![]() ![]() ![]() |
Yirmi Dokuzuncu Lem'a'nın Tercümesi - s.777 |
İkinci Fasıl
Ekser aktâbın ve bilhassa Gavs-i Geylânî'nin her sabah virdlerinin fâtihası hükmünde beş altı satır-ı temcid ve tâzim, benim için uzun bir silsile-i tefekkürün çekirdeği hükmüne geçip, doksan dokuz mertebe-i marifet ve tevhide işaret nev'inden bir sünbül-ü mânevî vermiş. O doksan dokuz mertebesinden yetmiş dokuz mertebesi burada zikredildi. O işârâtın herbir fıkrasında iki cihetle Zât-ı Akdese bakar:
Biri, hazır, meşhud vaziyetiyle şehadet eder mânâsıyla, lillâhi şehîd tabiriyle ifade ediliyor. Ve emsallerinin birbiri arkasından gelip geçmesinden tezahür eden silsilenin işaretine, alâllahi delîl diye delâlet eder, mânâsında ifade edilmiştir.
Said Nursî
Bismillâhirrahmânirrahîm
Biz sabaha girdik.HAŞİYE 1 Mülk Allah'a şahit, kibriya Allah'a delildir.
Azamet Allah'a şahit, heybet Allah'a delildir.
Kuvvet Allah'a şahit, kudret Allah'a delildir.
Nimetler Allah'a şahit,HAŞİYE 2 daimî in'âmlar Allah'a delildir.
Güzellik Allah'a şahit, cemâl-i sermedî Allah'a delildir.
Celâl Allah'a şahit, kemal Allah'a delildir.
AzamûtHAŞİYE 3 Allah'a şahit, ceberûtHAŞİYE 4 Allah'a delildir.
Rububiyet Allah'a şahit, ulûhiyet-i mutlaka Allah'a delildir.
Saltanat Allah'a şahit, yer ve göklerin orduları Allah'a delildir.
KazâlarHAŞİYE 5 Allah'a şahit, takdirHAŞİYE 6 Allah'a delildir.
Terbiye Allah'a şahit, tedbir Allah'a delildir.
Tasvir Allah'a şahit, tanzim Allah'a delildir.
Tezyin Allah'a şahit, tevzin Allah'a delildir.
İtkanHAŞİYE 7 Allah'a şahit, vücut Allah'a delildir.
Halk Allah'a şahit, daimî icad Allah'a delildir.
Hüküm Allah'a şahit, emir Allah'a delildir.
Mehasin Allah'a şahit, letâifHAŞİYE 8 Allah'a delildir.
MehâmidHAŞİYE 9 Allah'a şahit, medâih Allah'a delildir.
İbâdât Allah'a şahit, kemâlâtHAŞİYE 10 Allah'a delildir.
Yirmi Dokuzuncu Lem'a'nın Tercümesi - s.778
TahiyyatHAŞİYE 11 Allah'a şahit, berekât Allah'a delildir.
Salâvat Allah'a şahit, tayyibat Allah'a delildir.
Mahlûkat Allah'a şahit, mâzideki havârık Allah'a delildir.
Mevcudat Allah'a şahit, istikbaldeki mucizat Allah'a delildir.
Semavat Allah'a şahit, Arş Allah'a delildir.
Güneşler Allah'a şahit, aylar Allah'a delildir.
Yıldızlar Allah'a şahit, seyyareler Allah'a delildir.
Ondaki tasarrufat ve ondan inen yağmurla cevv-i semâ Allah'a şahit, arz Allah'a delildir. (Yani, yerde zâhir olan kudret, ondaki bâhir hikmet, ondaki mükemmel san'at, ondaki müzeyyen renkler, ondaki mütenevvi nimetler, ondaki vâsi rahmet Allah'a delildir.)
Binler âyâtıyla Kur'ân Allah'a şahit, binler mucizatıyla Muhammed Allah'a delildir.
Acaip ve garaibiyle denizler Allah'a şahit, yaprak ve çiçek ve meyveleriyle nebatat Allah'a delildir. (Yani, yapraklarıyla tesbih eden, çiçekleriyle hamd eden, meyveleriyle tekbir eden o süslü, çiçekli ve meyveli nebatlar, Allah'a delildir.)
Tesbih eden yaprakları ve hamd eden çiçekleri ve tekbir eden meyveleriyle ağaçlar Allah'a şahit; tekbir edici hayvanat, tesbih edici huveynat, hamd edici kuşlar, cevv-i semâda kanat çırpan tehlil edici kuşçuklar Allah'a delildir.
Kâinat mescidinde namaz kılan ve ibadet eden insanlar ve cinler Allah'a şahit, âlem mescidinde ibadet ve tesbih eden melâike ve ruhaniyat Allah'a delildir.
San'at Allah'ındır; öyleyse medih de Allah'a aittir.
Sıbgat Allah'ındır; öyleyse senâ da Allah'a aittir.
Nimet Allah'ındır; öyleyse şükür de Allah'a aittir.
Rahmet Allah'ındır; öyleyse hamd olsun o Allah'a ki Âlemlerin Rabbidir.
Yirmi Dokuzuncu Lem'a'nın Tercümesi - s.779
cümlesinin şehadetine dair
Allahım,
Ey âlemlerde seçilmiş Muhammed'in Rabbi,
Ey Cennet'in ve Cehennem ateşinin Rabbi,
Ey peygamberlerin ve en hayırlı kulların Rabbi,
Ey sıddıkların ve ebrârın Rabbi,
Ey âlemlerde küçük ve büyük herşeyin Rabbi,
Ey habbelerin ve meyvelerin Rabbi,
Ey nehirlerin ve ağaçların Rabbi,
Ey sahrâların ve ovaların Rabbi,
Ey kölelerin ve hürlerin Rabbi,
Ey gecenin ve gündüzün Rabbi,
Akşama erdiğimizde ve sabaha çıktığımızda Seni şahit tutarız; Senin bütün mukaddes sıfatlarını şahit tutarız; Senin bütün Esmâ-i Hüsnânı şahit tutarız; Senin yüce âlemlerdeki bütün meleklerini şahit tutarız; Senin türlü türlü mahlûkatının hepsini şahit tutarız; Senin büyük peygamberlerinin hepsini şahit tutarız; Senin büyük evliyalarının hepsini şahit tutarız; Senin bütün yüksek asfiyalarını şahit tutarız; Senin had ve hesaba gelmez tekvinî âyetlerinin hepsini şahit tutarız; Senin hilkatte birbirine benzeyen bütün müzeyyen, mevzun ve manzum masnuatını şahit tutarız; kendileri âciz, câmid ve câhil oldukları halde Senin havl ve kuvvetinle ve emir ve izninle pek acip ve muntazam vazifeleri kaldıran bütün zerrât-ı kâinatı şahit tutarız; basit ve camid zerrelerden yapılan mütenevvi, muntazam, itkanlı ve san'atlı hadsiz mürekkebatın hepsini şahit tutarız; hayat maddeleri nihayet derecede karışıklık içinde olduğu halde nihayet derecede imtiyazla ve def'aten birbirinden ayırd edilerek neşvünema bulan muhtelit mevcudatın bütün terekkübatını şahit tutarız; enbiya ve evliyanın sultanı, mahlûkatının en efdali ve bâhir mucizelerin sahibi olan Habib-i Ekremini-salât ve selâmın en üstünü onun ve âlinin üzerine olsun-şahit tutarız; ap açık âyetler ve nurlu burhanlar ve vazıh deliller ve parlak nurlar sahibi Furkan-ı Hakîmini şahit tutarız; ve hepimiz birden şehadet ederiz ki:
Sen Vâcibü'l-Vücud, Vâhid, Ehad, Ferd, Samed, Hayy, Kayyûm, Alîm, Hakîm, Kadîr, Mürîd, Semî', Basîr, Rahmân, Rahîm, Adl, Hakem, Muktedir ve Mütekellim olan Allah'sın ve bütün güzel isimler Sana âittir.