A. NİKAHIN KEYFİYETİ – B. SIDAK (MEHİR)
C. KASM VE NÜŞUZ (GECELEME HAKKI VE KADININ KOCASINA
ASİ OLMASI)
D. HUL' (MAL KARŞILIĞINDA BOŞANMA) – E. TALAK
(BOŞANMA) – F. İLA
G. ZIHAR
– H. LİAN BAHSİ – I. İDDET – J. RADA' (SÜT
EMME) – K. NAFAKA
LİAN
Kazif
(zina isnadı) bahsi, lian (lanetleşme) bahsinden önce zikredilmiştir. Kazf
için sarih lafız, zina lafzıdır. Meselâ, bir kimse bir erkeğe veya bir kadına:
"Sen zina ettin." derse veya kadın erkeğe: "Ey zina eden."
veya erkek kadına: "Ey zaniye." derse, bunlar kaz-fa delalet eden
sarih lafızlardır.
Bir kimse
bir erkeğe: "Sen penisini haram yoldan vaginaya veya anüse
geçirdin." derse, her iki lafız da kazif için sarih lafız olur.
Erkeğe:
"Sen dağa tırmandın." demek ve aynı şekilde kadına sadece: "Sen
tırmandın." demek, en sahih kavle göre kinayeli lafızdır. Kadına:
"Sen dağa tırmandın." demek ise, en sahih kavle göre sarih lafızdır.
"Ya
facir", "Ya fasık", "Ey habis kadın", kadına:
"Sen halveti seversin." demek, kureyşi olan kadına "Nebti"
demek ve erkeğin kendi karısına: "Seni kız olarak görmedim." demesi
gibi sözler kinayeli sözlerdir.
Bir
kimse, kinayeli lafızlarda niyetim kazf değildi derse, yemini ile birlikte
sözü kabul edilir.
Bir kimse
başkasına: "Ya helalin oğlu." der, o da "Ben zinakar değilim."
derse, böyle sözler ta'rizi olan sözler olup her ner kadar kazfa niyet etse de
kazf sayılmaz.
Bir
erkeğin bir kadına :"Seninle zina ettim." demesi, zinayı ikrar ve
kaziftir.
Koca,
karışma: "Ey zaniye." der, o da "Seninle zina ettim." veya
"Sen benden daha zinakarsm." derse, koca kazf etmiş olur, kadının
sözleri ise kinayeli sözlerdir.
Kadın,
kocasına: "Ben zina ettim, sen benden daha zinakarsm." derse, bu hem
zinayı ikrar hem de kaziftir.
Kişinin:
"Vaginan veya penisin zina etti." demesi kaziftir. Mezhep
alimlerince kabul edilen rivayete göre; "Elin ve gözün zina etti."
veya çocuğuna: "Benden değilsin veya oğlum değilsin.", demesi,
kinayeli sözdür. Bir kimse başkasının çocuğuna: "Sen falanın oğlu
değilsin." derse, bu sarih lafızdır. Ancak çocuğun onun oğlu olmadığı
lianla tespit edilmişse sarih lafız olmaz.
Muhsan
olan erkeğe kazif isnadında bulunan kimseye had tatbik edilir. Muhsan değilse,
kazif isnad eden ta'zir edilir. Muhsan; mükellef, hür, müslüman ve haddi
gerektirici cinsel ilişkiden beri olan kimsedir.
Kişinin
mülkiyetine aldığı mahremi ile cinsel ilişkide bulunması halinde, mezhep
alimlerince kabul edilen rivayete göre afıflik sıfatı düşer. Şüphe iddetinde
olan zevcesi ile veya oğlunun cariyesi ile veya velisinin izni olmadan nikahı
altında bulundurduğu karısı ile cinsel ilişkide bulunan kişinin en sahih kavle
göre afıflik sıfatı düşmez. Kendisine zina suçu isnat edilen kişi zina yaparsa,
suç isnadında bulunanın haddi düşer. Ama dinden çıkarsa, kazif haddi düşmez.
Bir kimse
zina eder de sonra tevbe edip durumunu düzeltirse, muhsan olmaz. Kendisine suç
isnad edilenin mirasçıları kazif haddini uygulayabildikleri gibi affetmek
sureti ile de haddi düşürebilirler. En sahih kavle göre, kazif haddinde tüm
mirasçılar hak sahibidirler. Mirasçılardan bir kısmı haddi affederlerse, af
taraftan olmayanlar haddin tümünü uygulayabilirler.
1.
