MUĞNİ’L-MUHTAC

CENAZELER / YIKAMA

 

E. YIKAMA ESNASINDA ÖLÜNÜN BEDENİ ÜZERİNDE YAPILACAK İŞLEMLERİN HÜKMÜ

 

Ölen ihramlı kişi [yıkanırken] güzel koku sürülmez, saç ve tırnağından alınmaz.

 

Daha doğru görüşe göre iddet bekleyen kadın öldüğünde [yıkanma esnasında] güzel koku sürülür.

 

İmam Şafii (r.a.)'nin yeni görüşüne göre ihramh olan kişi dışındaki ölünün tırnağını, koltuk altı ve kasık tüylerini kesmek ve bıyığından almak mekruh olmaz.

 

Ben [NevevI] derim ki "bunun mekruh olduğu" görüşü daha güçlüdür.

 

1. Kişi öldüğünde ihramh ise ona güzel koku sürülmez.

 

Yani güzel koku sürülmesi, yıkama suyuna kafur konulması haramdır. Yine onun kefenine de güzel koku sürülmez.

 

İhramh kişinin saç ve tırnağından da alınmaz. Yani ihramın izini onun bedeninde bırakmayı sağlamak amacıyla bunları ölünün bedeninden gidermek haramdır.

 

[*] - Buhari ve Müslim'de yer aldığına göre ihramh olarak ölen kişi kıyamet gününde telbiye getirerek diriltilecektir.

 

Bununla birlikte yıkayan kişi bu fiilteri yaparsa kendisine kefaret gerekmez.

 

Bulkini şöyle demiştir: Ben, -tıpkı uyuyan ihramlının saç veya tırnağını kesen kimsenin durumunda olduğu gibi- [ölü olan ihramhya] bunu yapan kişi hakkında kefaretin gerekli olduğuna inanıyorum.

 

İlk görüşte olanlar, Bulkini'nin belirttiği iki mesele arasında şu fark olduğunu belirtmişlerdir: Uyuyan kişi her an uyanabilecek durumdadır. Bu yüzdendir ki bazıları ölen kişinin yükümlülüğünün [uyku esnasında da] devam ettiği görüşündedirler. Ölü ise öyle değildir.

 

Bunların tümü ilk ihramdan çıkma öncesindedir. İlk ihramdan çıktıktan sonra ölen kişi ise diğer insanlarla aynıdır. Onun hükmü ileride gelecektir.

 

Ölü yıkanırken [ölünün yıkadığı yeri güzel ko ku ile] tütsülemekte bir sakınca yoktur. Bu sağ olan kişinin koku satan kişinin [parfümcünün] yanında oturması gibidir.

 

Alimlerin sözünün zahirinden anlaşıldığına göre ihramh kişi başını tıraş etmeden önce ölse -kıyamet günü telbiye getirerek mahşer meydanına gelmesi için- onun başı tıraş edilmeksizin bırakılır. Bu güçlü bir görüştür; çünkü onun yükümlülüğü sona ermiştir. Ondan başını tıraş etmesi istenmeyeceği gibi başkasının da bunu ona yapması istenmez. Bu, tavaf veya say yapmadan ölen kişi gibidir [başkasının ona tavaf veya say yaptırması gerekmez].

 

2. [Haremde tutularak iddet bekleyen kadın öldüğünde ona güzel koku sürülür mü? Bu konuda mezhep içinde iki görüş bulunmaktadır]

 

[Birinci görüş]

 

Daha doğru görüşe göre iddet bekleyen kadın öldüğünde yıkama esnasında güzel ko ku sürülür, yani bunun yapılması haram değildir; çünkü iddet bekleyen kadının güzel koku sürmesinin haram olması erkeklerden uzak durması ve kocasının ölümünden dolayı üzüntüsünü belli etmesi içindir, kadın öldüğünde bu durum ortadan kalkmış olur.

 

[İkinci görüş]

 

İhramlı olarak ölene kıyasla iddetli iken ölen kadına da güzel koku sürülmez. (kıyas)

 

İkinci görüş şu şekilde reddedilmiştir: İhramlının güzel koku sürünmesinin haram olması Allah hakkı sebebiyledir; bu durum ihramlının ölmesi ile ortadan kalkmaz.

 

3. ihramlı olarak ölen kimseler dışındaki ölüler yıkanırken ölünün tırnağının, koltuk altı ve kasık tüylerinin ve bıyığının alınması [mekruh olur mu? Bu konuda İmam Şafii (r.a.}'ye ait iki görüş bulunmaktadır]

 

[Birinci görüş]

 

İmam Şafii (r.a.)'nin yeni görüşüne göre bu mekruh olmaz. Çünkü bu konuda bir yasak söz konusu değildir.

 

Rafii' ve RD.yanl "bunu yapmak müstehap değildir" demişlerdir.

 

Nevevi er-Ravda'da alimlerin çoğunluğundan veya çoğundan "sağ olan kişide olduğu gibi ölü olan kişinin bedeninde bunları yapmak da müstehaptır" görüşünü nakletmiştir.

 

[İkinci görüş]

 

İmam Şafii' (r.a.}'nin yeni görüşüne göre mekruhtur.

 

Çünkü ölünün bedeni zaten çürüyecektir.

 

Nevevi [bu konuda] şöyle demiştir: "Bunun mekruh olduğu görüşü daha güçlüdür. Allah daha iyi bilir."

 

Çünkü ölünün bedeninin bölümleri de saygıdeğerdir. Ölüye bu işlemlerin yapılmasına dair dinde bir hüküm söz konusu olmayıp bu sonradan ortaya çıkmış bir şeydir. Dinde sonradan çıkan şeylerin yasaklandığına dair sahih hükümler bulunmaktadır.

 

Nevevi el-Mecmu'da bizzat el-Ümm'ün ve Muhtasar'ın ifadelerinden bunun mekruh olduğu görüşünü nakletmiştir. Şu halde İmam Şafii (r.a.}'nin yeni görüşü budur. Bu yüzden Nevevi el-Minhac'da konuyu bize aktarırken [İmam Şafii' (r.a.)'nin yeni görüşüne göre dememiş] "daha güçlü görüşe göre" demiştir. Çünkü İmam Şafii' (r.a.}'nin bu görüşü de yenidir.

 

4. [Ölen kişi sünnetsiz ise sünnet edilir mi? Bu konuda mezhep içinde üç görüş bulunmaktadır]

 

[a] - Er-Ravda'da doğru kabul edilen görüşe göre ölen erkek sünnet edilmemişse öldükten sonra sünnet edilmez.

 

[b] - [Zayıf] bir görüşe göre bu durumdaki kişi ergenlik çağını aşmışsa sünnet edilir.

 

[c] - [Zayıf] bir başka görüşe göre ise mutlak olarak sünnet edilir.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

3. ÖLÜNÜN KEFENLENMESİ