A. NİKAHIN KEYFİYETİ – B. SIDAK (MEHİR)
C. KASM VE NÜŞUZ (GECELEME HAKKI VE KADININ KOCASINA
ASİ OLMASI)
D. HUL' (MAL KARŞILIĞINDA BOŞANMA) – E. TALAK
(BOŞANMA) – F. İLA
G. ZIHAR
– H. LİAN BAHSİ – I. İDDET – J. RADA' (SÜT
EMME) – K. NAFAKA
KASM VE
NÜŞUZ
Kasm,
birden fazla zevceler için uygulanır. Koca bir kısım zevcelerinin yanmdu
gecelerse, geriye kalan diğer zevcelerinin yanında da gecelemesi lazımdır. Koca
zevcelerinden hiç birinin yanında gecelemez veya tek olan karısının yanında
gecelemekten vazgeçerse günahkar olmaz. Ancak gecelemesi müstehabtır.
Hasta ve
ratka olan (vaginasmda et parçası olan) veya hayız veya nifas halinde olan
kadın kasemeyi hak eder. Fakat nâşize (kocasına asi) olan kadın kasemeyi hak
etmez.
Kocanın
kendisine ait odası yoksa, zevcelerinin evlerini sırayla dolaşır. Kendine ait
odası varsa, zevcelerinin odalarına sırayla gitmesi daha faziletlidir. Koca
sırayla her kadını odasına çağırabilir. En sahih kavle göre kocanın
hanımlarından bazılarının odasına gitmesi, bazılarını da odasına çağırması
haramdır. Ancak yanında geceleyeceği hanımının evi kendisine yakın ise veya
hanımına bir zarar gelmesinden korkması gibi açık bir neden varsa, onun yanında
gecelemesi haram olmaz.
Kocanın
bir hanımının evinde ikamet edip diğerlerini oraya çağırması, rızaları
olmaksızın iki kumayı bir evde bulundurması haramdır.
Kasmın
süresini tayin etmeye gelince, kocanın kasmı geceye göre sıraya koyma ve sıra
gecesinden bir önceki günü veya bir son-.. raki günü bu geceye tabi kılma
yetkisi vardır.
Koca
gündüzleyin çalışan biriyse, geceleyin kasm yapması asıl gündüz ise teb'dir.
Koca bekçiler gibi gece çalışan gündüz istirahat eden biri ise, durum bunun
aksinedir (gündüz kasm yapması asıl, ¦ gece ise teb'dir).
Gündüzleri
çalışmakta olup geceleyin kasm yapan kocanın sıra sahibi olmayan bir karısının
yanma gitmesi haramdır. Ancak korkunç hastalık gibi bir zaruret varsa haram
olmaz. Zaruret sebebi ile gittiği kadının yanında Örfe göre fazla bir süre
kalırsa, bu kadar bir süre sıra sahibi olan kadının yanında da kalması gerekir.
Uzun bir süre kalmazsa, diğer kadının yanında kalması gerekmez.
Kasmı
gece asıl olan koca, bir eşyayı ve benzerlerini koymak üzere sıra sahibi
olmayan hanımının evine gündüzleyin girebilir. En sahih kavle göre ise bir
ihtiyaç sebebi ile sıra sahibi olmayanın evine girerse, bu kadar bir süreyi
sıra sahibi olanın yanında geçirmesi gerekmez ve cinsel temas dışında şehevi
bakımdan ondan faydalanabilir. Herhangi bir neden olmaksızın sıra sahibi
olmayanın evine girerse, bir o kadar süreyi de sıra sahibi olanın yanında
geçirmelidir. Ama gündüzleri hanımlarının yanında eşit sürede kalması vacib
değildir.
Kasın
nöbetinin en azı bir gecedir. Kasnım bir gece olması daha faziletlidir. Kasmın
üç gece olması caizdir. Mezhep alimlerince kabul edilen rivayete göre kasnım üç
geceden fazla olması caiz değildir. En sahih kavle göre ilk sıra kura ile
tespit edilir. Zayıf kavle göre ise, sırayı belirlemede kocanın muhayyerlik
hakkı vardır. Kocanın hanımlarından birinin sırasını diğerlerinden fazla
tutması haramdır. Ancak hür olan kadının hakkı cariye olanın iki katıdır.
