1. Orucu Tutan İle İlgili Şartlar
2. Orucun Vacib Olmasının Şartları
Kefaret,
ramazanda bir günlük orucu cinsel ilişki ile bozmakla vacib olur. Bu durumda
kişi, oruçtan dolayı cinsel ilişkiyle günaha girmiş olmalıdır. Şu halde oruçlu
olduğunu unutarak cinsel ilişki ile orucunu bozanın kefaret vermesi gerekmez.
Ramazan orucundan başka bir orucu cinsel ilişki veya cinsel ilişkinden başka
bir şey ile bozan kimsenin kefaret vermesi gerekmez. Sefer ruhsatı niyetiyle
cinsel ilişkide bulunan kişinin kefaret vermesi gerekmez. Keza en sahih kavle
göre, sefer ruhsatı niyeti olmadan orucunu açanın da kefaret vermesi gerekmez.
Bir kimse
gecenin devam ettiğini zannederek cinsel ilişkide bulunduktan sonra fecrin
doğduğu anlaşılırsa, kendisine kefaret gerekmez. Bir kimse unutarak bir şey
yedikten sonra orucunun bozulduğunu zannederek cinsel ilişkide bulunursa
kendisine kefaret., lazım gelmez. En sahih kavle göre, orucu bozulsa da hüküm
böyledir. Oruçlu olduğunu unutarak zina edene ve sefer ruhsatına sahip iken
zina ederek orucunu bozana kefaret vacib olmaz.
Kefaret,
sadece cinsel ilişkide bulunan erkeğe vacib olur. Bir kavle göre her ikisine
(erkek ve kadına) bir kefaret vacib olur. Bir başka kavle göre ise kadına da
ayrı bir kefaret vacib olur.
Yalnız
başına hilâli görüp oruç tutan ve o günde cinsel ilişkide bulunan kişiye
kefaret vacib olur. Ramazan ayında iki ayrı günde cinsel ilişkide bulunan
kişinin iki kefaret vermesi gerekir.
Oruçlu kişi,
cinsel ilişkide bulunduktan sonra sefere çıkarsa kefaret kalkmış olmaz. Keza
mezhep aîimlerince kabul edilen rivayete göre, oruçlu kişi cinsel ilişkide
bulunduktan sonra hastalanırsa kefareti kalkmış olmaz. En sahih kavle göre,
cinsel ilişkide bulunan erkeğe kefaretle birlikte bozduğu günü kaza etmesi de
vacibtir.
Kefaret,
mümin bir köleyi hürriyetine kavuşturmaktır. Bunu bulamayan kişi, art arda iki
ay oruç tutar. İki ay oruç tutmaya gücü yetmeyen kişi altmış miskine yiyecek
verir. Bu kefaretlerden hiç birini yapamayan kimsenin en zahir kavle göre,
kefaret zimmetinde borç olarak kalır. Muktedir olduğu vakit bu üç çeşitten
birini yapar. En sahih kavle göre, şiddetli cinsel arzu sebebiyle iki ay oruç
tutamayan kimse, oruç tutmaktan vazgeçerek bunun yerine altmış miskine yiyecek
verir. Fakir kişinin kefaretini aile efradına vermesi caiz değildir.