Bütün İtaatlerin İmandan Olduğunun Delili |
Yüce Allah müminleri
vasfederken şöyle buyurur: "Müminler ancak, Allah anıldığı zaman yürekleri
titreyen, kendilerine Allah'ın ayetleri okunduğunda imanlarını artıran ve
yalnız Rablerine dayanıp güvenen kimselerdir. Onlar namazlarını dosdoğru kılan
ve kendilerine rızık olarak verdiğimizden (Allah yolunda) harcayan kimselerdir.
İşte gerçekten inanmış olanlar bunlardır"[Enfal 2- 4]
Yüce Allah müminlerin bu
amelleri yapan kişiler olduğunu bildirerek bu amellerin imana delalet eden
ameller olduğuna işaret etti.
Halimi şöyle der:
"Bu ayette vasfedilen müminlerin mümin ismini Allah'ın kendilerine bu ameller
sebebiyle verdiği, ama kişinin kulluğunu gösterdiği amellerin sadece bunlar
olmadığı açıktır. Bunların zikredilmesinden kasıt şudur: Bu amellerden farz
veya mendub olanlardan namaz, sadece bedenle yapılan ibadetlere işaret eder.
Allah'ın verdiği rızıktan infak etmek ise mallarla yapılan ibadetlere işaret
eder. Kalbin titremesi, kişinin her yönüyle doğru olmasıdır. Buna ibadetlerin
hepsinin yerine getirilip günahlardan uzak durmak ta girer."
Ayet, Allah anıldığı
zaman yürekleri titreyenleri kastetmektedir. Günahları işlemek ve Allah'ın
emirlerine muhalefet etmek, yüreğin titremesine işaret etmez. Aynı zamanda
ayette kendilerine Allah'ın ayetleri okunduğu zaman imanları artanlar
kastedilmektedir. Farzları yapmaktan geri durmak ve yapması gerekenleri terk
etmek, imanın artmasına işaret etmez. (Bu ayete baktığımızda), böyle yapanların
gerçek mümin olmadığını ve imanlarında noksanlık olanların bu ayete dahil
olmadığını görmüş oluruz.
Yüce Allah şöyle
buyurur: ''... Fakat Allah size imanı sevdirmiş ve onu gönüllerinize
sindirmiştir. Küfrü, fiskı ve isyanı da size çirkin göstermiştir ...[Hucurat 7]
Yüce Allah bize
sevdirdiklerini ve çirkin gösterdiklerini karşılaştırdıktan sonra sevdirdikleri
arasından imanı zikredip onu kerih gördüğü küfür, fısk ile karşılaştırdı. Bu,
imanın iki zıddının olduğuna veya imana aykırı olan şeylerin bazen küfür, bazen
de fısk olduğuna delalet eder. Bu da bütün itaatlerin imandan olduğunu
gösterir. Eğer böyle olmasaydı fısk, imanı terk etmek olmazdı. Allah en
doğrusunu bilir.
imam Ahmed der ki: Yüce
Allah, fısk ile isyanı birbirinden ayırdı. Bu da bazı isyanların kişiyi fasık
yapmadığını, fasıklığın büyük günahları işlemekle ve küçük günahları yapmakta
ısrar etmekte olduğunu gösterir. Bütün bunlardan da kaçınmak imandandır. Başarı
Allah'tandır.
Yüce Allah şöyle
buyurur: ''... Allah ibadetlerinizi boşa çıkaracak değildir. ,[Bakara 143]
Müfessirlere göre Allah
bu ayetle Beytulmakdis'e doğru kılınan namazı kastetmektedir. Bu da namazın
iman(dan) olduğunu gösterir. Bununla da bütün itaatlerin iman(dan) olduğunu ve
hiçbir şeyin imanla ameli birbirinden ayıramayacağını gösterir.
11- İmam Ahmed der ki: Bizlere Ebu İshak kanalıyla Bera b.
Azib'den şu rivayet yapılmıştır: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
Medine'ye geldikten sonra on altı veya on yedi ay Beytulmakdis'e (Mescid-i
Aksa'ya) doğru namaz kıldı ve daha sonra kıble Kabe oldu. Bundan önce de
bazıları öldü, bazıları öldürüldü. Sahabe bunlar hakkında ne denileceğini
bilemeyince Allah, bunlar hakkında: "Doğrusu Allah'ın yola koyduğu
kimselerden başkasına bu ağır bir şeydir. Allah ibadetlerinizi boşa çıkaracak
değildir. Doğrusu Allah insanlara şefkat gösterir, merhamet eder"[Bakara
143] ayetini indirdi.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir ve Sahih'in ravileridir.
Buhari ve Müslim
Sahih'te, Züheyr b. Muaviye kanalıyla rivayet ettiler.
Resulullah {Sallallahu
aleyhi ve Sellem} temizliği imandan saymıştır:
12- Ebu Malik el-Eş'ari bildiriyor: Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) şöyle derdi: 'Temizlik, imanın yarısıdır.
