FERAİZ / MİRAS HESABI |
VII. YAN SOY HISIMLARlNIN
MİRASI
a. Ana-baba bir erkek
kardeşler ve kız kardeşler tek başlarına mirasçı olurlarsa tıpkı ölenin öz çocukları
gibi mirasçı olurlar. Müşerreke adı verilen mesele hariç baba-bir erkek
kardeşler ve kız kardeşler de böyledir. Müşerreke, bir kimsenin ölünce geride
kocası, annesi, annesinin iki çocuğu ve ana-baba bir erkek kardeşinin
bulunmasıdır. Bu durumda erkek kardeş, annenin iki çocuğuna üçte birlik kısımda
ortak olur. Erkek kardeşin yerine baba-bir erkek kardeş olursa mirastan düşer.
b. İki sınıf bir arada
bulunursa; bunların hükmü ölenin öz çocukları ile oğlunun çocuklarının bir
arada bulunması gibi olur. Ancak oğlun kızlarını onlarla aynı derecede veya alt
derecede olan biri asabe kıldığı halde kız kardeşi ancak kendi erkek kardeşi
asabe kılar.
c. Ölenle anaları bir
olan bir erkek kardeş veya bir kız kardeş mirasın altıda birini alır. İki veya
daha fazla olurlarsa üçte biri -erkekleri ve dişileri eşit olmak üzere-
alırlar.
d. Ana-baba bir kız
kardeşler veya baba-bir kız kardeşler ölenin kızlarıyla veya oğlunun kızlarıyla
birlikte bulunursa, tıpkı erkek kardeşler gibi asabe olur. Bu sebeple; ölenin kızı
ile birlikte bulunan ana-baba bir kız kardeş, baba-bir kız kardeşleri mirastan
düşürür.
e. Ana-baba bir erkek
kardeşin veya baba-bir erkek kardeşin oğullarının her biri gerek bir arada
bulunduklarında gerekse tek başlarına bulunduklarında babası hükmünde olur.
Ancak şu bakımdan babalarından ayrılırlar: Bunlar annenin payını altıda bire
düşüremez, dede ile birlikte mirasçı olamaz, kız kardeşlerini asabe kılamaz,
müşerreke meselesinde de mirastan düşerler.
f. Ölen şahsın babası
ile ana-babası bir olan amca veya yalnızca babası bir olan amca gerek bir arada
bulunma gerekse ayrı ayrı bulunma bakımından her iki cihetten [yani ana-baba
bir olma cihetinden ve baba-bir olma cihetinden] erkek kardeş gibidir.
g. Amca çocukları ve
diğer neseben asabe olanlar da böyledir.
h. Asabe, mirasçı
oldukları konusunda icma edilen kimseler içinden belirli bir payı bulunmayan
kimselerdir. Bunlar malın tümünü veya ashab-ı feraizin paylarını almasından
sonra kalanı alırlar.
1. Ana-baba bir erkek kardeşler
veya kız kardeşler yalnız başlarına olup onlarla birlikte baba-bir erkek kardeş
veya kız kardeş bulunmazsa tıpkı ölenin öz çocukları gibi mirasçı olurlar.
Buna göre bir veya daha
fazla erkek [yalnız başına bulunduğunda] malın tümünü alır.
Bir bayan [yalnız başına
bulunduğunda] malın yarısını, iki veya daha fazla bayan malın üçte ikisini
alır.
Her iki sınıf bir arada
bulunduklarında erkek, kadının iki katı kadar alır.
2. Baba-bir erkek
kardeşler veya kız kardeşler tek başına olur da yanlarında ana-baba bir erkek
kardeş veya kız kardeş bulunmazsa tıpkı ölenin öz çocukları gibi mirasçı
olurlar.
3. [Yukarıdaki iki
maddede belirtilen hükmün] istisnası müşerreke meselesidir. Müşerreke, ana-baba
bir çocuk ile, ana-bir iki çocuğun mirasta ortak olmasıdır.
