MUĞNİ’L-MUHTAC

BAYRAMLAR VE NAMAZI

 

4. HER İKİ BAYRAMDA DA YAPILMASI SÜNNET OLAN İŞLER

 

Cuma namazında olduğu gibi;

1) Bayram [için] gusletmek menduptur. Gusletmenin vakti gece yarısı girer. [Zayıf] bir görüşe göre ise fecir vakti girer.

 

2) Güzel koku sürünmek ve süslenmek de sünnettir.

 

Bayram namazının mescidde kılınması daha faziletlidir. [Zayıf]

bir görüşe göre bir özür bulunmadıkça açık alanda kılınması daha faziletlidir. [Şayet namaz açık alanda kılacaksa devlet başkanı] zayıf olan [ve bu sebeple açık alana gidemeyecek durumda olan] kimselere namaz kıldırmak üzere bir vekil belirler.

 

Kişi bayram namazına giderken bir yoldan, gelirken başka bir yoldan gelir.

[İmam dışındaki şahıslar] bayram namazına erkenden giderler.

 

İmam [ise] namaz kılınacağı zaman gelir. Kurban bayramında acele eder.

 

Ben [Nevevi] derim ki:

 

1) Kişi ramazan bayramı namazına gitmeden önce bir şeyler yer, kurban bayramı namazına gitmeden önce ise bir şey yemez.

 

2) Kişi bayram namazına sakin bir şekilde yürüyerek gider.

3) İmam dışındaki kişilerin bayram namazından önce nafile namaz kılmaları mekruh değildir. Allah daha iyi bilir.

 

A. GUSLETMEK

B. GÜZEL KOKU SÜRÜNMEK

C. SÜSLENMEK

D. BAYRAM NAMAZINI CAMİDE KıLMAK

E. BAYRAM NAMAZINA GİDİŞ VE DÖNÜŞTE FARKLI YOLU KULLANMAK

F. NAMAZA ERKENDEN GİTMEK

G. İMAMIN NAMAZ KILINACAĞI ZAMAN GELMESİ

H. BAYRAM NAMAZINA GİTMEDEN ÖNCE BİR ŞEY YEMEK

I. BAYRAM NAMAZINA SÜKUNETLE GİTMEK

İ. BAYRAM NAMAZINDAN ÖNCE NAFİLE NAMAZ KILMAK

J. BAYRAM GECELERİNİ İBADETLE GEÇİRMEK

 

A. GUSLETMEK

 

A. HÜKMÜ

 

Cuma gününe kıyasla ramazan ve kurban bayramı için gusletmek de menduptur. Nevevl'nin genel ifadesinden anlaşıldığına göre bu konuda namaza giden kimse ile gitmeyen kimse arasında bir fark yoktur. Bu anlam doğrudur. Çünkü bayram bir süslenme günü olduğundan bayram günü için yıkanmak sünnet olmuştur. Ancak Cuma günü yıkanmak ise bundan farklıdır.

 

B. BAŞLANGıÇ VAKTi

 

[Bu konuda mezhep içinde farklı görüşler vardır]

 

[Birinci görüş]

 

Fecirden sonra gusletmek müstehap olmakla birlikte gusletmenin e vakti gece yarısından itibaren girer. Çünkü [mesela] Sevad [Irak] bölgesinde köylerde oturan insanlar bayram namazına yetişebilmek için erkenden [fecirden önce] yola çıkmaktadırlar. Şayet fecirden önce yapılan gusül sünnetin yerine gelmesi açısından yeterli olmasaydı bu durum onlar açısından bir zorluk olurdu. Bu yüzden yıkanma gecenin ikinci yarısına bağlanmıştır, çünkü gündüze yakın olan kısım burasıdır. Nitekim sabah namazının ezanı konusunda da aynı görüş ileri sürülmüştür.

 

[İkinci görüş]

 

Bir görüşe göre ise gecenin tümünde gusletmek caizdir.

 

[Üçüncü görüş]

 

Bir görüşe göre ise yıkanmanın vakti -tıpkı Cuma namazında olduğu gibi- fecirle birlikte girer.

