B. SELEM (PEŞİN PARA İLE VERESİYE MAL ALMAK)
H. MÜŞTEREK KULLANILAN YERLERDE İZDİHAM YARATMAK
Herkese
açık olan yol, gelip geçenlere zarar verecek şekilde kullanılamaz, ona saçak
uzatılamaz ve kemer yapılamaz.
Saçakların
ve kemer yapılan yolun, uzun boylu insanın başına koyduğu yükle birlikte geçebileceği
yükseklikte olması şarttır. Yol süvarilerin ve kafilelerin geçtiği bir yol ise,
devenin üzerindeki hev-deç ve ona bağlı gölgeliğin direkleri ile birlikte
altından geçebileceği yükseklikte olmalıdır. Saçakları yola uzatmak üzerine
antlaşma yapmak, yola seki yapmak veya ağaç dikmek haramdır. Zayıf kavle göre
gelip geçenlere zarar vermiyecek şekilde yola ağaç dikmek caizdir.
Ortak
olanların dışında başkasının çıkmaz sokağa saçak direklerini uzatması
haramdır. Keza ortak olanların bir kısmının, diğer ortaklardan izin almadan
sokağa saçak direklerini uzatmaları en sahih kavle göre haramdır.
Çıkmaz
sokağa ortak olan, evinin kapısı yola açılan kimsedir. Evinin duvarı yola
bitişik olup kapısı yola açılmayan kimse çıkmaz yola ortak olamaz.
Sokağa
ortak olanların hepsi sokağın tümünde mi, yoksa her biri evinin kapısından
sokağın başına kadar olan kısımda mı hak sahibi olur? Bu konudaki farklı iki
görüşten ikincisi en sahih olanıdır. Ortak olmayan kimse, yol için kapısını
çıkmaz sokağa açamaz. En sahih kavle göre ortakların rızasını alarak kapısını
yola açabilir.
Bir kimse
kapısı yola açıldığı halde sokağın baş tarafına uzak ikinci bir kapı açarsa,
ortakları onu bundan men edebilirler. Şayet yeni açacağı kapı yolun başına
yakın olur da eski kapısını kapatmazsa hüküm aynıdır. Fakat eski kapısını
kapatırsa, onu yeni bir kapı açmaktan men edemezler.
Bir
kimsenin iki evi olur da kapıları iki çıkmaz sokağa veya biri çıkmaz sokağa
diğeri de ana caddeye açılıyorsa ve her iki ev arasında bir kapı açmak isterse,
en sahih kavle göre bundan men edilemez. Yola ortak olanların, çıkmaz sokağa
kapı açmaktan men edilen kimse ile bir mal üzerine sulh yapmaları sahihtir. Bir
kimsenin açık veya çıkmaz sokağa duvarından pencere açması caizdir.
İki
kişinin evleri arasında bulunan duvar birisine mahsus olur. Bazen her ikisi
onda ortak olur. İmam'ın son kavline göre bir kişiye ait duvara sahibinin izni
olmadan başkası merteklerini koyamaz ve bu konuda duvar sahibi icbar edilemez.
Şayet direklerin konulması için ücret almadan rıza gösterirse, bu âriye
sayılır. Onun sahibi direkler henüz konulmadan bu sözünden cayabilir. Keza en
sahih kavle göre, direkler konulduktan sonra da sözünden cayabilir. Duvar
sahibinin bu sözünden cayabilmesi, direk sahibine şu iki husustan birini
tercih etme yetkisini verir:
1- Bir
ücret karşılığında direkleri yerinde bırakmak.
2-
Direkleri kaldırmak ve meydana gelecek noksanlık farkını ödemekle borçlu
olması.
Zayıf
kavle göre, duvar sahibinin sözünden cayması, sadece ücreti talep etme imkanı
verir. Duvar sahibi direklerin konulmasına razı olur ve bir ücret karşılığında
üzerinde bina yapılmasına müsaade eder veya üzerine bina yapılmak üzere
duvarın üst kısmım ica-reye verirse, bu icare akdi olur. Şayet " Üzerine
bina yapılmak üzere evi veya duvarın intifa hakkını sattım." derse, en
sahih kavle göre, akdin hem satış hem de icare akdi olmasına ihtimal vardır.
Böyle bir akidden sonra duvarların üzerine bina yapılırsa, duvar sahibi binayı
derhal bozamaz. Duvar kendiliğinden bozulursa; duvar sahibi duvarını, müşteri
de binasını yapar. Duvarların üzerine bina yapmak için verilen izin bir ücret
karşılığı olsun veya olmasın hüküm aşısından aynıdır.
Üzerine
bina yapılacak yerin uzunluğunun ve genişliğinin; duvarın kalınlığının
keyfiyetinin (içinin dolu veya boş olması) ve üzerine yapılacak tavanın
keyfiyetinin (kubbeli veya direkli olması) açıklanması şarttır.
Bir kimse
arazisinde bina yapılmasına izin verirse, binanın yapılacağı yerin miktarım
açıklaması yeterlidir.
İmam'ın
son kavline göre, ortakların izni olmadan biri müşterek duvara merteğini
koyamaz, duvara kazık çakamaz ve pencere açamaz. Fakat duvara yaslanabilir ve
zarar vermeksizin bir eşyayı dayayabilir. Yabancı birine ait duvara
yaslanmasının veya bir eşyayı dayamasının hükmü de aynıdır, imam'ın son kavline
göre, duvarı imar etmek için bir ortak diğerlerini icbar edemez.
Ortaklardan
biri kendi aletleri ile yıkılmış duvarı tamir etmek isterse, diğerleri ona mani
olamaz. Tamir ettiği duvar mülkiyetine geçmiş olur, istediği eşyayı üstüne
koyabilir ve dilediğinde duvarı bozabilir. Şayet ortakları kendisine
"Duvarı bozma, payımıza düşen masrafı öderiz." derlerse, tekliflerine
icabet etmesi gerekmez.
Ortaklardan
biri müşterek yıkıntının molozları ile yıkılan duvarı yapmak isterse,
diğerleri onu men edebilirler. Yardımlaşmak suretiyle duvarı yıkıntı molozlarından
yaparlarsa, önceden olduğu gibi ortak olurlar. Ortaklar, arkadaşlarından
birine duvarı yaptırmak üzere fazla hisse vermeyi şart koşarlarsa bu caizdir.
Bu fazla hisse, diğerlerinin hissesinden iş yapanın çalışmasına karşılık
verilen ücrettir.
Suyu
tarlasından geçirerek götürmek ve arsasından kar atmak için bir kimsenin mülk
sahibi ile bir mal üzerine sulh akdi yapması caizdir.
İki kişi
mülkleri arasında bulunan duvar konusunda anlaşmazlığa düşerlerse bakılır:
Şayet duvar birisinin binasına bitişik olur ve duvarın bina ile beraber
yapıldığı biliniyorsa, duvar onun olur. Şayet duvar müstakil ise, her ikisi
onda ortak olur. Bunlardan birisi duvarın kendisine ait olduğuna dair delil
getirirse, kendisine ait olduğuna karar verilir. Şahit göstermezlerse her ikisi
de yemin eder. Şayet yemin eder veya yemin etmekten çekinirlerse ikisi de
duvara ortak olur. Birisi yemin ederse, malın ona ait olduğuna karar verilir.
Şayet birisinin mertekleri duvarın üzerinde olursa, bu duvarın kendisine ait
olmasına tercih sebebi olamaz.
İki mülk
arasındaki duvar gibi olan alt ve üst kat arasında bulunan tavanın üst kattan
sonra ihdas edildiği mümkün ise, her ikisi bunda ortak olur. Üst kattan sonra
yapıldığı mümkün değilse tavan alt kata sahip olanındır.
R. KIRAD - MUDAREBE (SERMAYE EMEK ORTAKLIĞI)
S. MÜSÂKÂT (AĞAÇLARIN BAKIMI VE SULAMA İŞİ)