Şöyle ki; Bir kadın ölüp de geride kocası,
annesi -veya ninesi-, annesinin iki veya daha fazla çocuğu, bir tane veya daha
fazla ana-baba bir erkek kardeşi kalsa, bu durumda ana-baba bir erkek kardeş
-yanında ona denk olan başka erkek kardeşleri veya kız kardeşleri olsa bile-,
terikenin üçte biri üzerinde ölenin annesinin iki çocuğu -yani ölenin ana-bir
erkek kardeşleri- ile ortak olur. Çünkü bunlar, belirli paya mirasçı olmalarını
gerektiren yakınlık bakımından birbirlerine ortaktır. Bu, ana-bir çocukların
bazılarının amcaoğlu kabul edilmesi durumundaki hüküm gibi olur ki o, mirastan
asabelik bakımından düşmüş olsa bile anadan gelen yakınlık sebebiyle terikeye
ortak olur. Bu meseleye Hımariyye de denir. Çünkü bu mesele Hz. Ömer döneminde
gerçekleşmiş, Hz. Ömer, ölenin ana-baba bir erkek kardeşlerini mirastan mahrum
bırakınca onlar "tut ki bizim babamız bir eşekti. Bizim analarımız bir
değil mi?" diye itirazda bulundular. Bunun üzerine Hz. Ömer de onları
mirasa ortak etti.(Müstedrek, Feraiz, 4, 337)
Hakim'in el-Müstedrek
adlı eserinde belirtildiğine göre "say ki onların babaları bir eşek! Baba
onların Ölene yakınlığını daha fazla arttırmıyor ki!" diyen kişi Zeyd bin
Sabit'tir.
Bir başka rivayete göre
ise bu sözü söyleyen bizzat Hz. Ömer'dir.
Rivayete göre bir defa
Hz. Ömer böyle bir meselede ana-baba bir kardeşleri mirasa ortak etmemiş,
ertesi yıl benzer bir meselede ise ortak etmişti. Kendisine "geçen yıl bu
durumda olanları mirastan mahrum bırakmıştın, [bu yıl ise aynı durumdakileri mirasa
ortak ediyorsun]" denildiğinde "önceki meselede o zamanki görüşümüze
göre hüküm vermiştik, şimdi [ise görüşümüz değiştiğinden] bu meselede yeni
görüşümüze göre hüküm verdik" demiştir.
Bu meseleye minberiyye
de denir; çünkü Hz. Ömer'e bu mesele o, minberdeyken sorulmuştu.
Bir rivayette kardeşler
"say ki bizim babamız denize atılan bir taştı" demiştir. Bu yüzden bu
meseleye haceriyye ve Yemmiyye de denilmiştir.
4. Müşerreke meselesinde
payda altıdır. Erkek kardeşle birlikte ona denk herhangi bir kimse bulunmadığında
payda 16'da eşitlenmektedir. Yanında bir kız kardeş bulunursa payda 12'de
eşitlenir. Bu meselede erkek kardeş kız kardeşten fazla alamaz.
5. Ana-baba bir erkek
kardeş yerine baba-bir erkek kardeş olursa, onun mirastan düşeceği konusunda
icma bulunmaktadır. Çünkü onun, ölen şahsa kendisi aracılığıyla yakınlığını
sağlayacak ortak bir anası olmadığından mirasa ortak olması söz konusu
değildir.
6. Ana-baba bir erkek kardeş
yerine baba-bir kız kardeş olsa, terikenin yarısında hak sahibi olur. Bu
durumda [mirastaki pay, paydadan daha büyük olacağı için] avl işlemi yapılır.
Erkek veya kız
kardeşlerin sayısı iki veya daha fazla olursa onlar terikenin üçte ikisinde hak
sahibi olur, bu durumda paylarda avl yapılır.
Bu kız kardeşlerle
birlikte baba-bir erkek kardeş bulunmuş olsa hem kendisi mirastan düşer, hem de
kız kardeşlerini mirastan düşürür. Bu yüzden bu erkek kardeşe "uğursuz
erkek kardeş" [anlamına gelen ahu'l-meş'um] denilmiştir.
7. Ana-baba bir erkek
kardeş yerine ana-baba bir kız kardeş bulunsa kendisine terikenin yarısı kadar
payayrılır, iki veya daha fazla kız kardeş olursa onlara üçte ikilik
payayrılır.
8. Ana-baba bir kardeş
çift cinsiyetli ise, erkek olduğu düşünüldüğünde mesele müşerreke olur ve payda
18'de eşitlenir. Kadın olarak düşünüldüğünde payda 9 olarak avl yapılır. 18
sayısı 9'un katıdır, dolayısıyla bu ikisi 18'de eşitlenebilir. Aksi takdirde bu
şahsın erkek olarak kabul edilmesi kendisine, kadın olarak kabul edilmesi ise
ölenin kocası ve annesine zarar vermektedir.