 

İlk görüşte olanlar bayram namazı ile Cuma namazı arasında şu farkın olduğunu belirtmişlerdir: Cuma namazı geç kılındığı halde bayram namazı erken kılınmaktadır.

 

 

B. GÜZEL KOKU SÜRÜNMEK

 

Bayram namazına giden erkeğin, elinde bulunan en güzel kokuyu sürünmesi menduptur.

 

[Soru]  [el-Minhac'ın bir nüshasında "güzel ko ku menduptur" denilmiştir". Oysa] "Güzel koku" somut bir nesnenin ismidir. Ona ilişkin herhangi bir hüküm söz konusu olamaz.

 

[Cevap]  Bununla kastedilen benim yukarıda yaptığım açıklamada yer aldığı üzere "güzel kokuyu sürünmek"tir.

 

 

C. SÜSLENMEK

 

A. ERKEĞİN SÜSLENMESİ

 

Erkeğin -Cuma namazında olduğu gibi- bulabildiği en güzel elbiseyi giymek, [şayet uzunsa] tırnaklarını kesmek ve [üzerindeki] kötü kokuları gidermek suretiyle süslenmesi menduptur. Ancak Cuma namazında sünnet olan beyaz elbise giymektir.

 

Bu konuda -yukarıda yıkanma konusunda belirttiğimiz gibi- namaz kılan kişi ile kılmayan kişi arasında bir fark yoktur.

 

Ancak -kurban konusunda geleceği üzere- kurban kesmek isteyen kişi kurbanını kesinceye kadar vücudundaki kılları ve tırnaklarını kesmez.

 

B. KADININ SÜSLENMESİ

 

Kadına gelince; güzel ve gösterişli olan kadının bayram namazına gelmesi mekruhtur. Diğer kadınların ise kocaları ve efendilerinin izniyle bayrama gitmeleri sünnettir.

 

Kadın su ile temizlenir, güzel koku sürünmez, normal günlük elbisesini giyerek bayram namazına gider.

 

Çift cinsiyetli şahıs da bu konuda kadın ile aynı hükme tabidir.

Evinde oturan kadının ise [erkeğin süslenmesinde olduğu gibi] süslenmesi sünnettir.

 

Not:  Nevevi "güzel koku" meselesine hiç temas etmeyip "Cuma namazında olduğu gibi bayram namazında süslenmek de menduptur" dese daha özet bir ifade olurdu. Çünkü Nevevi Cuma namazı konusunda güzel koku sürünmeyi zaten süslenme kapsamına dahil etmiştir.

 

 

D. BAYRAM NAMAZINI CAMİDE KıLMAK

 

A. HÜKMÜ

 

[Bayram namazını camide kılmak mı açık alanda kılmak mı daha faziletlidir? Bu konuda mezhep içinde iki görüş vardır]

 

[Birinci görüş]

 

Bayram namazında şayet cami Mescid-i Haram gibi büyük olur da cemaati alır ise camide kılmak daha faziletlidir. Çünkü caminin başka yerlere üstünlüğü vardır.

 

[İkinci görüş]

 

[Zayıf] bir görüşe göre bayram namazını açık alanda kılmak daha faziletlidir. Çünkü bu bineği bulunan vb. durumda olan kimseler için daha uygundur. Ancak yağmur vb. bir özür söz konusu olursa mescitte kılmak daha faziletli olur.

 

Burada görüş aynlığı mescid-i haram dışındaki mescitler hakkında söz konusudur. Mescid-i harama gelince orada namaz kılmanın daha faziletli olduğu konusunda görüş birliği vardır. Çünkü bu konuda hem sahabe hem de onlardan sonra gelenlerin uygulaması vardır. Bunun aklı gerekçesi ise hem mescid-i haramın bulunduğu a;~zinin fazileti, hem de Kabe'yi seyretmenin faziletidir.

 

Rafil şöyle demiştir: Saydalimı Beyt-i Makdis'i de [Mescid-i Aksa'yı da] Mescid-i Haram gibi kabul etmiştir. Ezrai söz konusu mescidin fazileti ve çok geniş olması sebebiyle bu görüşün doğru olduğunu söylemiştir.

 

Nevevi el-Mecmu' da aksi görüşü tercih etmiş olsa bile zahir olan görüş budur.