Müslim, Sahlh'inde, Eban
b. Yezid el-Attar'ın rivayetiyle nakletti.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir ve Sahih'in ravileridir.
13- Amr b. Murra, Muaviye b. Suveyd'den -zannedersem o da
babasından- şöyle nakleder: Bir gün, ResululIah'ın (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) yanında oturmuş konuşurken ResululIah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"imanın hangi bağının daha sağlam olduğunu biliyor musunuz?" diye
sordu. Oradakiler: "Namazdır" karşılığını verince ResululIah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Namaz güzeldir, ama o değildir"
buyurdu. Oradakiler: "Cihaddır" deyirıce ise Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): «Cihad da güzeldir, ama o da değildir"
buyurdu. Onlar: "Hacdır" deyirıce ResululIah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "O da güzeldir, ama o da değildir" karşılığını verdi. Onlar:
"Oruçtur" deyirıce ResululIah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Oruç ta güzeldir, ama o da değildir" dedi ve şöyle devam etti:
"imanın en güzel bağı, Allah için sevmen ve Allah için buğz etmendir.
Tahric: Senedinde
mahzur yoktur; ancak Beyhaki'nin hocasını tanımıyorum.
14- Muaviye b. Suveyd b. Mukarrin, Bera b. Azib kanalıyla
Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) buna benzer bir rivayette bulundu;
ancak hadisin sonunda şunu söyledi: Sahabe İslam'ın emirlerini saymaya
başladılar. ResululIah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onların bilemediğini
görünce: "İmanın en sağlam bağı, Allah için sevmen ve Allah için buğz
etmendir" buyurdu ve bütün bu emirleri yerine getirmeyi imandan saydı.
Hadisin sevgi ve buğzla
ilgili rivayetlerden oluşan şahidi vardır.
Tahric: Senedinde
mahzur yoktur. Taberani, M. es-Sağir (1/223-224) ve M. el-Kebir 10/211-212
(10357).
15- Sehl b. Muaz b. Enes el-Cuheni, babasından Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu nakleder: "Kim Allah için
verir, Allah için meneder, Allah için sever, Allah için buğz eder ve Allah için
bir evlilik yaparsa bu kişinin imanı tamamlanmıştır ...
Tahric: İsnadı
hasendir. Hakim, Müstedrek (2/164) ve Taberani, M. el-Kebir 20/188 (412).
Ebu Umame el-Bahili'nin
hadisinde de Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Nikah kısmı dışındaki
bölümü rivayet edildi.[Ebu Davud (5/60)]
Orada bu özelliklerin hepsinin imandan olduğunu söyleyip imanın en
sağlam bağının ihlas olduğunu belirtti.
16- Hz. Ali, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurduğunu nakleder: "iman kalple bilmek. dil ile ikrar ve azalarla amel
etmektir ...
İsnadı zayıfur.
17- Ali b. Musa er-Rıza, babasından ... aynı isnadla rivayet
etti; ancak. ondaki ibare şu şekildedir: "İman kalple bilmek, dil ile
ikrar ve azalar ile amel etmektir.
Bu hadisin şahidi,
Resulullah'ln (Sallallahu aleyhi ve Sellem) daha önce geçen imanın şubelerini
bildiren hadistir.
Tahric: Ebu's-Salt
dışındaki ravileri güvenilirdir. Beyhaki'nin de hocasını tanımıyorum.
Yüce Allah: "İnanıp
yararlı işler işleyenlerin, .. .''[Bakara 277] ayetinde salih ameli (diger
ibadetlerle birlikte) ayrıca saymıştır. Yine: " .. Ancak inanıp yararlı iş
işleyenler, birbirlerine gerçeği tavsiye edenler ve sabırlı olmayı tavsiye
edenler bunun dışındadır'[Asr 3] ayetinde de hakkı ve sabrı tavsiye etmeyi
ayrıca (diger amellerden ayrı olarak) saymıştır. Bu; hakkı ve sabrı tavsiye
etmenin salih amelden sayılmadığını göstermez.
Yine Yüce Allah'ın
"İnanıp yararlı işler işleyenlerin, ... ''[Bakara 277] ayeti, salih amelin
iman olmadığını göstermez. Bunun manası; sadece küfrü inkar etmekle
yetinmemeye, bunun yanında diger amelleri de ifa etmeye ve böylece imanlarının
en azdan daha kamil bir duruma gelmesine delalet etmektedir. Veya deriz ki:
iman edenlerden kasıt Allah'a iman etmek, salih amelden kasıt ta Allah için
iman etmektir. Bu iki iman da daha önce açıkladıgımız gibi birbirinden
farklıdır. Bu sebeple ayrı isimlerle zikredilmişlerdir.
Bir sonraki konu için aşağıdaki link’e
tıklayın:
İman'ın ve
İslam'ın Aynı Manaya Geldiğinin Delili