratlarınızın asılmasına sebep olsunlar), ilk kez girdikleri gibi Mescid'e (Beytü'l-Makdis'e) girip (tahrib et)sinler ve ele geçirdiklerini mahvetsinier! diye (yine öyle kullar gönderdik). (Tövbe ederseniz) Rabb'inizin sizi esirgeyeceğini umabilirsiniz. (Eğer tekrar fesada) dönerseniz, biz de sizi (cezalandırmağa) döneriz. Biz cehennemi kafirlere bir zindan yaptık."'' (İsra' suresi, ayet 4-8).

 

İsrailoğulları'nın arasında zamanla günah ve kötülükler çoğaldı. Allah (C.C.) ise, onlara olan merhametinden dolayı günahlarım bağışlıyordu. Allah'ın onların günahlarına bir ceza olarak verdiği ilk musibet şu şekilde oldu: İsrailoğulları'nın başına kendilerinden Sıdkıya adında birisi hükümdar olmuştu. İsrailoğulları' nda şu adet bakimdi: Onların başına bir hükümdar geçtiği zaman, Allah onlara bir de peygamber gönderir, bu peygamber hükümdarı irşad eder, Allah istediğini vahiy yoluyla ona bildirirdi. İsrailoğulları'nın ise Tevrat şeriatinden başka bir şeriatleri olmamıştı. Sıdkıya hükümdar olunca Allah onlara Hz. Şa'ya'yı peygamber olarak gönderdi. Hz. Muhammed (s.a.v.) ile Hz. İsa (A.S.)'yı müjdeleyen bu zat idi. Sıdkıya'nın hükümdarlığının sonlarına doğru, İsrailoğulları'nın arasında günah ve kötülükler çoğalmağa başladı. Bunun üzerine Allah (bir musibet olarak) onların üzerine fezayı dolduracak kadar kalabalık bir askerle birlikte Babil Hükümdarı Senharib'i gönderip başlarına musallat etti. Nihayet Senharib, Beytü'l-Makdis'e geldi ve etrafını kuşattı. Bu sırada İsrailoğulları'nın hükümdarı Sıdkıya ise bacağında çıkan bir çıbandan muzdarip olup hastalanmıştı. Peygamber Şa'ya ona gelip: "Allah, sana vasiyetini yapmam ve senden sonra gelecek hükümdarı belirlemeni istiyor, zira sen ölmek üzeresin." dedi. Bunun üzerine hükümdar Sıdkıya, Allah'a dua edip yalvardı; Allah da onun duasını kabul buyurdu ve Allah (C.C.) Hz. Şa'ya'ya, vahiy yoluyla hükümdar Sıdkıya'nın ömrünü on beş yıl uzattığını ve düşmanı Senharib'ten onu kurtardığını bildirdi. Hz. Şa'ya, hükümdar Sıdkıya'ya bunu bildirince, ağrıları dindi ve eski sağlığına kavuştu.

 

Bundan sonra Allah, Senharib'in askerlerinin üzerine bir melek gönderdi ve bu meleğin sayhasıyla (gürültülü sesiyle) altı kişi dışında hepsi öldüler. Ölümden kurtulan bu altı kişi Senharib ile beş katibinden ibaretti. Bazılarına göre, bu katiplerden birisi Buht Nassar idi. Bunun üzerine Sıdkıya ve İsrailOğulları onların kışlalarına gittiler ve burada bulunan malları ganimet olarak aldılar. Senharib' i aradılarsa da bulamadılar. Hemen arkasından peşini takip etmek üzere adamlar gönderdiler ve onu beş arkadaşıyla birlikte buldular. Onları yakalayıp zincire vurduktan sonra Sıdkıya'nın yanına getirdiler. Sıdkıya, Senharib'e: "Rabb'imizin sana yaptığını nasıl buldun?" diye sordu. Senharib: "Daha önce Rabb'inizin haberini ve size yardımlarını duymuştum; fakat kulak asıp dinlememiştim." dedi. Sıdkıya, onları Beytü'l-Makdis'in etrafında dolaştırdıktan sonra hapsetti.

 

Allah (C.C.), Hz. Şa'ya'ya vahiy yoluyla hükümdar Sıdkıya'nın Senharib'i ve beraberindekileri serbest bırakmasını emretti, bunun üzerine onları serbest bıraktı. Bundan sonra onlar Babil'e geri döndüler ve Allah'ın kendilerine ve askerlerine neler yaptığını kendi kavimlerine anlattılar. Senharib ise bundan sonra yedi yıl yaşadı, sonra öldü.