 

İbnü'l-Üstaz da Medine Mescidini [Mescid-i Nebevl'yi] Mekke Mescidi gibi değerlendirmiştir. Bu da güçlü bir görüştür. Çünkü şu an Mescid-i Nebevi genişlemiştir. Mescid-i Nebevl'yi Mescid-i Haram ile aynı hükümde görmeyenler ise onun genişletilmeden önceki halini dikkate almışlardır.

 

B. NAMAZIN AÇIK ALANDA KILINMASI DURUMUNDA GERİDE KALANLAR İÇİN BİR İMAMI VEKİL TAYİN ETMEK

 

Devlet başkanı namazı açık alanda kıldırmayı tercih ettiğinde; yaşlı, hasta vb. zayıf olup da açık alana çıkamayan ve geride kalan kimseler ile onların yanında bulunan güçlü kimseler için mescitte namaz kıldırmak ve hutbe vermek üzere bir imam tayin eder. Çünkü Hz. Ali bunun için Ebu Mesud el-EnsMl'yi görevlendirmiştir. İmam Şafil (r.a.) bunu sahih bir senetle rivayet etmiştir.

 

İmam Şafil (r.a.)'nin el-Ümm'de belirttiğine göre devlet başkanı, vekil olarak tayin ettiği imamın hutbe vermesini emretmezse imam hutbe vermez. Çünkü devlet başkanı istemediği halde imamın bunu yapması devlet başkanından ayrı başına buyruk hareket etmesi anlamına gelir. Şayet buna rağmen hutbe verirse -Buveyti'de belirtildiğine göre- mekruh bir şey yapmış olur.

 

Maverdı şöyle demiştir: Beşvakit namazı kıldırmak üzere görevlendirilen imam, "bütün namazları kıldırma konusunda yetkili kılınmadığı sürece" bayram, güneş ve ay tutulması namazı ve yağmur duası namazında imamlık yapamaz. Bir yıl bayram namazı kıldırmak üzere yetkili kılınmışsa her yıl bayram namazı kıldırabilir. Ancak bir yıl güneşay tutulması namazı veya yağmur duası namazı kıldırmaya yetkili kılındığında her yıl bu namazları kıldıramaz. İkisi arasında şöyle bir fark vardır: Bayram namazının belirli bir vakti vardır, her yıl o vakit kılınır, diğerlerinin ise belirli bir vakti yoktur.

 

Hocamız Zekeriya el-Ensarı şöyle demiştir: Beş vakit namazıkıldıran imam ın teravih ve vitir namazlarını kıldırmaya yetkili olduğu görüşü güçlü olan görüştür. Çünkü bu namazlar yatsı namazına tabidir.

 

Not:  Bayram namazını mescidde -benim yukarıda belirttiğim üzerebir kısım güçlü kimseler de kılabildiği halde Nevevi'nin "zayıf kimselere" ifadesi konu ile ilgili hadiste yer alan ifadeden dolayı "bununla bereket bulmak için" söylenmiştir.

 

 

E. BAYRAM NAMAZINA GİDİŞ VE DÖNÜŞTE FARKLI YOLU KULLANMAK

 

Bayram namazı kılacak kimse gerek imam gerekse cemaat olsun bayram namazına gidiş dönüşte farklı yolları kullanması menduptur. Bu konuda Buharl'de rivayet edilen bir hadis bulunmaktadır.(Buhari, Ideyn, 986)

Kişi giderken daha uzun yolu tutar.

 

Bunun hikmeti konusunda şu şekilde farklı gerekçeler zikredilmiştir:

 

> Bu hikmetlerin en güçlüsü şudur: Kişi [namaz kılınan yere gitmesi sebebiyle alacağı] sevabını arttırmak için daha uzun yoldan gider, daha kısa yoldan döner.

 

> Her iki yol da kendisine şahitlik etsin diye farklı yolları tutar.

> Bu yolun ehli kendisinden bereket görsün diye böyle yapar.

> Kendisine fetva sorulsun diye böyle yapar.

> Bu farklı yollar üzerinde oturan fakirlere sadaka vermek için bunu yapar.

 

Başka sebepler de zikredilmiştir.

