|
|
KA'AB
BİN ZÜHEYR'İN MÜSLÜMAN OLMASI
Denildiğine
göre Ka'ab bin Züheyr bin Ebi Selma -Ebu Selma, Rabia el-Müzeni'dir-
beraberinde kardeşi Büceyr de olduğu halde yola koyulup ''Ebrekulazzaf''
denilen yere vardılar. Büceyr, Ka'ab'a: "Ben bu adamın yanına varıp
gelinceye kadar sen burada koyunlarımızı bekle" dedi. Bununla Resülullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına varıp O'nu dinlemeyi kastediyordu.
Ka'ab orada kaldı, Büceyr ise Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e
giderek orada Müslüman oldu. Bunu haber alan Ka'ab şu beyitleri söyledi:
''Büceyr'e
benden mesaj götürün:
Başkalarının
musibeti sana neyi gösterdi?
Ne
ananı, ne babam, ne kardeşini,
Sen
bu yolda görmemiştin
Ebu
Bekir sana kandıran bir bardakla içirdi Me'mur(1) olan da sana ondan sundu''
(1not)
Müellif olayı anlatıp bitirdikten sonra, burada geçen ''Me'mur'' kelimesi ile
biraz sonra gelecek ''me'mun'' kelimesini açıklayacaktır. (Çev.)
Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) onun bu sözlerini işitince gazaba geldi ve
görüldüğü yerde öldürülmesini emretti. Büceyr durumu Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) Taif'ten döndükten sonra kardeşine yazılı olarak bildirdi ve
O'na: "Kendini kurtarmaya bak senin kurtulabileceğini de sanmıyorum"
diye söyledi. Daha sonra ikinci bir mektup yazarak: "Bu mektubumu alınca
Müslüman ol ve O'nun yanına gel, çünkü o Müslüman olduktan sonra daha önceki
şeylerden kimseyi sorumlu tutmuyor" dedi. Bunun üzerine Ka'ab Müslüman
olup geldi ve Mescid'in kapısına devesini çöktürdü. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem), ashabı ile birlikte oturuyordu. Ka'ab der ki: "Ben O'nu
nitelikleriyle tanıdım. Bu bakımdan oturanların üstünden geçerek yanına vardım
ve Müslüman olduktan sonra: ''Ey Allah'ın Resulü, senden eman istiyorum işte
senden beni korumanı istemek durumundayım'' dedim. O bana: ''Sen kimsin?'' diye
sorunca ben: ''Ka'ab bin Züheyr'im'' cevabını verdim. ''Sen şu sözleri söyleyen
misin?'' deyip Ebu Bekir'e döndü ve ''Sözü nasıl söylemişti?'' diye sordu. Ebu
Bekir de ona başlangıcı: ''Büceyr'e benden mesaj götürün'' diye başlayan
mısralarımı okudu." Bu sefer Ka'ab şöyle dedi: "Ben böyle söylemedim
ya Resulallah, benim söylediğim şudur; deyip beyitte değişiklik yaparak şöyle
okudum:
''Ebu
Bekir seni kandıran bir bardakla içirdi Me 'mun da bundan sana sundu''
Bunun
üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Allah'a yemin ederim Me'mun
bir kimseyim'' dedi. Bu sefer Ensar Ka'ab'a hücum edip ağır sözler söyleyince
Kureyş'e mensup Müslümanlar ise yumuşak davrandı ve İslam'ına sevindi. Bunun
üzerine Ka'ab ''Banef Suad'' diye başlayan kasidesini okudu:
''Bugün
Suat 'la ayrılıp döndük, bu nedenle aklım başımda yok. Arkasından köle gibi
takılıp gitti, zincirlerden kurtulacağı yok''
Ka'ab
bu şekilde okumasına devam edip şu beyitleri de okudu:
''Dost
olduğum her kişi bana dedi:
Beni
oyalama seninle uğraşamam.
Resulullah'ın
beni tehdit ettiğini öğrendim,
Fakat
onun affetmesi de umulur
Kureyşlilerden
bir grup genç
Mekke
vadisinde Müslüman olunca: "Dağılın" dedi birileri''
diye
devam edince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Kureyş'ten Müslüman olmuş
olanlara: "Dinleyin" diye işaret etti. Daha sonra Ka'ab Ensar'ın
kendisine karşı gösterdikleri kabalığı dile getirmek isteyince, Kureyşliler bu
söylediklerini kabul etmeyerek: "Eğer onları yerecek olursan bizi övmüş
olamazsın" diyerek Ensar'ı yermesine razı olmadılar. Ensar da O'nun
kendilerini yermesini büyük bir iş olarak değerlendirerek şikayet edince,
Züheyr onları övmek amacıyla aralarında şu beyitlerin de yer aldığı bir şiir
okudu:
''Hayatın
keremini sevenler
Salih
Ensar bahçesinden ayrılmasın
Onlar
ki canlarını ve kanlarını verdiler
Savaş
günlerinde ve düşman satvetinde
Sanki
bir ibadetmiş gibi
Öldürdükleri
kafirlerin kanlarıyla paklanırlar''
Bunun
üzerine Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sırtında bulunan bürdesini
çıkartıp O'na giydirdi. Muaviye'nin halifeliği döneminde Muaviye, Ka'ab'a:
"Resulullah'ın bürdesini bize satıver" diye bir haber gönderdiyse de
Ka'ab O'na: "Ben Resulullah'ın elbisesine hiç kimseyi tercih edemem"
deyip reddetti. Ka'ab vefat ettikten sonra Muaviye o bürdeyi çocuklarından
yirmi bin dirheme satın aldı. Şu anda halifelerin yanında bulunan bürde budur.
Denildiğine
göre, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in onun öldürülmesini ve dilinin
de kesilmesini emretmesinin nedeni, Ebu Talib'in kızı Um Hani hakkında olmadık
şiirler söylemiş olmasıydı.
(Yukarıda
Kaab'a ait Müslüman olmadan önceki beyitlerde kullandığı Me'mur kelimesiyle
ilgili olarak bazı ilim adamları şu açıklamayı yapar: Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in bu sözü hoş görmemesinin nedeni: Arapların cinlerin
emrettiği şekilde konuşan kimselere verdikleri isim olması dolayısıyladır.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Allah tarafından Me'mur olmakla
birlikte onların bu adetleri dolayısıyla bu kelimeden hoşlanmamıştı. Fakat
bunun yerine Ka'ab "Me'mun" deyince bundan hoşnut oldu. Çünkü o
vahyin eminidir.)
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA
BU YIL MEYDANA
GELEN DİĞER OLAYLAR
URVE BİN MES'UD
ES-SAKAFİ'NİN RESULULLAH (S.A.V.)'İN HUZURUNA GELMESİ
TAYY GAZYESİ VE
ADİYY BİN HATEM'İN MÜSLÜMAN OLMASI
RESULULLAH
(S.A.V.)'E HEYETLERİN GELMESİ
EBU BEKİR
(R.A.)'İN HAC EMİRLİĞİ