A. GENEL BİLGİLER – B. ÜDHİYE
(KURBAN) – C. HELAL VE HARAM YİYECEKLER
D. AT YARIŞLARI OK VE BENZERİ ATICILIK YARIŞMALARI
AT
YARIŞLARI OK VE BENZERİ ATICILIK YARIŞMALARI:
At yarışı
ve ok atıcılığı erkekler için sünnettir. Bu yarışlar için ödül almak helal olup
okla yapılan yarış da sahihtir. Keza kısa ve uzun mızrakla, taşla ve mancınıkla
yarış yapmak, savaş için faydalı olan yarışları yapmak, mezhep alimlerince
kabul edilen rivayete göre caizdir.
Bir bedel
karşılığında savlacan topu (çim hokeyi, bir ucu kıvrık sopalarla iki takım
arasında oynanılan bir top oyunu) ve bilye oyunu oynamak; yüzmek, satranç ve
yüzük oyunu oynamak, tek ayak üzerine durmak ve avuçtaki nesnenin tek mi çift
mi olduğunu bilmek üzere yarış yapmak caiz değildir.
At yarışı
keza en zahir kavle göre fil, katır ve merkeb yarışı caizdir. En sahih kavle
göre, ücret karşılığı kuşlarla yarış yapmak ve güreş tutmak caiz değildir. En
zahir kavle göre, müsabaka (at yarışı) ve münadele (ok atıcılığı) akdi lazımi
(bağlayıcı) akid olup caiz akid değildir. Bağlayıcı akid olmaları nedeniyle
taraflardan biri akdi feshedemez. Yarış başlamadan veya başladıktan hemen sonra
yarışı terk edemezler. Yarış ve ödülde ilâve ve indirim yapamazlar.
Ödüllü
yarış akdinin sahih olmasının şartları şunlardır:
1- Yarış
mesafesinin başlangıç ve bitiş noktası belli olmalıdır.
2- Her
iki taraf için başlangıç ve bitiş noktası eşit olmalıdır.
3-
Üzerine yarış yapılan her iki at belli olmalıdır.
4- Hangi
yarışçının hangi ata bineceği tayin edilmelidir.
5- Her
birinin diğerini geçme imkanı olmalıdır.
6- Ortaya
konulan Ödül (cins miktar ve nitelik bakımından) bilinmelidir.
Yarışanların
dışında birinin Ödülü ortaya koyması caizdir. Örneğin imam: "Hanginiz
yarışı kazanırsa hazineden kendisine şu kadar ödül veririm." derse veya
bir kimse: "Hanginiz yarışı kazanırsa malımdan kendisine şu kadar ödül
veririm." derse caizdir. Yine iki yarışçıdan biri diğerine: "Beni
geçersen sana ödül olarak şu kadar mal veririm, ama sen beni geçersen senden
bir şey almam." derse bu caizdir.
Yarışçılar:
"Kim kazanırsa diğeri kendisine şu kadar mal verecektir." diye bir şart
koşarlarsa bu caiz değildir. Ancak ortaya helal kılan üçüncü bir şahıs girerse
caizdir. Araya girenin atı onların atına denk olmalıdır. Eğer üçüncü şahıs
yarışı kazanırsa, iki tarafın da ortaya koyduğu malı alır. Ama üçüncü şahsı
geride bırakır ve diğer ikisi beraber bitim noktasına gelirlerse, hiç birisi
ödülü hak etmiş olmaz. Üçüncü şahıs yarışçılardan biriyle beraber bitim
noktasına gelirse yarışçı ortaya koyduğu kendi malını alır, geride kalanın
malını üçüncü şahıs ve onunla birlikte bitim noktasına gelen kişi alır. Zayıf
kavle göre, bu malı sadece üçüncü şahıs alır.
Yarışçılardan
biri bitim noktasına gelir sonra üçüncü şahıs ve ondan sonra da diğer yarışçı
gelirse, en sahih kavle göre birinci gelen yarışçı geride kalanın malım alır.
Üç veya üçten fazla kişi yarışa katılır da ikinci gelen için de birinci gelene
şart koşulan mal şart ko-şulursa akid fâsid olur. Birinci gelenin alacağı
ödülden daha az bir ödül şart koşulursa, en sahih kavle göre bu caizdir.
Develerin
yarışı kazanmalarına omuzları, atların yarışı kazanmalarına boyunları dikkate
alınır. Zayıf kavle göre, deve ve atın yarışı kazanmalarına ayakları dikkate
alınır.
Münadile
(ok atıcılığı yarışı) nin sahih olmasının şartları şunlardır:
1- Ok
atıcılığı yarışı mübadere (veya mühatat) şeklinde olması şarttır.
Mübadere,
atıcılardan her birinin hedefe isabet etmede şart koşulan sayıda bir birlerini
geçmeleridir. Muhatat ise, hedefe isabet eden sayıların karşılaştırıp müşterek
sayılar atıldıktan sonra şu kadar fazla isabet edenin yarışı kazanmış olacağım
belirtmektir. (Yirmi atıştan en fazla isabet edenin yarışı kazanması gibi.)
2- Atış
sayılarının sırası belli olmalıdır. (Yarışçılar atışı, sıra ile birer atış
şeklinde mi yoksa her biri atışlarının tümünü bir defada üst üste mi yapacaklarının
belirtilmesi gibi.)
3- Hedefe
isabet sayısı belli olmalıdır. (Yirmi atıştan beşini isabet etmek gibi.)
4- Atış
mesafesi belli olmalıdır. (Bu mesafe atış noktası ile hedef noktası arasındaki
mesafedir.)
5-
Genişlik ve uzunluk açısından hedefin ölçüsü belli olmalıdır. Ancak belli bir
hedefin bulunduğu yer üzerine akid yapılırsa, mutlak şekilde o hedef kabul
edilir.
6- Hedefe
atış şekli belli olmalıdır. Atış okun ya isabet edip hedefi delmemesi şeklinde
olur (kar') veya okun hedefi delip üzerinde kalmaması şeklinde olur (hazk) veya
okun hedef üzerinde kalması şeklinde olur (hask) veya okun hedefi delmesi
şeklinde olur (merk). Atış şekli belirtilmezse kar' şekli dikkate alınır.
Münadelenin
bedeli, müsabakanın bedeli için geçerli olan şartlara göre caiz olur.
Münadelede
yay ve okun belli edilmesi şart değildir. Yay ve oku belli etmeyi şart
koşarlarsa şart geçersizdir. Ok veya yayı benzerleri ile değiştirmek caizdir.
Taraflar değiştirmeyi kabul etmezlerse akid fâsid olur. En zahir kavle göre,
atışı ilk yapacak olanı belirtmek şarttır.
Münadele
için bir gurup toplanır iki başkan seçip başkanlar da hazır olanların arasından
kendi yarışçılarını seçerlerse caizdir. Başkanların yarışçılarını kura usulü
ile seçmelerini şart koşmaları caiz değildir. Yarışçı olduğu zannedilerek bir
yabancı yarışçı olarak seçilir de sonra yarışçı olmadığı anlaşılırsa, yalnız
onunla ilgili akid batıl olur. Sayıları eşit olması için diğer guruptan da bir
yarışçı düşürülür.
Geri
kalanlar hakkında akdin batıl olup olmadığı hususunda safkat (iki satış)
bahsinde belirtilen kavle göre muamele yapılır. Akdin sahih olduğunu kabul
etmemiz halinde, bütün yarışçılar için serbestlik hakkı vardır. Akdi kabul
ederler de çıkarılan kişiye karşı diğer gruptan kimi çıkaracakları konusunda
anlaşmazlarsa akid fâsid olur.
Bir gurup
kazanırsa, yarış bedeli her atıcıya isabet ettiği atış sayısına göre ödenir.
Zayıf kavle göre her atıcıya eşit olarak ödenir.
7- Şart koşulan
isabet, okun keskin ucu ile olmalıdır. Atış esnasında yay kirişi veya yayın
kendisi telef olur veya bir şey arız olur da ok ona değdikten sonra hedefe
isabet ederse, sayı olarak hesaba alınır. Hedefe isabet etmezse hesaba alınmaz.
Rüzgar hedefi nakleder ve ok gerekli yere isabet ederse sayı olarak hesaba
alınır. Gerekli yere isabet etmezse hesaba alınmaz.
İsabette
okun hedefte kalması şart koşulur da ok hedefi delip üzerinde kaldıktan sonra
yere düşerse veya sert bir tarafa denk gelir de yere düşerse, sayı kabul
edilir.