ZEKAT / ALTIN-GÜMÜŞ... |
G. ERKEĞİN ALTIN VE GÜMÜŞ
KULLANMASI
Erkeğin altından takı
takması haramdır. Ancak altından burun, parmak boğumu ve diş yaptırması haram değildir.
Altından parmak ise bunun dışındadır [haramdır.]
Doğru görüşe göre
yüzüğün halka kısmının altından olması da haramdır.
Erkeğin gümüşten yüzük
kullanması helaldir.
Kılıç, mızrak ve kemer
gibi [kişinin bedenine giydiği] savaş aletlerinde yer alan altın ve gümüş
süsler helaldir; [atın] eyeri ve hayvanın gemi gibi [savaşan kişinin bedenine]
giyilmeyen şeylerin altından olması ise daha doğru görüşe göre helal değildir.
1. ALTINDAN TAKI TAKMAK
2. ERKEKLERİN ALTINDAN YAPILAN BİR ŞEYİ
VÜCUTLARINA KALICI OLARAK TAKMALARI
3. ERKEĞİN ALTıNDAN YÜZÜK TAKMASI
4. ERKEĞİN GÜMÜŞ YÜZÜK TAKMASı
5. SAVAŞ ALETLERİNİN GÜMÜŞTEN YAPILMASI
1. ALTINDAN TAKI
TAKMAK
Erkeğin -savaşta kullanılan
a.letinin içinde bile olsa- altından süs eşyası kullanması haramdır.
[*] - Çünkü Tirmizi'nin
sahih görerek rivayet ettiği hadiste Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
Altın ve ipek ümmetimdeki kadınlara helal erkeklere ise haram kılındı. (Tirmizi,
Libas, 1720)
2. ERKEKLERİN ALTINDAN
YAPILAN BİR ŞEYİ VÜCUTLARINA KALICI OLARAK TAKMALARI
a. Caiz olanlar
Erkeklerin altından bir
şey kullanmalarının haram olması hükmünden şunlar istisna. edilir:
1) Burun: Kişinin burnu
kesildiğinde / koptuğunda gümüşten bir burun edinmesi mümkün olsa bile altından
burun edinmesi caizdir.
[*] - Bunun delili
Tirmizl'nin ve -sahih görerek- İbn Hibbiın'ın rivayet ettiği şu hadistir:
Cahiliye döneminde Külab denilen yerde yapılan savaşta Arfece b. Sad'ın burnu
koptu. Gümüşten bir burun taktı, daha sonra bu burun kötü kokuya sebep oldu.
Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.v.) ona altından bir burun edinmesini
emretti.(Tirmizı, Libas, 1770; İbn Hibban, ez-Zine ve't-tetayyüb, 5462)
Altından burun edinmenin
hikmeti şudur: Gümüşün aksine altın paslanmaz.
2) Parmak boğumu:
Parmağı boğum yerinden kopan kişinin -her bir parmağı için bile olsa- buruna
kıyasla altından parmak ucu edinmesi dıizdir.
Ezrai şöyle demiştir: Bu
caizliğin "parmak boğumunun alt tarafının felçli olmayıp işleyen bir
parmak olması" kaydıyla kayıtlanması gerekir. Bu kayıt, alimlerin
"parmağı çalıştırmak" şeklindeki gerekçelerinden anlaşılmaktadır.
Bu, yerinde bir
kayıttır. Buna göre söz konusu caizliğin en alt parmak uçlarının dışındakilerde
olması gerekir. Daha sonra Gazzi'nin şöyle dediğini gördüm: "En alttaki
parmak boğumlarının altından yapılması da tıpkı parmakların altından olması
gibi yasaktır; çünkü bunlar hareket etmez".
3) Diş: Dişi çıkan /
çekilen kişinin -altından burun yaptırmanın caiz olm~sına kıyasla alimlerin
sözlerinden anlaşıldığına göre birden fazla olsa bile- altından diş edinmesi
d'tizdir. Diş oynadığında bunu altın la tutturmak da caizdir.
