![]() ![]() ![]() |
Yirmi Dokuzuncu Lem'a'nın Tercümesi - s.792 |
hakkındadır.HAŞİYE
Bismillahirrahmânirrahîm.
Ey İlâhım ve Seyyidim ve Mâlikim,
Fakrım nihayetsizdir. Hâcâtım ve metâlibim had ve hesaba gelmez. Benim elim ise, matlaplarımın en ednâsına yetişmez. Havl ve kuvvet ancak Senindir, ey Rabb-i Rahîmim ve ey Hâlık-ı Kerîmim! Ey Hasîb, ey Vekîl, ey Kâfi!
İlâhî, İhtiyarım zayıf bir kıl gibi; emellerim ise hesaba gelmez. Hiçbir zaman onlardan müstağnî kalamayacağım şeylere ulaşmaktan ise her zaman âcizim. Havl ve kuvvet ancak Senindir, ey Ganî, ey Kerîm, ey Kefîl, ey Hasîb, ey Kâfî!
Ey İlâhım ve Seyyidim ve Mâlikim,
Benim iktidarım bir zayıf zerre gibidir. Düşmanlar, illetler, evhamlar, korkular, elemler, hastalıklar, zulmetler, dalâletler ve uzun seferler ise hesaba gelmez. Bütün bunlardan beni kurtaracak havl ve onlara mukabele edecek kuvvet ancak Senindir, ey Kavî, ey Kadîr, ey Karîb, ey Mücîb, ey Hafîz, ey Vekîl!
İlâhî! Tıpkı emsâlim gibi, benim de hayatım çabuk söner bir şuleciktir. Emellerim ise hesaba gelmez. Bütün bunların talebinden beni müstağnî kılacak havl ve onların tahsiline yetecek kuvvet ancak Senin havl ve kuvvetindir, ey Hayy-ı Kayyûm, ey Hasîb-i Kâfî, ey Vekîl-i Vâfî!
İlâhî! Tıpkı akranım gibi, benim ömrüm de tükenip gidecek bir dakikadan ibarettir. Maksat ve matlaplarım ise had ve hesaba gelmez. Onlara karşı havl ve onlara yetecek kuvvet, ancak Senin havl ve kuvvetindir, ey Ezelî ve Ebedî, ey Hasîb-i Kâfî, ey Vekîl-i Vâfî!
İlâhî! Şuurum, sönüp giden bir lem'acıktır. Senin envâr-ı marifetinin muhafazası ve zulmet ve dalâletlerden muhafaza için bana lâzım olan şey ise, had ve hesaba gelmeyecek kadar çoktur. O zulmet ve dalâletlerden muhafaza edecek havl ve o hidayet ve envâra beni eriştirecek kuvvet, ancak Senin havl ve kuvvetindir, ey Alîm, ey Habîr, ey Hasîb, ey Kâfî, ey Hafîz, ey Vekîl!
Yirmi Dokuzuncu Lem'a'nın Tercümesi - s.793
İlâhî! Nefsim sabırsızdır, kalbim feryad eder durur. Sabrım zayıf, cismim nahif, bedenim alîl ve zelîldir. Buna mukabil üzerimdeki maddî ve mânevî yükler ağır, hem pek ağırdır. Bütün bu yüklerin ağırlığından beni halâs edecek havl ve onların hamline beni muktedir kılacak kuvvet, ancak Senin havl ve kuvvetindir ey Rabb-i Rahîmim ve ey Hâlık-ı Kerîmim, ey Hasîb, ey Kâfî, ey Vekîl, ey Vâfî!
İlâhî! Zaman denen ve sür'atle akan azîm bir selden benim nasibim, çabuk akıp giden bir andan ibarettir. Mekândan nasibim ise ancak bir kabir kadardır. Bununla beraber, sair bütün mekânlarla ve zamanlarla benim alâkam var. İşte o alâkadan havl ve bütün o zaman ve mekânlardakine beni isal edecek kuvvet, ancak Senin havl ve kuvvetindir, ey bütün kevn ve mekânların Rabbi, ey bütün asırların ve zamanların Rabbi, ey Hasîb-i Kâfî, ey Kefîl-i Vâfî!
İlâhî! Aczim nihayetsiz, zaafım hadsizdir. Bana elem veren düşmanlarım ve beni korkutan ve tehdit eden belâlar ve âfetler ise hadsizdir. Onların hücumlarına karşı nokta-i istinad olacak havl ve onları def edecek kuvvet, ancak Senin havl ve kuvvetindir, ey Kavî, ey Kadîr, ey Karîb, ey Rakîb, ey Kefîl, ey Vekîl, ey Hafîz, ey Kâfî!
