A. GENEL BİLGİLER – B. DİYET (KAN
BEDELİ) – C. KAN İDDİASINDA BULUNMAK VE KASEME
D. BAGİLER (İSYANCILAR) – E. İMAMETİN ŞARTLARI – F MÜRTEDİN HÜKMÜ
G. ZİNA
– H. HIRSIZLIK – I. İÇECEKLER BAHSİ – J. SAYYAL (SALDIRGAN)
HIRSIZLIK
Hırsızlık
cezasının vacib olması için çalman malda şu şartların bulunması lazımdır:
1- Çalman
mal, halis dinarın dörtte biri kadar olmalı veya değeri halis dinarın dörtte biri
kadar olmalıdır.
Bir
kimse, damgasız dinarın dörtte birini çalar ve bu damgalı dinarın dörtte birine
eşit değilse, en sahih kavle göre eli kesilmez.
Bir kimse
fülûs olduğunu zannederek birkaç dinarı çalar ve dinarın dörtte biri kadar
değilse eli kesilir. Keza bilmediği halde cebinde dinarın dörtte biri kadar
para olan eski bir elbiseyi çalanın en sahih kavle göre eli kesilir.
Bir
kimse, nisap miktarı kadar malı saklandığı yerden iki defa çıkarır, mal sahibi
bundan haberdar olur ve malın saklandığı yeri ıslah eder de ikinci defa aynı
yerden çalarsa, bu ikinci çalma ayrı bir hırsızlık sayılır. Mal sahibi
hırsızlık olayından haberdar olmaz ve saklama yerini ıslah etmezse, en sahih
kavle göre hırsızın eli kesilir.
Bir kimse
buğday torbasını deler ve nisap miktarı kadar döküleni alıp götürürse, en sahih
kavle göre eli kesilir. İki kişi iki nisap miktarı kadar malı ortaklaşa
çalarlarsa, her ikisinin de eli kesilir. Çalman mal iki nisap miktarı kadar
değilse elleri kesilmez.
Bir kimse
şarap, domuz, köpek, veya tabaklanmamış meyte derisi gibi değerli olmayan bir
malı çalarsa eli kesilmez. Şarap kabının değeri dinarın dörtte biri kadar ise,
en sahih kavle göre eli kesilir. Tambur ve mizmar gibi bir malı çalanın eli
kesilmez. Bir kavle göre, tambur veya mizmarm değeri hurda haliyle nisaba
ulaşırsa eli kesilir. Ben diyorum ki; sonuncu kavil en sahih olan kavildir.
Allah daha iyi bilir.
2- Çalman mal, başkasına ait bir mal olmalıdır.
Bir kimse çaldığı bir malı bulunduğu yerden çıkarmadan miras veya başka bir
yolla mülkiyetine geçirir veya mülkiyetine geçirmez de bulunduğu yerde iken
yemek suretiyle veya başka bir şekilde nisap miktarından noksanlaştırırsa eli
kesilmez. Keza çaldığı malın kendi mülkü olduğunu iddia ederse, İmam'in kesin
beyanına göre eli kesilmez.
iki kişi
bir malı çalar da onlardan biri malın kendisine veya hem kendisine hem de
arkadaşına ait olduğunu iddia eder arkadaşı onu yalanlarsa, iddia edenin eli
kesilmez. En sahih kavle göre yalanlayanın eli kesilir.
Bir kimse
ortak olduğu malı ortağının muhafaza ettiği yerden çalarsa, en zahir kavle göre
eli kesilmez. Her ne kadar maldaki hissesi az ise de hüküm böyledir.
3- Çalman malın hırsızın mülkü olduğu şüphesi
bulunmamalıdır. Aslının (babasının) veya ferinin (çocuklarının) veya efendisinin
malını çalanın eli kesilmez. En zahir kavle göre koca karısının veya karı
kocasının malını çalarsa elleri kesilir.
Bir
kimse, bir grup için hazineden ayrılmış malı çalar ve kendisi o gruptan
değilse eli kesilir. Çaldığı mal, halkın maslahatı için olup kendisinin de
malda hakkı varsa veya mal sadaka malı olup kendisi fakir ise en sahih kavle
göre eli kesilmez, aksi halde eli kesilir.
