Namazının
batıl olduğunu bildiği veya batıl olduğuna inandığı kimseye kişinin iktida
etmesi sahih değildir. Örneğin, kıble konusunda veya iki su kabından
hangisinin temiz olduğu konusunda farklı görüşlere sahip olan iki müçtehitten
birinin diğerine uyması caiz değildir.
Temiz
olan birkaç su kabından abdest alanlardan imam olanın, abdest aldığı suyun
necis olduğu ortaya çıkmadıkça birbirlerine uymaları sahihtir. Temiz su ile
abdest aldığını zannettiği kimseye, kişinin iktida etmesi kesin olarak
caizdir.
Beş su
kabından biri necis olur da necis olanı tespit edemeyen beş kişiden her biri,
kendi kabındaki suyun temiz olduğunu zanneder ve onunla abdest alır ve her
biri bir vakitte imamlık yaparsa en sahih kavle göre, yatsı namazını iade
ederler. İmamları ise akşam namazını iade eder. Şafiî mezhebine mensup olan
kimsenin penisine dokunmuş veya kan aldırmış Hanefi mezhebine mensup imama
uyması, en sahih kavle göre penisine dokunmuş olana değil, kan aldırmış
kişiye uyması sahihtir. Burada cemaatin niyetine itibar edilmektedir.
Cemaat
olana ve namazını iade etmesi lazım gelene uymak sahih değildir. Teyemmümle
namaz kılan mukime uymak gibi.
İmamın
son kavline göre, kârı olanın ümmi olana uyması caiz değildir. Ümmi, fatihanın
bir harfini veya bir şeddesini ihlal eden kimsedir. Eret olan da ümmî gibidir.
Eret, yeri olmadığı halde bir harfi idğam ederek okuyandır.
"Müstakim" kelimesindeki "sin" harfini "ta"
harfine idğam ederek "müttakim" şeklinde okuyan gibi. El-seğ olan da
ümmî gibidir. Elseğ, bir harfi telâffuz ederken dili başka bir harfe kayandır.
Elseğin kendi benzerine imamlık etmesi sahihtir. Konuşmasında "ta"
harfini tekrarlayan "temtam"a, "fa" harfini tekrarlayan
"fe'fa"'a iktida etmek ve manayı değiştirmeyecek derecede hatalı
okuyana iktida etmek mekruhtur.
İmkanı
olduğu halde öğrenmeyen kimsenin, manayı bozacak şekilde fatihayı hatalı
okuması namazını bozar. Meselâ "anâmte" lafzını "anâmti"
veya "anâmtü" şeklinde kesre veya zamme ile okuması gibi. Dili
dönmeyen veya Öğrenme imkanı veren bir zaman bulmayan kimsenin yaptığı hata
fatihada olsa bile, hükmü ümminin hükmü gibidir (Ancak kendi emsali olan
kimselere imamlık etmesi caizdir). Yapılan hata fatihada değilse, namazı sahih
olduğu gibi ona uymak da sahihtir.
Erkeğin,
kadın veya ersel kimseye; erselin, kadın veya ersel kişiye uyması caiz
değildir. Abdestli olanın namazını iade etmeyen teyemmümlü kişiye veya mesh
üzerine mesh etmiş kişiye uyması caizdir.
Ayakta
duranın, oturarak veya yan üstü uzanarak namaz kılana, ergenlik çağında olan
kimsenin, mümeyyiz olan çocuğa veya köleye uyması caizdir. İmamın kesin
görüşüne göre, gözü gören ile görmeyenin imamlığı, hüküm açısından aynıdır. En
sahih kavle göre sağlam kişinin idrarını tutamayan kişiye uyması caizdir. Temiz
olan kadının, mütehayyire olmayan müstehaze (özürlü) kadına uyması caizdir.
İmamın,
kadın veya küfrü herkesçe bilinen bir kafir olduğu ortaya çıkarsa cemaatin
namazını iade etmesi vacibtir. Zayıf kavle göre, küfrü herkesçe bilinmiyorsa da
cemaatin namazını iade etmesi vacibtir. Yalnız imamın cünüp olduğu veya
görünmediği halde üzerinde bir necaset bulunduğu sonradan ortaya çıkarsa,
cemaatin namazını iade etmesi gerekmez. Ben diyorum ki; esah görüşe ve
İmamın
kesin görüşüne ve çoğunlukta olan alimlere göre, küfrü gizli olan imamın hükmü,
küfrü herkesçe bilinen imamın hükmü gibidir. Allah daha iyi bilir. En sahih
kavle göre ümmî olan imamın hükmü kadının hükmü gibidir. Bir kimse ersel olana
uyar da sonra erkek olduğu anlaşılırsa, en zahir kavle göre namazını kaza
etmesi lazımdır.
4. Iktidanın Sahih Olmasının Şartları
5. İmama Uymanın Diğer Şartları
I. GİYİLMESİ HARAM OLAN ŞEYLER