NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
عُثْمَانُ
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ
حَدَّثَنَا
سُفْيَانُ
بْنُ
عُيَيْنَةَ عَنْ
أَيُّوبَ
بْنِ مُوسَى
عَنْ نَافِعٍ
عَنْ ابْنِ
عُمَرَ فِي
هَذَا
الْخَبَرِ
عَنْ النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فَنَقَشَ
فِيهِ
مُحَمَّدٌ
رَسُولُ
اللَّهِ
وَقَالَ لَا
يَنْقُشُ
أَحَدٌ عَلَى
نَقْشِ
خَاتَمِي
هَذَا ثُمَّ
سَاقَ
الْحَدِيثَ
Bize Osman b. Ebî Şeybe
haber verdi, Bize Eyyûb b. Musa'dan naklen Sufyân b. Uyeyne haber verdi. Eyyûb,
Nâfi'den o da İbn Ömer'den bu (4218.) haberi nakledip; şöyle dedi:
Rasûlullah (s.a.v.) ona
"Muhammedün rasulullah" sözünü kazıttı ve "Benim bu yüzüğümün
nakşı üstüne (bunun benzerini) kimse kazıtmasın" buyurdu.
Ravî sonra hadîsin
kalanını nakletti.
İzah:
Müslim. Libas: Nesaî.
Zinet; İbn Mâce, Libas
Bu rivayet, yukarıdaki
hadisin biraz farklı bir naklidir. Bu rivâyette Hz. Nebi (s.a.v.) kendi nakşı üstüne
başka birisinin nakış kazıtmasını nehyetmiştir. Nevevî'inin bildirdiğine göre,
buna sebep şudur: Nebi Efendimiz, yüzüğüne ismini, yazdığı mektuplarını
mühürlemek için kazıttı, Şayet başkaları da aynısını yaparsa, onlar da
yazdıkları mektupları mühürlerler ve bir takım karışıklıklar çıkabilirdi.
Bu karışıklığa meydan
vermemek için, başkaları da mühür kazıtma-malıdır. Tabiatıyla o günün tekniği,
bugünkü ile kıyaslanamaz. Bu gün resmi kurumların mühürleri, yine belirli
kurumlar tarafından hazırlanır. Mühürlerin yazıları nettir. Karışıklık pek söz
konusu olmaz. Halbuki Hz. Nebi devrinde durum farklı idi teknik geri, mühürler
ilkeldi.
Hadîs'in ibaresinden
nehyin, Hz. Nebi'in yüzüğüne başka bir nakşın kazınmasını nehy olduğu
zannedilmemelidir. Kanatimizce maksat, "Benim ismimi, benim nakşınım
benzerini başkası kazıtmasın" mânâsıdır.