TAHARET / ABDEST / MESTLER’E MESH |
C- MESTLER ÜZERİNE MESHİN
ŞARTLARI
[Mestler üzerine meshin]
şartlları: Taharetin [abdestin / guslün] tamamlanmasından sonra giyilmesi
[Mestin meshetmeye elverişli olması. Bu da şu üç şartla olur]:
Mestin [ayakta]
yıkanması farz olan bölgeyi kapatması, Temiz olması, Devamlı yürümeye elverişli
olması, çünkü yolcu, ihtiyaçlarını karşılamak için bu mestle hareket edecektir.
Denildiğine göre [bir
başka şart da] mestin helal [yoldan elde edilmiş] olmasıdır.
a. Mestin taharetin
tamamlanmasından sonra giyilmesi
1. Mestlerin ab de st
veya gusülden sonra giyilmesi Mestler üzerine meshin caiz olmasının iki şartı
vardır. Birincisi mestin küçük ve büyük abdestsizlikten tam olarak
temizlendikten sonra [abdest ve gusülden sonra] giyilmiş olmasıdır. Bunun
delili daha önce geçen hadistir.
[Bu şarta ilişkin bazı
meseleler şunlardır]:
> Kişi mesti
ayaklarını yıkamadan önce giyse veya ayakları mestin içinde iken yıkasa mesh
yeterli olmaz. Ancak yıkarken kişi mestleri ayak yerinden çıkarır sonra oradan
tekrar sokarsa bu caiz olur.
> Kişi bir ayağını
yıkadıktan sonra mestin içine soksa sonra diğerini yıkayarak mestin içine
soksa, ilkini mestin ayak yerinden dışarı çıkarıp daha sonra içeri sokmadıkça
caiz olmaz.
> Kişi ayaklarını
mestin bacağında iken yıkayıp sonra ayak yerine soksa mesh caiz olur.
> Kişi ayaklarını
yıkadıktan sonra mestleri giymeye başlasa, ayaklarını mestlerin ayak yerine
yerleştirmeden abdesti bozulsa mesh caiz olmaz.
> Kişi abdestsiz ve
cünüp iken; abdest organlarını yıkasa veya "gusletmek abdest almak yerine
geçer" görüşünü tercih ettiğimizde- guslederken abdest organlarını yıkasa
ve bedeninin geri kalan kısmını yıkamadan mestlerini giyse bunlar üzerine
meshedemez. Çünkü temizliği tamamlanmadan mestlerini giymiştir.
[Soru]: M,etinde
"Tamamlama" ifadesine gerek yoktur. Çünkü "taharet [abdest /
gusül]" dediğimizde zaten bunun tamamlanmış olması gerekir. Bu yüzden
Rafii el-Veciz'in ifadesine şu şekilde itiraz etmiştir: "[Taharetin]
tamamlanmış olması" kaydına gerek yoktur. Çünkü iki ayağını veya bir
ayağını yıkamamış kimseye "taharetsiz" denilir" .
[Cevap]: Bu kayıt
Müzenl'nin "kişi bir ayağını yıkayıp mestin içine soktuktan sonra diğer
ayağını yıkayıp mestin içine soksa bunlar üzerine meshedebilir" görüşünü
reddetmeyi pekiştirmek için zikredilmiştir. Yine "[abdest azalarının]
bazılarının kastedildiği" şeklindeki yanlış anlamayı gidermek için bu
zikredilmiştir.
"Bununla özür
sahipleri dışarıda bırakılmıştır" denilemez; çünkü "kamil /
tamamlanmış" ifadesinin zıddı nakıstır. Bu kişinin tahareti ise nakıs
değil zayıftır. İhtiraz edilen hüküm iddia edilenin zıddı olmalıdır.
2. Mestlerin teyemmümden
sonra giyitmesi
[el-Minhac metninde]
"taharet" sözcüğünün belirsiz [elif-lamsız] olarak gelmesi teyemmümü
de kapsamaktadır. [Teyemmümde iki durum söz konusudur]
[Birinci durum]: Su
bulamadığı için teyemmüm yapıp [mestlerini giyen kimse] su bulduğunda abdest
alırken mestler üzerine mesh yapamaz, mestlerini çıkarıp tam olarak abdest
alması gerekir.
