REHİN’İN BAĞLAYICI HALE GELMESİ... |
7. REHİN VERİLEN KÖLEYE
KARŞI SUÇ İŞLENMESİ
Rehin verilen köle /
cariyeye karşı kısas gerektiren bir suç işlendiğinde rehin veren kişi kısası uygular,
rehin de ortadan kalkmış olur.
Rehin verilen köleye
karşı bir suç işlenmesi durumunda, köle sahibinin [diyet karşılığında]
affetmesi veya köleye karşı yanlışlıkla suç işlenmesi durumunda mal ödemesi
gerekli olsa, köle sahibinin bunu affetmesi geçerli olmadığı gibi rehin alan
kişinin suç işleyeni ibra etmesi de geçerli olmaz.
1. Rehin olarak verilen
köleye karşı bir başka köle suç işlese ve kısas uygulamak gerekli olsa, rehin
veren kişi bu kısası uygular veya karşılıksız olarak affeder. Bu durumda rehin
köle [cinayet sonucu ölerek] ortadan kalkmış olduğundan rehin de geride bedeli
olmaksızın sona erer. Bu, cana karşı bir suç işlenmesi durumunda geçerli olan
hükümdür. Şayet kölenin herhangi bir organına vb. yönelik bir suç işlenirse
rehin olduğu gibi kalmaya devam eder.
2. Rehin veren kişi
kısastan veya affetmekten geri durursa, yani mesela bu ikisinden biri konusunda
herhangi bir beyanda bulunmazsa bunlardan birini seçmeye zorlanamaz; çünkü köle
sahibi bu suçu [affetmek suretiyle] ıskat etme hakkına sahip olduğuna göre bunu
erteleme hakkına öncelikle sahip olur.
3. Şayet;
> Köle sahibi kısası
bir mal karşılığında affederse,
> Veya köleye karşı
yanlışlıkla cinayet işlenmişse,
> Yahut kasıt benzeri
bir durum varsa,
> Yahut da denkliğin
bulunmaması sebebiyle kasten işlenmiş cinayette para ödenmesi gerekiyorsa
Bu durumlarda ödenen
para, rehin alan kişi bunu teslim almamış olsa bile rehin olarak kalmaya devam
eder. Bu durumda rehin alan kişinin bu parada hakkı bulunduğundan rehin sahibi bunu
affedemez.
Not:
1. Sonraki alimlerden
biri şöyle demiştir: Zikredilen bedelin rehin olabilmesi için cinayeti işleyen
kişinin rehin veren dışında birisi olması gerekir. Aksi takdirde bedel ancak
tazmin edilmesi durumunda rehin olarak kalır. Çünkü alacağın -başkasının
zimmetinde bulunması meselesinin aksine- rehin sahibinin zimmetinde rehin
olarak kalmasının bir yararı yoktur.
Bu kabul edilemez; çünkü
bunun yararı, rehin alan kişinin bu durumda diğer alacaklılara göre öncelik
hakkına sahip olmasıdır.
2. Maverdi şöyle
demiştir: Zikredilen hüküm, cinayet kölenin değerini azalttığında ve erşin
miktarının fazla olmaması halinde geçerli olur. Şayet köleye yönelik fiil
sonucunda kölenin değerinde azalma meydana gelmezse; örneğin erkek kölenin
cinselorganı ve yumurtalıkları kapsa veya cinayet sonucunda kölenin değerinde
azalma meydana gelmekle birlikte ödenecek diyet azalan miktardan daha fazla
olsa ilk durumda köle sahibi diyetin tümünü almaya, ikinci durumda da
zikredilenin üzerindeki kısmı almaya hak kazanır.
Bu da kabul edilemez;
çünkü rehin alan kişinin hakkı buna da ilişmektedir. Bu, rehin verilen malın
fiyatının rehin verme işleminden sonra artmasına benzer.
3. Nevevı "mal
gerekli olsa" demekle yetinseydi;
[a] - Benim açıklamada
dile getirdiğim gibi bu ifade; bir malın ilk olarak kısasın olmadığı kasıtlı
bir fiilden -mesela haşime şeklinde yaralamadan- gerekli olması durumunu
kapsadığı gibi,
[b] - Cinayet işleyen
kişinin kölenin usulünden [üst soy hısmı] olması durumunu da kapsardı.
4. Rehin alan kişinin
rehin köleye karşı suç işleyen şahsı borçtan ibra etmesi geçerli olmaz; çünkü
kendisi kölenin sahibi değildir. Onun ibra etmesiyle kendisinin güvence
durumundaki rehin üzerindeki hakkından herhangi bir şey düşmez, ancak kendisi
düşürürse o zaman düşer.
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN
8. REHİN MALDAN
MEYDANA GELEN FAZLALIKLARIN HÜKMÜ