ŞAFİİ el-UMM

CENAİZ

 

CENAZE'YE KAÇ KEFEN GİYDİRİLİR ?

 

Bize Rebi' anlattı: İmam Şafij' (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Ölü, üç beyaz kefene sarılır. Bize Peygamberimizin (s.a.v) bu şekilde kefenlendiği rivayet edildi. Cenazeye gömlek giydirilmesini, başına sank sarılmasını sevrnem.

 

Bize Malik, ona Hişam, ona babası, ona da Hz. Aişe şöyle rivayet etti: Resulullah (s.a.v) safpamuktan, (Yemen'in Suhul şehrinden üretilen) beyaz suhuliye bezinden üç kefene sarıldı. Üzerinde gömlek ve başında da sarık yoktu. Tahric: Muvatta, 1/224; Buhari, 1/392; Müslim, 2/649-650

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Bununla beraber bir ölü ne tür ve renk bir bezle kefenlenirse kefenlensin geçerli olur inşaaHah. Bunu söyledik:

Çünkü Resulullah (s.a.v) Uhud savaşında bazı şehitleri alaca çizgili tek bir kumaşla kefenlemiştir. Tahric: Buhari, 4/182; Müslim, 2/649.

 

Bu da gösteriyor ki bu konuda daha azını yapmamamız gereken kesin bir sayı yoktur. Yine bundan anlıyoruz ki avret yerlerini örtecek kadar bir kefen de yeterli olur.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Cenazeye gömlek giydirilse veya başına sarık sarılsa, inşaaHah bunun bir sakıncası olmaz. Cenazenin israf olacak şekilde beş kefene sarılmasını sevrnem.

 

İmam Şafij' (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Cenaze üç kefene sarılınca üzerine iyice sinecek şekilde koku serpilir. Sonra kefenin en güzeli ve en genişi birinci kefen olacak şekilde serilir. Üzerine kafur ve güzel koku saçılır. Sonra daha az geniş olan ikinci kefen serilir. Onun da üzerine kafur ve güzel koku saçılır. Sonra diğer kefen serilir ve onun da üzerine kafur ve güzel koku saçılır. Sonra cenaze üst üste serilmiş bu kefenlerin üzerine sırt üstü yatınlır ve sana anlattığım gibi üzerine kafur ve güzel koku saçılır. Yine sana anlattığım gibi üzerine pamuk konur. Sonra cenazenin üzerine yatınldığı ilk kefenin kenarı sağ tarafına öbür kenarı da sol tarafına sarılır, bir insanın şal giyinmesi gibi. Ardından ikinci kefen de genişliğine göre bu şekilde sarılır ve işlem her üç kefen için de yapılır.

 

imam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Kefenlerin fazlalıkları, ayak tarafında kalan fazlalıktan daha çok olacak şekilde baş tarafta bırakılır. Sonra kefenlerin bu fazlalıkları baş ve ayak tarafında büküıür. Eğer çözülmesinden korkulursa düğümlenir. Kabre konulunca da bütün düğümler çözüıür.

 

imam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Eğer cenaze bir gömlekle kefenlenecekse gömlek normal kefenlerin altına konur, üzerine kefen sarılır. Eğer başına sarık sarılırsa sarığı kefenin altına bağlanır ve üzerine kefen sarılır. inşaaHah bu konuda bir darlık yoktur.

 

imam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Bir tek kefenden başka bir giysi yoksa ona sarılması caiz olur, dar ve kısa da olsa. Onunla başı ve avret yeri kapatılır. Ayakların üzerine de bir şey konur. Uhud savaşında şehit düşen ashabdan bazıları böyle kefenlenerek defnedilmişlerdir.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Eğer bu tek kefen, başı ve avret yerlerini birlikte örtemeyecek kadar darsa onunla avret yerleri örtüıür.

 

imam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Eğer bir kimse denizde bir gemide ölürse, o da bu şekilde kefenlenir ve mümkünse karada defnedilir. Bu mümkün değilse cenazenin iki tahta arasına konulmasını ve bunların iple bağlanmasını, sonra da denize bırakılmasını tercih ederim. Böylece bu iki tahta yüzerek bir yerde sahile vurur. Belki de Müslümanlar onu görüp toprağa verirler. Böylesi denize atılıp balıklara yem olmasından iyidir.

 

Ama böyle yapmayıp cenazeyi denize atarlarsa bunun da uygun olmasını umuyorum.

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Yıkama, koku serpme gibi hususlarda anlattıklarım kadının cenazesi için de geçerlidir. Ama kadının kefenlenmesi, şayet varsa erkeğin kefenlenmesinden farklıdır. Kadına gömlek, önlük giydirilir. Başı sarılır, dolandırılır. Kefenin kenarları göğsünün üzerinde bütün diğer kefen kenarlarıyla bağlanır.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Gömleğin önlüğün altında giydirilmesini tercih ederim, çünkü Peygamberimizin (s.a.v) kızı bu şekilde kefenlenmiştir.

Düşük doğup ölen çocuk doğarken ağlamışsa yıkanır, kefenlenir ve namazı kılınır. Ama doğarken ağlamamışsa yıkanır, kefenlenir ve defnedilir.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Vücudunu saracak bir bez, kefen olarak düşük çocuğa yeter.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Savaşta yaralandıktan sonra bir müddet yaşayan, yemek yiyen, sonra vefat eden şehitler normal şekilde ölenler gibi kefenlenir, yıkanır ve cenaze namazları kılınır. Savaş meydanında hayatlarını kaybeden şehitler ise velileri ve komutanları isterse öldürüldükleri sırada üzerlerinde olan elbiseleriyle kefenlenirler. Varsa ayakkabıları ve kürkü çıkarılır. İstenirse bütün elbiseleri çıkarılır ve başka kumaşlarla kefenlenir. Biri dese ki: Resulullah (s.a.v); " Onları yaraları ve kanlarıyla birlikte gömün. " buyurmuştur, ona deriz ki: Yara ve kan, giysi değildir. Eğer bazıları giysileriyle defnedilirse bunda bir sıkıntı yoktur. Bazıları şayet kendi elbiseleri dışındaki bir elbiseyle gömülürse, Resulullah (s.a.v) Uhud şehitlerinin bazılarını çizgili bir bezle kefenlemişti. Bu bez başa örtüldüğü zaman ayaklar dışarıda kalırdı. Bunun üzerine ayaklarının üzerine ağaç yaprakları koymuştu. Hiç kuşkusuz savaşa gelmiş olduğuna göre üzerinde elbisesi vardı.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Ölünün kefen, koku ve defnedilinceye kadar gerekli diğer harcamaları malından karşılanır. Alacaklıları da, mirasçıları da buna mani olamazlar. Eğer bu hususta cimrilik ederlerse ve adam da eli dar olmayıp durumu vasat ise üç kefen miktarı harcama yapılır. Koku hususunda örfe uygun hareket etmek gerekir. İsraf yapmamak veya gereksiz kısmaya gitmemek gerekir. Koku veya kafur ya da buna benzer bir şey yoksa cenaze işleminin geçerli olmasını umuyorum.

 

Sonraki için tıkla:

 

ŞEHİDLERİN CENAZE MERASİMLERİ