Kişinin Kendi Karısına Zina İsnat Etmesi
Karısının
zina ettiğini bilen veya onları halvet halinde görmek gibi bir belirtiden ötürü
mesela, Zeyd ile zina ettiğinin yaygın olduğu kuvvetle zanneden kocanın,
karısına zina isnat etme hakkı vardır.
Kadın bir
çocuk doğurur da kocası bu çocuğun kendisine ait olmadığını bilirse, çocuğu reddetmesi
lazımdır. Çocuğun kendisine ait olmadığı, karısı ile cinsel ilişkide bulunmamış
olması veya cinsel ilişkiden itibaren karısının altı aydan önce doğum yapması
veya dört yıldan sonra doğum yapması ile bilinir.
Şayet
kadın, altı ay ile dört yıl arasında doğum yapar ve rahmi hayız halinden
temizlenmemişse, kocanın çocuğu reddetmesi haramdır. Kadın, rahmini hayız
halinden ibra etmesinden itibaren altı ay geçtikten sonra doğum yaparsa, en
sahih kavle göre kocanın çocuğu reddetmesi helaldir.
Koca karısı
ile cinsel ilişkide bulunur da azil yaparsa, onun çocuğu reddetmesi en sahih
kavle göre haramdır. Koca karısının zina ettiğini bilir de çocuğun kendisinden
veya zinadan olma ihtimali varsa, çocuğu reddetmesi haramdır. Keza en sahih
kavle göre kadına zina isnat etmesi veya onunla lian yapması da haramdır.
2. Lianm
Keyfiyeti
Lian,
kadın hazır ise kocanın dört defa: "Allah'ı şahit tutarım ki, buna zina
isnat etme hususunda doğru söylüyorum." demesidir. Kadın hazır değilse,
onu diğerlerinden ayırt edecek kadar nesebini yukarıya doğru sayarak ismini
zikreder. (Ahmet kızı Zeynep gibi). Beşinci defada ise: "Karıma isnat
ettiğim zina hususunda yalancı isem, Allah'ın laneti üzerime olsun." der.
Eğer aralarında çocuk varsa, bu sözlerinde çocuğu reddettiğini zikreder. Çocuk
hazır değilse: "Doğurduğu çocuk.", hazır ise: "Bu çocuk zina çocuğudur,
benden değildir." der.
Bundan
sonra kadın da: "Allah'a şehadet ederim ki, o (kocasının adım belirterek)
bana isnat ettiği zina suçunda yalancıdır." der ve beşinci defada:
"Zina isnadında doğru isen Allah'ın gazabı üzerime olsun." der. Şayet
şehadet lafzını bir yemin veya benzeri bir kelime ile gazap kelimesini lanet
kelimesi ile veya lanet kelimesini gazap kelimesi ile değiştirirse veya henüz
şehadet kelimesini tamamlamadan gazap veya lanet lafzını söylerse, en sahih
kavle göre böyle bir lian sahih olmaz.
Lianm
hakim emri ile olması şarttır. Lianı ne şekilde yapacaklarını hakim önceden
kendilerine bildirir ve kadın lianı erkekten sonra yapar.
Dilsizin
lian yapması, anlaşılır bir işaret veya meramını izah eder bir yazı ile olur.
Lianm Arapça lisanı dışında bir lisanla yapılması sahihtir. Bir veçhe göre
Arapça bilen kişinin Arapça'dan başka bir dille lianda bulunması sahih
değildir.
Lian,
şerefli bir zamanda ve mekanda yapılmalıdır. Şerefli zaman, cuma günü ikindi
namazından sonraki zamandır. Şerefli mekan ise beldenin en şerefli mekanı olan
yerdir ki bu yer Mekke'de Rükün ve Makam arasıdır. Medine'de Resûlüllah
(s.a.v.)'m minberinin yanıdır. Mescid-i Aksa'da ise sahranın yanıdır. Diğer
beldelerde ise, hutbe okunan caminin minberinin yanıdır. Hayızlı kadın, lianı
caminin kapısında yapar. Zımmi olan lianı havra ve kilisede yapar. Keza en
sahih kavle göre, mecusi olan lianı ateşhanede yapar. Put-hanede lian yapılmaz.
Zira puthane hürmete layık değildir. Oraya girmek ise isyankarlıktır.
Lian en az
dört kişinin bulunabileceği bir cemaat huzurunda yapılmalıdır. Mezhepçe kabul
edilen rivayete göre, lianm belirtilen şerefli yer ve zamanda yapılması sünnet
olup farz değildir.
Hakimin
Handan önce karı ve kocaya nasihatte bulunması sünnettir. Karı ve koca lianı
beşinci defa yapmaya başlarken hakim daha mübalağalı bir şekilde nasihatte
bulunur. Lianm ayakta yapılması sünnettir.
