MİN HAC ANA SAYFA

 

FEY’ VE GANİMET

 

A. GENEL BİLGİLER

 

B. GANİMET VE AHKAMI

 

C. ZEKÂT VERİLECEK KİMSELER

1- Fakir: İhtiyacını karşılayacak derecede malı veya kazancı ol­mayan kimsedir. Kişinin meskeni, elbisesi, iki merhale uzaklıkta bu­lunan malı, veresiye malı, kendisine layık olmayan çalışma onu fa­kir olmaktan çıkarmaz. İlimle uğraşması sebebi ile kazanamayan ki­şi de fakir sayılır. Nafile namazla meşgul olup kazanamayan kimse fakir sayılmaz, imanı'm son kavline göre, fakirin sakat olması veya dilencilik yapmaması şart değildir. En sahih kavle göre, nafakası ak­rabası tarafından karşılanan kişi ve nafakası kocası tarafından karşılanan kadın fakir sayılmaz.

 

2- Miskin: İhtiyacını karşılamayacak kadar malı veya kazancı olan kimsedir. Meselâ; on liraya muhtaç olduğu halde ancak beş lira bulabilen miskin sayılır.

 

3- Amil (zekât görevlisi): Amil; sai, katip, kasim (dağıtıcı) ve haşir (mal veya hisse sahiplerini toplayan) gibi isimlerle zikredilen kimsedir. Hakim ve vali amil olamaz.

 

4- Müellefet'ül-kulûb: Yeni müslüman olmuş, inancı zayıf olan kimsedir. Veya kavmi içinde şerefli olup diğer kafirlerin İslam'a gir­melerini teşvik için kendisine zekât verilen kimsedir. Mezhep alim-lerince kabul edilen rivayete göre, bu nitelikte olan kimselere zekât verilir.

 

5- Köle: Bundan maksat, kendisi ile kitabet akdi yapılan köle­lerdir.

 

6-  Borçlu: Kendi şahsi işlerini düzenlemek ve mubah işlerde kullanmak üzere borçlanmış olan kişiye zekât verilir. Malı günahta kullanan borçluya zekât verilmez. Ben diyorum ki en sahih kavle göre, günahtan tövbe etmiş kişiye zekât verilir. Allah daha iyi bilir.

 

En zahir kavle göre borçlunun zekât almaya muhtaç olması şarttır. Borcun zamanının girmiş olması ise şart değildir. Ben diyo­rum ki, borcun ödeme zamanının girmiş olması şarttır. Allah daha iyi bilir. İki kişinin arasını bulmak için borçlanmış olan kişi zengin de olsa kendisine zekât verilir. Zayıf kavle göre ise parası olması se­bebi ile zengin ise kendisine zekât verilmez.

 

7- Allah yolunda çalışıp cihad edenler: Bunlar, kendilerini Al­lah yolunda gazaya adamış kendilerine fey verilmeyen gazilerdir. Bunlar, zengin olsalar bile kendilerine zekât verilir.

 

8- Yolda kalmış olanlar: Bunlar zekâtın verildiği beldeden yol­culuğa çıkan veya yolculuğu esnasında o yerden geçen kimselerdir. Ancak bunların yolculukları esnasında paraya ihtiyaçları olması ve yolculukları nedeni ile isyankar olmamaları şarttır.

 

Bu sekiz sınıfın zekât alabilmeleri için (yukarıda belirtilen şartların dışında) müslüman olmaları; ayrıca Haşim veya Muttalip oğullarından olmamaları şarttır. Keza en sahih kavle göre, bu iki ka­bilenin azadlı kölelerine de zekât ve-rilmez.

 

1. Zekât Alacak Kişilerde Aranan Nitelikler

 

Bir kimse zekâtı ister de imam onun zekâtı hak edip etmediği­ni bilirse, kendi bilgisine göre hareket eder. İmamın belirtilen hu­suslarda bilgisi yoksa kişi de fakir veya miskin olduğunu söylerse, şahit göstermesi ona teklif edilmez. Şayet bir miktar malı olduğu bi­linir de telef olduğunu iddia ederse, şahit göstermesi teklif edilir. Keza en sahih kavle göre aile efradının bulunduğunu iddia ederse de hükmü böyledir.

 

Gazi ve yolda kalmış olanlardan şahit istemeksizin beyan­larına göre kendilerine zekât verilir. Şayet gazi savaşa ve yolcu da yola çıkmazsa, kendilerine verilen zekât geri alınır.

 

Zekât amili, mukâteb köle ve borcu olan kimseye zekât vermek için kendilerinden şahit ister. Şahitten maksat, adil iki kişinin onlar hakkında haber vermesi veya şahide ihtiyaç olmaksızın halk arasın­da onların zekâta müstehak oldukları bilinmelidir. Keza en sahih kavle göre, borç sahibinin borçluyu doğrulaması ve efendinin de kölesi ile kitabet akdi yaptığını doğrulaması şahit olarak yeterlidir.

 

Fakir ve miskine bir senelik ihtiyaç miktarı kadar zekât veri­lir. Ben diyorum ki, en sahih kavle ve imam'm kesin beyanına ve alimlerin çoğunluğuna göre, genellikle yaşanan ömre yetecek kadar mal verilir. Meselâ, gelirinden faydalanmak üzere verilecek mal ile bir akar satın alıp kendisine verilir. Allah daha iyi bilir. Mukâteb köleye ve borcu olana borçları miktarmca zekât verilir. Yolcu olana da onu gideceği veya malının bulunduğu yere ulaştıracak miktarda zekât verilir.

 

Gaziye ise ihtiyaç miktarı kadar nafaka, elbise, gidiş-dönüş ve orada ikamet masrafı, at ve silâh ihtiyacını karşılayacak miktarda zekât verilir. Gaziye verilen zekât onun mülkü olur ve ondan geri alınamaz.

 

Yolcu olana bir binek hayvanı verilir. Ancak yolculuğunun uzun olması veya kendisinin yürüyemeyecek kadar güçsüz olması şarttır. Ayrıca zekât malından kendisine gıda ve eşyalarını taşıyacak bir yük hayvanı verilir. Ancak eşyalar, kişinin taşıması adet olan eş­yalar cinsinden ise yük hayvanı verilmez.

 

Bir kimse, fakirlik ve borçlu olma gibi iki vasıf sebebiyle zekâtı hak ederse, en zahir kavle göre sadece bir vasıf sebebiyle kendisine zekât verilir.

 

2. Zekâtı Sekiz Sınıfı İçine Alacak Şekilde Vermek

 

Zekâtı imam dağıtır da hak edenler arasında amil (zekât me­muru) de varsa, zekâtın bu sekiz sınıfı içine alması vacibtir. Zekât hak edenler arasında amil yoksa, zekât bilinen yedi sınıfa verilir. Bu yedi sınıfın bir kaç sınıfı yoksa, mevcut olanlara verilir.

 

İmam eli altında bulunan zekâtı dağıtırken sekiz sınıfın ta­mamını içine alacak şekilde her ferdine dağıtmalıdır. Keza bir belde­de sekiz sınıfın tamamı varsa ve zekât yeterli ise, zekât sahibinin bunların tümüne zekat vermesi vacibtir. Hepsine kafi gelmiyorsa her sınıftan üç kişiye vermesi vacibtir.

 

Zekâtın sınıflara eşit şekilde dağıtılması vacibtir. Ancak bir sınıfın fertleri arasında eşitliğe riayet etmek vacib değildir. Ama zekâtı imam dağıtırsa, muhtaç olanlardan aynı derecede olan birine fazla vermesi haramdır.

 

En zahir kavle göre, devlet başkam dışında bir kimsenin zekâtını bulunduğu beldeden başka beldeye nakletmesi caiz değildir. Zekâtın bulunduğu beldede hak edenler yoksa nakli vacibtir. Hak edenlerden bir kısmı bulunduğu halde naklin caiz olduğunu kabul etmemiz halinde, mevcut olmayanların payını nakletmek vacibtir. Naklin caiz olmadığını kabul ettiğimiz takdirde, orada mevcut olan­lara iade edilir. Zayıf kavle göre, hak edenlerin bir kısmı yoksa zekât nakledilebilir. Amilin; hür, adil ve zekât konusunda bilgili olması şarttır. Şayet kendisine, zekât ve dağıtılacağı yerler hakkında bilgi verilirse fakih olması şart değildir.

 

Zekâtı verecek kimselerin hazırlıklı olmaları için imam zekâtı toplayacağım bir ay önceden ilân etmelidir.

 

Zekât ve fey hayvanlarının dağlanması sünnettir. Dağlanma, kılların çok bulunmadığı organda yapılmalıdır. Hayvanın yüzünü dağlamak mekruhtur. Ben diyorum ki en sahih kavle göre, hayvanın yüzünü dağlamak haramdır. İmam Bağevi'nin de kesin görüşü bu­dur. Hayvanın yüzünü dağlayan kişiye lanet okunduğu müslimin sa­hihinde geçen hadisle sabittir. Allah daha iyi bilir.

 

 

 

D. NAFİLE SADAKALAR