|
|
HİCRETİN
8.YILI
Sakiflilerden
yenilgi ve bozguna uğrayanlar ve Sakifli olmayıp onlara katılanlar Taif'e
varınca kentlerinin surlarını üzerlerine kapattılar ve muhasara altına alınmayı
bekleyerek gerek duyacakları her şeyi topladılar.
Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) onların üzerine yürüdü. Taif'e varmadan
''Buhratu'r-Ruğa'' diye bilinen yerde Leysoğulları'ndan birisini kısasen
öldürdü. Çünkü bu adam Hüzeyl'den birisini öldürmüş, Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) de onun öldürülmesini emretmişti. İşte İslam Tarihi'nde ilk olarak
kısası yapılan kan budur.
Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem), Sakifliler üzerine yürüdü ve onları Taif'te
yirmi günden fazla bir süre muhasara altında tuttu. Onlara karşı mancınık
kullandı. Mancınık kullanma görüşünü Selman-ı Farisi ortaya atmıştı. Onlarla
çok çetin bir takım çarpışmalar oldu. Taif'in surlarına yakından hücum
tertipleme günü geldiğinde Müslümanlar yapmış oldukları bir koç arabasının
arkasına girerek Taifin surlarının duvarına doğru ilerlemeye başladılar.
Sakifliler onların üzerine kızdırılmış demir parçaları atınca arabanın altından
kaçmak zorunda kaldılar. Bunun üzerine Taif'te bulunanlar onlara ok atmaya
başladılar ve bazı kimselerin ölümüne neden oldular.
Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem), Sakiflilerin üzüm bağlarının koparılmasını
emretmesi üzerine bağlar koparıldı. Bu sırada Resulullah'ın yanına Taiflilere
ait bazı köleler çıkageldi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) da onları
azad etti. Ebu Bekre Baki' bin Haris bin Kelede bunlardan birisidir. Ona Ebu
Bekre denilmesinin sebebi, aşağı inmek için makara kullanmış olmasıydı. O'nunla
birlikte kaçan başka diğer bazı köleler daha vardı. Taifliler İslam'a girdikten
sonra bu kölelerin efendileri Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den
tekrar onları köleliğe iade etmesini istedilerse de O: "Hayır öyle bir şey
yapmam, çünkü onlar Allah'ın azad ettiği kimselerdir" cevabını verdi.
Osman
bin Maz'un'un hanımı ve Hakim es-Sülemi'nin kızı Hüveyle şöyle söyledi: "Ey
Allah'ın ResuIü, Allah sana Taif'in fethedilmesini kısmet ederse bana Gaylan
kızı Badiye'nin ya da Akil'in kızı el-Faria'nın süs ve mücevherlerini
ver." Sözü edilen bu iki kadın en çok süs eşyası ve mücevheri olan
kadınlardı. Fakat Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: "Ya
Hüveyle, şayet Sakif'in fethedilmesi imkanı bana verilmeyecek olursa o zaman ne
olur?" diye cevap verdi. Hüveyle oradan çıkıp durumu Ömer bin el-Hattab'a
anlattı. Bu sefer Hz. Ömer huzura girerek: "Ey Allah'ın Resulü, Hüveyle bana
bir şeyler söyledi. Sen gerçekten bunları söyledin mi?" deyince, Nebi:
"Evet söyledim" dedi. Bu sefer Hz. Ömer: "Ey Allah'ın Resulü o
zaman buradan ayrılmak için sesleneyim mi?" deyince, Resulullah:
"Evet, gitmek için gerekli ilanı yap" dedi.
Denildiğine
göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Taiflileri muhasaraya devam etme
konusunda Nevfel bin Muaviye ed-Düeli ile danışmış, Nevfel şöyle demişti:
"Ey Allah'ın Resulü, ininde bulunan bir tilkiyi başında bekleyecek olursan
yakalarsın, terk edersen de sana zarar vermez. Bunun için buradan ayrılmayı
ilan et" dedi. Oradan geri dönülünce adamın birisi şöyle söyledi: "Ey
Allah'ın Resulü, sen Sakiflilere beddua et." Bunun üzerine Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah'ım, sen Sakiflilere hidayet ver ve
onların bize gelmesini sağla" diye dua buyurdu. Sakifliler muhasara
edenlerin çekip gittiklerini görünce, Sakifli Said bin Ubeyd: "Haberiniz
olsun, bunlar hala yerlerindedir" deyince, Müslümanlardan birisi de
Uyeyne'ye şunları söyledi: "Hay Allah canını alsın ya Uyeyne sen
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e karşı kendilerini savundular diye mi
methediyorsun?" dedi. Bu sefer Uyeyne: "Allah'a yemin ederim, ben
sizinle birlikte Sakiflilerle çarpışayım diye gelmedim. Bilakis ben belki bana
bir erkek çocuk doğurur ümidiyle Sakifli bir cariye bana düşer diye geldim,
çünkü Sakifliler görülmemiş bir kavimdir."
Taif'te
on iki kişi şehit düştü. Mahzum'lu Abdullah bin Ebi Umeyye, annesi ve
Abdülmuttalib'in kızı Atike, Ebu Bekir es-Sıddik'in oğlu Abdullah bunların
arasındaydı. Abdullah'a bir ok isabet etmiş ve bu okun yarası dolayısı ile
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in vefatından sonra Medine'de ölmüştü.
Bu muhasara esnasında ölenler arasında Saib bin Haris bin Adiyy ve başkaları da
vardı.
Sözü
edilen Gaylan'ın kızı Badiye hakkında Heyt el-Muhannes (yani Hunsa Heyt)
Abdullah bin Ebi Umeyye'ye şunları söyler: "Allah bize Taif'i fethetmeyi
müyesser edince sen Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den sana Gaylan'ın
kızı Badiye'yi vermesini iste, çünkü o sıcakkanlı, bal renkli, tatlı söz
söyleyen iri gözlü birisidir. Konuştuğunda şarkı söyler gibi konuşur, ayağa
kalktığında sağa-sola eğilip bükülür, yürüdüğünde sarsıla sarsıla yürür.
Oturunca kurulur, gelince dört ayakla yaklaşır, gidince şişman olduğu için
sekiz ayaklı gibi gider. Ayaklarının topukları iri iridir." Bunun üzerine
Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sen nitelikleri biliyorsun"
diyerek onu hanımlarının bulunduğu yere girmekten menetti.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA
HUNEYN
GANİMETLERİNİN PAYLAŞTIRILMASI