HAC - UMRE |
2. HACCIN VE UMRENİN
HÜKMÜ
A. HACCIN HÜKMÜ
B. UMRENİN HÜKMÜ
A. HACCIN HÜKMÜ
Hac farzdır.
Hac farzdır. Bunun delili
şu ayetlerdir: Şüphesiz, insanlar için kurulan ilk ibadet evi, elbette
Mekke'de, alemlere rahmet ve hidayet kaynağı olarak kurulan Ka'be'dir. Onda
apaçık deliller, Makam-ı İbrahim vardır.
Oraya kim girerse, güven
içinde olur. Yolculuğuna gücü yetenlerin haccetmesi, Allah'ın insanlar üzerinde
bir hakkıdır. Kim inkar ederse (bu hakkı tanınmazsa), şüphesiz Allah bütün
alemlerden müstağnidir. (Kimseye muhtaç değildir, her şey O'na muhtaçtır.)
[AI-i İmran, 96-97]
[*] - Hz. Peygamber
(s.a.v.) de şöyle buyurmuştur: İslam beş şey üzerine bina edilmiştir:
1. Allah'tan başka ilah
olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın kulu ve elçisi olduğuna şahit!ik etmek,
2. Namaz kılmak,
3. Zekat vermek,
4. Kabe'yi haccetmek
5. Ramazan orucunu tutmak
(Buhari, İman, 8; Müslim, İman, 112)
[*] - Bu konuda şu
rivayet de bulunmaktadır: Hz. Peygamber (s.a.v.) "Hac yapamaz hale
gelmeden önce hac yapın" buyurdu. Sahabe "Hac yapamaz hale gelmeden
önce nasıl hac yapabiliriz?" diye sordular. Hz. Peygamber (s.a.v.)
''Araplar vadilerin orta yerlerine insanların hacca gidişini engellemek üzere
çökmeden önce hac yaparak" buyurdu. (Beyhaki, Hac, 4, 341)
Haccın farz olduğu
konusunda icma vardır; bu yüzden haccın farz olduğu bilgisi kendisine kapalı
kalmamış olan bir kimse [yani haccın farz olduğunu bilen bir kimse] bunu inkar
ederse kafir olur.
HACC HANGİ YIL FARZ
KILINDI?
FARZ OLAN HACCIN SAYISI
HACC HANGİ YIL FARZ
KILINDI?
Haccın ne zaman farz kılındığı
konusunda alimler farklı görüşler ileri sürmüşlerdir.
[a] - Kimileri hicretten
önce farz kılındığını söylemiştir.
[b] - Meşhur görüşe göre
hac, hicretten sonra farz kılınmıştır. Bu görüşte yer alanlar da haccın
hicretten kaç yıl sonra farz kılındığı konusunda farklı görüşler
belirtmişlerdir:
> Bir görüşe göre hac
hicretin beşinci yılı farz kılınmıştır. Rafii "haccın derhal yerine
getirilmesi gerekmeyen bir ibadet olduğu" meselesini açıklarken bu görüşü
tek görüş olarak zikretmiştir.
> Bir başka görüşe
göre hac hicretin altıncı yılında farz kılınmıştır. Rafii ve Nevevi
"siyer" konusunda bu görüşü doğru kabul etmişlerdir. Nevevi
el-Mecmu'da bu görüşü mezhebimiz alimlerinden nakletmiştir. Meşhur olan görüş
de budur.
> Bir görüşe göre hac
hicretin sekizinci yılında farz kılınmıştır. Bu görüşü [MaverdI]
Ahkamü's-sultaniyye adlı eserinde nakletmiştir.
> Bir görüşe göre
dokuzuncu yıl farz kılınmıştır. Nevevi bunu er-Ravda' da nakletmiştir.
Kadı Iyaz bu görüşü
doğru kabul etmiştir.
> Bir görüşe göre
onuncu yıl farz kılınmıştır.
Bazıları [haccın
hicretten sonra farz kılındığına dair] bu görüşü yanlış olduğunu, Hz. Peygamber
(s.a.v.)'in hicretten önce her yıl hac yaptığını söylemiştir.
FARZ OLAN HACCIN SAYISI
Şer'i açıdan hac yalnızca
[ömürde] bir kere farzdır.
[*] - Çünkü Hz.
Peygamber (s.a.v.) haccın farz kılınmasından sonra yalnızca bir kere veda
haccında hac yapmıştır.
[*] - Ayrıca Müslim' de
yer alan konuyla ilgili bir hadiste belirtildiğine göre birisi Hz. Peygamber (s.a.v.)'e
"bu haccımız bu yıl için mi yoksa ölünceye kadar mı geçerlidir?" diye
sormuş, Hz. Peygamber (s.a.v.) de "sadece bu yıl için değil, ölünceye dek
geçerlidir" buyurmuştur. (Müslim, Hac, 2935)
[*] - Beyhakl'de
"Hz. Peygamber (s.a.v.)'in her beş yılda bir hac yapılmasını emreden"
rivayete gelince, bu "böyle yapmak menduptur" şeklinde yorumlanır.
[*] - Çünkü Hz.
Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Bir kez hac yapan kişi haccın farzını
yerine getirmiştir. İkinci defa hac yapan kimse [adeta] Rabbine borç vermiş
gibidir.
Üç defa hac yapan
kimsenin kıllannı ve derisini cehennem ateşinin yakmasını Allah haram kılar.
Denildiğine göre bir
adam bir şahsı öldürdü ve bütün gece boyunca adamın cesedini yakmak için
üzerine ateş tuttu ancak ateş adamın bedenine işlemedi ve bedeni bembeyaz
kaldı. Bu durumu Sadun el-Havlanı'ye sordular, o şöyle cevap verdi:
"Muhtemelen bu adam üç defa hac yapmıştır". Soruyu soranlar
"evet" dediler.
Birden fazla hac yapmak
"hac yapmayı adamak", "nafile haccın bozulması [ve kaza
edilmesinin gerekli olması]" gibi arızi sebeplerle farz hale gelebilir.
B. UMRENİN HÜKMÜ
Daha güçlü olan görüşe
göre umre de böyledir [yani farzdır].
[Umrenin hükmü nedir? Bu
konuda İmam Şafii (r.a.)'ye ait farklı görüşler bulunmaktadır:]
[Birinci görüş]
Daha güçlü olan görüşe
göre umre de hac gibi farzdır. Bunun delili şu ayettir: Haccı ve umreyi Allah
için tamamlayın. [Bakara, 196] Yani bu ikisini tam olarak yerine getirin.
[*] - Ayrıca İbn Mace,
Beyhakı ve bu ikisi dışında başka hadisçilerin sahih senetlerle Hz. Aişe'den
(r.a.) rivayet ettikleri hadis şöyledir: Hz. Aişe: Ey Allah'ın elçisi kadınlar
üzerine de cihad yükümlülüğü var mıdır? Hz. Peygamber (s.a.v.): Evet, içinde
savaş olmayan bir cihad vardır: Hac ve umre. (İbn Mace, Menasik, 2901; Beyhaki,
Hac, 4, 350)
[*] - Tirmizi'nin
Cabir'den rivayet ettiği şu hadise gelince; Resulullah (s.a.v.)'a "umre
farz mıdır?" diye soruldu. O şöyle buyurdu: "Hayır ama umre yapman
senin için daha hayırlıdır"(Tirmizi, Hac, 931)
Bu hadis zayıftır.
Nevevı el-Mecmu'da şöyle demiştir:
Hadis hafızları bu
hadisin zayıf olduğunda ittifak etmişlerdir. Tirmizi'nin bu hadis
hasen-sahihtir sözüne kanma. İbn Hazm bu hadisin batılalduğunu söylemiştir.
Alimlerimiz şöyle
demiştir: Bu hadis sahih olsa bile ondan umrenin mutlak olarak farz olmadığı
sonucu çıkmaz; çünkü bu hadisle umrenin soruyu soran kişinin imkanı
bulunmadığından ona farz olmadığı kastedilmiş olabilir.
Umre [sözlükte]
"ziyaret" anlamına gelir. Bunun "ma'mur bir bölgeye gitmeyi
kastetmek" anlamına geldiği de söylenmiştir. Umre'ye de bu amaçla bu isim
verilmiştir. Bir başka görüşe göre ise ömrün bütün dönemlerinde yapılabildiği
için bu ibadete "umre" ismi verilmiştir.
Umrenin terim anlamı
"-ileride açıklaması gelecek şekilde- ibadet amaçlı olarak Kabe'ye
yönelmek [Kabe'ye gitmeyi kastetmek] tir" .
Haccın içinde umre
bulunsa bile hac yapmak umre farzını karşılamaz. Hac-umre arasındaki bu ilişki
gusül-abdest arasındaki ilişkiden farklıdır; çünkü gusletmek abdest almaya
ihtiyaç bıraktırmaz. Arada şu fark vardır: Gusül asıldır, aslolanın yapılması
bedele ihtiyaç bırakmaz. Hac ve umre ise [biri asıl biri de onun bedeli
olmayıp] iki [farklı] asıldır.
Not:
1. Nüsük [hac ve / veya
umre ibadeti];
[a] - Ya
farz-ı ayındır -ki bu da aşağıda sayılacak şartlarla hac yapmayanlar
hakkındadır-,
[b] - Ya
farz-ı kifayedir. Bu da her yıl hac ve umreyle Kabe'yi ihya etmektir.
[c] - Ya
nafiledir: bu ancak köleler ve çocuklar hakkında düşünülebilir. Çünkü farz-ı
kifaye hükmü onlara yönelik değildir. Ancak bunlar içinden "farz-ı
kifayenin yerine geleceği sayıda kişi" ibadet yapsa, farzla yükümlü olan
kimselerden sorumluluk kalkar. Bunu son dönem alimlerinden biri cihada ve
cenaze namazına kıyas yaparak belirtmiştir.
2. Hac ve umrenin farz
olduğu kişinin -ibadet yükümlülüğünü yerine getirmiş olmak ve Allah'a itaat
konusunda acele davranmış olmak için- bu ibadetleri yapma imkanını bulduğu yıl
ibadetini ertelememesi sünnettir. Nitekim Allah (c.c.) "Hayırlı işlerde
birbirinizle yarışın" [Bakara, 148; Maide, 48] buyurmuştur. Şayet yapma
imkanı bulduğu halde bunu ertelese, ölmeden önce yapması halinde günaha girmiş
olmaz; çünkü Hz. Peygamber (s.a.v.) hac yapmasına engel bir durum olmadığı
halde hicretin onuncu yılı hac yapmamıştır. Umre de [bu konuda] hacca kıyas edilmiştir.
Ancak kişinin ibadeti geciktirmesi sadece "gelecekte yapmaya azmetme"
şartıyla caiz olur. Buna dair açıklama namaz konusunda geçmişti. Yine
[geciktirmenin caiz olabilmesi için] ibadetin adak, kaza veya gasp korkusuyla
sıkışmaması da şarttır. Hac veya umrenin üzerine farz olduğu kişi gasptan
korkarsa haccını geciktirmesi haram olur; çünkü geniş vakitte yapılabilecek
olan bir tarzın [vacip müvessa'l ertelenmesi yalnızca "kişinin ibadeti
yapacağı vakitte salim olacağı "konusunda zann-ı galibe [hakim bir
kanaatel sahip olması şartıyla caiz olur.
Nevevı el-Mecmu'da şöyle
demiştir: "MütevellI malının telef olmasından korkan kişinin hükmünün de
böyle olduğunu söylemiştir".
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN
3. HAC VE UMRENİN
SIHHAT ŞARTI