MİN HAC ANA SAYFA

 

NİKAH

 

A. NİKAHIN KEYFİYETİ     B. SIDAK (MEHİR)

C. KASM VE NÜŞUZ (GECELEME HAKKI VE KADININ KOCASINA ASİ OLMASI)

D. HUL' (MAL KARŞILIĞINDA BOŞANMA)    E. TALAK (BOŞANMA)    F. İLA

G. ZIHAR    H. LİAN BAHSİ    I. İDDET    J. RADA' (SÜT EMME)    K. NAFAKA

 

RADA

 

Süt emme, dokuz yaşma varmış hayatta olan kadının sütünü erimekle sabit olur.

 

Bir kadının sütü sağılır ve öldükten sonra bir çocuğun bo­ğazına dökülürse, en sahih kavle göre mahremiyet sabit olur.

 

Bir kadının sütünden peynir yapılır veya sütün özü alınır da bir çocuğa yedirilir veya kadının sütü sıvı bir madde ile karışık olup süt çoğunlukta ise mahremiyet sabit olur. Sıvı maddesi çoğunlukta olup çocuk tümünü, zayıf kavle göre ise bir kısmını içerse en zahir kavle göre mahremiyet sabit olur.

 

Mezhep alimlerince kabul edilen rivayete göre, çocuğun bo­ğazına sütü dökmekle, keza burnundan akıtmakla mahremiyet sa­bit olur. Ezher kavle göre şırınga ile çocuğa süt zerk edilirse mahre­miyet meydana gelmiş olmaz.

 

Süt ile mahremiyetin sabit olmasının bir şartı da emen çocuk­tur. Çocuk sağ, iki yaşını geçmemiş ve sütü beş defa emmiş olmalıdır. Bir defalık emmenin ölçüsü örfe göre takdir edilir. Meselâ, çocuk süt emmekten çekilir de tekrar memeyi ağzına alırsa bu iki emiş sayılır. Çocuk oynamak için memeyi ağzından çıkarır ve hemen ağzına alır­sa veya bir memeden öbürüne geçmek için ağzından çıkarırsa bu bir emiş sayılır.

 

Süt bir defada sağılır ve beş defa çocuğun boğazına akıtılırsa veya beş defa sağılır da bir defa da çocuğun boğazına akıtılırsa bir emiş sayılır. Zayıf kavle göre her iki durumda da beş emiş sayılır.

 

Bir kadın bir çocuğu beş veya daha az sayıda veya iki yaşında mı yoksa iki yaşından sonra mı emzirdiği hususunda şüpheye düşer­se, mahremiyet sabit olmaz. İkinci mesele (çocuğu iki yaşında mı yoksa iki yaşından sonra mı emzirdiği) hakkında bir görüş veya bir vecih vardır. Yani mahremiyet sabit olur.

 

Emziren kadın çocuğun süt annesi, sütün sahibi olan erkek de süt babası olur. Meydana gelen mahremiyet, süt emen çocuğun ço­cukları için de sabit olur.

 

Bir kimsenin beş tane müstevlede cariyesi veya dört karısı ile bir ümmü veledi olur da bir çocuk her birinden bir defa süt emerse,en sahih kavle göre o kişi çocuğun süt babası olur. Kendileri ile cin­sel ilişkide bulunduğu için bu kadınlar çocuğun mahremi olurlar. Şayet bu beş müstevlede cariyenin yerine, çocuk o şahsın beş kızı ve­ya beş kız kardeşinin sütünü emmiş olursa, çocukla o kişi arasında en sahih kavle göre mahremiyet oluşmaz.

 

Emziren kadının nesepten olan babası veya süt babası, emzir­diği çocuğun süt dedesi olur. Nesepten annesi ve süt annesi de çocu­ğun ninesi olur. Nesepten olan çocukları ve süt çocukları emzirdiği çocuğun erkek veya kız kardeşi olurlar. Emziren kadının kız kardeş­leri onun teyzesi ve erkek kardeşleri de onun dayısı olur. Süt ba­basının babası, çocuğun süt dedesi olur. Süt babasının kardeşleri onun amcası olur. Geriye kalan diğer akrabalar ise buna kıyas edilir.