Annenin iki çocuğu
hakkında [çift cinsiyetli şahsın] her iki durum [u] da birbirine eşittir. Miras
taksim edildiğinde dört pay, onunla koca ve anne arasında bekletitir. Şayet
çift cinsiyetli şahıs kadın ise bu kişi ortadaki payı alır, erkek ise ölenin
kocası üç pay, annesi bir payalır.
9. İki sınıftan olan
erkek kardeşler yani ana-baba bir erkek kardeşler ile baba-bir erkek kardeşler
bir arada bulunsa bunların durumu kişinin öz çocukarıyla oğlunun çocuklarının
bir arada bulunması gibi değerlendirilir.
Buna göre; Ana-babanın
çocuklarından bir erkek, kızla birlikte bile olsa n baba-bir çocukları mirastan
mahrum kılar.
Ana-baba bir kız kardeş
tek olsa terikenin yarısını alır, kalan yarısı yalnızca baba-bir erkek
kardeşlere ait olur.
Geride yalnızca baba-bir
erkek kardeşler ve kız kardeşler kalmışsa, erkek kızın iki katı kadar payalır.
Baba-bir çocuklardan
yalnızca bir bayan veya bayanlar kalmışsa bu bayan veya bayanlar -üçte biri
tamamlayacak şekilde- terikenin altıda birini alırlar.
Ana-baba bir çocuklar
iki veya daha fazlaysa bunlar erkek olsun kadın olsun mirasın üçte ikisini
alırlar, kalan kısım yalnızca baba-bir erkek kardeşlere ait olur. Eğer kız
kardeşler de varsa onlar da [ikili birli] payalır. Baba-bir kız kardeşler
ölenin ana-babaları bir olan iki veya daha fazla kız kardeşleriyle birlikte
olur da tek başlarına bulunuriarsa [yani erkek kardeşleri olmazsa] mirastan
payalamaz.
10. Ölen şahsın oğlunun
kızlarını kendi derecesinde olan veya daha aşağıda olan erkekler asabe kıldığı
halde, ölenin kız kardeşini yalnızca kendi erkek kardeşi asabe kılmakta, erkek
kardeşinin oğlu veya amcaoğlu asabe kılamamaktadır.
Buna göre;
Bir kimse ölüp de geride
ana-baba bir iki kız kardeş, bababir iki kız kardeş ve baba-bir erkek kardeşin
oğlu kalmış olsa, ana-baba bir iki kız kardeş terikenin üçte ikisini alır,
kalan payerkek kardeşin oğlunundur. Bu erkek kız kardeşi asabe kılamaz; çünkü
bu erkek kendi kız kardeşini bile asabe kılamazken halasını hiç asabe kılamaz.
Aynı şekilde oğlun
oğluna hakikaten veya mecazen "oğul" denildiği halde, erkek kardeşin
oğluna "erkek kardeş" denilmez.
11. Nevevi, ölenin
ana-baba bir, baba-bir ve ana-bir erkek kardeşlerinin bir arada bulunduğu [yani
her üç sınıfın bir arada] bulunduğu durumdan bahsetmemiştir. Bunun hükmü şudur:
Ana-bir erkek kardeş
mirasın altıda birini alır, kalan ana-baba bir erkek kardeşe ait olur.
Baba-bir erkek kardeş
bir şeyalamaz.
Bunların tümü kız kardeş
olsaydı öz kız kardeş terikenin yarısını, baba-bir kız kardeş [önceki yarımı
terikenin üçte ikisine tamamlayacak şekilde] mirasın atıda birini, ana-bir kız
kardeş ise altıda biri f93\ alırdı.
12. Bir tane ana-bir
erkek veya kız kardeş terikenin altıda birini, iki veya daha fazlası ise üçte
birini alırlar. Burada erkekler ile dişiler eşit alır. Bu konuda icma vardır.
Ayrıca bu kardeşler akrabalık hususunda ortak olduklarından payları eşit
olmuştur. Nitekim çocuk açısından ana-baba da böyle olup her ikisi terikenin
üçte birinde ortaktır.
Ana-bir kardeşler bu
yönüyle ana-baba bir ve baba-bir kardeşlerden ayrılırlar; çünkü diğerlerinde
erkek iki dişi payı alır; çünkü onlar asabelik yönüyle miras almaktadır.