[İkinci durum]: Kişi
hastalık vb. bir sebeple teyemmüm yapıp [mestlerini giyse], abdesti bozulunca
mestler üzerine mesh yapmak için kendisini abdest almaya zorlasa mestler
üzerine mesh yapabilir. e Bundan sonra abdestini bozması durumunda hükmün ne
olacağı daha önce geçmişti. Ancak İsnevi kişinin kendisini bu şekilde abdeste
zorlamasının dÜz olup olmadığında tereddüt etmiştir. Hocam Remli'nin de
belirttiği üzere öyle görünüyor ki kişi bu abdestten dolayı zararla
karşılaşacağı kanaatine sahipse abdest alması haram olur, aksi takdirde haram
olmaz.
Özürlü kimse veya su
bulunmaması dışında bir sebeple teyemmüm yapan kimse iyileşse mestler üzerine
mesh yapamaz. Çünkü meshin kendisine dayanacağı taharet bozulmuştur.
EI-Mecmu'da belirtildiği
üzere kişi mestlerini tuvaleti gelmişken giyse bu mekruh olmaz.
b. Mestin meshetmeye
elverişli olması
Mestin meshetmeye
elverişli olması da üç şartla olur:
1. Mestin, abdestte
ayağın yıkanması farz olan bölgesini kapatması
Ayağın, ayak
bileklerindeki çıkıntılara kadar olan bölümünün yanlardan kapatılmış olması
gerekir, üstten kapatılması gerekmez.
Mestin ağzının geniş
olması sebebiyle kişinin ayağı mestin yukarı kısmından bakılınca görülecek
şekilde olsa bunun zararı olmaz. Avret yerlerini kapatan örtünün ise üstlerden
ve altlardan kapalı olması gerekir, alttan kapalı olması gerekmez. [Aradaki
fark şudur]: Avret yeri örtmede giyilen gömlek bedenin üst kısmını kapatmada
kullanılır, mestler ise ayakların alt kısmını örtmede kullanılır.
Mestler, yıkanması farz
olan bölgeyi örtmezse veya mestin yıkanması farz olan bölgeyi örten yerinde bir
yırtık varsa bunun meshe zararı olur [mesh yapılması caiz olmaz].
Mestin astarı veya dışı
yırtılsa, kalan kısım kalın olsa bunun meshe zararı olmaz, aksi takdirde zararı
olur.
Mest, aynı hizada
olmayan iki yerinden yırtılmış olsa bunun zararı olmaz.
Burada
"örtmelkapatma" ile kastedilen, mestin yıkanması farz olan bölgenin
önüne gelmesi olup, görünmeyi engelleme şart değildir. Avret yerinin
örtülmesinin aksine burada mestin şeffaf bir şey olması yeterlidir. Çünkü
burada amaç suyun geçmesini engellemek, avret yeri örtme de ise amaç görünmeyi
engellemektir.
EI-Mecmu'da şöyle
denilmiştir: Mestlerde dikkate alınan şeyayağı örten nesne sebebiyle ayağı
yıkamanın zor olmasıdır. Şeffaf bir şey giyme durumunda bu amaç sağlanmış olur.
Avret yerin örtülmesinde ise önemli olan görünmesi haram olan yerin
örtülmesidir, şeffaf bir şey bunu sağlayamaz. Bu meselenin benzerlerinden biri
satılan malı camın gerisinden görmektir. Bu yeterli olmaz; çünkü amaç
belirsizliği [garar] gidermektir. Bu ise camın gerisinden sağlanamaz. Çünkü cam
gerisindeki şey çoğunlukla bulunduğu halden farklı görünür.
2. Mestlerin temiz
olması
[Mestlerin meshe
elverişli olması ile ilgili ikinci şart] mestlerin temiz olmasıdır. Buna göre;
[a - Aslen necis olan
mestler]
Tabaklanmamış deriden
yapılan mestler üzerine mesh yapmak sahih değildir; çünkü bu mestlerle namaz
kılmak mümkün değildir. Mesh yapmanın tek amacı namaz kılmak değilse de meshin
asıl amacı namaz kılmaktır, diğer amaçlar buna tabidir. Ayrıca mest ayağın
bedelidir. Ayağın necaseti giderilmedikçe ayak hadesten temizlenemez. Öyleyse
bedelolan şey maddeten necis bir şey iken [necisü'laynı onun üzerine nasıl mesh
yapılır!