Mezhep
alimlerince kabul edilen rivayete göre, mescidin kapısını veya sütunu çalan
kimsenin eli kesilir. Hasırını veya kandilini çalanın eli kesilmez. En sahih
kavle göre, vakfedilmiş malı veya uyuyan veya deli olan ümmü veledi çalanın eli
kesilir.
4- Mal
korunma altına alınmış olmalıdır. Korunma altına almak; malı gözaltında
bulundurmak veya muhafazalı bir yerde bulundurmakla olur. Mal sahrada veya
mescitte olursa devamlı göze-tilmelidir. Mal korunakta ise, Örfe göre
gözetilmesi yeterlidir. Ahır, hayvanların korunağı olup, kapların ve
elbiselerin korunağı değildir. Evin alanı ve balkonu kap ve eski elbiselerin muhafazasıdır.
Fakat süs eşyası ile paranın muhafazası değildir.
Bir kimse
sahra veya mescitte elbisesini altına alarak veya eşyalarını yastık yaparak
uyursa, bu eşyalar muhafazada sayılır. Şayet uykuda iken bir tarafa döner ve
elbiselerinden ayrılırsa, eşyalar muhafazada sayılmaz. Kişi sahrada elbise ve
eşyalarını yakınma koyar ve onları gözetirse, muhafazada sayılır. Onları
gözetmezse muhafazada sayılmaz.
Muhafızın
kuvvet veya imdatla hırsızı men etmeye kadir olması şarttır.
Binalardan
ayrı olan ev, kapısı açık olsun kapalı olsun orada uyanık, kuvvetli bir muhafız
varsa muhafazalı sayılır. Aksi halde muhafazalı sayılmaz.
Binalara
bitişik olan ev, kapısı kapalı olmakla birlikte korunağı varsa ve uykuda olsa
bile muhafızı varsa muhafazalı sayılır. Kapısı açık olmakla birlikte muhafızı
uykuda olursa geceleyin muhafazalı sayılmaz. Keza en sahih kavle göre, bu
durumda gündüzle-yin de muhafazalı sayılmaz. Keza bekçisi uyanık olup hırsız
onu gaflete düşürürse, en sahih kavle göre muhafazada olmaz.
Binalara
bitişik evin bekçisi olmazsa, emniyetin bulunduğu sürede kapısı kapalı ise,
mezhep alimlerince kabul'edilen rivayete göre gündüz vaktinde muhafazalı
sayılır. Bu üç şarttan (kapının kapalı olması, güvenliğinin bulunması ve
vaktin gündüz olması şartlarından) biri yoksa ev muhafazalı sayılmaz.
İpleri
sıkıştırılmamış ve yan tarafları sarkıtılmış durumda olan sahradaki çadır ve
içindeki eşya çölde terk edilmiş eşya hükmündedir. Yalnız uykuda olsa bile
içerisinde kuvvetli bir bekçisi olması (ipleri sıkıştırılmış ve yan tarafları
kapatılmış) şartı ile muhafazada sayılır.
Binalara
bitişik kapalı yerde bulunan hayvanlar, yanlarında muhafızları bulunmasa da
kapalı bulundukları yer onların muhafazasıdır. Sahradaki hayvanlar için uykuda
olsa bile bir muhafızın bulunması şarttır. Sahradaki develerin muhafızları
onları görebilse muhafazalı sayılırlar. Katar halindeki hayvanlar, her saatte
bir hepsini görecek şekilde güdücünün onlara bakması ve her katarın dokuz
hayvandan fazla olmaması şarttır. Katar halinde olmayanlar en sahih kavle göre
muhafazalı sayılmazlar.
Muhafazalı
evin içinde bulunan kabirdeki kefen muhafazalı sayılır. Keza en sahih kavle
göre, binalara yakın olan kabirlerdeki kefenler de muhafazada sayılırlar. En
sahih kavle göre, binalardan uzak olan kabirlerdeki kefenler muhafazada
sayılmazlar.
1. Elin
Kesilip Kesilmemesine Sebep Olan Şeyler
Bir kimse
kiraya verdiği evinden (muhafazalı yerde bulunan) bir eşyayı çalarsa eli kesilir.
Keza kişinin iare (emanet) verdiği evinden bir şey çalarsa en sahih kavle göre
eli kesilir.
Bir
kimse, bir korunağı gasp edip malını orada muhafaza eder de korunağın sahibi o
malı çalarsa, eli kesilmez. Keza en sahih kavle göre başka birisi de orada
bulunan malı çalarsa eli kesilmez.
Bir kimse
bir malı zorla alır ve kendi muhafazasında korur da mal sahibi kendi malı ile
birlikte zorla alanın malını çalarak ele geçirirse veya başka birisi zorla
alınan malı ele geçirirse eli kesilmez.
Bir kimse
bir malı alıp kaçırırsa veya kendi kuvveti ile bir malı açıkça ele geçirirse
veya yanında bulunan vedia malı inkar ederse eli kesilmez.
Bir kimse
geceleyin bir evin duvarında bir gedik açar ve ikinci gece gelip oradan bir mal
çalarsa, en sahih kavle göre eli kesilir. Ben diyorum ki mal sahibi bu gedikten
haberdar olmaz ve yoldan geçenlere görünmezse hüküm böyledir. Durum bunun aksi
olursa, kesin olarak eli kesilmez. Allah daha iyi bilir. Bir kimse duvarda
gedik açar ve bir başkası malı buradan çıkarırsa eli kesilmez.
Birkaç
kişi yardımlaşarak bir duvarda gedik açar ve bunlardan biri malı getirip açılan
gediğin yakınma koyarsa, bir başkası da malı oradan alıp dışarıya çıkarırsa,
malı dışarıya çıkaranın eli kesilir. Birisi malı gediğin ortasına koyar dışarıdaki
de alır götürür ve mal nisap miktarı kadar ise, en zahir kavle göre ikisinin
de eli kesilmez.
Bir kimse
bir malı korunaktan dışarıya atar veya bir akarsuya bırakır veya gitmekte olan
bir hayvanın sırtına koyar veya esen rüzgara karşı koyar ve böylece malı
dışarıya çıkarırsa eli kesilir. Malı, durmakta olan hayvanın sırtına koyar da
hayvan giderse, en sahih kavle göre eli kesilmez.
Bir
kimsenin eli altında bulunan hür kişi telef olursa, eli altında bulunduran
zamin olmaz ve hür kişiyi çalanın eli de kesilmez.
Bir kimse
küçük çocuğu boynunda bulunan kolyesiyle çalarsa, keza en sahih kavle göre eli
kesilmez.
Bir köle
deve üzerinde uyur da başkası hayvanı sevk eder ve kafileden ayırırsa eli
kesilir. Hür bir kimse deve üzerinde uyur ve başkası hayvanı sevk edip
kafileden ayırırsa eli kesilmez.
Bir kimse
bir malı kapısı kapalı olan evden alır da kapısı açık olan evin salonuna
naklederse eli kesilir. Birinci evin kapısı açık, ikinci evin kapısı kapalı ise
eli kesilmez. Zayıf kavle göre, her iki evin kapısı kapalı ise eli kesilir.
Handa bulunan oda ve salonun hükmü, en sahih kavle göre ev ve odaların hükmü
gibidir.
2.
Hırsızda Bulunması Gereken Şartlar ve Hırsızlığı Sabit Kılan Şey
Çocuk,
deli ve zorlanan kişinin eli hırsızlık sebebi ile kesilmez. Müslüman veya
zımmi, müslüman veya zımminin malını çalarsa eli kesilir. Eman almış kişinin
yaptığı hırsızlık hakkında birkaç farklı görüş vardır. Ehsan görüşe göre,
"Hırsızlık yapması halinde eli keşilir." diye şart koşulmuşsa eli
kesilir. Şart koşulmamışsa eli kesilmez. Ben diyorum ki; ekser ulemaya ve en
zahir kavle göre eli kesilmez. Allah daha iyi bilir.
En sahih
kavle göre davalı yemin etmekten kaçınırsa, kendisine yemin dönen davacının yemini
ile hırsızlık sabit olur veya hırsızlık yapanın ikrarı ile sabit olur. Mezhep
alimlerince kabul edilen rivayete göre, hırsız ikrarından dönerse kabul
edilir.
Bir kimse
Allah hakkına taallûk eden bir suçu itiraf ederse, en sahih kavle göre bu itirafından
dönmesi için hakim ona bir takım tarizlerde bulunabilir, fakat ona seraheten
"Bu itirafından dön." diyemez.
Aleyhinde
dava açılmaksızm bir kimse hazırda olmayan Zeyd'in malını çaldığını iddia
ederse eli derhal kesilmez. Ancak en sahih kavle göre Zeyd hazır oluncaya kadar
bekletilir. Bir lumse, hazır olmayan bir kişinin cariyesi ile zorla cinsel
ilişkide bulunduğunu ikrar ederse, en sahih kavle göre kendisine derhal haçl
uygulanır.
Hırsızlık,
adil iki erkeğin şahitliği ile de sabit olur. Bir erkek ve iki kadın hırsızlığa
şahitlik ederse, mal sabit olur fakat hırsızın eli kesilmez. Her iki şahidin
hırsızlık olayının şartlarını açıklaması şarttır.
Her iki
şahit ihtilâfa düşerek birisi hırsızın sabahleyin ve diğeri akşamleyin
hırsızlık yaptığını iddia ederse, bu şekildeki şahitlikleri geçersizdir.
Hırsızın
çaldığı malı geri vermesi lazımdır. Mal telef olmuşsa tazmin eder.
Hırsızın
eli kesilirken önce bilek mafsalı ile birlikte sağ eli kesilir. Eli
kesildikten sonra ikinci defa hırsızlık yaparsa, sol ayağı kesilir. Üçüncü
defa hırsızlık yaparsa sol eli kesilir ve dördüncü defada sağ ayağı kesilir.
Bundan sonra hırsızlık yaparsa ta'zir edilir.
Kesilen
el, kaynatılmış zeytin yağına batırılarak kanı durdurulur. Zayıf kavle göre,
kesilen yer yağa batırılınca had cezası tamamlanmış olur. En sahih kavle göre
kesilen kolu harsız yağa batır-malıdır ve yağın ücreti hırsıza aittir. Hırsızın
kolunu yağa batırması için imam kendisine emir vermeyebilir. El kesilirken
bilek mafsalından kesilir. Ayak ise topuk mafsalından kesilir.
Bir kimse
eli kesilmeden birkaç defa hırsızlık yapmışsa, hepsine bedel olarak sağ elinin
kesilmesi yeterlidir. Kesilen elin dört parmağı kesik olsa da el tam olarak
kabul edilir. Ben diyorum ki, keza elin beş parmağı kesilmişse de en sahih
kavle göre tam kabul edilir. Allah daha iyi bilir. En sahih kavle göre, elin
bir parmağı fazla ise de kesilir.
Bir kimse
hırsızlık yapar da sağ eli bir afet sonucu kesilirse, kesme cezası düşmüş olur.
Sol eli bir afet sonucu kesilmişse mezhep alimlerince kabul edilen rivayete
göre ceza sakıt olmaz. Bir afet sonucu kesilen ayakların hükmü de elin hükmü
gibidir.
3. Yol
Kesenlerin Hükmü
Yol
kesen; (mal almak, adam Öldürmek ve insanları korkutmak amacıyla yola çıkan)
müslüman, mükellef ve kuvvet sahibi kimsedir.
Muhtelis
yol kesici değildir. Kafilenin arkasından gelip bir şeyi kapıp kaçan kimsedir.
Kendi kuvvetleri ile küçük bir gruba galebe çalanlar, o grup için yol kesici
sayılırlar. Büyük ve yardım alan kafileler için yol kesici sayılmazlar.
Yardımın olmaması ya uzaklık sebebi ile veya belde halkının zayıflığı sebebi
ile olur. Belde halkının zayıflığı nedeni ile kuvvet sahibi olanlar, şehir
içinde gâlib gelirlerse yol kesici sayılırlar.
İmam, bir
grubun halkı yolda korkuttuklarını ancak mallarını almadıklarım ve kimseyi
öldürmediklerini öğrenirse, onları hapis veya başka bir ceza ile ta'zir eder.
Yol
kesen, -mal çalmada olduğu gibi- nisap miktarı kadar bir malı ele geçirirse
ceza olarak sağ eli ve sol ayağı kesilir. Sonra tekrar yol keserse, sol eli ve
sağ ayağı kesilir. Bir şahsı öldürürse, kendisinin de kısasen öldürülmesi
vacibtir. Şayet hem mal almış hem de adam öldürmüşse, kendisi kısasen öldürülür
ve cenazesi darağacında üç gün bırakıldıktan sonra indirilir. Bir kavle göre,
cenazesinden irin akmcaya kadar asılı bırakılır. Bir başka kavle göre ise bir
müddet canlı olarak bırakılır sonra indirilerek öldürülür.
Yol
kesenlere yardım edenler çok olursa hapsetmek, sürgün etmek veya diğer cezalardan
biri ile ta'zir edilirler. Zayıf kavle göre imam onları uygun gördüğü bir yere
sürgün eder. Yol kesenin cezalandırılmasında kısas manası ağır basar. Bir kavle
göre ise had manası ağır basar. Birinci kavle (kısas manası ağır basar diyen
görüşe) göre yol kesen müslüman kendi çocuğunu veya zımmiyi öldürürse onlara
karşılık öldürülmez.
Ceza
tatbik edilmeden yol kesen ölürse, malından diyet alınır. Birkaç kişiyi beraber
öldürmüşse bir kişiye karşılık öldürülür ve diğerleri için diyet alınır.
Maktulün velisi onu mal karşılığında affederse, malı ödemesi vacib olur ve
kısas cezasından kurtulur. Ancak had cihetiyle öldürülür.
Yol
kesen, birini ağır bir şekilde öldürür veya bir organını koparmak sureti ile
öldürürse, kendisi de kısasen aynı şekilde öldürülür. Şayet birini yaralar ve
yara iyileşirse, en zahir kavle göre kısası uygulamak vacib değildir.
Yol kesen
kişi, yakalanmadan önce kendisine mahsus suçlardan tövbe ederse suçları düşer.
Mezhep alimlerince kabul edilen rivayete göre, yakalandıktan sonra tövbe
ederse, suçları sakıt olmaz. En zahir kavle göre zina ve hırsızlık gibi sair
cezalar tövbe ile sakıt olmaz.
4. Birden
Fazla Cezanın Üst Üste Gelmesi
Bir kimse
kısas, organ kesmek ve zina iftirası haddi ile cezalandırılır ve hak sahipleri
bu cezaların infazını talep ederlerse, Önce zina iftirası haddi sonra organ
kesme ve daha sonra kısas cezası tatbik edilir. Azası kesildikten hemen sonra
acele üzere öldürülür.
Kısası
hak eden hazır değilse, kırbaçlandıktan hemen sonra eli kesilmez. Keza hak
sahibi hazırda olup, "Acele olarak azasını kesin." derse, en sahih
kavle göre organı acele üzere kesilmez. Kısasta hak sahibi olan kimse, hakkını
erte-Ierse, suçlu kazif haddi için kırbaçlanır. Yarası iyileşince azası
kesilir.
Organ
kesmede hak sahibi olan hakkını ertelerse, kısasta hak sahibi olan organ kesme
cezası infaz edilinceye kadar sabreder. Acele edip onu öldürürse, organı kesme
hakkına sahip olan maktulün terekesinden diyet alma hakkına sahip olur. Zina
haddini uygulama hakkına sahip olan bu hakkını ertelerse, kıyasa göre
diğerlerinin bekleyip sabretmeleri gerekir.
Bir kimse
üzerinde Allah'ın hakkına taallûk eden hadlerden bir kaçı üst üste gelirse,
önce en hafif olanı uygulanır. Bir kimse hakkında Allah'a ve insanlara ait
cezalar üst üste gelirse, zina iftirası haddi, zina haddinden önce uygulanır.
En sahih kavle göre zina iftirası haddi içki haddinden önce gelir. Can ve kesme
kısası zina haddinden önce tatbik edilir.