Cizye
akdi, imamın kafirlere: "Cizye vermek ve -ibadet dışında- islâm'ı
hükümlere uymak şartı ile İslam diyarında kalmanızı ikrar ediyorum." veya
"İslam diyarında ikamet etmenize izin veriyorum." demesi ile
gerçekleşir.
En sahih
kavle göre, cizyenin miktarının tayin edilmesi şarttır. Allah'a ve Resulüne ve
İslam'a yakışmayan şeyleri söylemekten sakınmalarını akitte zikretmek şart
değildir. Cizye akdini belli bir süre için yapmak mezhep alimlerince kabul
edilen rivayete göre sahih değildir. Karşı tarafın kabul lafzını söylemesi
şarttır.
Bir kafir
İslam diyarına girer de: "Allah'ın sözlerini dinlemek veya elçi olarak
veya bir müslümandan eman alarak geldim." derse, sözü kabul edilir. Bir
veçhe göre eman aldığına dair delil göstermesi lazımdır.
Cizye
akdini imam veya naibinin yapması şarttır. Kafirler cizye vermeyi talep
ederlerse, imam veya naibi kabul etmelidir. Ancak zararından korkulan ajanın
cizye verme talebi kabul edilmez.
Cizye
akdi Yahudi, Hıristiyan ve Mecusi olanlarla yapılır. Dinleri nesh olmadan önce
Yahudileşen veya Hıristiyanlaşanların çocukları ile de cizye akdi yapmak
caizdir. Ne zaman Hıristiyan veya Yahudi olduklarından şüphe etsek bile hüküm
böyledir. Keza Hz. İbrahim'in sahifelerine ve Hz. Davut'un Zebur'una göre amel
ettiğini söyleyenler ile de cizye akdi yapmak caizdir.
Mezhep
alimlerince kabul edilen rivayete göre, ana ve babasından biri kitap ehli,
diğeri puta tapan kimse ile cizye akdi yapılabilir. Kadın, ersel, kölelik vasfı
taşıyan, çocuk ve deli kimse ile cizye akdi yapılmaz.
Deliliği
kesilen veya ayda bir saat kadar kısa bir süre devam eden kimseden cizye
alınır. Delilik süresi çok ise-gün aşırı olması gibi- kendisinden cizye
alınmaz. En sahih kavle göre, ayık olduğu günler bir seneyi oluşturursa
kendisinden cizye almak vacibtir.
Zımminin
çocuğu buluğ çağına erer de cizye vermezse, emin olduğu yere gönderilir. Ancak
cizye verirse kendisiyle yeni bir cizye akdi yapılır. Zayıf kavle göre,
babasından alman cizye miktarı kadar kendisinden cizye alınır.
Mezhep
alimlerince kabul edilen rivayete göre, kötürüm, çok yaşlı, kör, rahip ve
ücretle çalışan kimseden cizye almak vacibtir. Çalışıp kazanmaktan aciz olan
fakir, yıl sonunda fakir olduğu anlaşılırsa, zengin oluncaya kadar cizye
zimmetinde kalır.
Hicaz
vatandaşı olan kafirlerin tümü oradan çıkarılır. Hicaz bölgesi Mekke, Medine,
Yemame ve köylerini kapsayan bölgedir. Zayıf kavle göre, ikamet yeri olmayanlar
bu beldeler arasındaki uzun yollarda ikamet edebilirler.
Yasak
olduğu bildiği halde imamdan izin almadan İslam diyarına giren kafir, sınır
dışı edilir ve kendisine ta'zir cezası verilir. İslam diyarına girmek için izin
talep ederse, elçilik görevini ifa etmek veya ihtiyaç duyduğumuz bir malı
taşımak gibi müslümanlar için bir maslahat varsa kendisine izin verilir.
Ticaret yapmak için izin ister ve buna büyük bir ihtiyaç yoksa kendisinden bir
ücret almak suretiyle izin verilir. İzin verilmesi halinde ancak üç gün (giriş
ve çıkış günleri hariç) ikamet edebilir. Fakat Mekke haremine girmesine izin ve-rilmez.
Gelen kişi elçilik görevini ifa etmek üzere gelmişse, imam veya naibi onu
dinlemek üzere yanma giderler. Mekke'de hastalanırsa, ölüm korkusu olsa bile
oradan nakledilir. Şayet ölürse orada defnedilmez, defnedilmişse kabri açılır
ve hil bölgesi dışına çıkarılır. Hicaz bölgesinde Mekke dışındaki bir yerde
hastalanır ve onu nakletmek çok meşakkatli ise, bulunduğu yerde bırakılır.
Nakil işi çok meşakkatli değilse ülkesine gönderilir. Bulunduğu yerde ölür ve
onu nakletmek mahzurlu ise orada defnedilir.