|
|
Allah
dinini yüceltmek, vadini gerçekleştirmek dileyince Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem), Ensarla karşılaştığı Hac günlerine çıkarak, kendisini daha
önceden beri yapageldiği şekilde kabileIere takdim etti. Akabe yakınlarında
olduğu sırada Hazreç Kabilesi'nden bir grupla karşılaştı. Onları Allah'ın
yoluna çağırarak, İslam'ı anlattı. Ülkelerinde Yahudilerle birlikte idiler ve
bunlar putperesttiler. Kendileriyle Yahudiler arasında herhangi bir anlaşmazlık
olduğu zaman da Yahudiler onlara: "Yakında bir peygamber gönderilecek, biz
ona uyacağız ve onunla birlik olup Ad ve Semud'un öldürüldüğü gibi sizi
öldüreceğiz." diyorlardı. Resulullah'ı gören bu gurup birbirlerine şöyle
dedi: "Allah'a yemin ederiz Yahudilerin sizleri tehdit ettiği peygamber
budur." dediler.
O'nun
çağrısını kabul ettiler ve tasdik ederek şöyle dediler: "Şimdi bizimle
kavmimiz arasında bir savaş vardır. Umulur ki Allah senin sayende onların
hepsini bir araya getirir. Eğer onlar seninle birleşecek olsalar senden daha
üstün kimse olmayacaktır." dedikten sonra yanından ayrıldılar. Bunlar
Hazreç Kabilesi'nden yedi kişi olup isimleri şöyledir:
1.
Es'ad bin -Zürare bin -Udes Ebu Umame,
2.
Avf bin -el-Haris bin -Rifa'a, İbni Afra da diye bilinir.
Neccaroğulları'ndandır,
3.
Rafi' bin -Malik bin -Aclan,
4.
Amir bin -Abd Harise bin -Sa'lebe bin -Ganm. Züraykoğulları'ndandır.
5.
Kutbe bin -Amir bin -Hadide bin -Sevad, Selimeoğulları'ndandır.
6.
Ukbe bin -Amir bin -Nabi', Ganmoğulları'ndandır.
7.
Cabir bin -Abdullah bin -Riyab, Ubeydeoğulları'ndandır.
Bu
yedi kişi Medine'ye döndüklerinde kendi kabilelerine Peygamber (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'den sözederek onları İslam'a çağırmaya başladılar. Sonunda
İslam aralarında yayıldı. Ertesi sene olduğunda Ensardan on iki kişi Hac
kafilesine katılmıştı. Yine Akabe'de Peygamberle (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
karşılaştılar. İşte ''Birinci Akabe Bey'atı'' budur. Bu Bey'atte "Kadınlar
Bey'atı" diye bilinen ifadelerle bey'atte bulundular. Sözkonusu bu kimselerin
isimleri: Es'ad bin -Zürare, elHaris'in iki oğlu Avf ve Muaz, (bunların ikisi
de Afra'nın çocuklarıdır) Rafi' bin Malik bin Aclan, Züraykoğulları'ndan Zekvan
bin -Abd Kays, Avf bin -Hazrecoğulları'ndan Ubade bin es-Samit, Yezid bin
-Sa'lebe bin -Hazeme; Yezid Belli Kabilesi'nden olup künyesi Ebu Abdurrahman'dı
ve Hazreclilerle antlaşmalı idi. Salimoğulları'ndan Abbas bin -Ubade bin
-Nadla, Ukbe bin -Amir bin -Nabi', Kutbe bin -Amir bin -Hadide. Bunlar da
Hazrec Kabilesi'ndendir. Evs Kabilesi'nden bu bey'atte bulunanlarda şöyledir:
Ebu'l Heysem bin -et-Teyyihhan, Abduleşheloğulları'nın andlaşmalısı idi. Uveym
bin -Saide, bu da Evslilerin bir antlaşmalısı idi.
Bey'atte
bulunduktan sonra yanından ayrıldılar. Sallallahu Aleyhi Ve Sellem Efendimiz
onlarla birlikte Mus'ab bin -Umeyr'i gönderdi. Mus'ab'ın dedesinin adı
Haşim'dir. Haşim Abdu Menaf'ın oğludur. o da Abdüddar'ın oğludur. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) Mus'ab'a Medinelilere Kur'an'ı ve İslam'ı
öğretmesini emretti. Mus'ab, Medine'de Es'ad bin -Zürare'nin yanında misafir
kaldı. Bir gün Es'ad, Mus'ab'ı da yanına alarak Zaferoğulları'nın evinde
oturmaya gittiler. Müslüman olan kimselerden bir grup daha onların yanına
geldi. Sa'ad bin -Mu'az ve Üseyd bin -Hudayr durumdan haberdar oldular. Sa'ad
ile Üseyd, Abdüleşheloğulları'nın ileri gelenleri idi ve ikisi de müşrikti.
Sa'ad, Üseyd'e şöyle dedi: "Şu evimize gelen iki kişinin yanına git ve
onları yapmakta olduklarından alıkoy. Eğer yanlarında teyzemin oğlu Es'ad bin
Zürare olmasaydı senin yerine bu işi ben yapardım." Bunun üzerine Üseyd,
harbesini alarak onların yanına gitti ve onlara: "Niye geldiniz, bizim
zayıflarımızın akıllarıyla mı oynamak istiyorsunuz? Çekip gidiniz." diye
çıkıştı. Buna karşılık Mus'ab ona: "Oturmaz mısın? Söylediklerimizi dinle.
Bu işi beğenirsen kabul edersin. Beğenmezsen kendini uzak tutarsın" der.
Üseyd: "Doğru söyledin" diyerek yanlarına oturdu. Mus'ab O'na İslam'ı
anlattı. Üseyd: "Bu ne kadar güzel ne kadar büyük bir şey! Peki, bu dine
girecek olursanız ne yaparsınız?" diye konuşunca ikisi ona şöyle dediler:
"Evvela gusledersin, sonra da hak şahadeti getirirsin, arkasından da iki
rekat namaz kılarsın" dediler. Üseyd bunları yaparak Müslüman oldu. Daha
sonra ikisine de şunları söyledi: "Ben, geride bir adam bıraktım. Eğer o
size tabi olacak olursa onun kavminden size uymayacak kimse kalmayacak, bunu
sizlere gönderiyorum; o Sa'ad bin -Mu'az'dır."
Daha
sonra Üseyd, Sa'ad'ın ve kavminin yanına doğru gider. Gelmekte olduğunu gören
Sa'ad etrafında bulunanlara: "Allah'a yemin ederim bu adam yanınızdan
başka türlü iken ayrıldı. Şimdi başka türlü geliyor." dedi. Sa'ad O'na
sordu: "Ne yaptın?" Üseyd: "O iki adamla konuştum. Allah'a yemin
ederim onlardan bir zarar görmedim. Hariseoğulları'nın Es'ad bin -Zürare'yi
öldürmek üzere çıktıklarını işittim." dedi. Bunun üzerine Sa'ad, korkuyla,
kızgın bir şekilde yerinden ayrıldı ve telaşla onların bulunduğu yere gitti.
Son derece rahat ve huzurlu bir şekilde oturduklarım görünce Useyd'in maksadını
anladı. Yanlarında durarak Es'ad bin -Zürare'ye: "Eğer benimle senin
arandaki akrabalık olmasaydı sen bunu bana yapamazdın" deyince Mus'ab ona
şöyle söyledi: "Oturup da dinlemez misin? Eğer bu işi beğenirsen kabul
edersin. Ho-şuna gitmese, hoşuna gitmeyen şeyi senden uzak tutarız." Bunun
üzerine Sa'ad yanlarına oturdu. Mus'ab ona İslam'ı sundu ve ona Kur'an-ı
Kerim'den bazı bölümler okudu. Sa'ad her ikisine de şöyle dedi: "Bu dine
girdiğiniz zaman ne yaparsınız?" Ona da Üseyd'e söylediklerini
tekrarladılar. Sa'ad Müslüman oldu, temizlendi ve ondan sonra Üseyd bin
-Hudayr'ı da yanına alarak kavminin toplantı yerine gitti. Onlara varınca şöyle
dedi: "Ey Abdüleşheloğulları! Beni aranızda nasıl bilirsiniz?" Onlar:
"Sen, bizim efendimizsin, en faziletlimizsin." diye cevap verince şöyle
dedi: "Allah'a ve Resulüne iman edinceye kadar erkek olsun, kadın olsun
sizden hiçbir kimseyle konuşmayacağım." Ravi der ki: "Allah'a yemin
ederim ki, akşam cimadan önce Abdüleşheloğulları'nın bütün kadınları ve
erkekleri İslam dinine girmiş bulunuyordu."
Sa'ad,
Es'ad'ın evine geri döndü. Fakat sürekli olarak İslam'a davetine devam etti.
Öyle ki Ensar evlerinin hepsinde erkek veya kadın Müslüman kimseler vardı.
Ancak Ümeyye bin -Zeydoğulları Vail ile Vakıfoğulları bundan müstesnaydılar.
Çünkü bu aileler Ebu Kays bin -Eslet'e itaat etmişlerdi. Ebu Kays ile bu
aileler Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Medine'ye hicret edinceye hatta
Bedir, Uhud ve Hendek savaşları olup bitinceye kadar Müslüman olmamışlardı.
Mus'ab
bundan sonra Mekke'ye geri dönmüştü.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA