|
|
HİCRİ 17.YIL
Vakidi'nin
söylediğine göre bu senenin Rabiulevvel (23 Mart - 21 Nisan 638) ayında Hz.
Ömer, Muğire bin Şu'be'yi Basra Valiliği'nden alarak yerine Ebu Musa'yı tayin
etmiş ve O'na Muğire bin Şu'be'yi kendisine göndermesi için emir vermiştir.
O'nun
görevden alınmasının sebebi, Ebu Bekre ile Muğire bin Şu'be arasındaki
anlaşmazlık olmuştur, ikisi de komşu olup aralarında bir yol bulunmaktaydı. Her
ikisinin de bir odası ve karşılıklı pencereleri vardı. Bir gün Ebu Bekre'nin
yanına bir kaç arkadaşı gelmiş, oturmuş konuşuyorlardı. Bu arada bir rüzgar
esmiş ve pencerenin kanadını açmıştı. Ebu Bekre pencereyi kapatmak üzere
kalktığında Muğire'nin de aynı şekilde penceresinin kanadının açık olduğunu ve
Muğire'nin bir kadının bacakları arasında oturmakta olduğunu gördü. Ebu Bekre
çevresinde bulunanlara: "Kalkın ve olanı bir görün" deyince onlar da
ayağa kalkarak bakmağa başladılar. Bunlar Ebu Bekre, Nafi' bin Kele, Ebu
Bekre'nin anne bir kardeşi Ziyad bin Ebih ile Şibl bin Mabed el-Beceli idi. Ebu
Bekre kendilerine: "Şahit olun" deyince onlar: "Bu kadın kim
oluyor'" diye sordular. Ebu Bekre şöyle cevap verdi: "Bu Ümmü Cemil
bin elEfkam'dır" Ümmü Cemil, Amir bin Sa'sa'oğulları'ndan olup Muğire ve
diğer komutanların yanına gelip giderdi. Onun zamanında diğer bazı kadınlar da
aynı şekilde davranırdı. Kadın ayağa kalkınca iyice gördüler. Muğire, namaz
kıldırmak için dışarı çıkınca Ebu Bekre engelolmuş ve Hz. Ömer'e yazılı olarak
durumu bildirmişti. Bunun üzerine Hz. Ömer, Ebu Musa'yı Basra'ya vali olarak
tayin etmiş ve O'na sünnete uymayı emretmiş idi. Ebu Musa: "O zaman bu
konuda Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ashabı ile bana yardımcı ol,
çünkü onlar bu ümmet arasında tuz gibidirler" deyince Hz. Ömer kendisine:
"Arzu ettiğin kimseyi yanına alabilirsin" diye cevap verdi. Bu sefer
Ebu Musa, yanına yirmi dokuz kişi almıştı. Bunlar arasında, Enes bin Malik,
İmran bin Husayn ve Hişam bin Amir de vardı. Ebu Musa onlarla birlikte yola
çıkarak kendisinin emir olarak tayin edildiğini belirten mektubu Muğire'ye
teslim etti. Bu mektup son derece özlü ve beliğ ifadeler taşıyordu: "Bana
çok büyük bir haber ulaştığından Ebu Musa'yı emir olarak gönderiyorum, Sen
elinde ne varsa ona teslim et ve alelacele yanıma gel!" Muğire Ebu Musa'ya
Akile adındaki küçük bir cariye hediye etti.
Muğire,
Ebu Bekre ve diğer şahitler birlikte yola koyuldular ve Hz. Ömer'in yanına
geldiler. Muğire Hz. Ömer'e: "Şu kullara bir soruver, beni nasıl gördüler?
Benim yüzüm onlara mı dönüktü, yoksa arkam mı dönüktü? Kadını nasıl gördüler ve
onu tanıdılar? Eğer onlar beni önümden gördülerse ben nasıloldu da örtünmedim?
Beni arkamdan gördülerse kendi evimde ve hanımımın üzerinde iken bana bakmayı
nasıl kendileri için helal kabul ettiler? Allah'a yemin ederim, ben hanımımdan
başkasına varmış değilim." Onun hanımı Umm Cemil bin el-Efkam'a oldukça
benziyordu.
Ebu
Bekre kendisini Umm Cemil üzerinde ipliğin iğnede olduğu gibi gördüğünü
söyleyerek onları arkalarını dönmüş olarak gördüğünü belirtti. Şibl ve Nafi' de
aynı şekilde şahitlik yaptılar. Ziyad ise şöyle dedi: "Ben onu bir kadının
bacakları arasında oturmuş gördüm. Kına-Ianmış ve çırpınan iki kadın ayağı ile
üstleri açık iki kalça gördüm. Şiddetli bir itişme sesi işittim." Hz. Ömer
kendisine: "İpliğin iğnede olduğu gibi gördün mü?" diye sorunca o:
"Hayır"
diye cevap verdi. Bu sefer Hz. Ömer: "Peki kadını teşhis edebilir
misin?" diye sorunca Ziyad: "Hayır, ama hayal-meyal
hatırlıyorum" diye cevap verdi. Bunun üzerine Hz. Ömer: "Sen kenarda
dur" dedikten sonra diğer üç kişiye iftira cezası uygulanmasını emretti.
Bunun üzerine Muğire: "Bu kulların bana yaptıklarına karşılık sen de benim
yüreğimi soğut" dediyse de, Hz. Ömer kendisine: "Sus, Allah sesini
kısacısa. Allah'a yemin ederim, eğer şahitlik tamamlanmış olsaydı seni kendi
taşlarınla taşlamış olacaktım." diye payladı.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA
AHVAZ, MENAZİR
ve NEHR TİRİ'NİN FETİHLERİNE DAİR HABERLER