Lianm
sahih olması için erkeğin talâkının sahih olması şarttır.
Koca
cinsel ilişkiden sonra İslam'dan çıkar, kazif isnadında bulunur ve lian
yaptığı iddet süresinde İslam'a girerse veya irtidat döneminde lian yapar,
sonra iddet süresinde İslam'a girerse yaptığı lian sahihtir. Şayet iddet süresi
bitinceye kadar mürtedlikte ısrar ederse, yaptığı lian bain talâk olur. Bu
durumda liana bağlı olarak kadın kocasından ayrılmış olur ve ona ebedi olarak
haram olur. bundan sonra koca her ne kadar kendini yalanlar ve zina haddi
sakıt da olsa, karısına dönemez. Yine liana bağlı olarak kadına zina haddi
va-cib olur ve koca lianla çocuğun kendisine ait olduğunu söylemişse de çocuğun
nesebi annesinin nesebine dahil olur.
Çocuk
lian yapan kişinin nesebinden olması mümkün ise, onu reddetmesi lazımdır.
Çocuğun nesebinden olmadığını gösteren bir delil varsa; meselâ kadın nikah
akdinden itibaren altı ay içerisinde doğum yapmışsa veya kadını nikahladığı
mecliste boşamışsa veya kendisi doğuda, kadın batıda olduğu halde onu
nikahlamışsa, çocuğu kocaya nispet etmek mümkün değildir.
Kocanın
ölmüş olan çocuğun kendisinden olmadığını reddetmesi hakkıdır, imam'ın yeni
görüşüne göre çocuğu reddetmek acele üzere olur. Özrü varsa kabul edilir.
Koca ana
rahmindeki çocuğu doğumdan önce veya doğum yapma zamanım bekleyerek reddetme
hakkına sahiptir.
Koca
çocuğu reddetmeyi geciktirir de hazırda olmaması şartı ile "Doğumunu
bilmiyordum." derse, yemini ile birlikte sözü kabul edilir. Keza hazır
olduğu sürede doğumu öğrenmemesi mümkün olan bir süre geçerse de sözü kabul
edilir ama, çocuğu reddetme hakkını kaybetmiş olmaz.
Lian
yapan kocaya: "Evladın hayırlı olsun." veya "Allah evladını
salihlerden eylesin." denilse, o da: "Amin" veya
"Evet" derse, çocuğu reddetme hakkına sahip olmaz. Şayet cevap
olarak, "Allah cezanı hayır versin veya Allah sana mübarek küsm."
derse, çocuğu reddetme hakkını kaybetmiş olmaz.
Koca,
karısının zina ettiğine dair şahit gösterirse lian yapabilir. Kadın da zina
haddini kaldırmak için lian yapma hakkına sahiptir.
3.
Liandan Gaye Çocuğun Nesebini Reddetmektir
Her ne
kadar kadın, kocasını kazif haddinden muaf tutar ve aralarındaki nikah akdi
kalkmış olsa da çocuğun nesebini red etmek ve üzerindeki kazif haddini
kaldırmak için koca lian yapabilir. Aralarındaki nikah akdi kalkmış olsa ve
aralarında çocuk olmasa da hüküm böyledir. Koca taziri kaldırmak için de lian
yapma hakkına sahiptir. Ancak koca, cinsel ilişki çağına gelmemiş küçük kıza
yalandan kazifte bulunanı tedip için yapılan ta'ziri kaldırmak üzere lian
yapma hakkına sahip değildir.
Kadın,
kocasını had edilmekten muaf tutar veya kocası onun zina ettiğine dair şahit
gösterir veya karısı onu zina konusunda tasdik eder de aralarında rededilecek
çocuk yoksa veya kadın talep etme hususunda susar veya kocasına kazifte
bulunduktan sonra deli-rirse, en sahih kavle göre bu durumlarda lian yapılmaz.
Koca,
karısını bain talâkla boşar veya karısı öldükten sonra ona mutlak bir zina suçu
isnat ederse veya karısının zina ettiğini nikah akdinden sonraki bir zamana
izafe eder ve aralarında reddedeceği bir çocuk varsa, lian yapabilir. Fakat
zinayı nikahtan önceki bir zamana izafe eder ve reddedeceği bir çocuk yoksa
lian yapamaz. Keza esah görüşe göre, çocuk olsa da lianda bulunamaz. Lakin
kazif ve Hanı yeniden dava edebilir. Koca ikiz olan çocuklardan birini
rede-derse caiz değildir.