 

Kendisine çocuk nispet edilen erkeğin kendisi sebebi ile nikah veya şüpheli cinsel ilişki sonucu memeye süt inmiş olmalıdır (kendisi sebebi ile kadının memesine süt inen kimse süt sahibidir). Ancak zi­na nedeni ile kadının memesine inen sütle süt babalığı sabit olmaz.

 

Bir kimse lian yolu ile çocuğun kendisine ait olmadığını söyler­se, sütün de kendisine ait olduğunu reddetmiş olur.

 

Bir kimse nikahlı bir kadınla şüphe sonucu cinsel ilişkide bu­lunur veya iki kişi şüphe sonucu onunla cinsel ilişkide bulunur da kadın bir çocuk doğurursa, benzerliklerden anlayan (kaif) veya bir başkası çocuğu hangisine nispet ederse süt de ona ait olur.

 

Kendisine süt nispet edilen koca ölür veya karısını boşarsa, nispet edilen süt kesilmiş olmaz. Araya her ne kadar uzun bir müd­det girse ve süt kesilip bir daha iade olunsa da hüküm aynıdır.

 

Bir kimse ölür veya karısını boşar da kadın bir başkası ile ev­lenir ve bir çocuk doğurursa, doğumdan sonraki süt ikinci kocaya aittir. Doğumdan önceki süt ise birinci kocaya aittir. Ancak bu son şık için ikinci kocaya ait hamlin sütünün belli olduğunu gösteren vaktin girmemiş olması şarttır. Keza vakit girmiş olsa da yine süt bi­rinci kocaya aittir. Bir kavle göre ise ikinci kocaya aittir. Bir başka kavle göre ise süt her iki kocaya ait olur.

 

 

1. Süt Emmenin Nikahtan Sonra Ortaya Çıkması

 

Bir kimsenin nikahında iki yaşından küçük bir kız olur da erkeğin annesi veya kız kardeşi veya diğer bir karısı onu emzirirse, ni­kahı fesholur ve kız mehrin yarısını hak eder. Kocanın da emziren­den mehri misilin yarısını alma hakkı olur. Bir kavle göre ise emzir­me için izin vermemişse, mehrin tümünü alma hakkı olur. Küçük olan nikahlı kız, uykuda olan bir kadının sütünü emerse, kadının zararı ödeme hakkı yoktur. Emen de mehir iddiasında bulunamaz.

 

Bir kimsenin nikahında biri büyük diğeri küçük olmak üzer iki karısı varsa ve büyük karının annesi küçük kadını emzirirse, küçük kadının nikahı fesholur. Keza en zahir kavle göre, büyük kadının da nikahı fesholur. Koca ikisinden dilediğini yeniden nikahlar. Küçük kadına ait mehrin hükmü ile emziren kadının zararı ödeme hükmü yukarıda açıklandığı gibidir. Keza cinsel ilişkide bulunmamış ise, büyük kadının mehri ile ilgili hüküm de böyledir. Şayet kocası ken­disi ile cinsel ilişkide bulunmuşsa, en zahir kavle göre mehri misili emzirenden alabilir. Kocanın büyük karısından olan kızı küçük karısını emzirirse, büyük karısı ebedi olarak kendisine haram olur. Keza büyük karısı ile gerdeğe girmiş ise küçük karısı da kendisine ebedi olarak haram olur.

 

Bir kimsenin nikahında küçük bir kadın olur da onu ric'i talâkla boşar ve büyük karısı onu emzirirs onun süt annesi olur. Her ikisi de ebedi olarak kocalarına haram olur.

 

Bir kimse karısını boşar da küçük yaştaki birisi onu nikahlar­sa ve boşanmış olan kadın birinci kocanın sütü ile bu küçük kocasını emzirirse, ilk kocasına haram olur ve küçük kocasına da ebedi ola­rak haram olur.

 

Ümmü veledin sahibi, küçük kölesi ile evlenir ve onu efendisi­nin sütü ile emzirirse, cariye her ikisine de haram olur.

 

Efendisinin kendisi ile gerdeğe girdiği cariyesi nikahı altında bulunan küçük karısını efendisine veya başkasına ait süt ile emzi­rirse, hem cariye hem de küçük kadın efendiye haram olur.