Not: Miras ilmiyle uğraşan alimler şöyle
demişlerdir:
Annenin çocukları beş
hususta diğer mirasçılardan farklıdır:
Bunların erkekleri bir
dişi aracılığıyla ölüye bağlanır ve mirasçı olurlar.
Kendileri aracılığıyla
ölüye bağlandıkları kişinin payını eksiltirler (hacb-ı noksan).
Kendileri aracılığıyla
ölüye bağlandıkları kimse mevcut olduğu halde onlarla birlikte mirasçı olurlar.
Mirası aralarında eşit
olarak paylaşırlar.
Tek başına bulunan
erkekleri, tek başına bulunan dişileri gibidir.
13. Oğulların kızlar ile
birlikte bulunduğu durumda kızların "asabe mea'l-gayr" [başkalarıyla
birlikte olduğunda asabe olma] olmasına daha önce işaret edildiği için burada
da başkalarıyla birlikte olduğunda asabe olma meselesine temas edilmiştir ki bu
da kız kardeşlerin kızlarla birlikte bulunmasıdır.
Ana-baba bir kız kardeşler
veya baba-bir kız kardeşler kızlarla veya oğlun kızlarıyla birlikte
bulunduklarında tıpkı erkek kardeşler gibi asabe olurlar.
[*] - Bunun delili
BuM.n'nin rivayet ettiği şu hadistir: İbn Mesud'a şöyle bir soru soruldu: Bir
kimse ölüp de geride kızı, oğlunun kızı ve kız kardeşi kalmış olsa miras nasıl
taksim edilir?
İbn Mesud şöyle dedi: Bu
konuda Resulullah (s.a.v.)'ın hükmünü uygulayacağım. Ölenin kızı terikenin
yarısını alır. Ölenin oğlunun kızı terikenin altıda birini alır. Ölenin kız
kardeşi de kalanı alır.(Buhari, Feraiz, 6736)
Cüveyni şöyle demiştir:
Bunun gerekçesi şudur: Meselede iki kız veya oğlun kızları ve kızkardeşler
bulunsa, kızlar veya oğlun kızları terikenin üçte ikisini alır. Kız kardeşlerin
paylarını belirttikten sonra avl yapmamız halinde kızların veya oğlun
kızlarının payı eksilmiş olur. Alimler, kız kardeşlerin ölenin çocuklarıyla
veya oğlunun çocuklarıyla rekabet etmesini uzak bir ihtimalolarak görmüşlerdir.
Onları mirastan mahrum etmek mümkün olmayınca, eksilmenin yalnızca onların
payında olabilmesi için yalnızca onlar asabe olarak kabul edilmişlerdir.
Kız kardeşlerin asabe
olmasının etkisinin nerede görüldüğünü Nevevi şu sözleriyle belirtmiştir:
Ana-baba bir kız
kardeşler ölenin kızıyla veya oğlunun kızıyla birlikte bulunduğunda veya
bunlarla birlikte erkek kardeşler bulunduğunda, tıpkı ana-baba bir erkek
kardeşin mevcut olması durumunda olduğu gibi baba-bir kız kardeşler mirastan
düşer.
Not: Nevevi "baba-bir kız kardeşler"
demek yerine "babanın çocukları" dese, yukarıda benim yaptığım
açıklamayı da kapsayan geniş bir ifade olmuş olurdu.
Ana-baba bir kız
kardeşle birlikte ana-baba bir erkek kardeş bulunsa, erkek kardeş kız kardeşi
asabe kılar. Mirasın kalanı onların arasında erkeğe dişinin iki katı kadar
olacak şekilde bölüştürülür. Böylece "erkeğe, dişinin iki katı kadar
verilir" ilkesine aykırılık söz konusu olmamış olur. Ayrıca kadının asabe
kılınması bir zorunluluktan kaynaklanmaktadır.
14. Ana-baba bir veya
baba-bir erkek kardeşlerin oğullarının [yani yeğenlerin] her birinin mirastaki
hükmü -bunlar bir arada veya yalnız başına bulundukları nda- babalarının hükmü
gibidir.
Buna göre;
> Bunlardan birisi
veya bir grubu tek başına bulunduğunda malın tamamını alır. Ashab-ı feraiz
bulunduğunda onların paylarını almasından sonra artanını alır.
