A. NİKAHIN KEYFİYETİ – B. SIDAK (MEHİR)
C. KASM VE NÜŞUZ (GECELEME HAKKI VE KADININ KOCASINA
ASİ OLMASI)
D. HUL' (MAL KARŞILIĞINDA BOŞANMA) – E. TALAK (BOŞANMA) – F. İLA
G. ZIHAR
– H. LİAN BAHSİ – I. İDDET – J. RADA' (SÜT
EMME) – K. NAFAKA
TALAK
1. Tefviz (Boşama Yetkisinin Kadına Verilmesi)
2. Boşama Kastı ile Söylenen Sözler
4. Talak Sayısı Niyete Bağlıdır
8. Talakı Zaman Şartına Bağlamak
9. Talakı Hamle veya Hayza Bağlamak
10. Parmak işareti İle Boşamak
11. Talakı Başka Şeylere Bağlamak
Fıkıh
ıstılahında ric'at, bain talâkla boşanmamış kadını, özel bir şekilde eski
nikahına iade etmektir.
Ric'i
talâkla boşadığı karısına geri dönmek isteyen kişi, evlenme ehliyetine bizzat
sahip olmalıdır. Karısını ric'i talâkla boşadıktan sonra deliren kişi adına en
sahih kavle göre velisi ric'at eder. Zira ilkbaşta da- onun adına nikah akdini
yapma hakkı vardır.
Ric'at,
"Sana döndüm, sana müracaat ettim veya seni geri aldım." gibi
lafızlarla meydana gelir. En sahih kavle göre, "Geri döndürmek ve tutmak."
lafızları da ric'at için sarih lafızlardır. "Tecviz/seninle
evlendim" ve "nikah/seni nikahladım" kinayeli lafızlardır.
Koca, "Geri döndürmek ve nikah" lafızlarını kullanırken: "Onu
kendime geri döndürdüm veya nikahıma aldım." şeklinde söylemelidir.
imam'in
son kavline göre ric'at için kocanın şahit tutması, şart değildir. Ric'atı
kinayeli lafızlarla yapmak sahihtir.
Ric'atı
"Şu ayda sana döneceğim." gibi bir şeye talik ederek yapmak sahih
olmaz. Ric'at, cinsi ilişki gibi bir fiille meydana gelmez.
Ric'at
edilen kadının kocası, kendisi ile cinsel ilişkide bulunmuş ve mali bir bedel
olmaksızın boşanmış olmalıdır. Koca geri kalan talâkları iddet süresi
içerisinde tamamlamamış olmalıdır. Kadın helallığa elverişli olmalı mürtede
olmamalıdır.
Kadın
aylara göre iddetini tamamladığını iddia eder de kocası bu iddiayı inkar
ederse, yeminiyle birlikte kocanın sözü kabul edilir. Kadın, mümkün olan bir
zamanda doğum yaparak iddetini tamamladığını iddia ederse, hayız görüyor
olması ve hayız halinden kesilmemiş olması şartı ile en sahih kavle göre
yemini ile birlikte sözü doğrulanır.
Kendisi
ile iddetin tamamlandığı hamilelik hali üç kısımdır:
1-
Kadının tam bünyeli bir çocuk doğurduğunu iddia etmesi. Doğuma imkan veren
süre, evlilik akdinden itibaren kadının kocasıyla cinsel temasta bulunduktan
sonra altı ay ve iki lahza (cinsel temas anı ile doğum anı) gibi bir zamandır.
2-
Kadının, organları şekillenmiş bir çocuk düşürmesi, iddetin bununla
tamamlanması için düşüğün üzerinden cinsel ilişkiden itibaren yüz yirmi gün ve
iki lahzanın geçmiş olması şarttır.
3-
Kadının bir mudğa (et parçası) düşürmesi. İddetin bununla tamamlanması için
cinsel temas imkanı vaktinden itibaren seksen gün ve iki lahzanın geçmesi
şarttır.
Hayız halinden
temizlenme ile iddetin
bitmesine gelince;
kadın hür
ise ve temizlik döneminde boşanmışsa, üç temizlik halinin görülmesinin mümkün
olduğu en az süre otuz iki gün ve iki andır. Hayız döneminde boşanmışsa, iddeti
kırk yedi gün ve bir lahzadır. Kadın, cariye ise ve temizlik döneminin sonunda
boşanmışsa, iddeti on altı gün ve iki lahzadır. Hayız döneminde boşanmışsa,
iddet süresi otuz bir gün ve bir lahzadır. Adetine muhalefet etmemesi şartı
ile kadın iddetinin tamamlandığını iddia ederse, tasdik edilir. Keza adetine
muhalefet etse de en sahih kavle göre doğrulanır.
Koca
ric'i talâkla boşadığı karısı ile cinsel ilişkide bulunursa, hayız hali cinsel
ilişkiden itibaren yeniden başlar. Bu durumda talâka bağlı iddetinden kalan
süre içerisinde karısına ric'at edebilir. Bu sürede kocanın karısından cinsel
yönden faydalanması haramdır. Cinsel ilişkide bulunursa, kendisine had tatbik
edilmez ve ta'zir cezası verilmez. Ancak bu işlerin haram olduğuna inanıyorsa
ve karışma ric'at etmezse, mehr-i misil vermesi vacibtir. Keza mezhep
alimlerince kabul edilen rivayete göre, ric'at etse de mehr-i misil vermesi
vacibtir.
Kocanın
ric'i talâkla boşadığı karısı ile ilâ ve zihar akdi yapması, onu boşaması ve
onunla lian akdi yapması sahihtir. Ric'at müddeti esnasında karı ve koca
birbirlerine mirasçı olurlar.
Kadının
iddeti bittiği halde koca, iddet esnasında kendisine ric'at ettiğini iddia eder
de karısı bu iddiayı inkar ederse, (iddet'esnasında kendisine ric'at
etmediğini söylerse) bu durumda bakılır: Cuma günü gibi iddetin bitiş vaktinde
söz birliği edip ric'at vaktinde anlaşmazlarsa, meselâ; koca perşembe günü
ric'at ettim der, karısı da cumartesi günü ric'at ettin derse, yeminiyle
birlikte kadının sözü tasdik edilir.
Cuma günü
gibi ric'at vaktinde söz birliği edip iddetin bitiş vaktinde anlaşmazlarsa,
meselâ kadın iddetin tamamlandığını söyler de kocası cumartesi günü
tamamlandığını söylerse, koca yemini ile tasdik edilir.
Hangisinin
(ric'at veya iddetin ) daha önce olduğu hususunda anlaşmazlığa düşer ve söz
birliği etmezlerse, en sahih kavle göre hangisi Önce dava açmışsa onun davası
tercih edilir. Önce kadın hakime çıkarak iddetin tamamlanmasından sonra
kocasının kendisine ric'at ettiğim iddia ederse, yemin etmek şartı ile sözü
kabul edilir.
Koca
henüz iddet bitmeden ric'at ettiğini iddia eder de, kadın iddet bittikten sonra
kocasının ric'atta bulunduğunu söylerse, erkeğin iddiası kabul edilir. Ben
diyorum ki; ikisi beraber iddia ederse kadının sözü kabul edilir. Allah daha
iyi bilir.
Karı ve
koca, iddetin bitmediği hususunda ittifak edip ric'atı iddia ederlerse ve kadın
ric'atı inkar ederse, yeminiyle birlikte kocanın sözü kabul edilir. Kadın
kocasının ric'atta bulunduğunu inkar edip yemin ederse sözü kabul edilir. Sonra
kocasının ric'atta bulunduğunu itiraf ederse itirafı kabul edilir.
Bir kimse
karısını üçten az talâkla boşadığını ve onunla cinsel ilişkide bulunduğunu
iddia edip ric'at etme hakkına sahip olduğunu söyler de karısı kocasının
kendisi ile cinsel ilişkide bulunduğunu inkar ederse, yemin etmek sureti ile
kadmm sözü kabul edilir. Bu durumda koca karısına mehir vermeyi ikrar eder ve
kadın mehri almışsa, kocası ondan bir şey isteyemez. Fakat, kadın mehri
almamışsa, sadece mehrin yarısını hak eder.