![]() ![]() ![]() |
Nur Çeşmesi - s.2331 |
"İslâmiyet dünyanın kıvamı olan bir dindir. Bu aklî dinin menbaı ve düsturu olan Kur'ân, medeniyet cihanının istinat ettiği temelleri muhtevidir. Bu âli din Avrupa'ya, dünyanın imarkârane inkişafı için lâzım olan en esaslı kaynakları temin etmiştir. İslâmiyet yeryüzünde kalkacak olursa umumî müsalemeti devam ettirmeye imkân yoktur."
Meşhur Fransız müsteşriki Gaston Care'ın 1913'te
Figaro gazetesinde yeryüzünden Müslümanlık kalkacak
olursa dünya müsalemetinin muhafazasına imkân
olup olmadığı hakkındaki meşhur makalesinden
"Müslümanlığın talim ettiği medenî ve sıhhî esaslar sayesindedir ki haşerat mahşeri olan Asya müthiş bir tehlike olmaktan kurtulmuştur."
Alman âlimlerinden Jochaim de Balf
"Kur'ân'ın ahlâkî ve medenî kaideleri ihtiva eden âyetleri, İslâmiyetin muhteşem bünyanında altın bir kordon gibi işlenmiştir."
İngilizce Chambres Ansiklopedisi
"Rasyonalizm, yani akliye kelimesinin müfadını, o tarihî ehemmiyetini tevsi edebilirsek Müslümanlığın aklî bir din olduğunu söyleyebiliriz. Akıl ve mantık mısdakıyla akaid-i diniyeyi muhakeme eden mektep, rasyonalizm kelimesinin İslâmiyete tamamiyle mutabık olduğunu fehmeder."
Profesör Edwar Monte
"Hıristiyanlığın İntişarı ve Hasmı
Olan Müslümanlar" eserinden
"Kur'ân, bütün kuva-yı beşeriyenin tılsımını çözmekten âciz kaldığı muazzam bir sırdır. İslâmiyet, canları, malları koruyan, hâkimiyeti altında yaşayan dinlere şayan-ı hayret müsamaha gösteren bir dindir."
Kont Henry de Castry'nin İslâmiyet ünvanlı eserinden
"Dünyada Kur'ân'a benzer bir kitap yoktur ve bu kitap hakikaten muhayyirü'l-ukuldür"
Mister Marmadüke Picthall'ın
Londra'da İslâmiyet ve asrilik
hakkında irad ettiği nutuktan
"İslâm dinini kabul edenlerin adedi az zamanda üç yüz milyona varmış ve bu Müslümanlar, atlarının nallarıyla Roma İmparatorluğunu çiğnedikten sonra, mızraklarının ucu ile dalâleti kökünden istisal etmişler, nihayet Şark ve Garbın muazzam devletleri onların karşısında titremişti."
Fransız filozoflarından Alexy Levazaune'un nutuklarından
"Hazret-i Muhammed gerçi ümmî idi, fakat, cihana öyle bir kitap bırakmıştır ki o, bir nadire-i belâğat, bir mecelle-i ahlâk, bir kitab-ı mukaddestir." Aleksi Lövazon'un "Hayat-ı Hazret-i Muhammed" adlı eserinden.
"Kur'ân, insanın dimağında şüpheden, tezelzülden vareste canlı ve kuvvetli bir kanaat vücuda getirir."
Doktor Gustave Le Bone
"Kur'ân... Bu, o kitaptır ki onunla Müslümanlar Avrupa'ya hâkim olarak girmişlerdir. Fenikeliler Avrupa'ya tüccar, Yahudiler Avrupa'ya mülteci veya esir olarak girdikleri halde Müslümanlar Avrupa'ya hakim olarak girmişler. Ve bu Müslümanlar Kur'ân yardımıyla Avrupa'ya irfan meselesini taşımışlardır. Filhakika Müslümanlar Garplılara ve Şarklılara felsefe, tıp, hey'et, şiir öğretmişlerdir. Yunanın ölü dimağına ve ölü irfanına hayat vermişler, bütün dünyayı cehalet karanlıkları ihata etmişken her tarafa nur ifaza eylemişler ve bu itibarla bu insanlar ulûm-u cedidenin temellerini atmışlardır."
Musevi âlimlerinden Emanuel Düeş İngilizce
Quarterly Revue mecmuasının 254'üncü numarasında
İslâmiyet serlevhasiyle yazdığı makaleden
"Müslümanlık, Afrikalıları medenileştirmiş, onları sanayi, ticaret vesair işleri inkişaf ettirmeye sevk etmiştir. Müslümanların irşadıyla ve İslâmiyetin tesiriyle Afrika'nın her tarafında muhteşem şehirler tesis olunmuştur. Avrupalı seyyahlar buraları ziyaret ederek onları hemşehrilerine tavsif ettikleri zaman, Avrupalılar bunların ihtişamına inanmak istememişlerdir."
Profesör Thomas Arnol'un
İslâm tebliği adlı eserinden
"İnsanlığa hizmet, Müslümanlığın şiarı ve medar-ı iftiharıdır. Bundan dolayıdır ki Müslümanlık cihanşümul uhuvvet esaslarını ihtiva ve muhafaza etmiştir.
Nur Çeşmesi - s.2332
İnsanlık bu esası kabul ve onunla âmil olduğu zaman mesut olacaktır."
Hindistan'ın millî rüesasından Sarocni Neyda namındaki büyük kadının Londra'daki Voking camiinde Müslümanlara hitaben irad ettiği ve İslâm mecmuasının 1920 senesinin Kânunusanisi nüshasında intişar eden nutkundan
"İslâm çocukları, tahsillerine Kur'ân'la başlıyorlar. Çünkü Kur'ân, bütün dinî, dünyevî hakikatlerin menbaıdır. Fakat bu mekteplerin yanlarında, yine Kur'ân'ın ilhamiyle, felsefe ve hikmet medreseleri vücut bulmuş, bilâhare bu medreseler, darülfünunlar olmuştur. Bundan dolayıdır ki Afrika'nın bugün bile dünyanın en karanlık noktası tesmiye olunan köşeleri fikrî maddî terakkiler itibariyle muasırı olan Avrupa memleketlerinden çok yüksek bulunuyordu."
Müslümanların asrî medeniyet üzerindeki
tesiratı hakkında bir nutuk irad eden
H. S. Leader'in beyanatından
"İslâmiyetin intişar ettiği sahalarda milletlerin seviyesini yükseltmek hususundaki büyük himmetlerini nazar-ı dikkate almamak mümkün değildir. Bu din sayesindedir ki Afrika zencileri medeniyetin ruhunu temsil edebilmişler ve aralarında adlî ve medenî idare tesis etmişlerdir. Müslümanlık bu akvam arasında bir hars ve bir medeniyet vücuda getirmiştir. İslâmiyetin istinatgâhı Kur'ân'dır ve bu Kur'ân, bir berat-ı necattır."
Mister Y. Moreyl'in 1922'de Şimal Nicer
hakkındaki irad ettiği nutuktan
"Kur'ân'ın Medine'de nâzil olan âyetleri, İslâm cemiyetini idare eden ve doğru yola sevk eden âyetlerdir."
Stanley Lenpal'in Kur'ân'dan intihaplar adlı eserinden
"Kur'ân, dün olduğu gibi, bugün de mütemadiyen mütezayit insan kütlelerinden sadakat ve teslimiyetle karşılanmaktadır. Kur'ân, putperestlik aleyhinde müttehid bir cephe vücuda getirmiştir."
J. T. Batani'nin Müslümanlık ve Akdeniz Diyanetleri adlı eserinden
"Müslümanları medeniyet, hendese, hey'et, mimarî, sanayi-i nefise ve felsefeyi inkişafa sevk eden zaferler, ancak Kur'ân'ın insanları birleştirerek onları fazl-ı irfan servetini elde etmeye sevk etmesinden ileri gelmektedir."
İngiltere'nin en büyük mütefekkir ve muharrirlerinden
H. G. Wells
"Müslümanların dini, Kur'ân dinidir. Bu din, müsâlemet, emniyet ve huzur dinidir."
Piskopos Volter Meron'un
Müsalemete En Doğru Yol
adı ile Petersburg kilisesinde
irad ettiği konferanstan
"Kur'ân'da siyasî riyakârlığı zerre kadar ifade eden hiçbir kelime yoktur. Vest Minister gazetesinin pek haklı olarak söylediği veçhile, şarkta müstebit hükümdarları ve cebbarları zulüm ve ceberuttan men'eden birşey varsa o da onların karşılarında korkusuz ve lekesiz bir mürşidin okuduğu bir Kur'ân âyetidir."
Ud Frey Hicts
"Kur'ân, ihraz ettiği neticeler ve en muktedir iyi insanların dimağları üzerinde icra ettiği tesirlerle muhakeme olunduğu zaman dünyanın en mukadde ve en mükemmel kitabı olduğu anlaşılır."
Leonard'ın İslâmiyet ve
Ahlâkî ve Ruhanî Kıymeti
eserinden
"Kur'ân'ın kadir ve kıymetini, azametini, faziletini ve birçok nokta-i nazarlardan güzelliğini inkâr etmek akıl ve mantıktan mahrum olmak olur."
Londra'da intişar eden
Near East (Şark-ı Karip)
mecmuasının 13 Nisan 1922
tarihli nüshası
"Son bin üç yüz senelik buhranlar ve ihtilâller içinde Kur'ân Türklerin, İranlıların ve Müslüman Hintlilerin kitabı olarak payidar olmuştur."
Edwar Denison Rose'un
Sel'in Kur'ân tercümesinin
son tab'ına yazdığı mukaddemeden
Tuluât - s.2333
"Kur'ân, insanlara mükemmel bir terbiye dersi verdikten başka, onlara hayat-ı hususiyelerinde ahlâklı, âlicenap, hayırperver, cesur ve şeci olmayı ve bütün Müslümanları sevmeyi öğretmektedir."
Mister Arnold Howard
İslâm mecmuası 1916 senesi
Mayıs nüshası
"Hakikat-ı halde imanın hakikî kitabı, fikre itminan veren kitap, ancak Kur'ân'dır."
Pencapt'a Sih mezhebinin
müessisi Baba Nanak'ın
Genem Sakihi adlı eserinden
"Müslümanlık, medeniyetin meş'alkeşi olan Kur'ân'a müstenittir. İslâmiyetin başlıca hususiyeti, hars ve medeniyetin esası, belki de en büyük rüknü olmaktır.
Doktor Isaac Taylor'un
Taymin gazetesinde
intişar eden bir konferansından
"İslâmiyetin başlıca muvaffakiyeti, esasatını tatbike muvaffak olmasıdır."
Herbert
"Kur'ân her asırda izini bırakmaya namzettir."
Mr. Rodwel, Kur'ân'ın
İngilizce mütercimi
"İslâm orduları Suriye'yi fethettikleri, yahut muzaffer bayraklarını Afrika'ya diktikleri, yahut Karadenize vardıkları zaman, Kur'ân hep beraberlerinde idi. Bundan dolayıdır ki Müslümanlar fethettikleri memleketlerde mezalim irtikâp etmemişler ve bir millete Müslümanlığı kabul ettirmek için onu kılıçtan geçirmemişlerdir."
Bolinson
"Kur'ân, Müslümanlara bir faikiyet hissi vermiştir. Bu, öyle bir histir ki büyük milletleri terakkiye sevk eden en büyük kudret olmuştur."
Profesör Margolet'un Muhammedilik eserinden
Daha çoklar var, şimdilik bu kadar yazıldı.
YİRMİ BEŞİNCİ LEM'A1
On yedinci mektup2
Yirmi Beşinci Lem'anın Zeyli
YİRMİNCİ MEKTUP3
İkinci Risale Olan İkinci Kısım
Ramazan-ı Şerife Dairdir4
ON YEDİNCİ LEM'A5
YİRMİ İKİNCİ MEKTUP6
Aziz, sıddık, mübarek kardeşlerim,
Evvelâ: Medresetü'z-Zehra erkânlarının arzularıyla verilen bir dersin bir hülâsasını sizlere de söylemeyi münasip gördük...7
Telepati nev'inden, ruhumla şiddet-i alâkası olan bir şahs-ı meçhul, muhtelif ve birbirinden uzak mevzulara dair, birdenbire kibrit yakmak gibi seri sualler soruyor. Ratb ve yâbis karışıyor.
İntihap, kariin arzusuna tabidir.