MUĞNİ’L-MUHTAC

AKİDDE MUHAYYERLİK

 

A. SATILAN MALIN HAKİKATEN VEYA HÜKMEN TELEF OLMASI

 

Mal müşteri elinde iken telef olduktan sonra veya müşteri [satın aldığı köleyi] azat ettikten sonra malda kusur bulunduğunu öğrense [bu kusur sebebiyle satıcıdan geriye] erş alır. Bu erş, malın satım bedelinin bir bölümü olup satım bedeli ile erşin birbirine oranı, kusur sebebiyle malın değerinde meydana gelen azalmanın malın kusursuz halindeki değerine oranı gibidir. Daha doğru görüşe göre satım anından teslim anına kadar malın sahip olduğu en düşük değer dikkate alınır.

 

1. "Ribevı olup da kendi cinsi karşılığında satılan bir mal" dışında kalan bir mal satıldıktan sonra;

 

[a] - Müşterinin elindeyken ister semavı bir afetle ister başka bir sebeple örneğin müşterinin satılan yiyeceği yemesi gibi bir sebeple telef olsa,

 

[b] - veya müslüman olan kölenin azadı veya kafir bile olsa kölenin vakfedilmesi, cariyenin ümmü veled kılınması gibi bir yolla mülkiyetin[in başkasına] intikaline elverişli olmaktan çıksa,

 

[c] - Yahut satılan koyun kurban olarak kesilse,

 

Daha sonra müşteri malın kusurlu olduğunu öğrense, malın gerçekte veya şer'! hüküm açısından telef olması sebebiyle geri verilmesi mümkün olmadığından müşteri satıcıdan erş alır.

 

Şayet köle kafir ise İsnevi şöyle demiştir: Müşteri satıcıdan bir şeyalamaz; çünkü onun darü'l-harbe katılması, buna bağlı olarak köleleştirilmesi, sonrasında mülkiyete elverişli hale gelmesi mümkün olduğundan onun geri verilme ihtimali ortadan kalkmamıştır.

Alimlerin genel ifadelerini de bu şekilde yorumlamak gerekir.

 

Bu görüş, "azat eden kişi de kafir olduğunda" geçerlidir. Çünkü müslümanın azat ettiği köle [tekrar] köleleştirilemez. Böyle bile olsa bu görüş doğruya uzaktır; alimlerin ifadeleri mutlak olarak kabul edilmelidir.

 

2. Kişi, satın aldığı takdirde doğrudan onun mülkünden azat olacak olan bir köleyi "kusurlu olduğunu bilmeksizin" satın alsa veya "azat etme şartıyla" satın alıp azat etse bundan dolayı kölenin erşini alır; çünkü amaç her ne kadar Allah'a yakınlaşmak amacıyla köle azat etmekse de köle için bedel ödenmesi onun kusursuz olduğu düşünülerek yapılmıştır.

Kölenin bir parçası [vash] bulunmadığında, satın alan kişinin amaçladığı azat işlemi, ödediği bedelin bir kısmı karşılığında yapılmış olur, bu yüzden müşteri geri kalan kısmı satıcıdan alır.

 

3. Kişinin "yakını olan köleyi satın alması" veya "hür olduğunu ikrar ettiği bir şahsı köle diye satın alması" meseleleri Nevevi'nin ifadelerinin kapsamına dahil değildir; çünkü söz konusu durumlarda köle azadı değil kölenin kendiliğinden azat olması söz konusudur.

 

4. Kişi, satıcıya "köleni benim adıma geçerli olmak üzere şu kadara azat et" dese, satıcı da bunu yapsa, daha sonra kölenin kusurlu olduğu anlaşılsa, satıcının kusur sebebiyle müşteriye erş ödemesi gerekir, önceki azat geçerli olmaya devam eder. Rafiı ve Nevevi keffaretle ilgili bunu tek görüş olarak nakledip şöyle demişlerdir: "Köledeki kusur, onun ketfaret olarak azat edilmesini engelleyecek bir durumda değilse bu azat ketfaret yerine de geçer."

 

5. Faize tabi malların aynı cinsinin karşılıklı satımına gelince; örneğin kişi bir miktar altını aynı miktar altın karşılığında karşılıklı olarak satsa ve altın telef olduktan sonra onun kusurlu olduğunu öğrense bu durumda [kusur sebebiyle olan eksikliği telafi için] erş [ödenmesi] gerekmez, bu durumda satım akdi fesholur, malın bedeli tazmin edilir, ödenen bedel geri alınır. Aksi takdirde satım bedeli eksik olur, kalan kısım da daha fazlası karşılığında olmuş olur. Bu ise mal üzerinde gerçekleşse bile faizdir. Şayet zimmette gerçekleşir de daha sonra tayin edilirse telef olanın bedeli tazmin edilir, geri verme meclisinde -meclis terk edilmiş olsa bile- bedel başkasıyla değiştirilir.

 

6. Bir av hayvanını avlayıp satan kimse daha sonra ihrama girse, satın alan kişinin kusur sebebiyle hayvanı ona geri vermesi malı itlaf anlamına geleceğinden geri verme imkansız hale gelir mi? İsnevı bunun düşünülmesi gereken bir husus olduğunu söylemiştir. Bana göre bu hayvanı satın alan kişi hayvanı geri verebilir; çünkü satıcı şu veya bu şekilde kusurludur.

 

7. Selem usulü mal satım ı yapan kimse kendisine teslim edilen bedelonun yanında telet olduktan sonra onda bir kusur tespit etse [bakılır:]

 

[a] - Şayet sipariş edilen mal muayyen bir şeyse, teslim edilen bedelin kıymetindeki eksiklik miktarınca sipariş edilen malda indirim yapılır.

 

[b] - Sipariş edilen mal zimmette bir malolup daha sonra belirlenmişse, telef olanın bedeli tazmin edilir, -kişi geri verme meclisini terk etmiş olsa bile- geri verme meclisinde başka bir bedelle değiştirilir.

 

8. Erş [kusurlu çıkan maldaki kusur sebebiyle satıcının müşteriye ~ yapacağı ödeme], satılan mal için ödenen bedelin bir bölümü olup bunun satım bedeline oranı, malın kusursuz değeri ile kusurlu olan değeri arasındaki farkın oranı gibidir. 

 

Buna göre satılan malın kusursuz haldeki değeri yüz dirhem, kusurlu olarak değeri doksan dirhem olsa, kusurun değere oranı onda birdir. Buna göre müşteriye ödenecek olan erş, satım bedelinin onda biridir.

 

Erşin geri verilmesi satım bedeli üzerinden olmaktadır; çünkü mal satıcı tarafından bedeli üzerinden tazmin edildiği gibi, malın bir bölümü de satım bedelinin bir bölümü üzerinden tazmin edilir. Satıcı satım bedelini teslim almışsa [kusur miktarını] müşteriye geri verir, teslim almamışsa müşterinin talebi üzerine bu miktar satım bedelinden düşülür. [Zayıf] bir görüşe göre ise müşterinin talebi olmaksızın bu miktar düşer.

 

9. [Maldaki kusur sebebiyle müşteriye yapılacak geri ödeme veya bedeldeki indirimin miktarını belirlerken malın ne zamanki değeri esas alınacaktır? Bu konuda mezhep içinde üç görüş bulunmaktadır:]

 

[Birinci görüş]

 

En doğru görüşe göre malın satım gününden teslim edilme gününe kadarki değerleri içinden en düşüğü esas alınır. Çünkü satım anında malın değeri daha düşükse değerdeki artış müşterinin mülkiyetinde iken gerçekleşmiştir, bu artış malın değerini hesaplamada dikkate alınamaz. Malın teslimi anında veya akitle teslim arasındaki zamanda malın değeri daha düşükse eksik olan kısım satıcının sorumluluğu altındadır. İkinci durumda fazlalık müşterinin mülkiyetinde iken meydana geldiğinden değer belirlemede bu da esas alınmaz.

 

[İkinci görüş]

 

Malın satım akdi anındaki değeri esas alınır; çünkü o an, satım bedeli ile malın birbirine karşılık geldiği andır.

 

[Üçüncü görüş]

 

Malın teslim anındaki değeri esas alınır; çünkü o an, malın müşterinin sorumluluğuna girdiği andır.

 

Not:

 

1. Nevevi'nin. -ekelle kıyemihi- "değerlerinin en azı" ifadesindeki "kıyem" sözcüğü hakkında ed-Dekaik'te "bu, kıymet sözcüğünün çoğuludur" demiştir. Buna göre bu kelime "kıyem" şeklinde okunur. Nevevi de kendi nüshasında bu şekilde hareke koymuş ve "bu, el-Muharrer'deki -el-akdi ve'l-kabdi- "akit ve teslim anındaki değerlerden hangisi en az ise" ifadesinden daha doğrudur; çünkü ilk ifade, malın değerinin bu iki zaman dilimi arasındaki durumunu da dikkate almaktadır." Demiştir.

 

İsnevi şöyle demiştir: El-Minhac'daki ifade gariptir; çünkü bu ifade eserin geniş hacimli asıllarında [eş-Şerhu 'l-kebır, eş-Şerh u 's-sağır 'de] bir görüş olarak tercih edilmek bir yana yer bile almamıştır. Ayrıca teslim öncesinde malın değerinde meydana gelen azalma teslim öncesinde ortadan kalktığında müşteri için bir muhayyerlik söz konusu olmadığına göre bu eksilme nasıl satıcının sorumluluğu altında olabilir?

 

2. Nevevi, ifadesi konuyla ilgili güçlü rivayeti akla getirmese bile bu güçlü rivayete uygun düşsün diye yukarıdaki ifadeyi "en güçlü görüş" diye ifade etmek yerine "en doğru görüş" diye ifade etmiştir. Buna "mezhepte esas alınan görüş" demiş olsa daha uygun olurdu; çünkü bunların tümü "iki vakit arasındaki değerin dikkate alınması" ile ilgili görüş dışında tek bir rivayet içinde aktarılan İmam Şafiı (r.a.)'ye ait görüşlerdir. Tercihe şayan olan rivayet "akit anı ile teslim anı içinden hangisinde malın değeri daha az ise onun esas alınması" görüşünün tek görüş olmasıdır.

 

3. Malın değeri esas alındığında [şu ihtimaller söz konusu olur:]

 

[a] - Malın sağlam haldeki değeri hem akit hem de teslim anında eşit olduğu gibi malın kusurlu haldeki değeri de her iki durumda eşittir.

 

[b] - Malın sağlam haldeki değeri iki zaman diliminde eşit olduğu halde kusurlu haldeki değeri iki durumda farklıdır. Bu durumda akit anındaki değeri teslim anındaki değerinden daha az veya daha çok olabilir.

 

[c] - Malın kusurlu haldeki değeri iki zaman diliminde eşit olduğu halde kusursuz haldeki değeri iki durumda farklıdır. Bu durumda da akit anındaki değer teslim anındaki değerden daha az olabileceği gibi daha fazla da olabilir.

 

[d] - Malın sağlam haldeki değeri iki zaman diliminde farklı olduğu gibi kusurlu değeri de iki zaman diliminde birbirinden farklıdırr. Bu durumda da malın akit anındaki kusursuz veya kusurlu olarak değeri teslim anındaki kusursuz veya kusurlu değerinden daha az veya daha fazla olabilir. Yahut kusursuz değeri daha az, kusurlu değeri daha fazla olabilir, yahut da aksi olur.

 

Burada toplam dokuz kısım bulunmakta olup her birinin örneğini şu şekilde verebiliriz:

 

Bir kimse bir köleyi yüz dirheme satın alsa,

 

[1] - Kölenin kusursuz haldeki değeri akit ve teslim anında yüz dirhem, kusurlu halde doksan dirhem olsa, aradaki eksiklik on dirhemdir. Bu da kölenin sağlam haldeki değerinin onda biridir. Bu durumda müşteri satıcıdan ödediği bedelolan yüz dirhemin onda birini geri alır.

 

[2] - Kölenin kusursuz olarak akit ve teslim anındaki değeri yüz dirhem, akit anında kusurlu değeri seksen dirhem teslim anındaki kusurlu değeri doksan dirhem olsa,

 

[3] - Veya akit anında kusurlu değeri doksan dirhem teslim anında seksen dirhem olsa,

Kölenin kusursuz olan iki değeri arasındaki fark ile kusurlu haldeki iki değerinden daha düşük olanı arasındaki fark yirmi dirhemdir. Bu da kölenin kusursuz haldeki değerinin beşte biri olup müşteri bu miktarı satıcıdan geri alır.

 

[4] - Kölenin akit anında kusurlu ve kusursuz değeri seksen dirhem, teslim anında yüz dirhem olsa,

 

[5] - Veya akit anında yüz dirhem, teslim anında doksan dirhem olsa,

Kölenin kusurlu değeri ile kusursuz haldeki iki değeri arasındaki fark on dirhemdir. Bu, kusursuz haldeki değerinin dokuzda biridir, müşteri bu miktarı satıcıdan geri alır.

 

[6] - Kölenin akit anındaki kusursuz değeri yüz dirhem, kusurlu değeri seksen dirhem, teslim anındaki kusursuz değeri yüz yirmi dirhem, kusurlu değeri doksan dirhem olsa,

 

[7] - veya bir öncekinin tam tersi olsa,

 

[8] - Yahut kölenin akit anındaki kusursuz değeri yüz, kusurlu değeri doksan, teslim anındaki kusursuz değeri yüz yirmi, kusurlu değeri seksen olsa,

 

[9] - veya tersi olsa,

 

Bu durumda kusursuz haldeki iki değerinden en düşük olanı ile kusurlu haldeki iki değeri arasından en düşük olan arasındaki fark yirmi dirhemdir. Bu da malın kusursuz haldeki iki değerinden en azının beşte biri yapar, müşteri bunu satıcıdan geri alır.

 

Kölenin iki zaman dilimi arasındaki değeri de dikkate alınacak olursa bu kısımlar daha da artmaktadır.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

B. SATIM BEDELİNİN SATICI ELİNDE TELEF OLMASI