|
|
Erdeşir
bin Babek öldükten sonra yerine oğlu Sabur geçti. Babası Erdeşir hükümdar
olunca, dedesi Sasan bin Erdeşir bin Behrnen'in yapmış olduğu bir yemin
yüzünden Eşganileri öldürmek hususunda çok ileri gitti, çünkü dedesi Sasan bin
Erdeşir, bir gün hükümdar olduğu takdirde Eşk bin Cezze (Hurre ?)'nin neslinden
hiç bir kimseyi sağ bırakmayacağına dair yemin etmiş, ayrıca kendi neslinden
hükümdar olacaklara bunu bir görevolarak yükleyip tavsiyede bulunmuştu. Nihayet
Sasan bin Erdeşir'in neslinden ilk defa Erdeşir bin Babek hükümdar oldu ve
Eşganilerin bütün erkek ve kadınlarını öldürdü, ancak devlet konağında bulduğu
ve güzelliğine hayran kaldığı bir kızı öldürmeyip sağ bıraktı. Bu kız ise
öldürülen hükümdarın kızıydı. Erdeşir bu kıza nesebini sorduğunda, hükümdarın
hanımlarından birisinin hizmetçisi olduğunu söylemişti. Ayrıca Erdeşir ona
bakire olup olmadığını sorduğu zaman bakire olduğunu haber vermişti; bunun
üzerine Erdeşir onu kendisi için seçip beğendi ve onunla evlendi. Bir müddet
sonra Erdeşir' den hamile kalınca, hamileliğine güvenerek ona kendisinin Eşk'in
evladından olduğunu itiraf edip haber verdi, bunun üzerine Erdeşır ondan nefret
etti ve yaşlı bir zat olan Herced bin Esam (Hercend bin Sam)'ı yanına çağırıp,
ona durumu anlattı. Erdeşır, dedesi Sasan bin Erdeşir'in yemininin yerine
gelmesi için Herced bin Esam'a onu öldürmesini emretti. Herced, öldürmek üzere
onu alıp götürdüğü zaman kendisinin hamile olduğunu söyledi, bunun üzerine
Herced ebe kadınlar çağırıp hamile olup olmadığını araştırdı. Ebe kadınlar onun
hamile olduğunu söylediler. Bu durum karşısında Herced onu yeraltında izbe bir
yere bıraktı; sonra kendi tenasül uzvunu kesti ve bu hususta bir yazı
hazırlayıp bunları bir kutunun içerisine yerleştirdi. Kutuyu kendi mührüyle
mühürledikten sonra hükümdarın huzuruna geldi. Hükümdar Erdeşir ona: "Ne
yaptın?" diye sorduğunda, Herced: "Onu yeraltında izbe bir yere
bıraktım." dedikten sonra kutuyu ona teslim etti ve bunu kendi
mühürledikten sonra hazinelerinden birisine bırakıp saklamasını istedi.
Hükümdar Erdeşir, Herced'in dediğini tutup isteğini yerine getirdi.
Doğum
zamanına kadar Herced'in yanında kalan bu kızcağız bir erkek çocuk dünyaya
getirdi. Yaşlı Herced hükümdar Erdeşir'in müsaadesini almadan çocuğa ad koymayı
pek uygun bulmadı ve küçük yaştaki bu çocuğu ona bildirmekten de korktu. Bunun
üzerine Herced, çocuğun doğduğu Sa<ıti tespit edip yıldızına baktırdı ve
onun ileride hükümdar olacağı görüldü. İşte bu sebeple Herced bu çocuğa, hem
unvan ve hem de şahıs adı olabilecek bir isim seçti ve "hükümdar oğlu''
manasına gelen Şahpur (Şapur, Sabur) adını verdi. Böylece tarihte ilk defa bu
ismi bu çocuk almış oldu.
Aradan
uzun zaman geçmesine rağmen Erdeşir'in başka çocuğu olmamıştı. Bir gün çocuğu
yanında tutup büyüten yaşlı Herced hükümdar Erdeşir'in huzuruna girdiğinde onu
son derece mahzun gördü ve: "Hükümdarımızı üzen nedir?" diye sordu.