Yukarıda zikredilen
durumlarda kişinin [bedeninde bulundurduğu bu altınlar için] zekat vermesi
gerekmez. Maverdl'nin sözünden anlaşıldığına göre bunu söküp yeniden önceki
haline dönüştürmek mümkün olsa bile böyledir.
Altından yapılması caiz
olan şeylerin tümünün gümüşten yapılması haydi haydi caizdir.
b. Caiz olmayanlar
1) Parmak: Parmağın
altından veya gümüşten yapılması caiz değildir; çünkü bu parmak işleyen bir
parmak olmadığından yalnızca süslenme amaçlı yapılmış olur.
2) Bir parmağın birden
fazla boğumu: Bir parmağın iki boğumunun da altın veya gümüşten yapılması caiz
değildir. Bir parmak boğumu ve diş ise bundan farklıdır; çünkü bunların hareket
ettirilmesi mümkündür.
3) EI: Altın-gümüşten el
edinmek haydi haydi haramdır.
3. ERKEĞİN ALTıNDAN
YÜZÜK TAKMASI
Yüzüğün halkası yüzüğün
taşının kendisine takıldığı bölümdür.
Erkeğin altından yüzük
halkası takması [haram mıdır? Bu konuda mezhep içinde iki görüş vardır:]
[Birinci görüş]
Doğru görüşe göre
haramdır. Çünkü erkeğin altın takmasını haram kılan deliller geneldir [herhangi
bir ayrım yapmamaktadır].
[İkinci görüş]
İlk görüşün karşısında
yer alan görüş İmam Cüveynl'ye ait onun muhtemel gördüğü bir görüştür. O şöyle
demiştir: Yüzüğün halkasında bulunan az miktarda altını kaptaki az miktardaki
yamaya benzeterek [bunu caiz görmek] uzak bir ihtimal değildir.
Rafii ikisi arasında şu
fark bulunduğunu söylemiştir: "Yüzük kişinin bedenine kaba göre daha
bitişiktir ve ayrıca onun kullanılması kabın kullanılmasından daha
devamlıdır." Ancak gözle görülür tarzda paslanmış olursa kullanımı caiz
olur. Bunu Nevevi el-Mecmu'da aktarmıştır.
Kadı Hüseyin'in
"altın paslanmaz" görüşüne "altının bazı türleri paslanabilir ki
bunlar da başka madenlerle karıştırılan altınlardır" denilerek cevap
verilmiştir.
Ezrai'nin "doğru
olan paslanmış altın yüzüğü takmanın da haram olmasıdır; çünkü haramlığın
gerekçesi kişinin altın yüzükle başkasına gösteriş yapması değil bizatihi
altının kendisidir" şeklindeki görüşüne şu şekilde cevap verilmiştir:
"haramlığın gerekçesi başkasına gösteriş yapma şartıyla haram olan şeyi
kullanmaktır. Bu yüzden doğru görüşe göre paslanmış altından yüzük takmak haram
değildir".
4. ERKEĞİN GÜMÜŞ YÜZÜK
TAKMASı
a. Hükmü
Erkeğin -ve aynı şekilde
çift cinsiyetli şahsın da hatta onun daha öncelikli olarak- gümüşten yüzük takması
helaldir. Bu konuda icma vardır.
[*] - Ayrıca Buhari ve
Müslim'in rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (s.a.v.) gümüş yüzük takmıştır
(Buhari, ilim, 65; Müslim, Libas, 5447)
Hatta gümüş yüzük takmak
sünnettir.
b. Yüzüğün takılacağı el
Yüzüğün sağ veya sol
elde olması arasında fark yoktur.
Ancak -er-Ravda'nın
giyecekler konusunda be!irtildiğine göresağ elde olması daha faziletlidir.