İlâhî! Fakrım hadsiz, ihtiyacım nihayetsizdir. Hâcât ve metalibim ve vazifelerim ise hesaba gelmez. Onlara karşı koyacak havl ve onları kazâ edecek kuvvet ancak Senin havl ve kuvvetindir, ey Ganî, ey Kerîm, ey Muğnî, ey Rahîm!
İlâhî! Kendi havl ve kuvvetimden teberrî edip Senin havl ve kuvvetine sığındım. Beni kendi havl ve kuvvetime terk etme, yâ Rabbi! Benim aczime ve zaafıma ve fakrıma ve ihtiyâcâtıma merhamet et. Göğsüm daraldı, ömrüm gitti, sabrım bitti, fikrim uçup gitti. İçimi de, dışımı da Sen bilirsin. Bana fayda ve zarar verecek şeylerin mâliki Sensin. Üzüntümü sürura, güçlüklerimi kolaylığa çevirmeye kadir olan da Sensin. Bütün sıkıntılarımı gider, benim ve kardeşlerimin bütün güçlüklerini kolaylaştır.
İlâhî! Sevk edilmekte olduğum istikbale ve korkularına nokta-i istinad olacak havl ve alâkadar olduğum mâziye ve lezzetlerine karşı kuvvet, ancak Senin havl ve kuvvetindir, ey Ezelî ve Ebedî!
İlâhî! Korktuğum ve kurtulamadığım zevâle karşı nokta-i istinadım olacak havl ve hayatımdan kaybolup giden ve beni tahassüre sevk eden şeyleri bana tekrar verecek kuvvet, ancak Senin havl ve kuvvetindir, ey Sermedî, ey Bâkî!
Yirmi Dokuzuncu Lem'a'nın Tercümesi - s.794
İlâhî! Adem zulmetinden havl ve vücut nuru için kuvvet, ancak Senin havl ve kuvvetindir, ey Mûcid, ey Mevcud, ey Kadîm!
İlâhî! Hayatla beraber gelen zararlardan beni kurtaracak havl ve hayatın lâzımı olan süruru celb edecek kuvvet ancak Senin havl ve kuvvetindir, ey Müdebbir, ey Hakîm!
İlâhî! Zîşuurlara hücum eden elemlerden koruyacak havl ve his sahiplerinin matlubu olan lezzetlere eriştirecek kuvvet ancak Senin havl ve kuvvetindir, ey Mürebbî, ey Kerîm!
İlâhî! Akıl sahiplerine ârız olan kötülüklerden koruyacak havl ve himmet sahiplerini tezyin eden mehasine eriştirecek kuvvet ancak Senin havl ve kuvvetindir, ey Muhsin, ey Kerîm!
İlâhî! Ehl-i isyana gelen nikmetlere karşı havl ve ehl-i taate erişen nimetler için kuvvet, ancak Senin havl ve kuvvetindir, ey Gafûr, ey Mün'im!
İlâhî! Hüzünlere karşı nokta-i istinad ancak Senin havlin, feraha eriştirecek kuvvet ancak Senin kuvvetindir. Çünkü güldüren de Sensin, ağlatan da, ey Cemîl, ey Celîl!
İlâhî! Hastalıklara karşı nokta-i istinad Senin havlin, âfiyeti veren kuvvet ancak Senin kuvvetindir, ey Şâfî, ey Muâfî!
İlâhî! Elemlere karşı nokta-i istinad ancak Senin havlin, emeller için vesile-i vusul ancak Senin kuvvetindir, ey Müncî, ey Mugîs!
İlâhî! Zulmetlere karşı nokta-i istinad Senin havlin, nuru ihsan eden ise ancak Senin kuvvetindir, ey Nur, ey Hâdî!
İlâhî! Şerden mutlak kurtuluş Senin havlinle, hayırların aslına erişmek ancak Senin kuvvetinledir, ey bütün hayır elinde bulunan Zât, ey gücü herşeye yeten Kadîr, ey kullarını her haliyle gören Basîr, ey mahlûkatının bütün ihtiyaçlarından haberdar olan Habîr!
İlâhî! Senin ismetinden başka mâsiyetten koruyacak havl, Senin tevfikinden başka tâate muvaffak edecek kuvvet yoktur, ey Muvaffık, ey Muîn!
İlâhî! Hemcinsim olan insan nev'iyle pek şiddetli alâkam var. Halbuki, "Her nefis ölümü tadıcıdır"1 âyeti beni tehdit eder ve nev'ime ve cinsime müteallik bütün emellerimi söndürür ve nev-i insanın ölümünü bana haykırır. Bu mevt ve bu feryattan neş'et eden bu hüzn-ü elîme karşı nokta-i istinadım ancak Senin havlindir. Ve zeval bulanların kalb ve ruhumdaki yerini tesellîsiyle dolduracak ancak senin kuvvetindir. Çünkü herşeye kâfi olan ve hiçbir şey Onun yerini tutamayan Sensin.