Bunun üzerine hükümdar Erdeşir: "Nasıl üzülmeyeyim ki, kılıç sallayarak
doğu ile batı arasındaki ülkeleri fethedip elime geçirdim ve atalarımın mülk ve
saltanatı bende toplandı. Hal böyle iken yerime neslimden birini bırakınadan
ölüp gideceğim." diye cevap verdi. Yaşlı Herced ona: "Allah sana neşe
ve uzun ömür versin! Benim yammda senin çok hoş ve zarif bir oğlun vardır. Sana
daha önce teslim edip bıraktığını kutuyu getirt, sana bunun doğruluğunu
ispatlayacağım." dedi. Bunun üzerine Erdeşir ağzı mühürlü kutuyu getirtti,
kutuyu açtığı zaman içerisinde Herced'in kesilmiş tenasül uzvu ile bir yazı
buldu. Bu yazıda: "Hükümdarların hükümdarı Erdeşir'den hamile kalan Eşk'in
kızı, kendisinin adı geçen hükümdar tarafından öldürülmesi emredildiği zaman
bana hamile olduğunu haber verdiğinde, ben bu güzel ve hoş hükümdarın ektiği
ekini (zürriyetini) telef etmek istemedim ve o kızcağlZı hükümdarın emri
üzerine yerin altında izbe bir yere koydum. Böylece bir iftiracının iftirasına
kurban gitmeyeyim diye kendimi hükümdara karşı temize çıkarmak istedim."
yazılıydı.
Bunun
üzerine Erdeşir yaşlı Herced'e Sabur ile beraber aynı boy ve kıyafette,
birbirine benzeyen yüz, bir rivayette bin çocuk hazırlamasını ve hiç bir işaret
koymadan onları kendi huzuruna getirmesini emretti. Herced, hükümdar Erdeşir'in
emrine uyarak dediğini yaptı ve çocukları huzuruna getirdi. Erdeşir onların
arasında göz gezdirip baktı, kendi çocuğuna işaret edilmediği ve kendisine her
hangi bir şey söylenmediği halde onların arasından kendi oğluna karşı gönlünde
bir meyil meydana geldi ve oğlunu buldu. Sonra bu çocuklara bir top ve birer
çevgan verilerek eyvanda tahtı üzerinde oturan Erdeşir'in önüne çıkarıldılar ve
burada topla oynamağa başladılar. Bir ara topun yuvarlanıp sarayın eyvamna
girmesi üzerine bütün çocuklar eyvana girip topu almağa cesaret edemediler,
ancak içlerinden Sabur cesaret ederek eyvana girdi. Erdeşir, onun bu cesaretini
daha önce kendi oğlu olduğuna dair gönlünde meydana gelen meyil ile birleştirip
bunları kendi oğlu olduğuna bir delil saydı, sonra ona: "Adın nedir?"
diye sordu, o da: "Şahpur" diye cevap verdi.
Böylece
Erdeşir'in katında Sabur'un kendi oğlu olduğu sabit olunca, onun durumunu
etrafa duyurdu ve kendisinden sonra yerine taç giyip hükümdar olması için onu
veliaht tayin etti. Sabur akıllı, güzel konuşan ve birçok meziyeti olan bir
kişiydi. Hükümdar olup başına tacını giyince, yakın uzak demeden herkese mallar
dağıtıp onlara ihsanlarda bulunmuştu. Böylece tutum ve hareketlerindeki
meziyetleri ortaya çıkmış ve bütün hükümdarlara karşı bir üstünlük kazanmıştı.
Fars ülkesindeki Sabur şehriyle Nisabur, Firuz-Sabur (Enhar) ve Cündeysabur
şehirlerini de Sabur inşa ettirip kurmuştu.
Rivayet
edildiğine göre, Sabur Rum askerlerinin bulunduğu Nusaybin üzerine yürüyüp
burasını bir müddet muhasara altında tutmuş, fakat bu sırada Horasan tarafında
bizzat kendisinin hazır bulunmasını gerektiren bir hadise çıktığından kuşatmayı
bırakıp oraya gitmişti. Horasan tarafındaki işleri sağlama bağlayıp
hallettikten sonra tekrar Nuseybin'e dönmüştü. İleri sürülen bir iddiaya göre,
kendiliğinden yıkılan Nusaybin şehrinin surlarından açılan bir gedikten içeri
girmiş, Rum askerlerini öldürüp bir takım esir ve ganimetler alarak Suriye
üzerine yürümüş ve burada Fallikıya (Kalukia ?), Kadlikıya gibi şehirlerin de
dahil bulunduğu bir çok şehri fethedip eline geçirmişti. Ayrıca Antakya'da
bulunan bir Rum hükümdarım (Valerianus) muhasara edip esir almış, hükümdarla
birlikte şehir halkından pek çok kimseyi götürüp Cündeysabur şehrine iskan edip
yerleştirmişti.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA