SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

ORUÇ BAHSİ

<< 1109 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

75 - (1109) حدثني محمد بن حاتم. حدثنا يحيى بن سعيد عن ابن جريج. ح وحدثني محمد ابن رافع (واللفظ له) حدثنا عبدالرزاق ابن همام. أخبرنا ابن جريج. أخبرني عبدالملك بن أبي بكر بن عبدالرحمن عن أبي بكر، قال: سمعت أبا هريرة رضي الله عنه يقص، يقول في قصصه: من أدركه الفجر جنبا فلا يصم. فذكرت ذلك لعبدالرحمن بن الحارث (لأبيه) فأنكر ذلك. فانطلق عبدالرحمن وانطلقت معه. حتى دخلنا على عائشة وأم سلمة رضي الله عنهما. فسألهما عبدالرحمن عن ذلك. قال فكلتاهما قالت: كان النبي صلى الله عليه وسلم يصبح جنبا من غير حلم ثم يصوم. قال: فانطلقنا حتى دخلنا على مروان. فذكر له ذلك عبدالرحمن. فقال مروان  عزمت عليك إلا ماذهبت إلى أبي هريرة، فرددت عليه ما يقول. قال: فجئنا أبا هريرة. وأبو بكر حاضر ذلك كله. قال: فذكر له عبدالرحمن. فقال أبو هريرة: أهما قالتاه لك ؟ قال: نعم. قال: هما أعلم. ثم رد أبو هريرة ما كان يقول في ذلك إلى الفضل بن العباس. فقال أبو هريرة: سمعت ذلك من الفضل. ولم أسمعه من النبي صلى الله عليه وسلم.

قال: فرجع أبو هريرة عما كان يقول في ذلك.

قلت لعبدالملك: أقالتا: في رمضان ؟ قال كذلك. كان يصبح جنبا من غير حلم ثم يصوم.

 

[ش (من غير حلم) هو بضم الحاء، وبضم اللام وإسكانها. وهو الاحتلام. والمراد يصبح جنبا من جماع ولا  يجنب من احتلام، لامتناعه منه. ويكون قريبا من معنى قوله تعالى: ويقتلون النبيين بغير حق. ومعلوم أن قتلهم لا يكون بحق. (عزمت عليك إلا ما ذهبت) أي أقسمت عليك لا أقبل منك إلاذهابك. أي أمرتك أمرا جازما عزيمة محتمة. وأمر ولا ة الأمور تجب طاعته، في غير معصية].

 

{75}

Bana Muhammed b. Hatim rivayet etti. (Dediki)  Bize Yahya b. Saîd, İbni. Cüreyc'den naklen rivayet etti. H.

Bana Muhammed b. Rafi' de rivayet etti. Lafız onundur. (Dediki) Bize Abdurrazzak b, Hemmara rivayet etti. (Dediki)  Bize İbni Cüreyc haber verdi. (Dediki) Bana Abdülmelik b. Ebi Bekir b. Abdirrahman, Ebu Bekir'den naklen haber verdi. Ebu Bekir şöyle demiş: Ebu Hureyre (Radiyallahu anh)'ı kıssa ederken dinledim, kıssasında şunları söylüyordu:

 

«Bir kimse cünüb olarak sabahlarsa oruç tutmasın.» Ben, bunu (Babam) Abdurrahman b. Haris'e anlattım Babam bunu kabul etmedi. Bunun üzerine (Babam) Abdurrahman kalktı gitti. Onunla beraber ben de gittim. Nihayet Aişe ile Ümmü Seleme (Radiyallahu anhuma)'nın. yanlarına girdik. (Babam) Abdurrahman bu mes'eleyi onlara sordu. İkisi birden ;

 

  «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bazen ihtilamdan başka bil sebeple cünüb olarak sabahlar, sonra oruç tutardı.» dediler.

 

Oradan giderek Mervan'ın yanına girdik. Babam bu mes'eleyi ona da andı. Mervan :

 

— «Ben, sana, Ebu Hureyre'ye giderek söylediklerini kendisine iade etmeni kat'iyyetle emrediyorum.» dedi.

 

Bunun üzerine Ebu Hureyre'ye geldik. Ebu Bekir (yani Ben) bütün bunlara şahid olmuştur. (Babam) Abdurrahman, konuşulanları kendisine anlattı. Ebu Hureyre:

 

— «Bunları sana onlar mı söyledi?» diye sordu. Babam:

 

  «Evet,» cevabını verdi, Ebu Hureyre :

 

  «Onlar, bunu daha iyi bilirler.» dedi.

 

Bundan sonra Ebu Hureyre bu hususta söylediklerini Fadl b. Abbas'a nisbet etti. Artık: «Ben, bunu Fadl'dan işittim. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den duymadım.» demeye başladı.

 

Böylece Ebu Hureyre bu hususta söylemekte olduğu sözlerden dönmüş oldu.

 

Ravi diyor ki: «Abdülmelik'e :

 

— Aişe ile Ümmü Seleme: (Ramazanda) dediler mi? diye sordum,

 

  Öylece, (yani) Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ihtilamdan gayri bir sebeple cünub olarak sabahlar, sonra oruç tutardı, dedi.

 

 

76 - (1109) وحدثني حرملة بن يحيى. أخبرنا ابن وهب. أخبرني يونس عن ابن شهاب، عن عروة بن الزبير وأبي بكر بن عبدالرحمن ؛ أن عائشة زوج النبي صلى الله عليه وسلم قالت: قد كان رسول الله صلى الله عليه وسلم يدركه الفجر في رمضان وهو جنب، من غير حلم فيغتسل ويصوم.

 

{76}

Bana Harmeletü'bnü Yahya rivayet etti. (Dediki)  Bize Ibni Vehb haber verdi. (Dediki)  Bana Yunus, İbni Şihab'dan, o da Urvetü'bnü'z-Zübeyr ile Ebu Bekir b. Abdirrahman'dan naklen haber verdi ki: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sel!em)'in zevcesi Aişe :

 

«Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ramazanda ihtilamdan gayrı bir sebeple cünub olarak sabahlar da, yıkanır oruç tutardı.» demiş.

 

 

77 - (1109) حدثني هارون بن سعيد الأيلي. حدثنا ابن وهب. أخبرني عمرو (وهو ابن الحارث) عن عبدربه، عن عبدالله بن كعب الحميري ؛ أن أبا بكر حدثه ؛ أن مروان أرسله إلى أم سلمة رضي الله عنها، يسأل عن رجل يصبح جنبا. أيصوم ؟ فقالت: كان رسول الله صلى الله عليه وسلم يصبح جنبا من جماع، لا من حلم، ثم لا يفطر ولا  يقضي.

 

[ش (ثم لا يفطر ولا  يقضي) أي لا يفطر بقية يومه، ولا  يقضي صوم ذلك اليوم، لكونه صوما صحيحا، لا خلل فيه].

 

{77}

Bana Harun b. Saîd El-Eylî rivayet etti. (Dediki)  Bize İbni Vehb rivayet etti. (Dediki) Bana Amr yani İbni'l Haris, Abdürabbih'den, o da Abdullah b. Ka'b El-Himyeri'den naklen haber verdi. Ona da Ebu Bekir rivayet etmiş ki, kendisini Mervan cünüb olarak sabahlayan bir adam oruç tutacak mı? diye sormak için Ümmü Seleme (Radiyallahu onha)'ya göndermiş. Ümmü Seleme:

 

— «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), cima' sebebiyle — İhtilam olarak değil— cönub olduğu halde sabahlar, sonra orucunu bozmaz, kaza da etmezdi.»  demiş.

 

 

78 - (1109) حدثنا يحيى بن يحيى. قال: قرأت على مالك عن عبدربه بن سعيد، عن أبي بكر بن عبدالرحمن بن الحارث بن هشام، عن عائشة وأم سلمة، زوجي النبي صلى الله عليه وسلم ؛ أنهما قالتا: إن كان رسول الله صلى الله عليه وسلم ليصبح جنبا من جماع، غير احتلام، في رمضان، ثم يصوم.

 

[ش (إن كان رسول الله صلى الله عليه وسلم ليصبح جنبا) إن هذه مخففة. واللام، في قولها: ليصبح، فارقة].

 

{78}

Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dediki)  Malik'e, Abdürabbih b. Saîd'den dinlediğim, onun da Ebu Bekir b. Abdirrahman b. Haris b. Hişam'dan, onun da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'in zevceleri Aişe ile Ümmü Seleme'den naklen rivayet ettiği şu hadisi okudum:

 

Aişe ile Ümmü Seleme:

 

«Şüphesiz ki Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ramazanda intilam sebebiyle değil, cima dan dolayı cunub olduğu halde sabahlar, sonra oruç tutardı.» demişler.

 

 

Diğer tahric: Bu hadîsi İbni Mace'nin dışında bütün kütüb-i sitte imamları ve Muvatta muhtelif tariklerden tahrîc etmişlerdir.

 

 

AÇIKLAMA:

 

Hadisin ravileri üzerinde pek çok ihtilaflar vardır. Ezcümle Hz. Ebu Hureyre 'nin hadîsi Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e ref etmemesi üzerinde edilmiştir: Bazı rivayetlerinde Ümmü Seleme (Radiyallahu anh) zikredilmiş, bazılarında edilmemiştir.

 

Keza Abdurrahman b. Haris'in Hz. Aişe ile Ümmü Seleme (Radiyallahu anhuma)'yi bizzat görüp konuştuğu ihtilaflıdır. Bazı rivayetlerde Ümmü Seleme 'nin kölesi vasıtasıyla konuştuğu bildirilmiştir. Ancak bizzat konuştuğunu gösteren rivayetler daha çok ve daha sahihdir. Bununla beraber Hz. Abdurrahman'ın evvela köleyi göndermesi, sonra bizzat gidererek konuşmuş olması da mümkündür.

