Ganimet, at
veya deveyi koşturup savaşarak kafirlerden elde edilen maldır.
Müslüman
askere, Öldürdüğü kişinin selbi verilir. Selb; öldürülen kişinin üzerinde
bulunan elbisesi, ayakkabısı, çorabı ve savaş aletleridir. Savaş aletlerinden
kasıt çelik gömlek, silâh, binek, eğer, gem keza bilezik, kemer, yüzük ve
beraberinde bulunan gıdadır. En zahir kavle göre düşman askerinin beraberinde
bulunan yardımcı binek hayvanı da selbtir. Mezhep alimlerince kabul edilen
rivayete göre, at üzerinde bulunan heybe selb değildir.
Asker,
selbi sadece savaş esnasında kafirin vereceği zarara engel olmak maksadı ile
tehlikeye girmesi neticesinde hak eder. Asker, kaleden veya savaş safında
düşmana ateş eder veya uykudaki kafiri veya esiri öldürür veya kafirler mağlup
olduktan sonra birini öldürürse selbi hak etmiş olmaz.
Kafirin
vereceği zarara engel olmak ise, onu kendisini koruyamayacak hale getirmektir.
Bu da ya gözlerini çıkarmak veya ellerini ve ayaklarını kesmekle olur. Keza en
zahir kavle göre kafiri esir almak veya ellerini veya ayaklarını kesmekle onun
vereceği zarar engellenmiş olur. Meşhur kavle göre, selb beş hisseye bölünmez.
Öldürene selb verildikten sonra ganimet malını muhafaza etmek, nakletmek ve
diğer işlerin masrafları ondan harcanır. Sonra geri kalan ganimet beş hisseye
bölünür. Bir kısmı yukarıda açıklanan fey'in beşte birini alan kişilere
dağıtılır.
En sahih
kavle göre nefel, amme maslahatı için ayrılmış hissenin beşte birinin beşte
birinden verilir. İmamın, yapılmakta olan savaştan elde edilecek ganimetten nefel
vermesi caizdir. Amme maslahatı için eli altında bulundurduğu maldan vermesi
de caizdir.Nefel, imam veya amirin kafirlere gücü nispetinde zarar vermeye
çalışan kimselere vermeyi şart koştuğu maldır. Ganimetin geriye kalan dört
kısmı ise, menkul olsun gayri menkul olsun ganimeti toplayanlar içindir.
Ganimetçi
(gazi), savaşmasa da savaşmak niyeti ile savaşta hazır bulunan kimsedir. Savaş
sona erdikten sonra savaş meydanına gelip hazır bulunan kimselere hisse
verilmez.
Ganimet
malı toplanmadan önce hazır bulunan kimselere hisse verileceği hususunda bir
vecih vardır. Savaş sona erip mal toplandıktan sonra Ölen ganimetçinin hissesi
mirasçılarına verilir. Keza en sahih kavle göre, savaş sona erip mal
toplanmadan önce ölenin hükmü de böyledir. Savaş devam ettiği esnada ölen
kimseye mezhep alimlerince kabul edilen rivayete göre hisse verilmez.
En zahir
kavle göre, seyise ve eşyaları bekleyen nöbetçiye ücret verilir. Savaşa
katılmaları halinde tüccara ve sanatkara hisse verilir. Piyade olan askerlere
bir hisse, süvari olan askerlere üç hisse verilir. Süvarinin atı, arap atı
olsun başka cins at olsun, birden fazla olsun tek at olsun kendisine üç hisse
verilir.
Deve ve
deve dışındaki fil ve katır gibi binek hayvanları ile süvari olarak savaşanlara
bir hisse verilir. Çok zayıf ve faydası olmayan at için hisse verilmez. Ancak
bir kavle göre, amirin zayıf veya faydasız atın savaş meydanına gelmesine izin
vermediği bilinmiyorsa hisse verilir.
Köle,
kadın, çocuk veya zımmi savaşa katılırsa kendisine redh verilir. Redh, imamın
takdir edip verdiği ve gazinin hissesinden az olan maldır. En zahir kavle göre
redh, ganimetçiler için ayrılan dört hisseden verilir. Ben diyorum ki en sahih
kavle göre, ücret almaksızın savaşa katılan zımmiye imamın izni ile redh
verilir. Allah daha iyi bilir.