Bu; hac, -Nevevi'nin Riyazü's-salihin adlı eserinde belirtildiği gibi- hasta ziyareti vb. durumlarda da geçerlidir.

 

 

F. NAMAZA ERKENDEN GİTMEK

 

Bayram namazına gelen insanların [şayet sabah namazı ile bayram namazını aynı yerde kılmayacaklarsa] sabah namazından sonra erkenden namaza gitmeleri menduptur. İmam Şafil (r.a.) ve diğer alimlerimiz bunu açık olarak ifade etmişlerdir. Böylece insanların imama daha yakın olması ve namazı bekleme faziletini elde etmeleri mümkün olur.

 

İbn Şehbe şöyle demiştir: Bu, namaz kılmak için açık alana çıkacaklarsa geçerlidir. Şayet bayram namazını mescitte kılacaklarsa -zahir olan görüşe göresabah namazından sonra orada beklerler.

 

 

G. İMAMIN NAMAZ KILINACAĞI ZAMAN GELMESİ

 

İmam, cemaatten daha geç vakitte namaz kılınacağı zaman gelir.

Bu konuda Buhari ve Müslim'de rivayet bulunmaktadır.(Buhari, ideyn, 913; Müslim, Salatü'l-ideyn, 2050)

Çünkü [imamın cemaati beklemesi değil] cemaatin imamı beklemeleri daha uygun bir davranıştır.

 

İmam, kurban bayramı namazında namazı vaktin en başındaki faziletli vakitte kılacak şekilde acele eder. Ramazan bayramında ise biraz daha geç vakit gelir.

 

[*] - Çünkü Beyhaki'nin rivayet ettiğine göre Nebi (s.a.v.) Amr b. Hazm'a böyle yapmasını emretmiştir. (Beyhaki, Salatü'l-ideyn, 2, 282)

 

Ayrıca Ramazan bayramında imamın biraz geç gelmesi sebebiyle namaz vakti biraz daha genişlemiş olacak ve insanlar fıtır sadakalarını dağıtmak için daha geniş vakit bulmuş olacaklardır. Kurban bayramında daha erken gelmesi de kurban için daha geniş vakit kalmasına imkan sağlayacaktır.

 

 

H. BAYRAM NAMAZINA GİTMEDEN ÖNCE BİR ŞEY YEMEK

 

Nevevi, Rafii'nin eş-Şerhu'l-kebir adlı eserinde dediği gibi şöyle demiştir: "Kişi ramazan bayramı namazına gitmeden önce bir şeyler yer". Kişinin tek sayıda hurma yemesi en faziletli davranıştır. Şayet kişi zikredilen şeyi evinde yememişse mümkün olursa yolda veya namaz kılınan yerde yer.

 

Nevevi "kurban bayramında ise namaz kılınıncaya kadar bir şey yemez" demiştir.

Bu hükmün gerekçesi konu ile ilgili sünnettir. Ayrıca böyle yapmasının bir sebebi de ramazan bayramının, daha öncesinde yeme içmenin haram olduğu oruç vaktinden ayırt edilmesi ve namazdan önce yeme içmenin haram olduğu hükmünün neshedildiğinin [yürürlükten kaldırıldığının] bilinmesi içindir. Çünkü İslamın ilk yıllarında bayram namazından önce yeme içme haramdı. Kurban bayramında ise böyle bir durum söz konusu olmadığı için kişi bayram namazından önce bir şey yemez.

 

Bir şey içmek de yemek gibidir.

Nevevi'nin el-Mecmu'da Şafil'nin el-Ümm'ünden aktardığı ifadeye göre kişinin bunu terk etmesi mekruhtur.

 

 

I. BAYRAM NAMAZINA SÜKUNETLE GİTMEK

 

Kişi Cuma namazına giderken yaptığı gibi bayram namazına da sakin bir şekilde yürüyerek gider. Bunun gerekçesi Cuma namazı konusunda geçmişti.

 

Yürüyemeyen kişinin özrü söz konusu olduğu için onun binitli olarak gitmesinde bir sakınca yoktur.

 

Bayram namazından dönerken kişinin yürümeye gücü olsa bile -şayet herhangi bir kimseyi rahatsız etmeyecekse- bineğe binmesinde bir sakınca yoktur; çünkü ibadet sona ermiştir. Bundan sonra yürümek ve bineğe binmek şıklarından dilediğini seçebilir.