 

Buhari 'nin rivayetinden anlaşıldığına göre Mervan o sırada Medine valisi bulunuyormuş. Abdurrahman (Radiyallahu anh) evvela Ebu Hureyre'ye gitmek istememiş, Mervan yeminle ısrar edince Ebu Hureyre'ye gitmiş, Hz. Ebu Hureyre'nin Zulhuleyfe denilen yerde arazîsi varmış, orada buluşmuşlar. Rivayetlerin mecmuundan anlaşılıyor ki Abdurrahman'ın. Hz. Ebu Hureyre'ye gitmek istememesi, güceneceğinden korktuğu içindir. Çünkü biribirlerine komşuymuşlar. Mervan ısrar edince Abdurrahman :         

«Allah seni affetsin, Bu zat benim dostumdur, ben onun söylediği sözü kendisine iade etmek istemem.» demiştir.

 

Filvaki Hz, Ebu Hureyre: «Cünüb olarak sabahlayan bir kimse o gün oruçsuzdur.» diye fetva verirmiş, Hatta îbrahim Nehaî ile Urvetü'bnü'z -Zübeyr ve Tavus'un mezhepleri de buymuş. Lakin görülüyor ki Hz. Ebu Hureyre bu fetvasında ısrar etmemiş, Aişe ile Ümmü Seleme (Radiyallahu anhuma) nın sözlerini işitince:

 

«Onlar bunu daha iyi bilir.» diyerek bu fetvasından dönmüştür. Zaten kendisi mezkur fetvayı Fadl b. Abbas'dan dinlemiş bulunuyormuş.

 

Nevevi diyor ki : «ihtimal Hz. Ebu Hureyre 'nin fetvasından dönmesi iki hadis tearuz ettiği içindir. O, bunların arasını bulmuş ve birini te'vil etmiştir. Te'vil ettiği hadis:

 

«Bir kimse cünub olarak sabahlarsa oruç tutmasın.» rivayetidir. Nevevî, Ebu Hureyre (Radiyallahu anh)'ın te'vil götüren sözünden dönmesine sebeb Hz. Aişe ve Ümmü Seleme hadîsi olduğunu, o hadîsin daha ziyade itimada şayan olduğunu, çünkü böyle şeyleri ezvac-ı tahiratın herkesden daha iyi bildiklerini söylediklerinin Kur'an-ı Kerim'ede muvafık olduğunu beyan ettikten sonra Ebu Hureyre hadîsinin üç vecihle te'vil edildiğini söylemiştir. Şöyle ki:

 

1) Hz. Ebu Hureyre 'nin bu fetvası efdal olan hareketi beyandır. Cünüb olan bir kimse için efdal olan şey fecir doğmazdan önce yıkanmaktır.

 

Maamafîh buna riayet etmez de sabahleyin yıkanırsa orucu yine caizdir. Safiîler in mezhebi budur.

 

Burada şöyle bir sual hatıra gelebilir: «Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'in sabahleyin yıkandığı sübut bulmuşken, fecir doğmazdan önce yıkanmak nasıl efdal olur?»

 

Bu suale Nevevî şöyle cevap vermiştir: «Nebi, (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'in Sabahleyin yıkanması, bu işin cevazını bildirmek içindir. Ümmetine bir mes'eleyi beyanı tezammun ettiği için bu onun hakkın­da efdaldır. Zaten Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) beyanla memurdur. Bu mes'ele cevazı bildirmek için bazı zamanlarda her azayı birer defa yıkayarak abdest almasına benzer. Halbuki abdest uzuvlarını üçer defa yıkamanın efdal olduğu malumdur. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in devam üzere aldığı abdestin mahiyeti budur. Bir çok hadisler de bu hakikati natıktır. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) caiz olduğunu göstermek için deve üzerinde bile tavaf etmiştir. Malumdur ki tavafı yürüyerek yapmak efdaldır. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in tekerrür eden tavafları yürüyerek vaki olmuştur. Bu mes'elenin emsali çoktur.»

 

2) İhtimal Hz. Ebu Hureyre hadisi cima halinde sabahlayıp da fecrin doğduğunu bildiği halde cima'a devam eden kimseye hamledilmiştir. Bu takdirde şüphesiz o kimsenin orucu bozulur.

 

3) İbnü'l-Münzir'in, Beyhaki'den rivayetine göre Ebu Hureyre hadîsi mensuhtur. Fakat Ebu Hureyre (Radiyallahu anh) onun neshedildiğini duymamış bir müddet evvelden bildiği gibi fetva vermiş, hükmün neshedildiğini duyunca fetvasından dönmüştür. îbni Münzir: «Bu babda benim işittiğim en güzel söz budur.» demiştir.

 

Filhakika İslamiyetin ilk zamanlarında oruçlu bir kimsenin uyuduktan sonra cima'da bulunması, yiyip içmesi haram kılınmıştı. Sonra bunlar neshedilmiştir.

 

Bu sayfanın devamı niteliğindeki sayfa için buraya tıklayın