Zayıf bir görüşe göre sağ ele yüzük takmak Rafızilerin şiarından olduğundan sol
ele takmak daha faziletlidir.
c. Yüzüğün taşının yönü
Rafii'nin kitabının
"vedia" konusunda açık olarak belirttiğine göre yüzüğün taşının elin
içine dönük olması sünnettir.
d. Kadının gümüş yüzük
takması
Hattabl'nin görüşünün
aksine kadının gümüş yüzük takması mekruh değildir. Nevevi bunu el-Mecmu'da
belirtmiştir.
e. Yüzüğün ağırlığı
Alimlerimiz mübah olan
yüzüğün miktarı [ağırlığı] konusuna temas etmemişlerdir. Öyle anlaşılıyor ki
onlar bu konuda örfü -yani kişir;in içinde bulunduğu bölgede kendisi ile aynı
durumda olan şahısların adet olarak yaptıklan uygulamayı- esas almayı yeterli
görmüşlerdir. Bunun üzerindeki yüzük miktarı -tıpkı kadının halhalında olduğu
gibi- is raf olarak kabul edilir. Bu konuda itimad edilen görüş budur.
Halbuki Ezrai şöyle
demiştir:
Bu konuda doğru olan,
yüzük miktarını bir miskalin altı ile SJnıdamaktır.
[*] - Çünkü İbn
Hibban'ın sahihinde ve Ebu Davud'un süneninde Ebu Hureyre' den rivayet
edildiğine göre Hz. Peygamber (s.a.v.) demirden yüzük takan bir adama şöyle
demiştir: "Cehennemliklerin takısını senin üzerinde niçin görüyorum?"
Bunun üzerine adanm
yüzüğü çıkarıp attı ve Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle dedi: "Ey Allah'ın
resulü! Hangi maddeden yapılmış yüzük edineyim?" Hz. Peygamber (s.a.v.)
şöyle buyurdu:"Gümüşten edin ve bir miskal miktarına ulaşmasın. (Ebu
Davud, Hatem, 4223; İbn Hibban, Zinet ve't-tetayyub, 5488)
Alimlerimizin sözlerinde
buna aykırı bir durum yoktur.
Bu, yukarıda
zikrettiğimizle çelişmez. Çünkü Ezrai'nin belirttiği bu miktar onun şehrindeki
insanların örf ve adetlerine uygun olabilir.
f. Birden fazla yüzük
edinmek ve takmak
Nevevi'nin metinde yüzük
kelimesini tekil kullanması ondan sonra gelenleri ise çoğul kullanması
"diğerlerinin birden fazla edinilmesi ve takılmasının caiz olmadığı"
gibi bir anlam çağrıştırabilir. Oysa bu anlam el-Muharrer' de ifade edilene
aykırıdır. Çünkü orada Rafii şöyle demiştir: "Erkeklerin gümüşten yüzük
takınmaları caizdir". Er-Ravda ve Aslü'r-Ravda'da ise şöyle denilmektedir:
"Kişi, sırayla takınmak üzere birden fazla yüzük edinse bu caiz
olur." Bu ifadenin zahirinden caiz olmanın takınma ile ilgili değil edinme
ile ilgili olduğu anlaşılmaktadır. Bu konuda yaygın bir görüş ayrılığı
bulunmaktadır. Konu ile ilgili itimad edilmesi gereken görüş Hocam Remli'nin şu
görüşüdür: "İsrafa yol açmadığı sürece bu [yani birden fazla yüzük edinmek
ve takınmak] caizdir".
g. Yüzüğün takılacağı
parmak
Yüzük parmağı dışında
bir parmağa yüzük takmanın helalolup olmadığı konusunda iki görüş vardır.
Nevevl'nin Müslim şerhinde belirttiğine göre bu iki görüşten daha doğru olanına
göre tenzihen mekruh olmakla birlikte yüzük parmağından başka parmağa yüzük
takmak helaldir.