 

Kitap ehlinden bazılarının iddialarına göre, Senharib'den önce İsrailoğulları'nın üzerine Babil hükümdarlarından Kifru (Lifru) adında bir hükümdar yürümüştür. Buht Nassar onun amcasının oğlu ve aynı zamanda katibi idi. Allah, onların üzerine bir rüzgar gönderip onun ordusunu helak etmiş, ancak kendisiyle katibi kurtulmuştu. Daha sonra, kurtulan bu Babil hükümdarını oğullarından birisi öldürmüştü. Baht-Nassar da hükümdarının öldürülmesine öfkelenerek onu öldüren oğlunu öldürdü. İşte bu hadiselerden sonra Senharib İsrailoğulları'nın üzerine yürümüştür. Senharib Ninova'da hükümdarlık ediyordu. Azerbaycan hükümdarı ile birlikte o gün İsrailoğulları'na savaş açıp onları sindirmişti. Daha sonra Senharib ile Azerbaycan hükümdarı arasında anlaşmazlık çıktı. Her iki taraf, askerleri tükenip yok oluncaya kadar birbiriyle savaşa devam ettiler. Bunun üzerine İsrailoğulları çıkıp onların beraberinde bulunan malları ganimet olarak aldılar.

 

Rivayet edildiğine göre, Senharib ölünceye kadar yirmi dokuz yıl hükümdarlık yapmıştır. Senharib'in muhasara ettiği İsrailoğulları'nın hükümdarı ise Hazkıya idi. Hazkıya vefat ettikten sonra yerine oğlu Müneşşa hükümdar oldu ve elli beş yıl hükümdarlık yaptı.

Ondan sonra Amun hükümdar oldu ve adamları tarafından öldürülünceye kadar on iki yıl hükümdarlık etti. Bundan sonra onun oğlu Yuşiya hükümdar oldu ve Mısır firavunu Ecda'ın (burunsuz Firavun'un) onu öldürmesine kadar otuz bir yıl hükümdarlık yaptı. Sonra onun oğlu Yahu Ehaz bin Yuşiya hükümdarlığa geçti; fakat Firavun Ecda' onu azledip yerine oğlu Yukakim bin Yahu Ehaz'ı hükümdar yaptı ve onu haraca bağladı. Yukakim'in hükümdarlığı ise on iki yıl sürdü. Bundan sonra onun oğlu Yuyanın hükümdar oldu, fakat Buht Nassar ona savaş açtı ve onu hükümdarlığının üzerinden üç ay geçtikten hemen sonra Babil'e götürdü. Bundan sonra Buht Nassar onun yerine amcasının oğlu Yakunya'yı hükümdar yaptı ve ona Sıdkıya adını verdi. Fakat Yakunya Buht Nassar'a karşı geldi, bunun üzerine Buht Nassar ona savaş açtı ve onu ele geçirip Babil'e götürdü, ayrıca Buht Nassar, onun oğlunu gözünün önünde boğazladı ve Yakunya'nın gözlerine mil çekti. Bu arada Beytü'lMakdis'i ve Heykel'i (Hz. Süleyman'ın yaptırdığı abideyi) tahrip edip yıktı. Bundan sonra İsrailoğulları'nı esir alıp Babil'e götürdü. İleride de Allah'ın izniyle zikredeceğimiz üzere, onlar, Beytü'l-Makdis'e dönünceye kadar Babil'de kaldılar. Sıdkıya (Yakunya)'nın bütün hükümdarlığı on bir yıl sürdü.

 

Rivayet edildiğine göre, İsrailoğulları'nın arasında kötülükler çoğalıp yayılınca, Allah (C.C.) Hz. Şa'ya'ya vahyetti ve vahyedilenleri kendi lisam ile onlara anlatıp uyarmasını istedi, o da bunu yerine getirdi. Bunun üzerine İsrailoğulları, öldürmek için onun üzerine saldırdılar, fakat Şa'ya onlardan kaçtı ve kaçarken önüne bir ağaç çıktı. Bu ağaç açıldı, Şa'ya da içine girdi. Bu sırada Şeytan onun elbisesinin püskülünden tuttu ve onu İsrailoğulları'na gösterdi. Onlar bir testere getirip ağacı biçmeye başladılar ve ağacın ortasına geldiklerinde onu ikiye bölüp keserek öldürdüler.

 

İsrailoğulları'nın hükümdarlarının isimleri hakkında bundan başka şeyler de söylenmiştir, fakat biz nakline güvenmediğimizden ve sözü uzatmak endişesinden dolayı bunları buraya almıyoruz.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

LÜHRASB İLE OĞLU BÜŞTASB'IN HÜKÜMDARLIKLARI ve ZERDÜŞT'ÜN ORTAYA ÇIKMASI