ŞAFİİ el-UMM

HAC

 

HAC İÇİN BORÇLANMAK

 

[955] Bize er- Rebi' haber verip dedi ki: Bize Şafii haber verip dedi ki: Bize Said b. Salim, Süfyan es-Sevri'den haber verdi. O, Tarık b. Abdurrahman'dan o, Nebi (s.a.v.)'ın arkadaşı Abdullah b. Ebu Evfidan rivayet ettiğine göre, o şöyle demiştir: Ona haccedemeyen bir adam hac için borçlanır mı? diye sordum. O: "Hayır" buyurdu.

 

Şafii (Allah'ın rahmeti ona olsun) dedi ki: Malında, borçlanmaksızın haccedebileceği yeterli bir bolluk bulunmayan bir kimse, yol bulamayan bir kimse demektir, ama ticaret malları pek çok ise bu mallarının bir kısmını satması yahut da o malları sebebiyle borçlanması ona bir görevdir ki haccedebilsin. Eğer bir meskeni, bir hizmeti ve esen kalması halinde hacdan dönünceye kadar aile halkının geçimi varsa, haccetmek görevidir. Eğer ailesinin ihtiyacından yahut bineğinden ancak birisine sahip olup ikisine bir arada sahip bulunmuyorsa, bana göre aile fertlerinin ihtiyaçlarını karşılaması hacdan onun için daha lüzumludur. Allah en iyi bilendir. Aile fertleri arasında bulunmadığı süre zarfında onlara yetecek geçimliklerini yanlarında bırakmadıkça ona hac vadp değildir.

 

Bir kimse, bir başkasına ücretle hizmet etmek üzere anlaşsa, sonra onunla birlikte hac için ihrama girse, bu onun için İslamın emrettiği hac olarak geçerlidir, çünkü bu haccı eksiksiz eda etmesi halinde ücretle çalışmak suretiyle hac amellerinden herhangi bir şeyi eksiltmiş olmaz. Hac amelinden bir şeyi nakzetmeksizin başkasının emrini yerine getirmesi de ona haram değildir. Tıpkı üzerine düşeni yerine getirmesi şartıyla kendisine ait işleri yerine getirmesi gibi ve tıpkı başkasına karşılıksız olarak sevap kazanmak yahut sevap kazanmaksızın hizmet etmesi gibidir.

 

[956] Bize Müslim ve Said, İbn Cüreyc'den haber verdi. İkisi Atadan o, İbn Abbas'dan rivayet ettiğine göre, bir adam ona: Ben bunların yanında ücretle çalışıp onlarla beraber hac ibadetinin gereklerini yerine getirecek olursam. Benim edrim var mı? demiş. İbn Abbas, evet: "İşte onların kazandıklarından bir payları vardır, Allah hesabı pek çabuk görendir" (Bakara, 202) buyruğunu okudu.

 

Bir kimse, başkasının temin ettiği binek ve ihtiyacını karşılaması suretiyle, haccederse, onun için İslamın emrettiği haccın yerini tutar. Nitekim Rasulullah (s.a.v.)'ın bineklerini temin ettiği bir takım kimseler, Rasulullah (s.a.v.) ile birlikte haccetmişler ve onların hepsi arasında kendi malından koyunlar paylaştırmış, onlar da kendilerine kesmeleri kap eden koyunlar olarak onları kesmiş ve bu onlar için geçerli ve yeterli olmuştur. Çünkü onlar, kendilerine vermiş olduğu koyunlara malik olmuşlar ve malik olduklarını kesmişlerdir.

 

İhtiyaç ve masrafları başkası tarafından karşılanan bir kimsenin bu haccı; ister tetavvu olarak ister ücret karşılığı olsun, yeterli ve geçerli olur. Hac olarak yapması gerekenleri yaptığı takdirde haccı bozulmuş olmaz. Bununla birlikte ücret alması da zengin yahut fakir olsun, aradaki bağları gözetmek üzere yapılanları kabul etmesi de mubahtır, çünkü bağı gözetmek inanlardan hiçbir kimseye haram değildir. Ancak sadaka / zekat bazı kimselere haramdır. Eğer kendisi binek bulamayacak olursa, dilencilik yapar ama ücretle çalışmaz, çünkü haccetmeyi gerektiren yol bulabilmek, masrafını ve hacdan önce yahut hac esnasında malik olduğu bir şeyden bineğini temin edebilmek demektir.

 

Sonraki için tıkla:

 

KADININ VE KÖLENİN HACCETMESİ