SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’S SALAT

<< 272 >>

باب: من صلى وقدامه تنور أو نار، أو شيء مما يعبد، فأراد به الله.

51. Allah Rızasını Gözeterek, Tandıra, Ateşe Veya Kendisine İbadet Edilen Başka Bir Şeye Karşı Namaz Kılmak

 

-وقال الزهري: أخبرني أنس قال: قال النبي صلى الله عليه وسلم: (عرضت علي النار وأنا أصلي).

Enes İbn Mâlik'in şöyle dediği nakledilmiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Namaz kıldığım sırada, cehennem bana gösterildi."

 

حدثنا عبد الله بن مسلمة، عن مالك، عن زيد بن أسلم، عن عطاء بن يسار، عن عبد الله بن عباس قال:

 انخسفت الشمس، فصلى رسول الله صلى الله عليه وسلم، ثم قال: (رأيت النار، فلم أر منظر كاليوم قط أفظع).

 

[-431-] Abdullah İbn Abbâs'tan şöyle nakledilmiştir: "Güneş tutuldu. Bunun üzerine Allah Resulü namaz kıldı ve şöyle buyurdu: Cehennem bana gösterildi. Bugün gördüğümden daha korkunç bir manzarayla karşılaşmadım"

 

 

AÇIKLAMA:     (Tandır); Ekmek pişirmek ve daha başka amaçları gerçekleştirmek üzere içinde ateş yakılan oyuğa denir. Bu başlıkta ateş zikredilmesine rağmen, tandırın ayrıca adının geçmesi öneminden ileri gelir. Çünkü ateşe tapan Mecusiler sa­dece, tandır ateşine benzer kor ateşe ibadet ederlerdi.

 

İmam Buhârî bu lafzı kullanmakla, tandıra karşı namaz kılmayı mekruh gö­ren ibn Sîrîn'den nakledilen rivayete işaret etmiştir. Söz konusu rivayete göre o tandır için "ateşin evi" demiştir.

 

(Şey); Özel bir ifadeden sonra gelen genel bir ifadedir. Dolayısıyla güneş, putlar, heykeller vs. bu lafzın delalet ettiği manaya dahildir.

 

Bu başlık ile, zikredilen nesnelerin namaz kılan ile kıble arasında olması kasdedilmiştir. İsmâîlî, "Allah Teâlâ'nın peygamberine gösterdiği ateş, namaz kılanın yöneldiği ve bazı toplumların mabud olarak kabul ettikleri ateşle bir de­ğildir" diyerek konu başlığına itiraz etmiştir.

 

İbnü't-Tîn de şöyle demiştir: "Bu rivayet, konu başlığına delil olmaz. Çünkü Nebi s.a.v. kendi isteği ile ateşe doğru namaz kılmamıştır. Zira cehennem, Allah Teâlâ'nm kullarını uyarmak için hedeflediği bir gayeden dolayı sonradan kendisine gösterilmiştir." Onun bu görüşü, Nebi s.a.v.'in kendi iradesine göre hareket edip etmemesinin aynı olduğu söylenerek eleştirilmiştir. Çünkü Allah Resulü batıl olan bir şeyi asla kabul etmezdi. Dolayısıyla bu durum, bu şekilde namaz kılmanın caiz oldu­ğunu gösterir.

 

İsmâîlî'nin iradeden yola çıkarak, kasten yapılan ile kasten yapılmayanı bir­birinden ayırması doğru olsa bile, hadis ile konu başlığı arasındaki ilişki, bir şe­kilde namaz kılan ile kıble arasında ateşin bulunmasıdır.

 

Kanaatime göre bunlardan daha güzel olan yorum şöyledir: İmam Buhari konu başlığında bu nesnelere doğru namaz kılmanın mekruh olduğunu açıkla­madı. Hatta bunun hükmünü belirtmedi. Muhtemelen kıble ile kendisi arasında bu nesnelerden biri bulunan, ancak yerini değiştirmeye veya onların yerini de­ğiştirmeye muktedir olan ile bunu yapamayanları birbirinden ayırt etmek istemiş olabilir. Bu durumda ikinci gruba giren insanlar için, bu şekilde namaz kılmak mekruh değildir. Bu da konu başlığı altında yer verilen hadise uygundur. İlk gruba giren insanlar için ise, bu şekilde namaz kılmak mekruhtur. İbn Abbâs'ın heykeller hakkındaki görüşünü açıklarken bu konuyu ayrıntılı bir biçimde yeni­den eİe alacağız. Konuyla ilgili olarak İbn Ebî Şeybe, İbn Sîrîn'in tandıra veya içinde ateş bulunan bir yere karşı namaz kılmayı mekruh kabul ettiğine dair bir rivayet nakletmiştir.

 

Ateşe doğru namaz kılmayı mekruh kabul etmeyenlere son devir âlimlerin­den, Kadi es-Seruci Hidaye şerhinde İtiraz ederek şöyle demiştir: "Bu hadiste, bu şekilde namaz kılmanın mekruh olmadığına dair bir delil yoktur. Çünkü Allah Resûlü Ateş bana gösterildi" buyurmuştur. Bu ifade, ateşin onun önünde gösterildiği anlamına gelmez. Sağında, solunda veya başka bir yerde gösterilmiş olabilir. Belki de henüz namaza başlamadan önce ona göste­rilmiştir."

 

Sanki İmam Buhârî böyle bir İtirazın yapılacağını görmüş ve çok daha ön­ceden ona cevap hazırlamıştır. Bu yüzden konu başlığından hemen sonra Enes'-ten nakledilen "Namaz kıldığım sırada, cehennem bana gösterildi." hadisini nak­letmiştir. Nebi s.a.v.in ateşi önünde görmesi İse, İbn Abbâs hadisinden anlaşılmaktadır. Bu hadiste Rasulullah namazını bitirince ashabı ona, "Ey Allah'ın elçisi! Bulunduğun yerden biraz geriye çekildiğini ve sanki bir şeyden uzak durmaya çalıştığını gördük" demiştir. Nebi s.a.v. de, kendisine cehennem gösterildiği için böyle yaptığını söylemiştir.

 

Burada muallak olarak zikredilen Enes hadisi, "Tevhîd Bölümü"nde şu şe­kilde muttasıl olarak zikredilecektir: "Biraz önce namaz kıldığım esnada, şu duvarın üstünde cennet ve cehennem bana gösterildi." Bu rivayet, bu tür nesnelerin namaz kılana yakın ve uzak olmasına göre hükmün farklılık arz ede­ceğini söyleyenlere bir cevap niteliğindedir.