Kişi
bakire bir kadınla evlenirse, hesabına sayılmaksızm zifaf vaktinden itibaren
ona yedi gün tahsis edebilir. Dul bir kadınla evlenirse, onun yanında geceleme
hakkı üç gündür. Zifafta kocasımn yanında gecelemek üzere hesabına sayılmaksızm
üç günü veya hesabına sayılmak üzere yedi günü seçmesi için dul kadının
muhayyer bırakılması sünnettir.
Kadınlardan
biri kocasından izin almaksızın yalnız başına yolculuğa çıkarsa, nâşize
sayılır (kasm hakkını kaybeder). Kocasının bir işi için izin alarak sefere
çıkarsa, geçen günler sayısınca kocasının yanında geceler. Kendi işi için
yolculuğa çıkarsa (hac ibadetini eda etmek gibi), imam'm son kavline göre
geçen günleri hak edemez.
Bir
beldeden başka beldeye naklen taşman çıkan kimsenin bir kısım hanımlarını
beraberinde götürmesi, diğerlerini çıktığı beldede bırakması haramdır. Sair
uzun yolculuklarda keza kısa yolculuklarda da en sahih kavle göre, kura ile
hanımlarından bazılarını yanma alması caizdir. Seferde geçirdiği süreyi kurası
çıkmamış hanımlarının yanında geçiremez. Ancak seferde maksadına ulaşıp mukim
duruma geçerse, ikamet halinde geçirdiği süreyi diğer hanımlarının yanında
geçirir. En sahih kavle göre dönüş günleri süreye dahil değildir.
Kadınlardan
biri gece nöbetini kumasına hîbe ederse, kocanın buna rıza göstermesi gerekmez.
Koca rıza gösterir de kadın geceleme hakkım belli bir kumasına hîbe ederse,
kocanın onun yanında iki gece geçirmesi lazımdır. Zayıf görüşe göre bu iki
gecenin art arda olması gerekir. Kadın hakkını kumalarının tümüne hibe ederse,
koca onların yanında eşit sürede durur. Kadın hakkını kocasına hibe ederse,
koca bu süreyi istediği hanımının yanında geçirebilir. Başka bir zayıf kavle
göre ise, bu süreyi zevcelerinin yanında eşit şekilde geçirir.
Karı ve
Kocanın Anlaşmazlığı
Kadında
itaatsizlik alametleri belirirse, koca yatağını terk etmeden önce ona
nasihatte bulunur. Şayet itaatsizlik tahakkuk eder fakat tekerrür etmezse, koca
nasihat eder ve yatağını terk eder. En zahir kavle göre onu dövmez. Ben diyorum
ki en zahir kavle göre onu dövmesi caizdir. Allah daha iyi bilir. Şayet
itaatsizliği devam ederse onu hafifçe döver.
Koca onu
kasm ve nafaka gibi bir haktan men ederse, kadının hakkını hakim ifa eder. Koca
ahlakını bozup bir sebep olmaksızın hanımına eziyet ederse hakim onu bundan men
eder. Bu davranışları tekerrür ederse, hakim onu ta'zir eder. Taraflardan biri
diğerinin haddi aştığını söylerse, hakim onlardan haberdar olan güvenilir
biri vasıtası ile durumlarını araştırır ve haksızlık edeni haksızlık etmekten
alıkoyar.
Karı-koca
arasında anlaşmazlık kesilmez de ziyadeleşirse, hakim kadın ve erkeğin
akrabalarından birer hakem tayin eder. En zahir kavle göre her iki hakem
onların vekili sayılırlar. Bir kavle göre onlar, hakim tarafından tayin edilen
iki velidir. Birinci kavle göre, vekil olmaları halinde tarafların rızası
şarttır. Bu takdirde erkek bir talâk vermek ve hul' bedelini almak üzere
hakemini vekil tayin eder. Kadın da hul' bedelini vermek ve talâkı kabul etmek
üzere hakemini vekil tayin eder.