باب
غلظ تحريم قتل
الإنسان نفسه
وإن من قتل نفسه
بشيء عذب به
في النار وأنه
لا يدخل الجنة
إلا نفس مسلمة
47- İNSANIN KENDİSİNİ
ÖLDÜRMESİNİN BÜYÜK BİR HARAM OLDUĞU, HERHANGİ BİR ŞEYLE KENDİSİNİ ÖLDÜREN
KİŞİNİN CEHENNEM'DE ONUNLA AZAB EDİLECEĞİ VE CENNET'E MÜSLÜMAN KİMSEDEN
BAŞKASININ GİRMEYECEĞİ BABI
175 - (109) حدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة وأبو
سعيد الأشج، قالا:
حدثنا وكيع،
عن الأعمش، عن
أبي صالح، عن
أبي هريرة قال: قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم "من قتل
نفسه بحديدة
فحديدته في
يده يتوجأ بها
في بطنه في
نار جهنم
خالدا مخلدا
فيها أبدا.
ومن شرب سما فقتل
نفسه فهو
يتحساه في نار
جهنم خالا
مخلدا فيها
أبدا. ومن
تردى من جبل
فقتل نفسه فهو
يتردى في نار
جهنم خالدا
مخلدا فيها
أبدا".
[:-296-:] Bize Ebu Bekr
b. Ebi Şeyhe ile Ebu Said el-Eşecc rivayet ettiler. Dedilerki: Bize Veki' A'meş'den, o da Ebu Salih'den, o da Ebu Hureyre'den naklen rivayet etti, Ebu Hureyre şöyle demiş:
Resulullah (saIlallahu
aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
"Kim kendisini bir
demir ile öldürürse o demir parçası elinde olduğu halde cehennem ateşinde
ebediyen ve temelli kalmak üzere karnına saplayıp duracaktır. Kim bir zehir
içip, kendisini öldürürse cehennem ateşinde ebedi ve temelli kalmak üzere onu
içip, duracaktır. Kim de bir dağdan yuvarlanarak kendisini öldürürse cehennem
ateşinde ebediyen ve temelli olarak yuvarlanıp duracaktır. "
Diğer tahric: Tirmizi, 2044'te muallak olarak; İbn Mace, 3460'da muhtasar olarak; Tuhfetu'l-Eşraf,
12436
(109) وحدثني
زهير بن حرب.
حدثنا جرير. ح
وحدثنا سعيد
بن عمرو
الأشعثي.
حدثنا عبثر. ح
وحدثني يحيى
بن حبيب
الحارثي.
حدثنا خالد
(يعني ابن الحارث)
حدثنا شعبة.
كلهم بهذا
الإسناد،
مثله. وفي
رواية شعبة عن
سليمان قال:
سمعت ذكوان.
[:-297-:] Bana Zuheyr b. Harb
da tahdis etti, bize Cerir tahdis etti. (H) Bize Said b. Amr el-Eş'asi de tahdis etti, bize Abser tahdis etti. (H) Bana Yahya b. Habib el-Harisi de tahdis etti. Bize Halid -yani b.
Haris- tahdis etti. Bize Şube tahdis
etti. Hepsi bu isnad ile hadisi aynen nakletti.
Şube'nin, Süleyman'dan rivayetinde Süleyman: Zekvan'ı
dinledim, dedi.
Diğer tahric: Buhari, 4442; Tirmizi, 2044; Nesai, 1964; Tuhfetu'l-Eşraf, 12394
DAVUDOĞLU AÇIKLAMA: Ravîlerinden yalnız Ebu Hureyre (Radiyallahu
anh) , Medineli, diğerleri Küfe'lidirler. Hadisi
birinci tarikde Vekî' A'meş' den rivayet ettiği gibi ikinci tarikde
Cerir, Abser ve Şu'be dahi ondan rivayet etmişlerdir. İmam Müslim'in: «Bu ravîlerin hepsi bu isnadla bu
hadisin mislini rivayet ettiler.» Sözü ile işarette bulunduğu ravîler bunlardır. Ancak ravî A'meş müdeilistir; ve hadisi «an» edatiyle rivayet
etmiştir. Müdellis bir ravînin
ise «an» edatiyle rivayet ettiği hadisler hüccet
olarak kabul edilemez. Meğer ki «an» ile kendisinden
hadis rivayet ettiği zattan o hadisi dinlediği, başka bir yoldan sabit ola.
