DEVAM: 5. Küsûf
Namazında Kıraat
حَدَّثَنَا
الْقَعْنَبِيُّ
عَنْ مَالِكٍ عَنْ
زَيْدِ بْنِ
أَسْلَمَ
عَنْ عَطَاءِ
بْنِ يَسَارٍ
عَنْ ابْنِ
عَبَّاسٍ
قَالَ خُسِفَتْ
الشَّمْسُ
فَصَلَّى رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
وَالنَّاسُ
مَعَهُ
فَقَامَ
قِيَامًا
طَوِيلًا
بِنَحْوٍ
مِنْ سُورَةِ
الْبَقَرَةِ
ثُمَّ رَكَعَ
وَسَاقَ
الْحَدِيثَ
İbn Abbâs (r.a.)'dan;
demiştir ki: Güneş tutuldu. Bunun üzerine Resûlullah (S.A.V.) insanlarla birlikte
namaz kıldı. (Bu namazda) kalkıp uzun (müddet) ayakta durdu. (Bu duruş) Bakara
Suresi(ni okuyacak) kadardı. Sonra rükû yaptı.
Râvî (bundan sonra)
hadisin kalanını aktardı.
İzah:
Buhârî, kusûf; Müslim,
kusûf; Nesâî, kusûf; Muvatta', kusûf
Bazı nüshalarda sahabi
râvî olarak İbn Abbâs'ın yerinde Ebû Hureyre yer almaktadır. Ancak bu hatadır.
Hadisin diğer kitaplardaki tüm rivayetlerinde zikredilen sahâbî İbn Abbâs'tır.
Bu rivayet de kusûf
namazının kıyamının dolayısıyla kıraatinin uzun fakat gizli olduğuna işaret
ediyor. Çünkü İbn Abbâs kıyamın Bakara Sûresini okuyacak kadar uzun olduğunu
söylemiş bu sûrenin okunduğunu işaret etmemiştir.
Görüldüğü gibi buraya
hadisin tamamı alınmamış sadece devamı olduğuna işaret edilmiştir. Hadisin
devamı, Muvattâ'daki rivayete göre şöyledir:
"...Sonra uzun bir
rükû' yaptı. Sonra kalkıp uzun zaman ayakta durdu ama bu birinci kıyamdan daha
kısa idi. Daha sonra yine rükû'a varıp uzun müddet rükû'da kaldı, bu rukû'da
evvelkinden kısa idi. Sonra secde edip tekrar ayağa kalktı ve uzun sure kıyamda
durdu. Bu kıyam öncekinden daha kısa idi. Sonra uzun bir nıkû' yaptı ama bu da
öncekinden aşağı idi. Rüku'da yine kıyama geçip uzun müddet durdu. Bu kıyam
deminkinden daha kısa idi. Bundan sonra yine uzun bir rükû' yaptı. Bu rükû' da
ötekinden kısa idi. Bilâhere secde etti ve namazdan ayrıldı. Zaten bu esnada
güneş açılmıştı. Bundan sonra Hz. Peygamber şöyle buyurdu: "Şüphesiz
güneş ve ay Allah'ın alâmetlerinden iki alâmettirler. Birisinin ölümü veya
hayatı için tutulmazlar. O halde bunu gördüğünüz zaman, Allah'ı zikrediniz
." Cemaat: "Ya Resulallah! Senin şu makamında bir şeye uzandığını
sonra vazgeçtiğini gördük. (Bu ne idi)?" diye sordu. Fahr-i Kâinat şu
karşılığı verdi:
"Ben Cenneti
gördüm (-veya bana Cennet gösterildi-) Oradan bir üzüm salkımını almak istedim.
Eğer onu alsaydım siz yerdiniz. Dünyada kalmazdı. Bana Cehennem de gösterildi.
Ondan daha korkunç bir manzara görmedim. Cehennem ehlinin çoğunun kadınlar
olduğunu da gördüm."
Niçin ya Resulallah?
dediler. "Küfürleri sebebiyle."
Biri;
Allah'a mı
küfrediyorlar? dedi.
"Kocaya karşı
geliyorlar, iyiliğe nankörlük ediyorlar. Eğer onlardan birine ömür boyu iyilik
etsen, sonra senden birşey (kötülük) görse, zaten senden hiçbir hayır görmedim,
der" buyurdu.
Muvattâ'daki bu rivayet
bu hadisin daha önceki rivayet edilen bazı hadislerdeki aynı olaya işaret
ettiğini gösterir.[89]