SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU SIFATU’S-SALAT

<< 475 >>

باب: انتظار الناس قيام الإمام العالم.

163. Cemaat'in Alim Olan İmam'ın Kalkmasını Beklemeleri

 

حدثنا عبد الله بن محمد: حدثنا عثمان بن عمر: أخبرنا يونس، عن الزهري قال: حدثتني هند بنت الحارث:

 أن أم سلمة زوج النبي صلى الله عليه وسلم أخبرتها: أن النساء في عهد رسول الله صلى الله عليه وسلم كن إذا سلمن من المكتوبة قمن، وثبت رسول الله صلى الله عليه وسلم ومن صلى من الرجال ما شاء الله، فإذا قام رسول الله صلى الله عليه وسلم قام الرجال.

 

[-866-] Hind Bintu'l-Haris'ten gelen bilgiye göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in zevcelerinden Ümmü Seleme şöyle demiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem zamanında kadınlar farz namazı kılıp selâm verdiklerinde kalkıp giderlerdi. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in arkasında namaz kılan erkek cemaat ise Allah'ın dilediği kadar bir süre beklerdi. Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kalktığında onlar da kalkardı."

 

 

حدثنا عبد الله بن مسلمة، عن مالك (ح). وحدثنا عبد الله بن يوسف قال: أخبرنا مالك، عن يحيى بن سعيد، عن عمرة بنت عبد الرحمن، عن عائشة قالت:

 إن كان رسول الله صلى الله عليه وسلم ليصلي الصبح، فينصرف النساء متلفعات بمروطهن، ما يعرفن من الغلس.

 

[-867-] Aişe (r.anha) şöyle demiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem sabah namazını kılıp bitirdiğinde kadınlar elbiselerinin peçeleriyle yüzlerini kapatarak mescid'den ayrılırlardı. Bu sırada gece'den kalma alacakaranlık devam ettiği için tanınmaları da mümkün olmazdı."

 

 

حدثنا محمد بن مسكين قال: حدثنا بشر: أخبرنا الأوزاعي: حدثني يحيى بن أبي كثير، عن عبد الله بن أبي قتادة الأنصاري، عن أبيه قال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: (إني لأقوم إلى الصلاة، وأنا أريد أن أطول فيها، فأسمع بكاء الصبي، فأتجوز في صلاتي، كراهية أن أشق على أمه).

 

[-868-] Abdullah İbn Ebi Katade el-Ensarî'nin babasından naklettiğine göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Bazen uzun uzun namaz kılmak isteğiyle namaza duruyorum ve fakat bu sırada çocukların ağlama sesini işitince çocuğun annesine sıkıntı vermemesi için namazımı kısa tutuyorum."

 

 

حدثنا عبد الله بن يوسف قال: أخبرنا مالك، عن يحيى بن سعيد، عن عمرة، عن عائشة رضي الله عنها قالت: لو أدرك رسول الله صلى الله عليه وسلم ما أحدث النساء، لمنعهن كما منعت نساء بني إسرائيل. قلت لعمرة: أو منعهن؟ قالت: نعم.

 

[-869-] Aişe (r.anha)'nın şöyle dediği nakledilmiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şu an yaşayıp kadınların (giyim kuşam, koku sürünme, takılar takma gibi konularda) ne garip işler ortaya çıkardığını görseydi kesinlikle onların mescidlere gelmelerine mani olurdu; Tıpkı İsrail oğullarının kadınlarının mescidlere gitmekten alıkonması gibi..."

 

Bu rivayeti nakledenlerden Yahya İbn Saîd Amra Binti Abdurrahmân'a: "İsrâiloğullarının kadınlarına mescide gelmeleri yasaklanmış mıydı?" diye sorunca ondan "Evet" cevabını almıştır."

 

 

AÇIKLAMA:     İbn Dakiki'l-İyd şöyle demiştir: "Bu rivayet kadınlar hakkında herhangi bir kayıt ve tahsis/şart veya özel bir durum getirmeden genel bir ifade ile zikredilmiştir. Fakat fıkıh âlimleri bu genel ifadeye bazı kayıtlar getirmişlerdir. Bu kayıtlardan birisi kadınların koku sürün-memeleridir. Nitekim bazı rivayetlerde "Kadınlar koku sürünmeden doğal halle­riyle çıksın" buyurulmuştur. Bu rivayeti Ebu Dâvud ve İbn Hüzeyme Ebu Hureyre'den, İbn Hibbân İse Zeyd İbn Hâlid'den nakletmişlerdir. Hadisin başlangıcı şu şekildedir: "Allah'ın kadın kullarının mescidlere gitmelerine engel olmayın." İmam Müslim'in Abdullah İbn Mesud'un eşi Zeynep'ten naklettiği bir rivayette Resulullah kadınlara hitaben şöyle buyurmuştur: "İçi­nizden mescide gelip cemaate katılanlar olursa sakın koku sürünmesin."

 

Kokuyla aynı kategoride değerlendirilebilecek diğer unsurlar da koku sü­rünmekle aynı hükme tâbidir. Çünkü koku şehevî istek ve arzuları kamçılayan bir özellikte olduğu için kadınların koku sürünerek mescide gitmeleri yasaklan­mıştır. Bu bakımdan dikkat çekici çok güzel elbiseler giymek, görünecek şekilde çok gösterişli süs ve takılar kullanmak da bu sınırlamaya girer. Kadınların erkek­lerle karışık bir şekilde bulunmaları da yasaklanmıştır. Aslında bu hadisin değişik varyantlarında ve başka rivayetlerde kadının kendi evinde namaz kılmasının, mescide gelerek namaz kılmasından daha faziletli olduğu ifade edilmiştir. Bu rivayetlerden bir kısmını aktaralım:

 

1. Ebu Davud'un Sünen'İnde naklettiği ve İbn Hüzeyme'nin sahih olduğunu söylediği bir rivayette Habîb İbn Sabit'in Abdullah İbn Ömer'den naklettiğine göre Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Kadınlarınızın mescidlere gitmesine engel olmayın. Bununla birlikte kadınların evlerinde namaz kılmaları kendileri için daha hayırlıdır."

 

2. Ahmed İbn Hanbel'in hasen bir senedle naklettiği ve Taberânî tarafından da nakledilen bir rivayete göre Ümmü Humeyd es-Sâidiyye Resulullah'a gelerek: "Ey Allah'ın Resulü, namazlarımı sizinle birlikte kılmak çok hoşuma gidiyor" deyince Resul-i Ekrem ona şu mukabelede bulunmuştur: "Namazı özel odanda kılman evinin içinde herhangi bir yerde kılmandan daha hayırlıdır; namazı evinin içinde herhangi bir yerde kılman, da­rında (evin de içinde bulunduğu, kapsamında başka odalar, binalar vs. bulunan geniş aile evi) kılmandan daha hayırlıdır; namazı geniş aile evinde(dâr) kliman kabilenizin mescidinde /mahalle camisinde kılmandan daha hayırlıdır; ve son olarak namazı mahalle camisinde kılman bütün cemaatin toplandığı büyük ca­mide kılmandan daha hayırlıdır." Fitneye yol açmamak İçin kadının namazı bu şekilde mümkün olduğu ölçüde gizli tutulmuştur. Zaten kadınların daha sonraki dönemlerde giyim kuşam konusunda aşırıya giderek ve gösterişli takılar takına­rak dikkat çekmeleri fitne unsurunun boyutlarını göstermektedir.