[b - Sonradan necis hale
gelen mestler]
el-Mecmu'da belirtildiği
ne göre, üzerine necaset bulaşan mest de böyledir. İbnü'l-Mukri'ye göre ise bu
mestin temiz yerine yapılan mesh sahihtir; kişi bununla mestlerindeki necaseti gidermeden
önce mushafa dokunma, mestleri yıkadıktan sonra da namaz kılma imk2mına sahip
olur. [Necaset bulaşan mestin, maddeten necis olan mest gibi kabul edilmesinin
sebebi şudur]: Meshin asıl amacı namaz kılmaktır, namaz dışında; mushafa
dokunma vb. şeyler ise namaza bağlıdır. Ayrıca mest ayağın bedelidir. Kişinin
ayağı necis olsa üzerinde necaset var iken hadesten temizlenmez.
Mestin üzerinde, dinen
mazur görülecek miktarda bir necaset varken kişi necaset bulunmayan yere mesh
yaparsa sahıh olur. Necasetin üzerine mesh yaparsa necaset meste bulaşır. Bu
durumda mestin dışını ve elleri yıkamak gerekli olur. Bu, el-Mecmu'da
belirtilmiştir.
Mest necis bir kılla
dikilmiş olur da mest veya kıl ıslak olursa, mest yıkandığında mestin dışı
temiz olur, dikiş yeri temiz olmaz. Burası dinen mazur görülür, yaş olan ayağı
necis kılmaz. er-Ravda'nın yiyecekler konusunda zikredildiği üzere bu mestle
farz ve nafile namazlar kılınır; çünkü bu, sıklıkla karşılaşılan bir durumdur.
Et-Tahkik'te ise bununla namaz kılınamayacağı belirtilmiştir.
3. Devamlı yürümeye
elverişli olması
a. Gerekliliği
Mestle ilgili diğer bir
şart da mestin devamlı yürüme mümkün olacak şekilde güçlü olmasıdır. Çünkü
yolcu kötürüm bile olsa, ihtiyaçlarını karşılamak için; hayvandan binme,
hareket etme vb. normalde yolcuların yaptığı hareketlerde mest ile hareket
edecektir.
b. Mest ne kadarlık
yürüyüş e elverişli olmalıdır?
Mestin ne kadar süre ile
yürümeye elverişli olması gerektiği konusunda farklı görüşler ileri
sürülmüştür:
[Birinci görüş]:
Mehamill bunu üç gece ve yukarısı olarak belirlemiş, et-Tenkih'te belirtildiği
ne göre İsnevı de bunu kabul etmiştir.
[İkinci görüş]:
EI-Mühimmat'ta şöyle denilmiştir: Bu konuda esas alınacak görüş Şeyh Ebu
Hamid'in yaklaşık olarak namaz kısaltma mesafesi ile sınırlayan görüşüdür.
[Üçüncü görüş]:
İbnü'n-Nakib şöyle demiştir: Bu, üç gün ve üç gecede gidilebilecek menzillerle
sınırlanırsa uzak bir görüş olmaz.
Burada mestin üzerine
ayakkabı giyerek mi giymeyerek mi yürümek kastedilmiştir? Buna dair bir bilgi
veren görmedim.
Alimlerin görüşlerinden
bununla ayakkabısız yürümenin kastedildiği anlaşılmaktadır. Çünkü ayakkabı ile
yürümek kastedilmiş olsa mestlerin pek çoğu ile bu yapılabilir.
Yerin yumuşaklık ve
sertliğinin de göz önünde bulundurulması gerekir.
Çoğunluğun görüşüne en
yakın olan -İbnü'l-İmad'ın dediği üzere- mukim ve onun hükmünde olanlar için
bir günlük ve gecelik ihtiyaçların karşılanması için yürümedir. Yolcu için üç
gün üç gecelik, yani namazların kısaltılabileceği süredeki ihtiyaçların
karşılanması için yürünmesi dikkate alınır. Çünkü bu süre geçince mestlerin
çıkarılması gerekir. Mestin kuvvetli olması bu süre zarfındaki yürüyüşle belli
olur.
c. Sürekli yürümeye
elverişli olan ve olmayan mestler
Deriden yapılan mest ile
keçe, cam ve üst üste sarılmış bezler gibi maddelerden yapılan mestler
birbirine eşittir.
