|
|
Fetret
döneminde yaşayan kişilerden birisi de Halid bin Sinan el-Absi idi.
Bir
rivayette onun peygamber olduğu söylenir. Onun mucizelerinden birisi şu idi:
Bir gün Arabistan topraklarında bir ateş peyda olmuştu. Halk fitneye kapılıp
neredeyse Mecusi (ateşperest) olacaktı. İşte bu sırada Halid bin Sinan asasını
alıp ateşin içine daldı ve ortasına kadar gelip ateşi dağıttı. Halid ateşin
içinde iken: "Dağılın, dağılın! Her hidayet doğruya ulaştırır. Ben
alevalev yanan ateşin içerisine girer ve elbiselerim sırılsıklam olarak ateşin
içerisinden dışarı çıkarım." diyordu. Halid bin Sinan daha ateşin
ortasında iken ateş sönmüştü.
Halid
bin Sinan, ölüm vakti gelip çatınca aile fertlerine: "Ben defnedildikten
sonra pek yakında bir yabani eşek sürüsü gelecek, sürünün başım ise kuyruksuz
bir eşek çekecek ve tırnağıyla kabrimi tepecek. İşte bunu gördüğünüz zaman
kabrimi açın, ben size bütün olup bitecekleri haber vereceğim." dedi.
Gerçekten Halid bin Sinan ölüp defnedildikten bir müddet sonra onun
söyledikleri aynen çıktı. Bunun üzerine kabrini açmak istediler; fakat
içlerinden bazıları: "Eğer onun kabrini açarsak, Araplar bizi bir ölümüzün
kabrini açtığımız için yerip kötülerler." diyerek kabrinin açılmasını hoş
görmediler ve açmaktan vazgeçtiler.
Bir
rivayete göre, Hz. Peygamber (s.a.v.)'in Halid bin Sinan hakkında: ''O,
kavminin zayi ettiği bir peygamber idi.'' tarzında bir söz söylediği ve kızının
Hz. Peygamber (s.a.v.)'e gelip iman ettiği söylenir.
Aynı
şekilde Halid bin Sinan hadisesinin Mülükü't-tavaif döneminin son hadisesi
olduğu da söylenir; fakat bu rivayetin doğru bir tarafı yoktur, çünkü bir
kimsenin kızının Hz. Peygamber (s.a.v.)'in zamanına yetişmesi için o kimsenin,
Erdeşir bin Babek'in bölge hükümdarlıklarını ele geçirmesinden çok sonra
yaşamış olması gerekir.
Biz
şimdi tarihi akışa göre tekrar Fars hükümdarlarına dönüyoruz, fakat onlardan
önce Mülükü't-Tavaif'ten Eşgani hükümdarlar ile Fars hükümdarlarının
tabakalarından bahsedeceğiz.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA
FARS
HÜKÜMDARLARININ TABAKALARI PİŞDADİLER, KEYANİLER, EŞĞANİLER VE
SASANİLER