İşte İmam Müslim burada A'meş'in bizzat şeyhinden
dinlediğini göstermek için: « Şu'be
nin Süleyma'n'dan
rivayetinde (Zekvan'dan dinledim dedi) ibaresi
vardır, demektedir. Süleyman'dan murad; A'meş 'tir. Bu suretle hadisin
isnadına bir diyecek kalmamış olur.
Hadis
Buharî'de takdim ve te'hirlidir;
yani orada evvela dağdan yuvarlanan sonra zehir içen daha sonra kendini demirle
öldüren zikredilmiştir.
Demirden
murad: bıçak, kılıç ve saire gibi şeylerdir. Haksız
yere insan öldürmenin en büyük günahlardan olduğunu görmüştük. Burada intiharın
da aynı hükümde olduğu üstelik cezanın amel cinsinden olacağı beyan buyurulmuştur. Binaenaleyh kendini demirle öldüren aynen
intihar ettiği şekilde azab görecek, zehirle intihar
eden cehennemde de zehir içerek cezalandırılacaktır.
Böylelerin
cehennemde ebedî kalması, intiharı helal i'tikad
ettikleri takdirdedir. Helal i'tikad etmeyenler
hakkında cehennemde ebedî kalmak uzun müddet orada yanmaktan kinayedir. Müslim şarihlerinden El-Übbî şöyle
diyor: «Cehennemde ebedî kalmak, intihar edenin cezası
başka birini öldürmenin cezasından daha şiddetli olacağına işaret için de
olabilir. Çünkü bu adam manî bulunduğu halde bu suçu
işlemiştir. Nitekim ihtiyarın zina etmesi, hükümdarın yalan söylemesi de
böyledir.
İntihar
suçuna manî' olan şey insanın fıtratı icabı canını
sevmesidir. Sonra intiharın, düşman öldürecek zannîyîe
kendini öldüren kimse ile tahsisi gerekir. Cihad
bahsinde; (Düşman, müslünıanların
gemisini yakarsa gemide olanlara kendilerini denize atmaları caizdir. Çünkü
bunlar ölümden Ölüme kaçmışlardır.) denilmiştir. Rabîa bunu ancak kurtuluş ümidi olanlara caiz görmüş, ümidi
olmayan kendini öldürmesin; Allah'ın takdirine sabretsin demiştir...»
Bu
mesele Hanefi imamları arasında da ayni şekilde ihtilaflıdır. İmam A'zama göre gemidekiler sabrederek yanmakla denize atlayıp
boğulmak arasında muhayyerdirler.
Kaadî Iyaz diyor ki: «Bu hadis: «kaatil öldürdüğü şeyle
kısas olunur.» diyen İmam Malik'in delilidir. İmam Malik bu hususta Allah'u Teala'nın ahirette vereceği cezaya ve Nebi (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'in yahudî
ile Uraniyyine verdiği hükme uymaktadır.»
Filhakika
yahudinin biri, bir cariyenin başını iki taş arasında
ezerek öldürmüş; Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) yahudînin
de aynî şekilde (yani başı iki taş arasında ezilerek) öldürülmesine hüküm
vermişti. Uraniyyîn denilen kabile, bir çobanı fecî' şekilde öldürmüş ve bazı uzuvlarını kesmişlerdi.
Onların da ayni şekilde Öldürülmek suretiyle kısas edilmelerini emir
buyurmuşlardı. İmam Malik'in aklî delili de: bir suçu misliyle cezalandırmanın
o suçtan vaz geçirme hususunda daha tedbirli
olmasıdır. Hudud-i şer'iyye
ise zaten suç işlemekten men' etmek için meşru' olmuşlardır.
Lakin
Muhammed el-Übbî bu istidlale i'tiraz
etmiş ve: «Bununla bu meseleye ihticac
edilemez: Çünkü Allah'ın fi'line kıyas edilmiş olur.
Allah Teala'nın fi'iline
kıyas ise doğru değildir. Zira O'nun fiilleri ta'lil
edilemez. Kıyas ancak Allah'ın hükümlerine yapılır.» demiştir.
Şafii'lere
göre eğer meşru' fiil ise kısas, suçlu şahsın fiilinin misliyle yapılır. Şayed bununla ölmezse boynu kesilir. Zira kısas müsavat
üzerine meşru' kılınmıştır. Hanefiler'e göre ise
kılıçla yani silahla yapılır.
Bazı
ulemaya göre intihar eden kimsenin cenazesi kılınır. Yalnız Hanefilerden İmam Ebu Yusuf'a göre kılınmaz. Halîfe
Ömer b. Abduaziz ile Evzaîye
göre ise mekruhtur.