 

Bir kimsenin biri küçük diğeri büyük iki karısı olur ve büyük karısı küçük karısını emzirirse nikahları fesholur. Büyük karısı ken­disine ebedi olarak haram olur. Keza küçük kadının emdiği süt ko­casına ait ise o da kendisine ebedi olarak haram olur. Süt kocasına ait değilse karısının kızı olur.

 

Bir kimsenin nikahında biri büyük üçü küçük dört karısı bu­lunsa ve büyük olanı küçük kadınları emzirirse, kocasına ebedi ola­rak haram olur. Keza küçük karıları da kendisine haram olurlar. An­cak büyük karısı onları kocasının veya başkasının sütü ile emzirmiş ve kocasiyle gerdeğe girmiş olmalıdır. Aksi halde kocalarına haram olmazlar. Şayet sütü boğazlarına beş defa dökmek sureti ile her üçünü beraber emzirirse (kız kardeş olmaları nedeni ilej nikahları fesholur. Ancak kocalarına ebedi olarak haram olmazlar. Şayet sıra ile emzirmiş ise mutlak şekilde kocalarına ebedi haram olmazlar. Bi­rincisinin ve üçüncüsünün nikahı fesholur. Üçüncüsünü emzirmek­le ikincisinin nikahı fesholur. Bir kavle göre ise ikincisinin nikahı fesholmaz.

 

Bir kimsenin nikahında iki küçük karısı olur da yabancı bir kadın onları sırayla emzirirse, her ikisinin mi yoksa ikincisinin mi, nikahı fesholur bu konuda farklı iki görüş vardır: Bir kavle göre ikincisinin, en zahir kavle göre her ikisinin nikahı fesholur.

 

 

2. Süt Emmenin Sübutu

 

Bir kimse: "Hint süt kızımdır veya süt kız kardeşimdir." derse veya bir kadın: "Falan erkek süt kardeşimdir." derse, birbirleri ile evlenmeleri haram olur.

 

Karı ve kocanın aralarında emişmenin oluştuğunu haber ve­rirlerse, birbirinden ayrılırlar. Gerdeğe girmişlerse, müsemma me­hir düşer ve kadının mehri misil alması vacibtir.

 

Koca: "Benimle karım arasında süt emme mevcuttur." diye id­dia eder de kadın bunu inkar ederse, nikahları feshedilir. Kadın ko­cası ile gerdeğe girmişse, kendisi için mehri müsemma vardır. Ger­değe girmemişlerse kendisi için mehrin yarısı vardır.

 

Kadın kocası ile arasında emişine olduğunu iddia eder de, ko­cası bu iddiayı inkar eder ve kadın rızası ile evlenmişse, kocanın sözü yemini ile birlikte doğrulanır. Kadın rızası ile evlenmemişse, en sahih kavle göre kadının sözü doğrulanır ve gerdeğe girmişlerse kadın için mehri misil vardır. Şayet gerdeğe girmemişlerse kadın bir şey hak edemez.

 

Süt emmeyi inkar eden kişiye bu konuyu bilmediğine dair kendisine yemin verdirilir. İddia edene de konudan haberdar olduğuna dair yemin verdirilir.

 

Rada', iki erkeğin veya bir erkekle iki kadının veya dört kadının şahitlik etmesiyle sabit olur. Fakat rada'ı ikrar etmek, iki erkeğin şahitlik etmesiylei sabit olur.

 

Emziren kadının emzirme ücreti talep etmemesi ve emzirdiği­ni belirtmemesi şartı ile şehadeti kabul edilir. Keza "Ben onu emzir-dim." diyerek çocuğu emzirdiğini belirtse de en sahih kavle göre hüküm aynıdır. En sahih kavle göre süt emmeye şahitlik etmek mahremiyet için kafi değildir. Belki şahit emme vaktini, emme sayısını ve sütün emen çocuğun midesine ulaştığını söylemelidir. Sütün mideye ulaşması ise sütün sağıldığını, çocuğun boğazına döküldüğünü ve çocuğun sütü yuttuğunu görmek veya sütün mide­ye ulaştığını gösteren bir delilin bulunması ile olur. Örneğin; kadının süt sahibi olduğunu bildikten sonra çocuğun memeyi ağzı­na alarak emmesi ve yemek borusunun sütü yutmak ve sıkmak se­bebi ile hareket etmesi gibi.