 

İbnü'l-Üstaz şöyle demiştir: Şayet bayram namazı kılınan yer düşman ülkesinin yakınında bir sınır şehri ise bayram namazına geliş ve gidişte bineğe binmek ve silahları göstermek [düşmana karşı hazır olduğunu göstermek] daha iyidir.

 

 

İ. BAYRAM NAMAZINDAN ÖNCE NAFİLE NAMAZ KILMAK

 

Güneşin [bir mızrak boyu] yükselmesinden sonra bayram namazından önce imam dışındaki kimselerin nafile namaz kılması mekruh değildir. Çünkü mekruhluğu gerektirecek sebepler bulunmamaktadır.

 

"Bayram namazından önce" ifadesi "bayram namazından sonra"sını dışarıda bırakmaktadır. Bu konuda bazı ayrıntılar söz konusudur. Şayet kişi hutbeyi işitiyorsa onun [hutbe dinlemeyi bırakarak nafile namaz kılması] mekruh olur. Aksi takdirde mekruh olmaz.

 

"Güneşin yükselmesinden sonra" ifadesi "güneşin yükselmesinden öncesi"ni dışarıda bırakmaktadır. O vakitte nafile namaz kılmak da mekruhtur. Çünkü bu, namaz kılmanın mekruh olduğu bir vakittir. Bunun hükmü daha önce kendi konusunda geçmişti.

 

"İmam dışındaki kimseler" ifadesi imam ı dışarıda bırakmaktadır. İmamın bayram namazından önce ve sonra nafile namaz kılması mekruhtur. Çünkü onun nafile namaz kılması, daha önemli olan şeyi bırakarak başka şeyle ilgilenmesi anlamına gelir. Ayrıca böyle yaparak Nebi (s.a.v.)'e aykırı hareket etmiş olur.

 

 

J. BAYRAM GECELERİNİ İBADETLE GEÇİRMEK

 

Bayram gecelerini namaz ve diğer ibadetlerle ihya etmek sünnettir.

 

[*] - Çünkü Darekutnı'nin mevkuf olarak yaptığı bir rivayet şöyledir: Kalplerin öldüğü günde iki bayram gecesini [yani ramazan ve kurban bayramı gecesini) ihya eden kimsenin kalbi ölmez. (İbn Hacer, Telhisü'l-habir, 2, 80)

 

Nevevi el-Mecmu'da şöyle demiştir: Bu hadisin senetlerinin zayıf olduğunu söylemiştir. Bununla birlikte alimler iki bayram gecesini ihya etmeyi müstehap görmüşlerdir; çünkü -daha önce işaret edildiği üzere- amellerin fazileti ile ilgili konularda zayıf hadisle amel edilir.

 

Ezral'nin dediğine göre bu ifadelerden; bayram gecelerini ihya etmenin kuvvetli bir müstehap olmadığı anlaşılmaktadır.

 

Bir görüşe göre "kalplerin ölmesi" ile kastedilen dünya sevgisine dalmasıdır. Bir görüşe göre "inkar etmek", bir görüşe göre ise "kıyamet günü korkuya kapılmak"tır.

 

Bu gecelerin ihyası, gecenin çoğunluğunu ihya etmekle yerine gelmiş olur. Bu Mina'da konaklama gibidir.(Mina'da gecenin çoğunluğunda konaklayan kişi tümünde konaklamış gibi kabul edilir.)

 

Bir görüşe göre gecenin bir anını ihya etmekle yerine gelmiş olur.

 

İbn Abbas'tan bir rivayete göre yatsı namazını cemaatle kılmak ve sabah namazını cemaatle kılmaya kesin karar vermekle gerçekleşır.

 

İki bayram gecesinde, Cuma gecesi, recep ayının ilk gecesi, şaban ayının ortasındaki gece [berat gecesi] yapılan dualara karşılık verilir ve bunu yapmak müstehaptır. Bu, Aslü'r-Ravda'da açık olarak belirtilmiştir.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

5. BAYRAM GÜNLERİ TEKBİR GETİRME