A. GENEL BİLGİLER – B. ÜDHİYE
(KURBAN) – C. HELAL VE HARAM YİYECEKLER
D. AT YARIŞLARI OK VE BENZERİ ATICILIK YARIŞMALARI
HELAL VE
HARAM YİYECEKLER:
Denizde
yaşayan her çeşit balık ne şekilde Ölürse ölsün eti helaldir. Keza en sahih
kavle göre, sadece suda yaşayan ve balık şeklinde olmayan diğer hayvanların da
eti helaldir. Zayıf kavle göre, suda yaşayan balık dışındaki hayvanların eti
helal değildir, zira bunlara balık denilmemektedir. Zayıf kavle göre,
denizdeki hayvanların karada yaşayanlarının benzerlerinin eti helal ise, balık
şeklinde olmayan deniz hayvanlarının eti de helaldir. Su köpeği ve su merkebi
gibi. Hem suda hem de karada yaşayan kurbağa, çakal ve yılanı yemek haramdır.
Karada
yaşayan hayvanlardan naam diye tabir edilen at, yabani sığır ve yabani merkeb,
geyik, sırtlan, keler, tavşan, tilki, cerbü'l-arab tavşanı, fenek (bir nevi
tilki) ve samurun eti helaldir.
Ehli
katır ve merkebin eti haramdır. Kesici dişi olan tüm yırtıcı hayvanlar ile
kuşlardan pençesi olanların eti haramdır: Aslan, pars, kurt, ayı, fil, maymun,
baz, şahin, doğan, kerkenez (kara kuş nevinden) ve kartal gibi. Keza en sahih
kavle göre, çakal ve yabani kedinin eti de haramdır.
Öldürülmesi
sünnet olan yılan, akrep, alaca karga, delice (dölengeç) kuşu ve fare gibi
hayvanlar ile zararı sabit olan tüm yırtıcı hayvanların eti haramdır. Keza akbaba
ve lori kuşunun eti de haramdır. En sahih kavle göre, sarı karganın eti
helaldir. Papağan ve tavus kuşunun eti haramdır. Deve kuşu, turna, ördek, kaz,
tavuk ve güvercinin eti helaldir. Güvercin, bir nefeste yutarak su içen ve sesini
çevirerek çıkaran her türlü kuşa denir.
Renkleri
ve cinsleri değişik de olsa kuş şeklinde olan bülbül, sa'van (kafası kırmızı
küçük serçe) ve sığırcık kuşunun (zerizur) eti helaldir. Kırlangıç, karınca,
bal arısı, sinek, domuzlan böceği gibi haşaratın ve kurtçuğun eti haramdır.
Keza eti helal olan hayvanla eti helal olmayan hayvandan doğan yavrunun (köpek
ve koyunun birleşmesinden doğan yavrunun) eti de haramdır.
Hakkında
nas bulunmayan hayvanlar, Araplardan zengin (servet sahibi) ve selim tabiat
sahibi kimselerin bolluk anlarında hoş ve güzel gördükleri hayvanların eti
helal, pis gördükleri hayvanların eti ise haram kabul edilir.
İsmi
bilinmeyen hayvanlar Araplara sorulur ve etlerinin helal veya haram olduğu
isimlerine göre dikkate alınır. İsmi bilinmeyen hayvanın hükmü, kendisine en
çok benzeyen hayvanın hükmü gibidir.
Etinin
tadı değiştiği anlaşılan celalenin (necasetle beslenen hayvanın) eti haramdır.
Zayıf kavle göre mekruhtur. Ben diyorum ki en sahih kavle göre, celalenin eti
mekruhtur. Allah daha iyi bilir. Eğer celale teiniz yemle beslenir de etinin
tadı değişir ve temiz hale gelirse eti helal olur.
İçine
necis bir şeyin düştüğü sirke ve pekmez gibi sıvı maddeler haram olur. Kupa
vurmak ve necis çöpleri temizlemek gibi necasetle karışık işler karşılığında elde
edilen kazanç mekruhtur. Kişinin bu yollarla elde ettiği kazancı yememesi, onu
kölesine yedirmesi veya hayvanına yem olarak kullanması sünnettir.
Kesilen
hayvanın karnından ölü olarak çıkarılan cenin helaldir. (Ceninin kesimi
annesinin kesimine tabidir.)
Bir
yiyecek bulamaması sebebiyle hayatını kaybetmekten veya ağır bir hastalığa
yakalanmaktan korkan kimse, bulduğu haram bir yiyeceği yiyebilir. Zayıf kavle
göre, darda olanın haram olanı yemesi caizdir. Şayet kısa bir süre sonra helal
bir maddeye kavuşacağını umarsa, zararı defedecek miktardan fazla haramı yemesi
caiz değildir. Helali bulma ümidi yoksa bir kavle göre, doyuncaya kadar haram
olanı yiyebilir. En zahir kavle göre ise, zararı def edecek kadar yer. Ancak az
yemesi halinde telef olmaktan korkarsa, yeteri miktarda yemesi caizdir.
Darda
olan kimse, ölü insanın etini yiyebilir. Aynı zamanda mürted olanı ve harbi
olanı da öldürerek etlerini yiyebilir. Etlerini yemek için zımmi ve eman almış olanı
ve harbinin çocuğunu öldüre-mez. Ben diyorum ki en sahih kavle göre, yemek için
harbi olan çocuk ve kadını öldürmesi helaldir. Allah daha iyi bilir.
Darda
olan kimse, hazır da olmayan kimsenin yemeğini bulur da yerse, bedelini veya
mislim tazmin eder. Sahibi hazır olur da darda ise ve yemeği kendisine fazla
gelmiyorsa, yemeği vermeyebilir. Darda olanı şahsına tercih eder de yemeğini
ona verirse caizdir. Kendisi darda değilse, yemeğini darda olan müslümana veya
zımmi-ye vermesi lazımdır. Yemeği vermekten çekinirse, darda olan onu öldürerek
de olsa yemeği zorla alabilir. Yiyecek sahibi hazır ise, kişi yemeğin ücretini
peşin vermelidir. Aksi halde ücret borca kalır. Yemek sahibi darda olana
yemeğini yedirir de ücreti konuşmazsa, en sahih kavle göre ücreti sonradan
alamaz.
Darda
olan kimse, bir meyte ve başkasına ait bir yemek bulursa veya ihramda olan
kimse meyte ve bir av bulursa mezhep alimle-rince kabul edilen rivayete göre,
her iki durumda da meyteyi yer. En sahih kavle göre, darda kalanın bedeninden
bir parça kesip yemesi haramdır. Ben diyorum ki en sahih kavle göre, darda
olanın bedeninden bir parça kesip yemesi caizdir. Ancak bunun caiz olması iki
şartta bağlıdır:
1- Meyte ve benzeri bir şeyin
bulunmaması.
2- Bedeninden parça kesmesinin tehlikesi daha
az olmalıdır.
Başka
birinin veya masum (eman almış) kimsenin bedeninden bir parça kesmesi ise
haramdır. Allah daha iyi bilir.