Aynı
mekanda iseler cemaat imamdan ileriye çıkamaz. Cemaat imamdan ileriye çıkarsa,
İmam'ın son kavline göre, cemaatın namazı batıl (geçersiz) olur. İmam ile
cemaatin aynı hizada durması mekruh olmakla birlikte namaza bir zarar vermez.
Cemaat'in imam'dan biraz geride durması sünnettir. İmam'dan öne geçme hususunda
ayak topuğu ölçü alınır.
Mescid-i
Haramdaki cemaat Ka'be etrafında daire şeklinde saf tutar. En sahih kavle göre,
imamla aynı yönde olmayan cemaatin imam'dan ileriye geçip Ka'be'ye daha yakın
olmasının namaz'a bir zararı olmaz. Keza imam ve cemaat Ka'be'nin içinde olur
ve yönleri ayrı ise, imam'ın yöneldiği Ka'be duvarına cemaat'in daha yakm
olmasının da namaza bir zararı yoktur.
İmam'a
uyan tek bir erkek, imam'ın sağ tarafında durur. Bir başkası gelip imama
uyarsa, sol tarafta durur ve ihram (giriş) tekbirini alır. Sonra imam biraz
ileriye doğru çıkar veya her ikisi geriye çekilir. Her ikisinin geriye
çekilmesi daha faziletlidir. İmam'a uyarak namaz kılan iki erkek ise veya biri
erkek biri çocuk ise, imam'ın arkasında saffa dururlar. Keza imam'a uyan bir
veya birkaç kadın ise imamın arkasında saffa dururlar. İmamla birlikte erkekli
kadınlı bir cemaat bulunursa; önce erkekler, sonra çocuklar ve daha sonra da
kadınlar saf tutarlar.
Kadın
cemaatine imam olacak kadın birinci saffın ortasında durur.
İmam'a
uyan kişinin saffın gerisinde tek başına durması mekruhtur. Safta açık yer
varsa saffa girer, safta açık yer yoksa ihram (namaza ilk giriş) tekbirini
aldıktan sonra saftan birini yanma çeker. Çekilen kişi de ona yardımcı olur ve
geriye doğru çekilir.
İmam'a
uyan kimsenin, imam'ın veya saffın bir kısmını görmesi imam'ın veya müezzinin
sesini duyması veya imamın bir hareketten diğer bir harekete geçişini bilmesi
şarttır.
İmam ve
cemaatin bir camide olmaları halinde aralarındaki mesafe uzak da olsa aralarına
bina da girmiş olsa cemaatin imama uyması sahihtir. İmam ve cemaat açık bir
arazide ise, aralarındaki mesafenin yaklaşık olarak üç yüz zira'dan fazla
olmaması şarttır. Zayıf kavle göre, bu mesafenin uzaklığı net olarak üç yüz
zira' olmalıdır. Açık arazide bu mesafe, iki şahıs veya iki saf arka arkaya
durduklarında sondan birinci saf ile ikinci saf arasındaki mesafeye göre tespit
edilir.
Namaz
kılman açık arazinin bir kimseye ait olması, vakıf veya bir kısmının vakıf bir
kısmının şahıs malı olması hükmü değiştirmez. İki saf arasında insanların
fazlaca gelip geçtiği bir cadde veya diğer kıyısına geçmek için yüzmeye ihtiyaç
duyulan büyük bir nehrin bulunması, en sahih kavle göre imama uymaya zarar
vermez.
Birinin
avluda diğerinin ise içeride bulunması gibi imam ve cemaat ayrı iki yerde veya
bir yerde bulunurlarsa, bu konuda iki tarik vardır: Esah tarike göre, cemaatin
bulunduğu bina, imamın bulunduğu binanın sağında veya solunda ise, binaların
birindeki saffın diğer binadaki saf ile bitişik olması vacibtir. Ayakta olanın
sığamayacağı kadar olan boşluk, en sahih kavle göre saffın kesik olduğunu
göstermez.
Cemaatin
bulunduğu bina, imamın bulunduğu binanın arkasında ise, en sahih kavle göre
imama uymak caizdir. Yalnız her iki saf arasındaki mesafenin uzaklığı üç yüz
zira'dan fazla olmaması şarttır. İkinci tarike göre ise, cemaatin bulunduğu
bina ile imamın bulunduğu bina arasında duvar gibi bir engel yoksa veya duvar
var da aradaki kapı açıksa, açık alanlardaki gibi cemaat ile imam arasındaki
mesafenin üç yüz zira'dan (yüz elli metreden) fazla olmaması şarttır.
İmam ile
cemaat arasında bir engel yoksa veya açık kapı gibi bir engel olup bu engel
gelip geçenlere mani olur da saffı görmeye mani değilse, farklı iki vecihten
birine göre imama uymak caizdir. Arada duvar gibi bir engel varsa, her iki
tarikin ittifakı ile imama uymak geçersizdir. Ben diyorum ki; ikinci tarik
(imamla cemaat arasındaki engelin gelip geçenlere mani olması fakat saffı
görmeye mani olmaması) en sahih olandır. Allah daha iyi bilir.
İmamın bulunduğu
yerden başka bir binada bulunan cemaatin imama iktidası caiz olunca, onların
arkasında bulunan cemaatin de imama uyması caizdir. Bu ikinci cemaatle imam
arasında bir duvar olsa dahi iktidaları caizdir. İmama uyan cemaat üst katta,
imam ise caminin dışında alt katta olursa veya durum bunun aksi ise, imam ile
cemaatin bedenlerinin bir kısmının birbirine paralel olması şarttır.
Cemaat
cadde gibi sahipsiz bir yerde, imam ise camide bulunsa ve aralarında her hangi
bir engel yoksa, cemaat ile imam sırasındaki üç yüz zira'lık mesafe caminin son
duvarından itibaren hesaba alınır. Zayıf kavle göre son saftan itibaren
hesaplanır. Aralarında duvar veya kilitlenmiş bir kapı olursa imama uymak caiz
değildir. Keza en sahih kavle göre, arada kapalı bir kapı veya pencere olursa,
iktida yine caiz değildir. Ben diyorum ki; cemaatin üst katta imamın alt katta
olması veya durumun bunun aksi olması mekruhtur. Ancak bir zorunluluk olması
durumunda da yapılması müstehabtır.
Müezzin
ikameti okuyup bitirinceye kadar cemaat ayağa kalkmamalı ve müezzin ikamete
başlayınca ayakta olan da nafileye başlamamalıdır. Nafile kılmakta olan kişinin
cemaatı kaçırma endişesi yoksa namazını tamamlamalıdır. Allah daha iyi bilir.
4. Iktidanın Sahih Olmasının Şartları
5. İmama Uymanın Diğer Şartları
I. GİYİLMESİ HARAM OLAN ŞEYLER