ŞAFİİ el-UMM

SALAT

 

 

SARHOŞ VE AKLİ MELEKESİ OLMAYAN KİŞİNİN NAMAZI

 

Allah (c.c) şöyle buyurdu: "Siz sarhoşken -ne söylediğinizi bilinceye kadar- namaza yaklaşmayın." (Nisa, 43)

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Şöyle denilse: Bu ayet, içki haram edilmeden önce inmiştir. Ayetin içki haram edilmeden önce yahut haram edildikten sonra inmesi arasında fark olmayıp her iki durumda kim sarhoş iken namaz kılarsa namazı caiz olmaz. Bu, Allah'ın (c.c) sarhoş kişinin -ne dediğini bilinceye kadar namaza yaklaşmaması gerekir nehyinden dolayıdır.

 

Bilinen o ki, namaz; söz, amel ve namazı kılan kişinin kendini değişik yerlerde bazı şeyleri yapmaktan uzak tutmasıdır. Bunların tamamını yerine getirebilecek kişi de ancak onları aklı ile kavrayabilen kişidir.

 

Sarhoşken namaz kılan kişinin, kılmış olduğu namazı, sarhoşluğu gittikten sonra iade etmesi gerekir.

 

İçilmesi haram olan bir madde içip sarhoş olmadan namazı kılan kişi, bu fiiliyle günahkar olur, ama kılmış olduğu namazı iade etmesine gerek yoktur. Çünkü o, ne söylediğini akledebilecek durumdadır. Ama sarhoşsa, ne söylediğini kavrama kabiliyetini yitiren kişidir, onun için kıldığı namazı iade eder.

 

Sarhoş olmadan haram kılınan bir madde içen kişinin, namazını iade etmesini uygun görürüm.

Sarhoşluğun asgarisi, sarhoş kişinin sarhoş olmadan önce kavrama imkanı olan bazı durumları kavramasını engelleyecek kadar olmasıdır.

 

Ağır bir vesvese neticesinde aklı idrak edemeyecek duruma gelen ve namazını bu durumdayken kılan kişi, daha sonra bu ağır vesvesenin gitmesiyle idrak kabiliyeti yerine geldikten sonra namazını iade eder. Kim aklının idrak melekesini gidermek için bir madde kullanırsa, bu fiiliyle günahkar olur. Ve kılmış olduğu namaz geçerli bir namaz olmaz. Bu durumda gerek sarhoşa gerekse başka bir yolla akli melekesi olmadan namaz kılan kişiye akli melekeleri yerine geldikten sonra namazlarını iade etmeleri gerekir.

 

İçmiş oldukları maddeyi sarhoşluk vermeyen bir madde olarak değerlendirmeleri ile sarhoşluk veren bir madde olarak değerlendirmeleri arasında fark yoktur. Bu durumu namaz açısından böyle değerlendirmek gerekir.

 

Eğer söz konusu kişiler, namaza başlarken idrak kabiliyetleri varken selam verip namazdan çıkmadan önce akli idraklerini yitirirlerse, kılmış oldukları namazı iade etmeleri gerekir. çünkü namaza başlarken namazı bozan şey, namazın sonunda da namazı bozar. Aynı şekilde eğer iftitah tekbirini aldıklarında akli idrakleri yerinde olmayıp ondan sonra namaz içinde ayılacak olurlarsa -namazı iftitah tekbirinin dışındaki kısmını ayık kılmış olmalarına rağmen- bu namazı iade etmeleri gerekir. Çünkü namaza akletmeden başladıklarından dolayı iade etmesi gerekir.

Akli melekenin en az kaybolduğu ve namazın iadesini gerektirdiği durum; kişinin aklının karışık olduğu durumlardır. Kişinin aklının, bazı durumları idrak edebilirken bazı durumları az da olsa idrak etmekten aciz kaldığı hallerdir.

 

Sonraki için tıkla:

 

HARAM BiR MADDE KULLANMADAN AKLİ MELEKEYİ YİTiRMEK