5. SAVAŞ ALETLERİNİN
GÜMÜŞTEN YAPILMASI
a. Savaşçının bedenine
giydiği savaş aletleri
Erkeğin gümüşten
yapılmış kılıÇ, ok uçları, zırh, miğfer, mızrak, kemer, kalkan, ayakkabı, savaş
bıçağı gibi savaş aletlerini kullanması helaldir. Çünkü bunların kullanılması
kafirleri ürkütür.
[*] - Ayrıca rivayet
edildiğine göre Hz. Peygamber (s.a.v.)'in kılıcının kabzası gümüştendi, yine
kılıcının kınının alt tarafında bulunan kısım da gümüştendi.
[*] - Yine rivayete göre
Hz. Peygamber (s.a.v.) Mekke'nin fethedildiği gün Mekke'ye üzerinde altın ve
gümüş bulunan bir kılıçla girdi. (Tirmizi, Cihad, 1690. Tirmizi: sahihtir. İbnü'l-Kattan
ise ona muhalefet ederek bu hadisin zayıf olduğunu söylemiştir.
İbnü'l-Kattan'ın bu görüşü, alimlerimizin kılıcın altınla süslenmesini haram
gören görüşleri ile de uyumludur. )
Kişinin mesleğini icra
ederken kullandığı veya yiyecekleri kesmek için kullandığı bıçağın gümüşle
süslenmesi ise gerek erkek gerekse diğerleri için haramdır. Bu, ayna ve
hakkanın altın-gümüşle süslenmesinin hem erkeğe hem de diğerlerine haram olması
gibidir. (kıyas)
b. Savaşçının bedenine
giymediği savaş aletleri
Savaşçının bedenine
giymediği; atın eyeri ve atın [ağzına vurulan] gem, üzengi, dizgin, ağızlık vb.
ata nispet edilen şeyler ile devenin dizgini ve kemer uçlarının altından
olması[nın hükmü nedir? Bu konuda mezhep içinde iki görüş vardır:]
[Birinci görüş]
Daha doğru olan -ve İmam
Şafii (r.a.) tarafından açık olarak ifade edilen- görüşe göre bunlar[ın altın
ve gümüşten olması] helal değildir. Çünkü bunlar hayvana binen kişinin giyeceği
şeyler değildir. Bunlar tıpkı kaplar gibidir.
Aynı şekilde makas vb.
aletlerin altın-gümüşten olması da belirtilen gerekçe sebebiyle helal değildir.
[İkinci görüş]
Kılıç vb. şeylerin
gümüşten olması caiz olduğu gibi yukarıda belirtilen savaş aletlerinin gümüşten
olması da helaldir. İzz b. Abdüsselam bu görüşü doğru bulmuştur.
Ez-Zehair' de şöyle
denilmiştir: Katır ve eşeğin gemlerinin ve eyerlerinin [altın ve gümüşle]
süslenmesinin caiz olmadığı, tek görüş halinde benimsenmiştir; çünkü bu iki
hayvan savaşta kullanılmaz.
Yukarıda belirtilen
şeylerin hiçbirinin altınla süslenmesi helal değildir. Çünkü bunda [gümüşe
göre] gereğinden fazla gösteriş [ve israf] söz konusudur. Bu, tek görüş olarak
benimsenmiştir.
Görüş ayrılığı savaşçı
kimse ile ilgilidir; savaşçı olmayan kimselerin bunları kullanmasının haram
olduğu kesindir.
Alimlerin sözlerinden
ilk anda anlaşıldığına göre "savaş aletinin altın-gümüşle süslenmesi
konusunda savaşan ile savaşmayan arasında fark yoktur". Bu doğrudur; çünkü
savaşmayan kişinin de her an savaşması mümkündür.
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN
H. KADININ ALTIN
VE GÜMÜŞ EŞYALAR KULLANMASI