> Bunlar bir arada
bulunduklarında ana-baba bir erkek kardeş, baba-bir erkek kardeşi mirastan
düşürür. Bunlar, şu açılardan babalarından farklıdır:
> Bunlar,
babalarından farklı olarak ölenin annesinin payını üçte birden altıda bire
düşüremez; çünkü Allah, ölenin erkek kardeşinin bulunmadığı durumda anneye
terikenin üçte birini vermiştir. "Erkek kardeş" ifadesi, "erkek
kardeşin oğulları (yeğenler)" hakkında kullanılamaz.
> Bunlar dede ile
birlikte bulunduklarında mirasçı olmazlar, dede onları düşürür. Bunların
babaları ise dede ile birlikte mirasçı olurlar; çünkü [ölenin erkek
kardeşleriyle birlikte] dedenin durumu erkek kardeşler gibidir, nitekim onlarla
birlikte bulunduğunda terikeyi paylaşması da bunu göstermektedir. Dede, erkek
kardeşlerden biri gibi olunca, erkek kardeşin oğlu dede ile birlikte mirasçı
olamaz; çünkü dede ölüye ondan daha yakındır.
> Bunlar, kız
kardeşlerini asabe kılamazlar; çünkü zevi'l-erham'dandırlar.
> Müşerreke meselesinde
mirastan payalamazlar; bunların babaları içinden ölenle ana-babası bir olanlar
ise böyle değildir. Müşerreke meselesinde mirasa ortak olmanın dayanağı anne
yönünden ölene yakınlıktır. Bu özellik erkek kardeşin oğlunda bulunmamaktadır.
Bu farklılık, anababa bir erkek kardeşin oğullarına özgüdür. Nitekim ben
el-Muharrer'i esas alarak yukarıda bu açıklamayı yaptım; çünkü baba-bir erkek
kardeşler ve onların oğulları bu konuda birbirine eşittir.
Not: Nevevi, Rafii'ye tabi olarak yalnızca
yukarıdaki dört durumu istisna etmiş, er-Ravda'da ise üç şekil daha eklemiştir.
Bunlar şunlardır:
1. Ana-baba bir erkek
kardeşler baba-bir erkek kardeşleri mirastan mahrum bıraktığı halde ana-baba
bir erkek kardeşlerin çocukları, baba-bir erkek kardeşleri mirastan mahrum
bırakmaz.
2. Baba-bir erkek
kardeş, ana-baba bir erkek kardeşin oğlunu mirastan mahrum bıraktığı halde
baba-bir erkek kardeşin oğlu mirastan mahrum bırakamaz.
3. Ölenin kız kardeşleri
ölenin kızlarıyla birlikte asabe olduğunda erkek kardeşin oğulları mirasçı
olamaz.
15. Ölenin babası ile
ana-babaları bir olan amca ve baba-bir olan amcanın mirasçılık bakımından
hükmü, gerek bir arada bulunduklarında gerek tek başarına bulunduklarında
ana-baba bir erkek kardeş ve baba-bir erkek kardeş gibidir.
Buna göre, bunlar
içinden tek başına bulunan malın tümünü alır, başkalarıyla birlikte olması
halinde ise ashab-ı feraizin payını almasından sonra kalanı alır. Bir arada
bulunduklarında ise bababir erkek kardeşin, ana-baba bir erkek kardeş sebebiyle
mirastan mahrum kalması gibi baba-bir amca, ana-baba bir amca sebebiyle
mirastan mahrum olur.
Bu hüküm, ölenin erkek
kardeşinin oğulları bulunmadığındadır; aksi takdirde onlar amcaları hacbeder;
çünkü amcaların rütbesi onlardan daha geridir.
16. Amca mevcut olmadığında
ana-baba bir amcanın ve bababir amcanın çocukları da tıpkı erkek kardeşin
oğulları gibidir.
17. Yine amca
oğullarının oğulları ve erkek kardeşin Oğullarının oğulları gibi neseben asabe
olan diğer yakınlarda da aynı durum geçerlidir.
[İtiraz] Nevevi'nin kuralına şu durum bir itiraz
sebebi teşkil etmektedir:
Ölenin kızlarıyla
birlikte asabe olan kız kardeşlerin oğulları, anneleri neseben asabe olduğu
halde anneleri gibi değildir.
[Cevap] Burada "kendi başına asabe olan"
kişilerden bahsedilmektedir.
18. Asabe, sözlükte
"kişinin baba tarafından akrabaları" an-
lamına gelmektedir.
Fıkıh terimi olarak ise "zevi'l-erham içinden mirasçı olduklarına dair
icma bulunan kimseler içinde, asabe olma durumunda asabelik yönüyle belirli bir
payı bulunmayan kimsedir."
19. Ben, "asabelik
yönüyle" kaydını koymak suretiyle, ölen kadının amcaoğlu olan kocasını ve
ana-bir erkek kardeşini dışarıda bıraktım. Çünkü kadının amcaoğlu olan kocası,
karısına amcaoğlu olma yönünden değil kocalık yönünden mirasçı olmaktadır. Yine
ölenin ana-bir erkek kardeşleri de böyledir.
20. Asabenin kapsamına
baba, dede, ölenin kızlarıyla birlikte bulunan kız kardeşler girer.
21. Ben, Nevevi'nin
ifadesine "zevi'l-erham" ifadesini ekledim; çünkü onları mirasçı kılma
konusunda doğru olan görüş daha önce de geçtiği üzere "her bir alt soyun,
kendisiyle ölüye bağlandığı üst soy yerine konulması (mezhebü
ehli't-tenzıl)" görüşüdür. Bunlar da kendi içinde belirli payı olanlar ve
asa bel er şeklinde ikiye ayrılır.
Not: Nevevi'nin zikrettiklerinin tümü, koca,
ana-bir erkek kardeş dışında asabedir. Kadınlardan da -azat edilen cariye-
hariç bütün zikredilenler asabedir.
22. Nevevi, asabenin
tanımını zikrettikten sonra hükmüne geçmiştir. Buna göre;
a. Malın tümünü miras
olarak alması:
Asabeden olan birisi tek
başına bulunduğunda mal ve mal hükmünde olan şeylerin bütününü miras olarak
alır. Bu, asabenin yanında ashab-ı feraizden hiç kimse bulunmadığında ve
zevi'l-erham'ın durumunda da devlet hazinesin düzenli olarak işletilmediğindedir.
b. Ashab-ı feraizden
artanı miras olarak alması:
Asabe ile birlikte
ashab-ı feraizden olan bir kimse / kimseler varsa onun / onların payını veya
paylarını almalarından sonra artanı alır. Yine bu durumda devlet hazinesi
düzenli işletilmiyar ve ashab-ı feraizden olan kişi ölenin eşi ise söz
konusudur.
Daha önce ashab-ı
feraizin kim olduğunu söylemiştik.
c. Hiç miras alamaması:
Daha önce geçtiği üzere, ashab-ı feraizden olan kişilerin payları terikenin
tümünü kapsıyorsa ashab-ı feraiz hiç miras alamaz. Ancak -müşerreke
meselesindeki ana-baba bir kardeşin durumunda olduğu gibi- asabeden olan kişi
ashab-ı feraize intikal ederse o zaman başka.
d. Cihet yönünden yakın
olanın ölene yakın olana tercih edilmesi:
Asabeden cihet bakımından
yakın olan, ölüye daha yakın olandan önceliklidir. Mesela -Kadı Hüseyin'in de
belirttiği üzere- bir kimse öldüğünde geride erkek kardeşinin oğlunun oğlu ve
amcaoğlu kalmış olsa, birinci kişi mirasçı olur.
Not:
1. Nevevi'nin "mala
mirasçı olur" ifadesi binefsihi (doğrudan) asabe olan kimse hakkında
uygundur. Yine hem doğrudan hem de başkası sebebiyle (bigayrihı) asabe olan
kimse için de doğrudur. Başkası sebebiyle asabe olanlar, ölenin kızları ve
ana-bir olan çocuklar dışındaki [ana-baba bir veya baba-bir] kızlardır.
2. Nevevi'nin "veya
artanı" ifadesi hem binefsihi (kendiliğinden) hem de meagayrihı
(başkasıyla birlikte) asabe için uygundur. Başkasıyla birlikte asabe olanlar,
kızlarla ve oğlun kızlarıyla birlikte olan kız kardeşlerdir. Bunların, malın tümünü
alabilecekleri bir durum söz konu değildir.
3. "Başkası
sebebiyle asabe olanlar" ile "başkası ile birlikte asabe
olanlar" arasındaki fark şudur: Birincilerinde asabelik özelliği aslen
bulunmaktadır, ikincilerde ise bulunmamaktadır.
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN