A. GENEL BİLGİLER – B. DİYET (KAN
BEDELİ) – C. KAN İDDİASINDA BULUNMAK VE KASEME
D. BAGİLER (İSYANCILAR) – E. İMAMETİN ŞARTLARI – F MÜRTEDİN HÜKMÜ
G. ZİNA
– H. HIRSIZLIK – I. İÇECEKLER BAHSİ – J. SAYYAL (SALDIRGAN)
SAYYAL
Kişinin;
nefsini, organlarını, namusunu ve malını her türlü zarara karşı müdafaa etmesi
hakkıdır. Bu müdafaa esnasında saldırgan hayatını kaybederse, katil tazminat ödemez.
Ancak malına gelecek zarara karşı müdafaada bulunması vacib değildir. Namusuna
gelecek zararı def etmesi ise vacibtir. Keza bir kafir veya bir hayvan
kendisine saldırırsa, müdafaa yapması vacibtir. En zahir kavle göre kişinin
Müslüman'a karşı müdafaa yapmas veya onu öldürmesi vacib değildir.
Başkasına
gelecek zararı defetmenin hükmü, kişinin kendi nefsine gelecek zararı def
etmesinin hükmü gibidir. Zayıf kavle göre başkasını tehlikeden korumak
kesinlikle vacibtir.
Bir
şahsın üzerine düşmekte olan testinin vereceği zararı def etmek için testinin
kırılması gerekiyorsa, en sahih kavle göre kıran kişi zamin olur. Saldırgan en
hafif zararla def edilmelidir. Söz ve yardım istemek sureti ile def etmek
mümkün ise, onu vurmak; elle vurarak onu def etmek mümkün ise, kırbaçla vurmak;
kırbaçla vurarak def etmek mümkün ise, sopa ile vurmak; bir azasını kesmekle
onu def etmek mümkün ise, onu öldürmek haramdır.
Saldırıya
uğrayanın kaçma imkanı varsa mezhep alimlerince kabul edilen rivayete göre
kaçması vacibtir. Kaçmayıp saldırganı öldürmesi ise haramdır.
Bir kimse
bir şahsın elini ısırırsa, elini kolay yoldan kurtarmalıdır. Meselâ çenesini
açmak ve avurduna vurmak sureti ile elini kurtarmalıdır. Bu şekilde kurtarma
imkanı olmaz da elini şiddetle çeker ve ısıranın dişi sökülürse, dişi için bir
hak iddia edemez.
Bir kimse
pencereden veya bir gedikten başkasının haremine (zevce, cariye ve mahremler)
bakar da ev sahibi, çakıl taşı gibi bir şeyi hafifçe atar ve bakanın gözüne
değer gözü kör olur veya gözüne yakın bir yerine değip yaralar ve bu nedenle
adam Ölürse heder olur. Yalnız bakan kişinin mahremi veya karısı orada
bulunmaması şarttır. Zayıf kavle göre ev sahibinin haremi mestur olması
şarttır. Başka bir zayıf kavle göre ise, taşı atmadan onu ikaz etmelidir.
Veli
çocuğunu; vali şikayet edileni; koca karısını ve öğretmen
öğrencisini
ta'zir eder de bunlar zarar görürse, ta'zir eden tazminat vermekle yükümlü
olur.
İmamın
nass ile takdir edilmiş had ile cezalandırdığı suçlu ölürse, bunda tazminat
olmaz. Sözgelimi içki içen kişiye ayakkabı veya elbise ile had tatbik edilir ve
bu nedenle ölürse, en sahih kavle göre bunda tazminat söz konusu olmaz. Keza
meşhur kavle göre kendisine kırk kırbaç vurulur ve ölürse, yine tazminat
gerekmez. Kırk kırbaçtan fazla darbe indirilir ve suçlu Ölürse, darbe sayısına
oranla diyetten hisse ödenir. Zayıf kavle göre diyetin yarısı ödenir. Zina
iftirasında bulunan suçluya seksen bir kırbaç vurulur ve bu nedenle ölürse,
bunda her iki görüş cari olmuştur. Yani, ya diyetten pay ödenir veya diyetin
yarısı ödenir.
Akil,
baliğ ve hür olan kişinin bedeninde ur oluşur da ölümcül olduğundan
korkulmuyorsa kesilebilir. Ölümcül olduğundan korkulur ve onu bırakmakta bir
tehlike yoksa kesmek caiz değildir. Kesmekte bir tehlike olmaz da kesilmesi
halinde tehlikesi artarsa kesilmez.
Çocuğun
veya delinin bedeninde bulunan ur tehlikeli olmakla birlikte terk edilmesi
halinde tehlikesi artarsa, babasının veya dedesinin onu kesme yetkisi vardır. Tehlikeli
olması halinde imamın kesme yetkisi olmaz. Ancak tehlikeli değilse babasının,
dedesinin ve imamın kesme yetkisi vardır.
Baba,
dede, sultan ve diğer velilerin çocuk ve deliye neşter vurdurma ve kan aldırma
yetkileri vardır. Caiz görülen bu tedavi şekilleri sebebi ile tedavi gören
kişi ölürse, tazminat ödemek gerekmez, imam, yasak olan bir şeyi çocuğa uygular
da çocuk ölürse, imamın malından ağır bir diyet alınır. İmamın hatası sonucu
bir had veya hüküm sebebi ile vacib olan diyet imamın akilesi yüklenir. Bir kavle
göre hazineden ödenir.
İmam, iki
şahidin şahadeti ile had cezasını tatbik eder ve had tatbik edilen kişi ölür de
sonra şahitlerin; köle, zımmi veya baliğ olmayan çocuk oldukları ortaya
çıkarsa, imam araştırmada kusur göstermişse tazminat öder. Eğer kusur
göstermemişse bunda iki görüş vardır: Tazminatı akilesi üstlenir veya tazminat
hazineden ödenir dememiz halinde, en sahih kavle göre zımmi ve köle olan şahitler
zamin olmaz.
Bir kimse
izin alarak bir şahıstan kan aldırır veya neşter vurur bu nedenle canına
sirayet eder ölürse, tazminat ödemez. Cellat imamın emri ile haddi infaz ederek
birisinin kafasını vurur veya dayak haddini infaz ederse, bu ameliyeyi bizzat
imam yapmış gibidir.
Cellat
yaptığının zulüm olduğunu veya imamın hata işlediğim bilmiyorsa, imam tazminatı
öder. Eğer bunu bilerek yapmışsa, cellat kısas ve tazminatı üstlenir. Ancak bu
infazın cellada zorla yaptırılmış olmaması şarttır.
Vaginanın
üst kısmından bir et paçası alınarak kadının sünnet edilmesi, çocuk buluğ çağına
erince penisinin uç kısmını örten derinin alınarak sünnet edilmesi vacibtir.
Acele ederek çocuğu yedinci günde sünnet etmek menduptur. Yedinci günde sünnet
edilmesi halinde zayıf kalacağı ihtimal dahilinde ise, tahammül edeceği zamana
kadar geciktirilir.
Bir kimse
çocuğu dayanamayacağı bir yaşta sünnet eder de çocuk ölürse, kendisine kısas
tatbik edilir. Yalnız ameliyeyi yapan anası veya babası ise, kendilerine kısas
tatbik edilmez. Veli çocuğu tahammül edeceği bir yaşta sünnet eder de ölürse,
en sahih kavle göre tazminat ödemesi gerekmez. Malı varsa sünnet ücreti çocuğun
malından ödenir.
Hayvanların
Sebep Olduğu Cinayetler
Bir
kimsenin beraberinde bulundurduğu hayvan gece veya gündüz vaktinde bir canı
veya bir malı telef ederse zararı öder.
Hayvan
yola idrar veya dışkısını bırakır da bir canın veya bir malın telefine sebep
olursa, zararı ödeme mecburiyeti yoktur. Süvari hayvanı çamurda süratli sürmek
gibi mutat olmayan şeylerden sakınmalıdır. Adet dışı bir şey yapar ve bir şeyin
telefine sebep olursa, kendisinin tazminat ödemesi lazımdır.
Bir kimse
sırtına odun alır veya bir hayvana yükler ve bir duvara sürünerek gider de
duvar yıkılırsa zararı öder. Çarşıya girer de bir canın veya bir malın telef
olmasına sebep olur ve çarşıda izdiham varsa, tazminat ödemesi gerekir. Çarşıda
izdiham olmaz da odunlar bir şahsın elbisesine takılırsa zamin olmaz. Fakat kör
olanı ve hayvana sırtı dönük olanı ikaz etmesi vacibtir. Mal sahibi malını
korumakta bir kusur göstermemişse, hayvan sahibi tazminat öder. Mal sahibi
malım yolun ortasına koymak veya hayvana arz etmek gibi bir kusur gösterirse,
hayvan sahibi tazminat ödemez.
Hayvan
tek basma olup gündüz vaktinde bir ziraat veya başka bir şeyi telef ederse,
sahibi tazminat ödemez. Gece vaktinde telef ederse sahibi zararı öder. Ancak
hayvanı gece bağlamakta aşırı bir kusur göstermemişse veya ziraat sahibi hazır
olur da hayvanı defetmekte ihmalkar davranırsa zararı ödemez. Keza ziraatın
etrafı duvarla çevrilmiş olup sahibi kapıyı açık bırakmışsa, en sahih kavle
göre hayvan sahibi tazminat ödemez.
Kedi bir
kuşun veya bir yemeğin telef olmasına sebep olur ve bunu adet haline
getirmişse, vakit ister gece olsun ister gündüz olsun, en sahih kavle göre
sahibi zamin olur. Adet haline getirmemiş ise en sahih kavle göre sahibi zararı
ödemez.