Devamlı yürümeyi
engelleyen şu mestler üzerine ise mesh yapılmaz:
> Ağırlığı sebebiyle devamlı
yürümeye elverişli olmayan demirden yapılan mestler,
> Başının keskin
olması sebebiyle mestin ayakta sabit durmasını engelleyecek şekildeki mestler,
> Zayıflığı sebebiyle
yürümeye elverişli olmayan yün çorap ve zayıf deriden yapılan mestler,
> Kalınlığı sebebiyle
yürümeye elverişli olmayan kalın tahtadan yapılmış mestler,
> Çok geniş veya dar
olması sebebiyle yürünemeyen mestler.
4. Mestin helal yoldan
edinilmiş olması
[mestler üzerine mesh
yapabilmek için mestlerin helal yoldan elde edinilmiş olmasının şart olup
olmadığı konusunda iki farklı görüş vardır]:
[Birinci görüş]: Bir
görüşe göre mestin bir şartı da helal [yoldan edinilmiş] olmasıdır. Buna göre
gasp edilmiş meste mesh yeterli değildir. Çünkü meshetmek bir ruhsattır. Günah
olan şeylerde ruhsat kullanılamaz. (Genel kural)
[İkinci görüş]: Daha
doğru olan görüşe göre ise bu şart değildir; çünkü mesh yapmayı dÜz kılan şey
mestler değildir, mestler yalnızca ruhsatın gerçekleştirildiği nesnelerdir.
Günah yolculukta namazın kısaltılamaması konusu bundan farklıdır; çünkü namazı
kısaltınayı caiz kılan şey yolculuğun kendisidir.
Saygıdeğer bir nesne ile
tuvalet temizliği yapılmaması buna aykırı değildir; çünkü o meselede saygınlık,
buradakinin aksine, nesnenin kendisinde bulunmaktadır.
Bu ikinci görüşe göre
gasp edilen mestlere, kalın ipekten mestlere, erkeğin kullandığı gümüşten ve
altından mestlere mesh yapılabilir. Bu, gasp edilen toprakla teyemmüm yapmaya
benzer. (Kıyas)
el-Ubab'ta "mesti
giyen kişinin hac veya umre için ihrama girmiş olması"nı istisna etmiştir.
Bunun delili güçlüdür. Bununla, "gasp edilen" veya diğer mestler
üzerine me sh etme konusu arasındaki fark şudur: İhramlı kişinin bizzat giyme
fiilini yapması yasaktır. Bu bakımdan ihramlı iken giyilen mest, "sÜrekli
yürümeye elverişli olmayan mest" gibidir. Gaspedilen ve diğer mestlerin
giyilmesinin yasaklanması ise kişinin haksız olarak başkasının malını
kullanması sebebiyledir.
El-Ubab yazarı dışında
bazıları -şayet böyle bir mest yapılırsainsan derisinden yapılan mesti yasaklamıştır.
Alimlerin sözlerinin zahirlerinden anlaşılan bunun istisna edilmemesidir.
[Soru]: Metinde geçen
"ayağı örten [satir]" ve daha sonraki ifadeler mest giyen kişinin
durumlarını kayıtlayan ifadelerdir. Bunlar niçin emredilmiş / şart koşulmuş olsun
ki? Çünkü "Hind' e otururken vur" emrinde olduğu gibi bir şeyi
emretmek, onu kayıtlayan durumu emretmeyi gerektirmez. (Genel kural)
[Cevap]: Söz konusu
kural, zikredilen örnekte olduğu gibi, durumla emredilen aynı türden
olmadığında ve emredilenin fiili olmadığında söz konusudur. Ancak "ifrad
haccı yap" cümlesinde olduğu gibi emredilen şey ile onu kayıtlayan durum
aynı cinsten olursa veya "Mekke'ye ihramlı gir" cümlesinde olduğu
gibi emredilen şahsın fiili olursa, söz konusu durum da emredilmiş olur. el-Min
hac metnindeki ifadeler de bu türdendir bu yüzden zikredilen şartların tümü
mesrte aranır.
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN