1- Fakir:
İhtiyacını karşılayacak derecede malı veya kazancı olmayan kimsedir. Kişinin
meskeni, elbisesi, iki merhale uzaklıkta bulunan malı, veresiye malı,
kendisine layık olmayan çalışma onu fakir olmaktan çıkarmaz. İlimle uğraşması
sebebi ile kazanamayan kişi de fakir sayılır. Nafile namazla meşgul olup
kazanamayan kimse fakir sayılmaz, imanı'm son kavline göre, fakirin sakat
olması veya dilencilik yapmaması şart değildir. En sahih kavle göre, nafakası akrabası
tarafından karşılanan kişi ve nafakası kocası tarafından karşılanan kadın fakir
sayılmaz.
2-
Miskin: İhtiyacını karşılamayacak kadar malı veya kazancı olan kimsedir.
Meselâ; on liraya muhtaç olduğu halde ancak beş lira bulabilen miskin sayılır.
3- Amil
(zekât görevlisi): Amil; sai, katip, kasim (dağıtıcı) ve haşir (mal veya hisse
sahiplerini toplayan) gibi isimlerle zikredilen kimsedir. Hakim ve vali amil
olamaz.
4-
Müellefet'ül-kulûb: Yeni müslüman olmuş, inancı zayıf olan kimsedir. Veya kavmi
içinde şerefli olup diğer kafirlerin İslam'a girmelerini teşvik için kendisine
zekât verilen kimsedir. Mezhep alim-lerince kabul edilen rivayete göre, bu
nitelikte olan kimselere zekât verilir.
5- Köle:
Bundan maksat, kendisi ile kitabet akdi yapılan kölelerdir.
6- Borçlu: Kendi şahsi işlerini düzenlemek ve
mubah işlerde kullanmak üzere borçlanmış olan kişiye zekât verilir. Malı
günahta kullanan borçluya zekât verilmez. Ben diyorum ki en sahih kavle göre,
günahtan tövbe etmiş kişiye zekât verilir. Allah daha iyi bilir.
En zahir
kavle göre borçlunun zekât almaya muhtaç olması şarttır. Borcun zamanının
girmiş olması ise şart değildir. Ben diyorum ki, borcun ödeme zamanının girmiş
olması şarttır. Allah daha iyi bilir. İki kişinin arasını bulmak için borçlanmış
olan kişi zengin de olsa kendisine zekât verilir. Zayıf kavle göre ise parası
olması sebebi ile zengin ise kendisine zekât verilmez.
7- Allah
yolunda çalışıp cihad edenler: Bunlar, kendilerini Allah yolunda gazaya adamış
kendilerine fey verilmeyen gazilerdir. Bunlar, zengin olsalar bile kendilerine
zekât verilir.
8- Yolda
kalmış olanlar: Bunlar zekâtın verildiği beldeden yolculuğa çıkan veya
yolculuğu esnasında o yerden geçen kimselerdir. Ancak bunların yolculukları
esnasında paraya ihtiyaçları olması ve yolculukları nedeni ile isyankar
olmamaları şarttır.
Bu sekiz
sınıfın zekât alabilmeleri için (yukarıda belirtilen şartların dışında)
müslüman olmaları; ayrıca Haşim veya Muttalip oğullarından olmamaları şarttır.
Keza en sahih kavle göre, bu iki kabilenin azadlı kölelerine de zekât
ve-rilmez.
1. Zekât
Alacak Kişilerde Aranan Nitelikler
Bir kimse
zekâtı ister de imam onun zekâtı hak edip etmediğini bilirse, kendi bilgisine
göre hareket eder. İmamın belirtilen hususlarda bilgisi yoksa kişi de fakir
veya miskin olduğunu söylerse, şahit göstermesi ona teklif edilmez. Şayet bir
miktar malı olduğu bilinir de telef olduğunu iddia ederse, şahit göstermesi
teklif edilir. Keza en sahih kavle göre aile efradının bulunduğunu iddia ederse
de hükmü böyledir.
Gazi ve
yolda kalmış olanlardan şahit istemeksizin beyanlarına göre kendilerine zekât
verilir. Şayet gazi savaşa ve yolcu da yola çıkmazsa, kendilerine verilen zekât
geri alınır.
Zekât
amili, mukâteb köle ve borcu olan kimseye zekât vermek için kendilerinden şahit
ister. Şahitten maksat, adil iki kişinin onlar hakkında haber vermesi veya
şahide ihtiyaç olmaksızın halk arasında onların zekâta müstehak oldukları
bilinmelidir. Keza en sahih kavle göre, borç sahibinin borçluyu doğrulaması ve
efendinin de kölesi ile kitabet akdi yaptığını doğrulaması şahit olarak yeterlidir.
Fakir ve
miskine bir senelik ihtiyaç miktarı kadar zekât verilir. Ben diyorum ki, en
sahih kavle ve imam'm kesin beyanına ve alimlerin çoğunluğuna göre, genellikle
yaşanan ömre yetecek kadar mal verilir. Meselâ, gelirinden faydalanmak üzere
verilecek mal ile bir akar satın alıp kendisine verilir. Allah daha iyi bilir.
Mukâteb köleye ve borcu olana borçları miktarmca zekât verilir. Yolcu olana da
onu gideceği veya malının bulunduğu yere ulaştıracak miktarda zekât verilir.
Gaziye
ise ihtiyaç miktarı kadar nafaka, elbise, gidiş-dönüş ve orada ikamet masrafı,
at ve silâh ihtiyacını karşılayacak miktarda zekât verilir. Gaziye verilen
zekât onun mülkü olur ve ondan geri alınamaz.
Yolcu
olana bir binek hayvanı verilir. Ancak yolculuğunun uzun olması veya kendisinin
yürüyemeyecek kadar güçsüz olması şarttır. Ayrıca zekât malından kendisine gıda
ve eşyalarını taşıyacak bir yük hayvanı verilir. Ancak eşyalar, kişinin
taşıması adet olan eşyalar cinsinden ise yük hayvanı verilmez.
Bir
kimse, fakirlik ve borçlu olma gibi iki vasıf sebebiyle zekâtı hak ederse, en
zahir kavle göre sadece bir vasıf sebebiyle kendisine zekât verilir.
2. Zekâtı
Sekiz Sınıfı İçine Alacak Şekilde Vermek
Zekâtı
imam dağıtır da hak edenler arasında amil (zekât memuru) de varsa, zekâtın bu
sekiz sınıfı içine alması vacibtir. Zekât hak edenler arasında amil yoksa,
zekât bilinen yedi sınıfa verilir. Bu yedi sınıfın bir kaç sınıfı yoksa, mevcut
olanlara verilir.
İmam eli
altında bulunan zekâtı dağıtırken sekiz sınıfın tamamını içine alacak şekilde
her ferdine dağıtmalıdır. Keza bir beldede sekiz sınıfın tamamı varsa ve zekât
yeterli ise, zekât sahibinin bunların tümüne zekat vermesi vacibtir. Hepsine
kafi gelmiyorsa her sınıftan üç kişiye vermesi vacibtir.
Zekâtın
sınıflara eşit şekilde dağıtılması vacibtir. Ancak bir sınıfın fertleri
arasında eşitliğe riayet etmek vacib değildir. Ama zekâtı imam dağıtırsa,
muhtaç olanlardan aynı derecede olan birine fazla vermesi haramdır.
En zahir
kavle göre, devlet başkam dışında bir kimsenin zekâtını bulunduğu beldeden
başka beldeye nakletmesi caiz değildir. Zekâtın bulunduğu beldede hak edenler
yoksa nakli vacibtir. Hak edenlerden bir kısmı bulunduğu halde naklin caiz
olduğunu kabul etmemiz halinde, mevcut olmayanların payını nakletmek vacibtir.
Naklin caiz olmadığını kabul ettiğimiz takdirde, orada mevcut olanlara iade
edilir. Zayıf kavle göre, hak edenlerin bir kısmı yoksa zekât nakledilebilir.
Amilin; hür, adil ve zekât konusunda bilgili olması şarttır. Şayet kendisine,
zekât ve dağıtılacağı yerler hakkında bilgi verilirse fakih olması şart
değildir.
Zekâtı
verecek kimselerin hazırlıklı olmaları için imam zekâtı toplayacağım bir ay
önceden ilân etmelidir.
Zekât ve
fey hayvanlarının dağlanması sünnettir. Dağlanma, kılların çok bulunmadığı
organda yapılmalıdır. Hayvanın yüzünü dağlamak mekruhtur. Ben diyorum ki en
sahih kavle göre, hayvanın yüzünü dağlamak haramdır. İmam Bağevi'nin de kesin
görüşü budur. Hayvanın yüzünü dağlayan kişiye lanet okunduğu müslimin
sahihinde geçen hadisle sabittir. Allah daha iyi bilir.